Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Mektubat | On Beşinci Mektup
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 14839" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px">Zira, Kur’ân-ı Hakîm, her zaman kıyametin acaibini tehdit suretinde zikrediyor, “Göreceksiniz” diyor. Halbuki, cism-i insanî ile onu görenler, kıyamete yetişenlerdir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Demek, kabirde cesetleri çürüyen ervahların da o tehdid-i Kur’âniyeden hisseleri var.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>ALTINCI SUALİNİZİN MEÂLİ:</strong> <strong>1</strong><span style="font-size: 15px">كُلُّ شَىْءٍ هاَلِكٌ اِلاَّ وَجْهَهُ</span> Bu âyetin âhirete, Cennete, Cehenneme ve ehillerine şümulü var mı, yok mu?</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Elcevap:</strong> Şu mesele, pek çok ehl-i tahkik ve ehl-i keşif ve ehl-i velâyetin medar-ı bahsi olmuş. Şu meselede söz onlarındır. Hem de şu âyetin çok genişliği ve çok merâtibi var.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Ehl-i tahkikin bir kısm-ı ekseri demişler ki:</strong> “Âlem-i bekàya şümulü yok.” Diğer kısmı ise: “Âni olarak onlar da az bir zamanda bir nevi helâkete mazhar olurlar. O kadar az bir zamanda oluyor ki, fenâya gidip gelmiş hissetmeyecekler.”</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Amma, bazı müfrit fikirli ehl-i keşfin hükmettikleri fenâ-yı mutlak ise, hakikat değildir. Çünkü, Zât-ı Akdes-i İlâhî madem sermedî ve daimîdir; elbette sıfâtı ve esmâsı dahi sermedî ve daimîdirler.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Madem sıfâtı ve esmâsı daimî ve sermedîdirler; elbette onların âyineleri ve cilveleri ve nakışları ve mazharları olan âlem-i bekàdaki bâkiyat ve ehl-i bekà, fenâ-yı mutlaka, bizzarure, gidemez.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Kur’ân-ı Hakîmin feyzinden şimdilik iki nokta hatıra gelmiş; icmâlen yazacağız.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Birincisi:</strong> Cenâb-ı Hak öyle bir Kadîr-i Mutlaktır ki, adem ve vücut, kudretine ve iradesine nisbeten iki menzil gibi, gayet kolay bir surette oraya gönderir ve getirir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">İsterse bir günde, isterse bir anda oradan çevirir. Hem adem-i mutlak zaten yoktur. Çünkü bir ilm-i muhît var. </p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="text-align: center"><strong>Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :</strong></p> <p style="text-align: center"></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><strong>1</strong> </strong> : “Herşey helâk olup gidicidir. Ona bakan yüzü müstesnâ.” Kasas Sûresi, 28:88.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 14839, member: 3"] [INDENT]Zira, Kur’ân-ı Hakîm, her zaman kıyametin acaibini tehdit suretinde zikrediyor, “Göreceksiniz” diyor. Halbuki, cism-i insanî ile onu görenler, kıyamete yetişenlerdir. Demek, kabirde cesetleri çürüyen ervahların da o tehdid-i Kur’âniyeden hisseleri var. [B]ALTINCI SUALİNİZİN MEÂLİ:[/B] [B]1[/B][SIZE=4]كُلُّ شَىْءٍ هاَلِكٌ اِلاَّ وَجْهَهُ[/SIZE] Bu âyetin âhirete, Cennete, Cehenneme ve ehillerine şümulü var mı, yok mu? [B]Elcevap:[/B] Şu mesele, pek çok ehl-i tahkik ve ehl-i keşif ve ehl-i velâyetin medar-ı bahsi olmuş. Şu meselede söz onlarındır. Hem de şu âyetin çok genişliği ve çok merâtibi var. [B]Ehl-i tahkikin bir kısm-ı ekseri demişler ki:[/B] “Âlem-i bekàya şümulü yok.” Diğer kısmı ise: “Âni olarak onlar da az bir zamanda bir nevi helâkete mazhar olurlar. O kadar az bir zamanda oluyor ki, fenâya gidip gelmiş hissetmeyecekler.” Amma, bazı müfrit fikirli ehl-i keşfin hükmettikleri fenâ-yı mutlak ise, hakikat değildir. Çünkü, Zât-ı Akdes-i İlâhî madem sermedî ve daimîdir; elbette sıfâtı ve esmâsı dahi sermedî ve daimîdirler. Madem sıfâtı ve esmâsı daimî ve sermedîdirler; elbette onların âyineleri ve cilveleri ve nakışları ve mazharları olan âlem-i bekàdaki bâkiyat ve ehl-i bekà, fenâ-yı mutlaka, bizzarure, gidemez. Kur’ân-ı Hakîmin feyzinden şimdilik iki nokta hatıra gelmiş; icmâlen yazacağız. [B]Birincisi:[/B] Cenâb-ı Hak öyle bir Kadîr-i Mutlaktır ki, adem ve vücut, kudretine ve iradesine nisbeten iki menzil gibi, gayet kolay bir surette oraya gönderir ve getirir. İsterse bir günde, isterse bir anda oradan çevirir. Hem adem-i mutlak zaten yoktur. Çünkü bir ilm-i muhît var. [CENTER][B]Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :[/B] [/CENTER] [B][B]1[/B] [/B] : “Herşey helâk olup gidicidir. Ona bakan yüzü müstesnâ.” Kasas Sûresi, 28:88.[/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Mektubat | On Beşinci Mektup
Üst
Alt