Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Merhamet duygusu nedir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="parsan07" data-source="post: 73936" data-attributes="member: 32"><p><span style="font-size: 9px"><strong>Allahın kalplere koyduğu merhamet duygusu nedir? İslamda merhamet, Merhamet nedir? Merhametli olmalımılıyız? Peygamberimizin merhameti</strong></span></p><p><strong>Merhamet Duygusu ve Önemi:</strong></p><p>İnsanın, diğer canlıların ve doğal dengenin korunmasında çok önemli bir fonksiyonu olan merhamet, Yüce Allâhın rahmetinin bir parçası olarak insana verilmiştir. Yüce Dinimiz İslâm, insanların merhametli olması konusunda çok duyarlı davranmıştır. Kurân ve hadislerden anladığımıza göre, Yüce Allâhın sıfatlarından birisi, Çok Merhamet Edici / Çok Acıyan, Çok Esirgeyen anlamına gelen er-Rahîmdir. Onun er-Rahmân sıfatı ise, rahmet ile vasıflanan, rahmet sıfatını Yüce Zâtında bulunduran anlamına gelmektedir.(1)</p><p></p><p>Kurân-ı Kerîmde; Rahmet kökünden türeyen yaklaşık 328 âyet yer almaktadır ve bunlarda, Yüce Allâhın merhametli olduğu, insanların hem kendilerine hem de diğer canlılara karşı merhametli olmaları gerektiği anlatılmaktadır.(2)</p><p></p><p>Hadislerde ise, bu hususa rakamlarla dökümü yapılamayacak kadar çok önem verilmiştir. Yine Yüce Allâhın bu güzel sıfatları, İslâm kültüründe çok önemli bir yeri olan ve Kurân-ı Kerimde surelerin başında yer alan Besmele içerisinde yer almaktadır. Bismillahirrahmanirrahîm diye besmele çekmek, her müslümanın hayatında önemli bir yer tutar ve bu husus Hz. Peygamber tarafından Müslümanlara tavsiye edilmiştir. Uykuya dalarken, uyanırken, yemeğe başlarken, abdest ve gusül alırken, namaz, oruç, hac, zekat gibi temel ibadetleri yaparken, Kuran okumaya başlarken, eve girerken, otobüse, arabaya, uçağa binerken, sınava girerken, her gün işe başlarken, ameliyata hazırlanırken, evlenirken, kısacası, günlük hayatın her anında bu uygulamayla inananlara tüm bir ömür boyu, Yüce Allahın yarattıklarını çok esirgediği ve çok merhametli olduğu sıkça hatırlatılarak kendilerinden, sertlikten, anlayışsızlıktan, kabalık ve katılıktan, zalimlik ve canilikten sakınmaları, merhametli, anlayışlı ve şefkatli olmaları istenilmiştir. İbn Asâkir, İbn Hıbbân ve ed-Deylemînin naklettikleri bu konudaki bir hadiste Peygamberimiz, Yüce Allâhın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:</p><p></p><p>-Rahmetime ulaşmak isterseniz, yarattıklarıma şefkat ve merhametle muamele ediniz.(3) Yine, kültürümüzde çok önemli bir yer tutan bir hadiste Yüce Allâhın rahmetinin gazâbını geçtiği haber verilmektedir.(4)</p><p></p><p>Cenâb-ı Hak kendisinde mevcut bu güzel sıfatından, başta insan olmak üzere yarattığı diğer canlılara da vermiştir. Adım başı Yüce Allâhın merhametli olduğunu, inananlarına hatırlatan bir dinin mensuplarının bu konuda duyarsız bir tavır takınmalarının, Yüce Allahı layık olduğu sıfatlarıyla tanımayamamaktan, İslamın insanlığa sunduğu değerleri kavrayamamaktan veya özümseyememekten öte bir anlam taşımadığı açık bir husustur.</p><p></p><p>İslamın insanlığa sunduğu yüce değerlerin özü güzel ahlaktır. Güzel ahlakın en belirgin özelliği ise, kişinin kalbindeki sevgi ve merhamettir. Merhametin zıddı kasvettir. Merhamet, esirgemek, acımak, şefkat göstermek, duyarlı olmak gibi iyi duyguları, kasvet ise, katılık, sertlik, kabalık, acımasızlık, merhametsizlik, hissizlik, duyarsızlık, duygusuzluk gibi kötü hisleri anlatır. Bunlardan birisinin yokluğu, diğerinin varlık nedenidir. Gözyaşı ise, insanın iç yapısındaki bu duygu kanallarının tıkanıklıklarını açıp, pasını alan, onu yumuşatıp parlatan, saat gibi mükemmel çalışmasını sağlayan bir iksirdir. Kalplerinde merhamet duygusu olmayan kimselere kültürümüzde şakî / eşkiyâ denilmiştir.(5)</p><p></p><p>Hz. Peygamber bir hadislerinde: Merhamet ancak şakî kimselerin kalbinden söküp çıkarılır buyurmuştur.(6) Demek ki, kendisine, başkalarına, diğer canlılara acımayan, şefkat göstermeyen, merhametli davranmayan kişi bu kapsamda yer almaktadır. Kaydetmeliyiz ki, esirgeyen, bağışlayan, son derece merhametli olan Allâh, Son Peygamberini güzel ahlakı tamamlamak için göndermiştir.(7)</p><p></p><p>Yine alemlere rahmet olarak gönderilen yüce Peygamber Hz. Muhammedin(8) görevi de, acıma duygusunu yitirmiş, kalbi katılaşıp kararmış, vicdanı kirlenmiş merhametsiz ve şefkatsiz bir topluma, sevmeyi, acımayı, merhametli olmayı ve benzeri güzel erdemleri öğretmek olmuştur. Hz. Peygamberin hayatı boyunca tüm mücadelesi, bu erdemleri vicdanlara yerleştirme ve hayata geçirme yolunda olmuş, o bir Merhamet Medeniyetinin kurucusu olmuştur. Kendisi ömrü boyunca, acıma, vicdanı sızlayıp ağlama ve merhametli olma hususunda topluma güzel örnek olmuştur. Nitekim Hz. Peygamberden bu konuda çok ilginç bir hatıra nakledilmektedir. Bir gün bir bedevi Hz. Peygamberi ziyarete gelmişti. O sırada Hz. Peygamberin çocuklarla yakın ilgisini görerek durumu yadırgayıp sordu: </p><p>-Siz çocuklarınızı öpüp okşar mısınız? Biz onları kesinlikle öpmeyiz.</p><p>Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu:</p><p>-Allah senin gönlünden merhamet duygusunu çekip çıkarmışsa ben ne yapabilirim ki?(9)</p><p></p><p>Burada son söz olarak şunu söyleyebiliriz ki, sevmek, merhametli ve şefkatli olmak, her şeyden önce bir insanlık ve Müslümanlık görevidir. Yüreğinde sevgisi, kalbinde şefkati, gönlünde merhameti, gözlerinde yaşı olmayanın, insanlığı da Müslümanlığı da tartışmalıdır.</p><p></p><p>Kaynaklar:</p><p>(1)Bu konuda fazla bilgi için bkz. Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kurân Dili, Eser Neşriyat, İstanbul 1979, I, 33 vd.; Süleyman Ateş, Yüce Kurânın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Neşriyat, İstanbul 1988, I, 67 vd.</p><p>(2)Krş. M. Fuad Abdülbâkî, el-Mucemül-Müfehres Li Elfâzıl-Kurânil-Kerîm, Çağrı Yayınları, İstanbul 1986, s. 304 vd.</p><p>(3) Hasan Hüsnü Erdem, İlahî Hadisler, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayını, Ankara 1985, s.30.</p><p>(4)el-Buhârî, Tevhîd, 15, 22, 55, Bedül-Halk, 1; Tevbe, 14-16; et-Tirmizî, Daavât, 99; İbn Mâce, Mukaddime 13, Zühd, 35.</p><p>(5)Ali Yardım, Peygamberimizin Şemaili, Damla Yayınevi, İstanbul 1997, s. 385.</p><p>(6)Ebû Dâvud, Sünen, IV, 392, No: 4942; Tirmizî, Sünen, IV, 323, No: 1923.</p><p>(7)İmâm Mâlik, el-Muvatta, II, 904, No: 8; el-Buhârî, el-Edebül-Müfred, s. 104, 283; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 381.</p><p>(8)el-Enbiyâ 21 / 107.</p><p>(9)el-Buhârî, el-Câmius-Sahîh, VII, 75; Müslim, el-Câmius-Sahîh, II, 1808; İbn Mâce, Sünen, II, 1209.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="parsan07, post: 73936, member: 32"] [SIZE=1][B]Allahın kalplere koyduğu merhamet duygusu nedir? İslamda merhamet, Merhamet nedir? Merhametli olmalımılıyız? Peygamberimizin merhameti[/B][/SIZE] [B]Merhamet Duygusu ve Önemi:[/B] İnsanın, diğer canlıların ve doğal dengenin korunmasında çok önemli bir fonksiyonu olan merhamet, Yüce Allâhın rahmetinin bir parçası olarak insana verilmiştir. Yüce Dinimiz İslâm, insanların merhametli olması konusunda çok duyarlı davranmıştır. Kurân ve hadislerden anladığımıza göre, Yüce Allâhın sıfatlarından birisi, Çok Merhamet Edici / Çok Acıyan, Çok Esirgeyen anlamına gelen er-Rahîmdir. Onun er-Rahmân sıfatı ise, rahmet ile vasıflanan, rahmet sıfatını Yüce Zâtında bulunduran anlamına gelmektedir.(1) Kurân-ı Kerîmde; Rahmet kökünden türeyen yaklaşık 328 âyet yer almaktadır ve bunlarda, Yüce Allâhın merhametli olduğu, insanların hem kendilerine hem de diğer canlılara karşı merhametli olmaları gerektiği anlatılmaktadır.(2) Hadislerde ise, bu hususa rakamlarla dökümü yapılamayacak kadar çok önem verilmiştir. Yine Yüce Allâhın bu güzel sıfatları, İslâm kültüründe çok önemli bir yeri olan ve Kurân-ı Kerimde surelerin başında yer alan Besmele içerisinde yer almaktadır. Bismillahirrahmanirrahîm diye besmele çekmek, her müslümanın hayatında önemli bir yer tutar ve bu husus Hz. Peygamber tarafından Müslümanlara tavsiye edilmiştir. Uykuya dalarken, uyanırken, yemeğe başlarken, abdest ve gusül alırken, namaz, oruç, hac, zekat gibi temel ibadetleri yaparken, Kuran okumaya başlarken, eve girerken, otobüse, arabaya, uçağa binerken, sınava girerken, her gün işe başlarken, ameliyata hazırlanırken, evlenirken, kısacası, günlük hayatın her anında bu uygulamayla inananlara tüm bir ömür boyu, Yüce Allahın yarattıklarını çok esirgediği ve çok merhametli olduğu sıkça hatırlatılarak kendilerinden, sertlikten, anlayışsızlıktan, kabalık ve katılıktan, zalimlik ve canilikten sakınmaları, merhametli, anlayışlı ve şefkatli olmaları istenilmiştir. İbn Asâkir, İbn Hıbbân ve ed-Deylemînin naklettikleri bu konudaki bir hadiste Peygamberimiz, Yüce Allâhın şöyle buyurduğunu haber vermiştir: -Rahmetime ulaşmak isterseniz, yarattıklarıma şefkat ve merhametle muamele ediniz.(3) Yine, kültürümüzde çok önemli bir yer tutan bir hadiste Yüce Allâhın rahmetinin gazâbını geçtiği haber verilmektedir.(4) Cenâb-ı Hak kendisinde mevcut bu güzel sıfatından, başta insan olmak üzere yarattığı diğer canlılara da vermiştir. Adım başı Yüce Allâhın merhametli olduğunu, inananlarına hatırlatan bir dinin mensuplarının bu konuda duyarsız bir tavır takınmalarının, Yüce Allahı layık olduğu sıfatlarıyla tanımayamamaktan, İslamın insanlığa sunduğu değerleri kavrayamamaktan veya özümseyememekten öte bir anlam taşımadığı açık bir husustur. İslamın insanlığa sunduğu yüce değerlerin özü güzel ahlaktır. Güzel ahlakın en belirgin özelliği ise, kişinin kalbindeki sevgi ve merhamettir. Merhametin zıddı kasvettir. Merhamet, esirgemek, acımak, şefkat göstermek, duyarlı olmak gibi iyi duyguları, kasvet ise, katılık, sertlik, kabalık, acımasızlık, merhametsizlik, hissizlik, duyarsızlık, duygusuzluk gibi kötü hisleri anlatır. Bunlardan birisinin yokluğu, diğerinin varlık nedenidir. Gözyaşı ise, insanın iç yapısındaki bu duygu kanallarının tıkanıklıklarını açıp, pasını alan, onu yumuşatıp parlatan, saat gibi mükemmel çalışmasını sağlayan bir iksirdir. Kalplerinde merhamet duygusu olmayan kimselere kültürümüzde şakî / eşkiyâ denilmiştir.(5) Hz. Peygamber bir hadislerinde: Merhamet ancak şakî kimselerin kalbinden söküp çıkarılır buyurmuştur.(6) Demek ki, kendisine, başkalarına, diğer canlılara acımayan, şefkat göstermeyen, merhametli davranmayan kişi bu kapsamda yer almaktadır. Kaydetmeliyiz ki, esirgeyen, bağışlayan, son derece merhametli olan Allâh, Son Peygamberini güzel ahlakı tamamlamak için göndermiştir.(7) Yine alemlere rahmet olarak gönderilen yüce Peygamber Hz. Muhammedin(8) görevi de, acıma duygusunu yitirmiş, kalbi katılaşıp kararmış, vicdanı kirlenmiş merhametsiz ve şefkatsiz bir topluma, sevmeyi, acımayı, merhametli olmayı ve benzeri güzel erdemleri öğretmek olmuştur. Hz. Peygamberin hayatı boyunca tüm mücadelesi, bu erdemleri vicdanlara yerleştirme ve hayata geçirme yolunda olmuş, o bir Merhamet Medeniyetinin kurucusu olmuştur. Kendisi ömrü boyunca, acıma, vicdanı sızlayıp ağlama ve merhametli olma hususunda topluma güzel örnek olmuştur. Nitekim Hz. Peygamberden bu konuda çok ilginç bir hatıra nakledilmektedir. Bir gün bir bedevi Hz. Peygamberi ziyarete gelmişti. O sırada Hz. Peygamberin çocuklarla yakın ilgisini görerek durumu yadırgayıp sordu: -Siz çocuklarınızı öpüp okşar mısınız? Biz onları kesinlikle öpmeyiz. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: -Allah senin gönlünden merhamet duygusunu çekip çıkarmışsa ben ne yapabilirim ki?(9) Burada son söz olarak şunu söyleyebiliriz ki, sevmek, merhametli ve şefkatli olmak, her şeyden önce bir insanlık ve Müslümanlık görevidir. Yüreğinde sevgisi, kalbinde şefkati, gönlünde merhameti, gözlerinde yaşı olmayanın, insanlığı da Müslümanlığı da tartışmalıdır. Kaynaklar: (1)Bu konuda fazla bilgi için bkz. Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kurân Dili, Eser Neşriyat, İstanbul 1979, I, 33 vd.; Süleyman Ateş, Yüce Kurânın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Neşriyat, İstanbul 1988, I, 67 vd. (2)Krş. M. Fuad Abdülbâkî, el-Mucemül-Müfehres Li Elfâzıl-Kurânil-Kerîm, Çağrı Yayınları, İstanbul 1986, s. 304 vd. (3) Hasan Hüsnü Erdem, İlahî Hadisler, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayını, Ankara 1985, s.30. (4)el-Buhârî, Tevhîd, 15, 22, 55, Bedül-Halk, 1; Tevbe, 14-16; et-Tirmizî, Daavât, 99; İbn Mâce, Mukaddime 13, Zühd, 35. (5)Ali Yardım, Peygamberimizin Şemaili, Damla Yayınevi, İstanbul 1997, s. 385. (6)Ebû Dâvud, Sünen, IV, 392, No: 4942; Tirmizî, Sünen, IV, 323, No: 1923. (7)İmâm Mâlik, el-Muvatta, II, 904, No: 8; el-Buhârî, el-Edebül-Müfred, s. 104, 283; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 381. (8)el-Enbiyâ 21 / 107. (9)el-Buhârî, el-Câmius-Sahîh, VII, 75; Müslim, el-Câmius-Sahîh, II, 1808; İbn Mâce, Sünen, II, 1209. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Merhamet duygusu nedir?
Üst
Alt