Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Meryem Suresi'ni açıp dinledim
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="fkartal" data-source="post: 80324" data-attributes="member: 4015"><p>Geçtiğimiz günlerde, Kuran dinlemek istedim ve internetten Meryem Suresi'ni açıp dinledim. Her cümlenin sonunda, birbiri ile oldukça kafiyeli olarak biten kelimeleri dinledikçe kendimden geçtim. Ondan sonra da risaleyi açıp okumaya başladım ve tam da şu konuya denk geldim:</p><p></p><p>25. Söz, 1. Şule, 1. Şua, 1. Suret:</p><p></p><p>"Ceziretül-Arap ahalisi o asırda ekseriyet-i mutlaka itibarıyla ümmî idi. Ümmîlikleri için, mefahirlerini ve vukuat-ı tarihiyelerini ve mehâsin-i ahlâka yardım edecek durub-u emsallerini, kitabet yerine şiir ve belâğat kaydıyla muhafaza ediyorlardı. Mânidar bir kelâm, şiir ve belâğat cazibesiyle eslâftan ahlâfa hafızalarda kalıp gidiyordu. İşte, şu ihtiyac-ı fıtrî neticesi olarak, o kavmin mânevî çarşı-yı ticaretlerinde en ziyade revaç bulan, fesahat ve belâğat metâı idi. Hattâ bir kabilenin beliğ bir edibi, en büyük bir kahraman-ı millîsi gibiydi. En ziyade onunla iftihar ediyorlardı. İşte, İslâmiyetten sonra âlemi zekâlarıyla idare eden o zeki kavim, şu en revaçlı ve medar-ı iftiharları ve ona şiddet-i ihtiyaçla muhtaç olan belâğatte akvâm-ı âlemden en ileride ve en yüksek mertebede idiler. </p><p></p><p>Belâğat o kadar kıymettardı ki, bir edibin bir sözü için iki kavim büyük muharebe ederdi ve bir sözüyle musalâha ediyorlardı. Hattâ, onların içinde, Muallâkat-ı Seba namıyla, yedi edibin yedi kasidesini altınla Kâbenin duvarına yazmışlar, onunla iftihar ediyorlardı.</p><p></p><p>İşte böyle bir zamanda, belâğat en revaçlı olduğu bir anda, Kurân-ı Mucizül-Beyan nüzul etti. Nasıl ki zaman-ı Mûsâ Aleyhisselâmda sihir ve zaman-ı İsâ Aleyhisselâmda tıp revaçta idi; mucizelerinin mühimmi o cinsten geldi. İşte, o vakit, bülega-yı Arabı, en kısa bir sûresine mukabeleye davet etti"</p><p></p><p>Yüce Allah, Kuran'ı büyük bir Alim'inin tefsiri ile bana açıklamıştı. Allah'a hamdettim....</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="fkartal, post: 80324, member: 4015"] Geçtiğimiz günlerde, Kuran dinlemek istedim ve internetten Meryem Suresi'ni açıp dinledim. Her cümlenin sonunda, birbiri ile oldukça kafiyeli olarak biten kelimeleri dinledikçe kendimden geçtim. Ondan sonra da risaleyi açıp okumaya başladım ve tam da şu konuya denk geldim: 25. Söz, 1. Şule, 1. Şua, 1. Suret: "Ceziretül-Arap ahalisi o asırda ekseriyet-i mutlaka itibarıyla ümmî idi. Ümmîlikleri için, mefahirlerini ve vukuat-ı tarihiyelerini ve mehâsin-i ahlâka yardım edecek durub-u emsallerini, kitabet yerine şiir ve belâğat kaydıyla muhafaza ediyorlardı. Mânidar bir kelâm, şiir ve belâğat cazibesiyle eslâftan ahlâfa hafızalarda kalıp gidiyordu. İşte, şu ihtiyac-ı fıtrî neticesi olarak, o kavmin mânevî çarşı-yı ticaretlerinde en ziyade revaç bulan, fesahat ve belâğat metâı idi. Hattâ bir kabilenin beliğ bir edibi, en büyük bir kahraman-ı millîsi gibiydi. En ziyade onunla iftihar ediyorlardı. İşte, İslâmiyetten sonra âlemi zekâlarıyla idare eden o zeki kavim, şu en revaçlı ve medar-ı iftiharları ve ona şiddet-i ihtiyaçla muhtaç olan belâğatte akvâm-ı âlemden en ileride ve en yüksek mertebede idiler. Belâğat o kadar kıymettardı ki, bir edibin bir sözü için iki kavim büyük muharebe ederdi ve bir sözüyle musalâha ediyorlardı. Hattâ, onların içinde, Muallâkat-ı Seba namıyla, yedi edibin yedi kasidesini altınla Kâbenin duvarına yazmışlar, onunla iftihar ediyorlardı. İşte böyle bir zamanda, belâğat en revaçlı olduğu bir anda, Kurân-ı Mucizül-Beyan nüzul etti. Nasıl ki zaman-ı Mûsâ Aleyhisselâmda sihir ve zaman-ı İsâ Aleyhisselâmda tıp revaçta idi; mucizelerinin mühimmi o cinsten geldi. İşte, o vakit, bülega-yı Arabı, en kısa bir sûresine mukabeleye davet etti" Yüce Allah, Kuran'ı büyük bir Alim'inin tefsiri ile bana açıklamıştı. Allah'a hamdettim.... [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Meryem Suresi'ni açıp dinledim
Üst
Alt