Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Mevlana Celaleddin Rumi Hz.
Mevlâna'nın Kadın-Erkek Değerlendirmesi!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 4677" data-attributes="member: 3"><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span><p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Her İki Cinsin de Olumlu ve Olumsuz Özellikleri</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> “Kusursuz kul olmaz” atasözünde çok açık olarak dile getirildiği gibi, insanoğlu hatalardan uzak değildir. İnsanın kişiliğine veya ahlâkına damga vuransa tekrar edilen hatalardır. Bu anlamda, kadınların veya erkeklerin ön plana çıkan zaafları veya meziyetleri olması tabiîdir. Mevlâna, her iki cinsin meziyetlerinden söz ettiği gibi kusurlu yönlerine de işaret eder:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Herkesten ziyade merhametli, esirgeyici olan şu kadınlar yok mu? Öyle olduğu halde iki ortak hasetten birbirini yer.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Taş yürekli erkekleri düşün, artık haset yüzünden onlar da ne hale düşerler, bir kıyas et. (V/1208–1209)</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Erlik Cinsiyetle Değil, Kişilikle Kazanılır</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Tasavvufi şiirimizin renkli simalarından ve Mevlâna hayranı bir şair olan Müştak Baba'nın (öl.1832) şu dörtlüğü konu başlığının özeti mahiyetindedir:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Nice erler var ki avretden beter</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Sûretâ erdir velâkin bî-hüner</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Nice avret var ki zikrullâh ile</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Vâdî-i aşk içre olmış şîr-i ner</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Mevlâna, Mesnevî'de Hz. Süleyman'a iman ederek saltanatını terk eden Saba Melikesi Belkıs için: Belkıs'a yüzlerce rahmet olsun. Allah, ona yüzlerce erkeğin aklını vermişti (II/1601) sözleriyle bu konudaki görüşünü belirtir. Buna göre, bedenin veya görünüşün bir parçası olan cinsiyet, insan olma konusunda önem taşımaz. Çünkü merdî kelimesiyle ifade edilen; erlik veya insanlık sakalla, bıyıkla olmaz:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Erlik budur işte. Yoksa adam, sakalla, aletle adam olmaz, öyle olsaydı eşeğin aleti erlerin padişahı(şâh-ı merdân) olurdu<a href="https://www.islamiforumlar.net/" target="_blank">.</a></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Allah Kuran'da kimlere er dedi? Nerde bu beden, oraya varacak? (V/3711–3712)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Hâsılı her alet insanı erkek etmez. Eğer bilgin varsa kendine gel de bilgisizlikten kork. (VI/1430)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bir adam; sakalla, hayayla erkek olsaydı keçinin de sakalı var, tüyü var. O da adam olurdu.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Hâlbuki o keçi, kötü bir kılavuz olur; kendisine uyanları ancak kasaba çeker, götürür.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Sakalını tarar, ben ileri gelen biriyim demek ister. Doğru, ileri gelensin ama ölüme ve gama!</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Kendine gel de sakaldan vazgeç, kendine bir yol tut, bu benliği, bu teşvişi bırak.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bu suretle de âşıklar için gülsuyu kesil, gül bahçesine kılavuz ol, öne düş. (V/3345–3349)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Erlikten nasip alamamış nice erkekler vardır ki erkek cinsinden olmak onlara bir kazanç sağlamamıştır:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Eğer onun işaretlerine burun büküyorsan kendini erkek mi sanıyorsun? Dikkat edersen anlarsın ki kadınsın! (I/944)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Onu vurmak isterken atlı bağırdı: “Ben cüssece iriyim ama hakikatte zayıf bir adamım.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Sakın benim iriliğime bakma, savaş zamanı kocakarıdan da aşağıyım”</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Okçu; “Haydi git, iyi ki söyledin, yoksa korkumdan seni vuracaktım” dedi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Nice adamlar vardır ki erkek olmadıklarından ellerinde kılıç olduğu halde karşıdaki silâhla tepelenmişlerdir.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Rüstemlerin silâhını bile kuşansan ehli olmadıktan sonra canından olursun. (II/3165–3169)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Kendi kendilerine kaldılar mı er kesilirler. Fakat savaşta, evdeki karılara dönerler. (III/4003)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Erlik, adamlık veya insanlık diye adlandırılan vasıf; nefsin elinden kurtulmak, akıl sahibi olmak, kötü ahlâktan arınmak ve ruha hak ettiği değeri vermekle kazanılır. Bu özelliklere sahip olan kişi, erlik gücüne sahiptir; kadın veya erkek olması önemli değildir:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Onda erkek eşeklerin gücü, kuvveti yoktu. Fakat peygamberlerin erliği vardı.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Hışmı, şehveti, hırsı terk etmek; erliktir. Bu, peygamberlik damarıdır.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Söyle, damarında eşek erliği olmasın da Allah onu daima ulu beylerbeyi diye çağırsın.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Allah'tan uzak merdut bir diri olmaktansa, Allah'ın görüp gözettiği bir ölü olmam daha yeğ.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Şu erliğin içi, sırrıdır; öbürü deriden ibaret. O, adamı cennete götürür, bu cehenneme! (V/4025–4029)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> İnsanlık şuuruna ulaşmak, gerçek anlamda insan olmak er kişilerin harcıdır. Ancak bu erlik cinsiyetle değil, şahsiyetle elde edilir. Mevlâna'nın bu konudaki görüşü: “Er vardır, hatun kişidir; hatun vardır, er kişidir” şeklindedir:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Kadınlara savaş yazılmamıştır. Nefisle savaşmaksa onların işi olamaz. Çünkü bu, büyük savaştır.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Ancak nadir olarak bazı kadında da bir Rüstem vardır. Meryem gibi gizlidir o.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Nitekim erlerin bedeninde, yüreksizliklerinden kadınların gizlendiği vardır.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Kim, erliğe hazırlanmamış, er olmamışsa o dişilik, öbür âlemde surete bürünür<a href="https://www.islamiforumlar.net/" target="_blank">.</a></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> O gün adalet günüdür. Adalet, her şeyi lâyık olduğu yere koymaktır. Ayakkabı ayağındır, külâh başın. (VI/ 1883–1887)</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Ruhun Müennes veya Müzekker Vasfı Yoktur</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> İnsana insan olma vasfını kazandıran, diğer canlılardan üstün sayılmasına sebep olan değer; aklın ve gönlün efendisi olan ruhtur. İnsanı, yeryüzündeki halifesi olarak yaratan Cenab-ı Hak, Hz. Âdem'in su ve toprak karışımından oluşan balçıktan cesedine kendi ruhundan üfleyerek hayat vermiştir(Hicr, 15/29). Kulluk sorumluluğunun emanet edildiği insan; Mevlâna'nın, melek cinsinden latif varlıklar olarak nitelediği akıl, gönül ve asıl olarak da ruhun varlığıyla gerçek mahiyetini bulur. İlahî bir kaynaktan gelen ruhun da erkeği veya dişisi yoktur:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Ey canı biz ve ben kaydından kurtulan! Ey erkekte, kadında söze ve vasfa sığmaz ruh!</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Erkek, kadın kaydı kalkıp bir olunca o bir, sensin. Birler de aradan kalkınca kalan yalnız sensin. (I/1785–1786)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Fakat canın müenneslikten pervası yok. Çünkü ruhun ne erkekle bir alakası var, ne kadınla!</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Müzekkerden de yükselir, müennesten de. Bu, kurudan yaştan meydana gelen ruh(-ı hayvanî) değildir ki.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bu can, ekmekten kuvvetlenen yahut kâh şöyle, kâh böyle bir hale gelen can değildir.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bu ruh hoşluk verir, hoştur, hoşluğun ta kendisidir. Ey maksadına erişmek için vesilelere başvuran! Hoş olmayan, insanı hoş bir hale getiremez.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Sen şekerden tatlı bir hale gelsen bile o tat bazen senden gidiverir, bu mümkündür. (I/1975–1979)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Gökten, yerden nice sular çektin de vücudun böyle semirdi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Fakat bu, iğretidir. Az az sıkıştırmak gerek. Çünkü elde edilenin bırakılması lâzım.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Yalnız, Allah'ın “Âdem'e ruhumdan ruh üfürdüm” dediği varlık yok mu? O kalır işte. Sen de ruha bak, başkaları beyhudedir. ( VI/3592–3594)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Kadınım, duygu akla esirdir, fakat bil ki akıl da ruhun esiridir. (III/1826)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bir kadının kötü işten yüzü sararınca, utanınca Allah, onu çarpıp Zühre yıldızı yaptı.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bir kadını Zühre yapmak çarpma oldu da balçık haline geliş, çarpılma değil midir be inatçı?</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Ruh, seni en yüksek göklere çıkarırken sen en aşağılıklara, su ve çamura doğru gittin.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Akılların bile imrendiği öyle bir varlığı, bu alçaklık yüzünden değiştin.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Şimdi bak, bu senin kendini çarpman nasıl? O çarpılma yanında bu, gayet aşağı. (I/535–539)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Can nedir? Hayırdan, şerden haberdar olan, lütuf ve ihsana sevinen, zarardan yerinip ağlayan şey.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Mademki canın sırrı, mahiyeti; insana hayrı, şerri haber vermede... Şu halde hakikatten kimin daha ziyade haberi varsa o, daha canlıdır. (VI/148–149)</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Mevlâna'nın şu sözleri bu konuyu kesin olarak noktalar:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Allah, kimi gönül makamına vâsıl ederse o kişide ten cinsiyeti kalmaz. (III/2562)</span></p><p style="text-align: center"><img src="https://img35.imageshack.us/img35/3410/indir6924208.png" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"></p> </p><p><span style="font-size: 12px"> </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 4677, member: 3"] [SIZE=3] [/SIZE][INDENT][SIZE=3] Her İki Cinsin de Olumlu ve Olumsuz Özellikleri[/SIZE] [SIZE=3] “Kusursuz kul olmaz” atasözünde çok açık olarak dile getirildiği gibi, insanoğlu hatalardan uzak değildir. İnsanın kişiliğine veya ahlâkına damga vuransa tekrar edilen hatalardır. Bu anlamda, kadınların veya erkeklerin ön plana çıkan zaafları veya meziyetleri olması tabiîdir. Mevlâna, her iki cinsin meziyetlerinden söz ettiği gibi kusurlu yönlerine de işaret eder:[/SIZE] [SIZE=3] Herkesten ziyade merhametli, esirgeyici olan şu kadınlar yok mu? Öyle olduğu halde iki ortak hasetten birbirini yer.[/SIZE] [SIZE=3] Taş yürekli erkekleri düşün, artık haset yüzünden onlar da ne hale düşerler, bir kıyas et. (V/1208–1209)[/SIZE] [SIZE=3] Erlik Cinsiyetle Değil, Kişilikle Kazanılır[/SIZE] [SIZE=3] Tasavvufi şiirimizin renkli simalarından ve Mevlâna hayranı bir şair olan Müştak Baba'nın (öl.1832) şu dörtlüğü konu başlığının özeti mahiyetindedir:[/SIZE] [SIZE=3] Nice erler var ki avretden beter[/SIZE] [SIZE=3] Sûretâ erdir velâkin bî-hüner[/SIZE] [SIZE=3] Nice avret var ki zikrullâh ile[/SIZE] [SIZE=3] Vâdî-i aşk içre olmış şîr-i ner[/SIZE] [SIZE=3] Mevlâna, Mesnevî'de Hz. Süleyman'a iman ederek saltanatını terk eden Saba Melikesi Belkıs için: Belkıs'a yüzlerce rahmet olsun. Allah, ona yüzlerce erkeğin aklını vermişti (II/1601) sözleriyle bu konudaki görüşünü belirtir. Buna göre, bedenin veya görünüşün bir parçası olan cinsiyet, insan olma konusunda önem taşımaz. Çünkü merdî kelimesiyle ifade edilen; erlik veya insanlık sakalla, bıyıkla olmaz:[/SIZE] [SIZE=3] Erlik budur işte. Yoksa adam, sakalla, aletle adam olmaz, öyle olsaydı eşeğin aleti erlerin padişahı(şâh-ı merdân) olurdu[URL="https://www.islamiforumlar.net/"].[/URL][/SIZE] [SIZE=3] Allah Kuran'da kimlere er dedi? Nerde bu beden, oraya varacak? (V/3711–3712)[/SIZE] [SIZE=3] Hâsılı her alet insanı erkek etmez. Eğer bilgin varsa kendine gel de bilgisizlikten kork. (VI/1430)[/SIZE] [SIZE=3] Bir adam; sakalla, hayayla erkek olsaydı keçinin de sakalı var, tüyü var. O da adam olurdu.[/SIZE] [SIZE=3] Hâlbuki o keçi, kötü bir kılavuz olur; kendisine uyanları ancak kasaba çeker, götürür.[/SIZE] [SIZE=3] Sakalını tarar, ben ileri gelen biriyim demek ister. Doğru, ileri gelensin ama ölüme ve gama![/SIZE] [SIZE=3] Kendine gel de sakaldan vazgeç, kendine bir yol tut, bu benliği, bu teşvişi bırak.[/SIZE] [SIZE=3] Bu suretle de âşıklar için gülsuyu kesil, gül bahçesine kılavuz ol, öne düş. (V/3345–3349)[/SIZE] [SIZE=3] Erlikten nasip alamamış nice erkekler vardır ki erkek cinsinden olmak onlara bir kazanç sağlamamıştır:[/SIZE] [SIZE=3] Eğer onun işaretlerine burun büküyorsan kendini erkek mi sanıyorsun? Dikkat edersen anlarsın ki kadınsın! (I/944)[/SIZE] [SIZE=3] Onu vurmak isterken atlı bağırdı: “Ben cüssece iriyim ama hakikatte zayıf bir adamım.[/SIZE] [SIZE=3] Sakın benim iriliğime bakma, savaş zamanı kocakarıdan da aşağıyım”[/SIZE] [SIZE=3] Okçu; “Haydi git, iyi ki söyledin, yoksa korkumdan seni vuracaktım” dedi.[/SIZE] [SIZE=3] Nice adamlar vardır ki erkek olmadıklarından ellerinde kılıç olduğu halde karşıdaki silâhla tepelenmişlerdir.[/SIZE] [SIZE=3] Rüstemlerin silâhını bile kuşansan ehli olmadıktan sonra canından olursun. (II/3165–3169)[/SIZE] [SIZE=3] Kendi kendilerine kaldılar mı er kesilirler. Fakat savaşta, evdeki karılara dönerler. (III/4003)[/SIZE] [SIZE=3] Erlik, adamlık veya insanlık diye adlandırılan vasıf; nefsin elinden kurtulmak, akıl sahibi olmak, kötü ahlâktan arınmak ve ruha hak ettiği değeri vermekle kazanılır. Bu özelliklere sahip olan kişi, erlik gücüne sahiptir; kadın veya erkek olması önemli değildir:[/SIZE] [SIZE=3] Onda erkek eşeklerin gücü, kuvveti yoktu. Fakat peygamberlerin erliği vardı.[/SIZE] [SIZE=3] Hışmı, şehveti, hırsı terk etmek; erliktir. Bu, peygamberlik damarıdır.[/SIZE] [SIZE=3] Söyle, damarında eşek erliği olmasın da Allah onu daima ulu beylerbeyi diye çağırsın.[/SIZE] [SIZE=3] Allah'tan uzak merdut bir diri olmaktansa, Allah'ın görüp gözettiği bir ölü olmam daha yeğ.[/SIZE] [SIZE=3] Şu erliğin içi, sırrıdır; öbürü deriden ibaret. O, adamı cennete götürür, bu cehenneme! (V/4025–4029)[/SIZE] [SIZE=3] İnsanlık şuuruna ulaşmak, gerçek anlamda insan olmak er kişilerin harcıdır. Ancak bu erlik cinsiyetle değil, şahsiyetle elde edilir. Mevlâna'nın bu konudaki görüşü: “Er vardır, hatun kişidir; hatun vardır, er kişidir” şeklindedir:[/SIZE] [SIZE=3] Kadınlara savaş yazılmamıştır. Nefisle savaşmaksa onların işi olamaz. Çünkü bu, büyük savaştır.[/SIZE] [SIZE=3] Ancak nadir olarak bazı kadında da bir Rüstem vardır. Meryem gibi gizlidir o.[/SIZE] [SIZE=3] Nitekim erlerin bedeninde, yüreksizliklerinden kadınların gizlendiği vardır.[/SIZE] [SIZE=3] Kim, erliğe hazırlanmamış, er olmamışsa o dişilik, öbür âlemde surete bürünür[URL="https://www.islamiforumlar.net/"].[/URL][/SIZE] [SIZE=3] O gün adalet günüdür. Adalet, her şeyi lâyık olduğu yere koymaktır. Ayakkabı ayağındır, külâh başın. (VI/ 1883–1887)[/SIZE] [SIZE=3] Ruhun Müennes veya Müzekker Vasfı Yoktur[/SIZE] [SIZE=3] İnsana insan olma vasfını kazandıran, diğer canlılardan üstün sayılmasına sebep olan değer; aklın ve gönlün efendisi olan ruhtur. İnsanı, yeryüzündeki halifesi olarak yaratan Cenab-ı Hak, Hz. Âdem'in su ve toprak karışımından oluşan balçıktan cesedine kendi ruhundan üfleyerek hayat vermiştir(Hicr, 15/29). Kulluk sorumluluğunun emanet edildiği insan; Mevlâna'nın, melek cinsinden latif varlıklar olarak nitelediği akıl, gönül ve asıl olarak da ruhun varlığıyla gerçek mahiyetini bulur. İlahî bir kaynaktan gelen ruhun da erkeği veya dişisi yoktur:[/SIZE] [SIZE=3] Ey canı biz ve ben kaydından kurtulan! Ey erkekte, kadında söze ve vasfa sığmaz ruh![/SIZE] [SIZE=3] Erkek, kadın kaydı kalkıp bir olunca o bir, sensin. Birler de aradan kalkınca kalan yalnız sensin. (I/1785–1786)[/SIZE] [SIZE=3] Fakat canın müenneslikten pervası yok. Çünkü ruhun ne erkekle bir alakası var, ne kadınla![/SIZE] [SIZE=3] Müzekkerden de yükselir, müennesten de. Bu, kurudan yaştan meydana gelen ruh(-ı hayvanî) değildir ki.[/SIZE] [SIZE=3] Bu can, ekmekten kuvvetlenen yahut kâh şöyle, kâh böyle bir hale gelen can değildir.[/SIZE] [SIZE=3] Bu ruh hoşluk verir, hoştur, hoşluğun ta kendisidir. Ey maksadına erişmek için vesilelere başvuran! Hoş olmayan, insanı hoş bir hale getiremez.[/SIZE] [SIZE=3] Sen şekerden tatlı bir hale gelsen bile o tat bazen senden gidiverir, bu mümkündür. (I/1975–1979)[/SIZE] [SIZE=3] Gökten, yerden nice sular çektin de vücudun böyle semirdi.[/SIZE] [SIZE=3] Fakat bu, iğretidir. Az az sıkıştırmak gerek. Çünkü elde edilenin bırakılması lâzım.[/SIZE] [SIZE=3] Yalnız, Allah'ın “Âdem'e ruhumdan ruh üfürdüm” dediği varlık yok mu? O kalır işte. Sen de ruha bak, başkaları beyhudedir. ( VI/3592–3594)[/SIZE] [SIZE=3] Kadınım, duygu akla esirdir, fakat bil ki akıl da ruhun esiridir. (III/1826)[/SIZE] [SIZE=3] Bir kadının kötü işten yüzü sararınca, utanınca Allah, onu çarpıp Zühre yıldızı yaptı.[/SIZE] [SIZE=3] Bir kadını Zühre yapmak çarpma oldu da balçık haline geliş, çarpılma değil midir be inatçı?[/SIZE] [SIZE=3] Ruh, seni en yüksek göklere çıkarırken sen en aşağılıklara, su ve çamura doğru gittin.[/SIZE] [SIZE=3] Akılların bile imrendiği öyle bir varlığı, bu alçaklık yüzünden değiştin.[/SIZE] [SIZE=3] Şimdi bak, bu senin kendini çarpman nasıl? O çarpılma yanında bu, gayet aşağı. (I/535–539)[/SIZE] [SIZE=3] Can nedir? Hayırdan, şerden haberdar olan, lütuf ve ihsana sevinen, zarardan yerinip ağlayan şey.[/SIZE] [SIZE=3] Mademki canın sırrı, mahiyeti; insana hayrı, şerri haber vermede... Şu halde hakikatten kimin daha ziyade haberi varsa o, daha canlıdır. (VI/148–149)[/SIZE] [SIZE=3] Mevlâna'nın şu sözleri bu konuyu kesin olarak noktalar:[/SIZE] [SIZE=3] Allah, kimi gönül makamına vâsıl ederse o kişide ten cinsiyeti kalmaz. (III/2562)[/SIZE] [CENTER][IMG]https://img35.imageshack.us/img35/3410/indir6924208.png[/IMG] [/CENTER] [/INDENT][SIZE=3] [/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Mevlana Celaleddin Rumi Hz.
Mevlâna'nın Kadın-Erkek Değerlendirmesi!
Üst
Alt