- Katılım
- 29 Nisan 2011
- Mesajlar
- 269
- Tepkime puanı
- 27
MAZMAZA:
Abdest ve gusül alırken ağzı su ile yıkamak.
Hanefî mezhebinde mazmaza guslün farzlarından ve abdestin sünnetlerindendir. (Halebî)
Mazmaza ve istinşakta (suyu burna çekmek) mübâlağa etmek (dolu dolu yıkamak) guslün (boy abdestinin) sünnetidir. (Kutbüddîn-i İznikî)
MEÂL:
Tefsîr âlimlerinin yaptıkları tefsirlerin (açıklamaların) ışığı altında, âyet-i kerîmelere verilen mânâ, açıklama.
Kur'ân-ı kerîm gibi ilâhî belâgat ve î'câzı (kimsenin benzerini söyleyemeyeceği bir vasfı, özelliği) hâiz (sâhib) bir kitâb yalnız Türkçe'ye değil, hiçbir dile hakkıyle çevrilemez. Kur'ân-ı kerîmin nazm-ı celîlini, aslındaki i'câz ve belâgatını muhâf aza ederek tercüme etmek mümkün değildir. Mûteber tefsîr kitablarının ışığı altında verilen mânâlara da tercüme değil, meâl demek uygundur. (Hasan Hüsnü Erdem)
ME'ÂNÎ İLMİ:
Sözün yerinde kullanılmasından, hâle, duruma göre uğrayacağı değişikliklerden bahseden ilim. (Bkz. İlm-i Meânî)
MEÂRİC SÛRESİ:
Kur'ân-ı kerîmin yetmişinci sûresi.
Meâric sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi). Kırk dört âyet-i kerîmedir. Üçüncü âyet-i kerîmede geçen el-Meâric kelimesinden dolayı Sûret-ül-Meâric denilmiştir. Meâric, ma'recin çoğulu olup yükselme dereceleri demektir. Sûrede, kıyâmetin nasıl olacağı ve hâlleri ile Cehennem azâbı bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Taberî, Râzî)
Allahü teâlâ Meâric sûresinde meâlen buyuruyor ki:
Melekler ve ruh oraya (arş-ı ilâhîye) bir günde varırlar. Bu günün uzunluğu (dünyâ senesi ile) elli bin senelik yoldur. (Âyet: 4)
Kim Meâric sûresini okursa, Allahü teâlâ ona emânetlerini ve vâdlerini gözetenlerin sevâbını verir. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
MEÂRİF:
Kalb bilgileri. Çokluk şekli ma'rifet'tir. (Bkz. Ma'rifet)
MEBDE-İ TEAYYÜN:
İlâhî kemâllerin, yüksekliklerin ilm-i ilâhîde başlangıcı ve ilk kaynağı.
Allahü teâlâdan gelen feyzler, nîmetler hep mebde-i teayyünden gelir. (İmâm-ı Rabbânî)
Mebde-i teayyün âşık ile ma'şûk arasında berzahtır (yâni köprüdür) (M. Ma'sûm)
Abdest ve gusül alırken ağzı su ile yıkamak.
Hanefî mezhebinde mazmaza guslün farzlarından ve abdestin sünnetlerindendir. (Halebî)
Mazmaza ve istinşakta (suyu burna çekmek) mübâlağa etmek (dolu dolu yıkamak) guslün (boy abdestinin) sünnetidir. (Kutbüddîn-i İznikî)
MEÂL:
Tefsîr âlimlerinin yaptıkları tefsirlerin (açıklamaların) ışığı altında, âyet-i kerîmelere verilen mânâ, açıklama.
Kur'ân-ı kerîm gibi ilâhî belâgat ve î'câzı (kimsenin benzerini söyleyemeyeceği bir vasfı, özelliği) hâiz (sâhib) bir kitâb yalnız Türkçe'ye değil, hiçbir dile hakkıyle çevrilemez. Kur'ân-ı kerîmin nazm-ı celîlini, aslındaki i'câz ve belâgatını muhâf aza ederek tercüme etmek mümkün değildir. Mûteber tefsîr kitablarının ışığı altında verilen mânâlara da tercüme değil, meâl demek uygundur. (Hasan Hüsnü Erdem)
ME'ÂNÎ İLMİ:
Sözün yerinde kullanılmasından, hâle, duruma göre uğrayacağı değişikliklerden bahseden ilim. (Bkz. İlm-i Meânî)
MEÂRİC SÛRESİ:
Kur'ân-ı kerîmin yetmişinci sûresi.
Meâric sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi). Kırk dört âyet-i kerîmedir. Üçüncü âyet-i kerîmede geçen el-Meâric kelimesinden dolayı Sûret-ül-Meâric denilmiştir. Meâric, ma'recin çoğulu olup yükselme dereceleri demektir. Sûrede, kıyâmetin nasıl olacağı ve hâlleri ile Cehennem azâbı bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Taberî, Râzî)
Allahü teâlâ Meâric sûresinde meâlen buyuruyor ki:
Melekler ve ruh oraya (arş-ı ilâhîye) bir günde varırlar. Bu günün uzunluğu (dünyâ senesi ile) elli bin senelik yoldur. (Âyet: 4)
Kim Meâric sûresini okursa, Allahü teâlâ ona emânetlerini ve vâdlerini gözetenlerin sevâbını verir. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
MEÂRİF:
Kalb bilgileri. Çokluk şekli ma'rifet'tir. (Bkz. Ma'rifet)
MEBDE-İ TEAYYÜN:
İlâhî kemâllerin, yüksekliklerin ilm-i ilâhîde başlangıcı ve ilk kaynağı.
Allahü teâlâdan gelen feyzler, nîmetler hep mebde-i teayyünden gelir. (İmâm-ı Rabbânî)
Mebde-i teayyün âşık ile ma'şûk arasında berzahtır (yâni köprüdür) (M. Ma'sûm)