Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri - 001 - 4190
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ömr-ü diyar" data-source="post: 6972" data-attributes="member: 376"><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1891 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hatanin diyetini, koylerde yasayanlar icin dort yuz dinar olarak veya buna denk kiymette gumus olarak degerlendirir, bunu da develerin fiyatlarini esas alarak tesbit ederdi. (Soz gelimi) develer pahalaninca (diyetin dinar ve dirhem miktarinda) yukseltme yapar, develerin kiymeti dusunce de (diyetin dinar ve dirhem miktarinda) indirme yapardi. (Hataen islenince cinayetlerin diyeti Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda dort yuz dinarla sekiz yuz dinar arasina ulasti. Bunun gumus nev'inden muadili sekiz bin dirhem idi. Sigir besleyenlere (diyet olarak) iki yuz sigir hukmetti. Diyetini davar cinsinden vermek isteyene iki bin davara hukmetmistir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Diyet, oldurulenin varisleri arasinda yakinlik derecelerine gore, (yani Kur'an'da belirtiIen nisbet uzere, diger tereke mallari gibi) taksim edilir. (Ashabu'I-feraiz'den) artan olursa asabe (denen akraba)ya gecer."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uzuvlar hakkinda, daha once gectigi sekilde hukmetti."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Davud, Diyat 20, (4564); Nesai, Kasame 30, (8, 42, 43).</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1892 - Ibnu Abbas hazretleri (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Parmaklar diyette esit degerdedir. Disler de aralarinda esittirler. Kopek disi, azi disi esittir. Bunlar oburlerine diyet meselesinde denktirler."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Davud, Diyat 20, (4559, 4560, 4561).</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1893 - Amr Ibnu Suàyb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor. "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yerinde sabit duran (bakar) kor gozun (cinayet sebebiyle) kapanmasi halinde, diyetinin, normal diyetinin ucte biri olacagina hukmetti. Keza sakat elin kesilmesi halinde, diyetinin normal diyetinin ucte biri kadar olacagina, siyahlasmis disin (cinayet sebebiyle) dusmesi halinde, normal diyetinin ucte biri olacagina hukmetti."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Davud -bu rivayetin sadece gozle ilgili kismini- onceki rivayetin ayni babinda), Nesai'de tam olarak tahric etmistir.</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">CENININ DIYETI</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1894 - Ebu Hureyre hazretleri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Huzeyl kabilesinden iki kadin birbirleriyle kavga ettiler. Biri digerine bir tas atarak kadini da, karnindaki yavruyu da oldurdu. Dava Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e geldi. Efendimiz, ceninin diyetini bir gurre olarak hukme bagladi. Gurre kadin veya erkek bir kole demektir."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Davud'un bir rivayetinde su ziyade vardir: ".. veya katir veya ata hukmetti. Kadinin diyetini akilesi uzerine hukmetti. Kadina cocuklari ve onlarla birlikte olanlar varis oldular."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Buhari, Diyat 25, Tibb 46, Feraiz 11; Muslim, Kasame 34, (1681); Muvatta, Ukul 5, (2, 855); Tirmizi, Diyat 15, (1410); Ebu Davud, Diyat 21, (4568,4580); Nesai, Kasame 37, (8, 47, 48).</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">DIYETIN KIYMETI</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1895 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda diyet-i kamilenin kiymeti sekiz bin dirhem idi. Ehli Kitab'in diyeti de o gun, Muslumanlarin diyetinin yarisina denkti. Bu durum Hz. Omer (radiyallahu anh)'in halife olmasina kadar devam etti. Halife olunca bir hutbesinde "Artik deve pahalandi" dedi ve diyeti altin sahiplerine bin dinar, gumus sahiplerine on iki bin dirhem, sigir sahiplerine iki yuz sigir, davar sahiplerine iki bin koyun, elbise sahiplerine de iki yuz takim elbise olarak tesbit etti. Ehl-i zimmetin diyetini, (Hz. Peygamber devrinde ne idiyse) oldugu gibi birakti, hicbir yukseltme yapmadi."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Davud, Diyat 18, (4542).</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">DIYETLERLE ILGILI HUKUMLER</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1896 - Ziyad Ibnu Sa'd Ibni Dumeyre es-SulemI an ebihi an ceddihI (radiyallahu anh) -ki bunlar (Sa'd ve Dumeyre) Resulullah (Aleyhisslatu vesselam) ile birlikte Huneyn'e katilmislardi- anlatiyor: "Muhallem Ibnu Cessame el-Leysi, Musluman olduktan sonra Esca' kabilesinden birisini oldurmustu. Bu, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in hukum verdigi ilk diyet vak'asi oldu. Uyeyne oldurulen Escai'nin katli hususunda ileri geri konustu. Cunku (Uyeyne) kendisi de Gatafanli idi. Akra Ibnu Habis de Muhallem'in taraftari (olarak mudafaa icin) konustu, cunku o da Hindef'ten idi. Derken (munakasa ilerledi) sesler yukselmeye basladi, tartisma ve bagirip cagirmalar artti, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mudahale ederek, "Ey Uyeyne, diyet kabul etmez misin?" diye sordu.</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Hayir! Vallahi harb ve izdirabtan benim kadinlarima ulastirilan, onun kadinlarina ulasmadikca kabul etmiyorum!" cevabini verdi. Sonra bagirmalar yukseldi, tartisma ve bagirip cagirmalar artti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) tekrar araya girip: "Ey Uyeyne, diyet kabul etmez misin?" dedi. Uyeyne onceki sozlerini aynen tekrar etti. Bu hal, Beni Leys'ten uzerinde silah ve elinde de deriden mamul bir kalkan bulunan Mukeytil adinda birinin kalkip, "Ey Allahin Resulu! Bunun (Muhallem'in) Islam'in basinda yaptigi su cinayete misal olarak, su icmek uzere havuzun basina kosan koyun surusunu gosterebilecegim. Surunun ilk gelenlerine (oldurulmek veya uzaklastirilmak uzere tas veya ok) atilir, arkadan gelenler de korkarak kacarlar. Bugun hukum koy yarin degistir!" demesine kadar devam etti.</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunun uzerine (Muhallem'e donup) hemen su hukmu verdi.</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Derhal huzurumuzda elli deve vereceksin, elli deve de Medine'ye donusumuzde vereceksin!"</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Bu vak'a Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in seferlerinin birinde cereyan etmisti. Muhallem uzun boylu, esmer birisi idi, cemaatin kenarinda bulunuyordu. O olumden kurtuluncaya kadar halk oradan ayrilmadi. Resulullah'in (bu nihai hukmunden sonra) onune, iki gozunden de yaslar akar vaziyette oturdu ve:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Ey Allah'in Resulu! Ben size ulasan cinayeti islemis bulunuyorum. Ben Allah'a tevbe ettim. Sen de benim icin ey Allah'in Resulu, Allah'tan magrifet dileyiver!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yuksek sesle:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Sen onu Islàm'in basinda silahinla mi oldurdun! Allah'im, Muhallem'i magrifet etme!" dedi.</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Seleme su ilavede bulunur: "Muhallem goz yaslarini ridasinin ucuyla silerek kalkti."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ibnu Ishak der ki: "Muhallem'in kavmi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in daha sonra onun icin Allah'a istigfar ediverdigine inaniyorlardi."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Davud, Diyat 8, (4503).</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1897 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Diyet aldiktan sonra (katili) olduren kimseyi asla affetmem."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Davud, Diyat 5, (4507).</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1898 - Amr Ibnu Suayb'in rivayetine gore: "Beni Mudlic'ten Katade adinda bir adam, ogluna bir kilic firlatti. O da bacagina isabet etti. Yaradan fasilasiz kan kaybi oldu ve oglan oldu. Suraka Ibnu Cu'sum Hz. Omer (radiyallahu anh)'e gelip durumu haber verdi. Hz. Omer: "Kudeyd suyuna yuz yirmi deve hazirla, ben oraya gelecegim" dedi. Omer (radiyallahu anh) oraya gelince bu develerden otuz hikka (dort yasina giren disi deve), otuz cezea (bes yasina girmis disi deve) ve kirk halife (hamile deve) aldi. Ve sordu:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Maktulun kardesi nerede?"</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Iste benim!" dedi.</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Al bunlari! Zira Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustu: "Katile (ne diyetten, ne mirastan) hic bir hisse yoktur."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Muvatta, Ukul 10, (2, 867).</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1899 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Huzeyl kabilesinden iki kadin, biri digerini oldurmustu. Bunlardan her ikisinin kocasi ve birer oglu vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz maktulenin diyetini odeme isini, katilenin (olduren kadinin) akilesine yukledi, kocasini ve oglunu bu kulfetten uzak tuttu. Cunku bu ikisi Huzeyl'den degillerdi. Maktulenin akilesi, "olenin mirasi da bize aittir" dediler. Aleyhissalatu vesselam:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Hayir! Mirasi, kocasina ve ogluna aittir!" buyurdu."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Davud, Diyat 21, (4575).</span></strong></p><p> <strong><span style="color: RoyalBlue"></span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">1900 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ebu Cehm Ibnu Huzeyfe'yi zekat tahsildari olarak gonderdi. Adamin biri sadaka odeme meselesinde onunla inatlasti. Ebu Cehm (radiyallahu anh) de adama vurup basindan yaraladi. Hemen Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelip:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Ey Allah'in Resulu, kisas istiyoruz" dediler. Resulullah onlara:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Size su su miktir diyet vereyim!" dedi ise de razi olmadilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) miktarini daha da artirarak:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Size su su miktar diyet vereyim" dedi. Onlar yine razi olmadi. Hz. Peygamber (daha da artirarak):</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Size su su kadar diyet vereyim" dedi. Bu sefer razi oldular.</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Bunun uzerine aleyhissalatu vesselam Efendimiz:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Ben bu aksam halka konusup, onlara razi oldugunuzu bildirecegim!" dedi. "Pekala" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hitabesinde:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Bu Leysliler bana kisas talebiyle geldiler. Ben onlara (kisasa bedel) su su miktar diyet teklif ettim, onlar da razi oldular, siz de razi misiniz?" diye sordu. Fakat berikiler:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Hayir, razi degiliz!" dediler. Muhacirun onlara kizip uzerlerine yurudu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara dokunmamalarini emretti, Muhacirun da ileri gitmekten vazgecti. Sonra onlari cagirip, onlara verdigini artirdi ve sordu:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Razi oldunuz mu?"</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Evet" dediler. Resulullah tekrar:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Ben halka hitap edip, razi oldugunuzu bildirecegim" dedi. Onlar: "Pekala?" dediler. Resulullah halki cagirarak:</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Razi misin?" diye sordu.</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">"Evet raziyiz!" dediler."</span></strong></p><p><strong><span style="color: RoyalBlue">Ebu Davud, Diyat 13, (4534); Nesai, Kasame 24, (8, 35). </span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ömr-ü diyar, post: 6972, member: 376"] [B][COLOR=RoyalBlue]1891 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hatanin diyetini, koylerde yasayanlar icin dort yuz dinar olarak veya buna denk kiymette gumus olarak degerlendirir, bunu da develerin fiyatlarini esas alarak tesbit ederdi. (Soz gelimi) develer pahalaninca (diyetin dinar ve dirhem miktarinda) yukseltme yapar, develerin kiymeti dusunce de (diyetin dinar ve dirhem miktarinda) indirme yapardi. (Hataen islenince cinayetlerin diyeti Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda dort yuz dinarla sekiz yuz dinar arasina ulasti. Bunun gumus nev'inden muadili sekiz bin dirhem idi. Sigir besleyenlere (diyet olarak) iki yuz sigir hukmetti. Diyetini davar cinsinden vermek isteyene iki bin davara hukmetmistir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Diyet, oldurulenin varisleri arasinda yakinlik derecelerine gore, (yani Kur'an'da belirtiIen nisbet uzere, diger tereke mallari gibi) taksim edilir. (Ashabu'I-feraiz'den) artan olursa asabe (denen akraba)ya gecer." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uzuvlar hakkinda, daha once gectigi sekilde hukmetti." Ebu Davud, Diyat 20, (4564); Nesai, Kasame 30, (8, 42, 43). 1892 - Ibnu Abbas hazretleri (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Parmaklar diyette esit degerdedir. Disler de aralarinda esittirler. Kopek disi, azi disi esittir. Bunlar oburlerine diyet meselesinde denktirler." Ebu Davud, Diyat 20, (4559, 4560, 4561). 1893 - Amr Ibnu Suàyb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor. "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yerinde sabit duran (bakar) kor gozun (cinayet sebebiyle) kapanmasi halinde, diyetinin, normal diyetinin ucte biri olacagina hukmetti. Keza sakat elin kesilmesi halinde, diyetinin normal diyetinin ucte biri kadar olacagina, siyahlasmis disin (cinayet sebebiyle) dusmesi halinde, normal diyetinin ucte biri olacagina hukmetti." Ebu Davud -bu rivayetin sadece gozle ilgili kismini- onceki rivayetin ayni babinda), Nesai'de tam olarak tahric etmistir. CENININ DIYETI 1894 - Ebu Hureyre hazretleri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Huzeyl kabilesinden iki kadin birbirleriyle kavga ettiler. Biri digerine bir tas atarak kadini da, karnindaki yavruyu da oldurdu. Dava Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e geldi. Efendimiz, ceninin diyetini bir gurre olarak hukme bagladi. Gurre kadin veya erkek bir kole demektir." Ebu Davud'un bir rivayetinde su ziyade vardir: ".. veya katir veya ata hukmetti. Kadinin diyetini akilesi uzerine hukmetti. Kadina cocuklari ve onlarla birlikte olanlar varis oldular." Buhari, Diyat 25, Tibb 46, Feraiz 11; Muslim, Kasame 34, (1681); Muvatta, Ukul 5, (2, 855); Tirmizi, Diyat 15, (1410); Ebu Davud, Diyat 21, (4568,4580); Nesai, Kasame 37, (8, 47, 48). DIYETIN KIYMETI 1895 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda diyet-i kamilenin kiymeti sekiz bin dirhem idi. Ehli Kitab'in diyeti de o gun, Muslumanlarin diyetinin yarisina denkti. Bu durum Hz. Omer (radiyallahu anh)'in halife olmasina kadar devam etti. Halife olunca bir hutbesinde "Artik deve pahalandi" dedi ve diyeti altin sahiplerine bin dinar, gumus sahiplerine on iki bin dirhem, sigir sahiplerine iki yuz sigir, davar sahiplerine iki bin koyun, elbise sahiplerine de iki yuz takim elbise olarak tesbit etti. Ehl-i zimmetin diyetini, (Hz. Peygamber devrinde ne idiyse) oldugu gibi birakti, hicbir yukseltme yapmadi." Ebu Davud, Diyat 18, (4542). DIYETLERLE ILGILI HUKUMLER 1896 - Ziyad Ibnu Sa'd Ibni Dumeyre es-SulemI an ebihi an ceddihI (radiyallahu anh) -ki bunlar (Sa'd ve Dumeyre) Resulullah (Aleyhisslatu vesselam) ile birlikte Huneyn'e katilmislardi- anlatiyor: "Muhallem Ibnu Cessame el-Leysi, Musluman olduktan sonra Esca' kabilesinden birisini oldurmustu. Bu, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in hukum verdigi ilk diyet vak'asi oldu. Uyeyne oldurulen Escai'nin katli hususunda ileri geri konustu. Cunku (Uyeyne) kendisi de Gatafanli idi. Akra Ibnu Habis de Muhallem'in taraftari (olarak mudafaa icin) konustu, cunku o da Hindef'ten idi. Derken (munakasa ilerledi) sesler yukselmeye basladi, tartisma ve bagirip cagirmalar artti, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mudahale ederek, "Ey Uyeyne, diyet kabul etmez misin?" diye sordu. "Hayir! Vallahi harb ve izdirabtan benim kadinlarima ulastirilan, onun kadinlarina ulasmadikca kabul etmiyorum!" cevabini verdi. Sonra bagirmalar yukseldi, tartisma ve bagirip cagirmalar artti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) tekrar araya girip: "Ey Uyeyne, diyet kabul etmez misin?" dedi. Uyeyne onceki sozlerini aynen tekrar etti. Bu hal, Beni Leys'ten uzerinde silah ve elinde de deriden mamul bir kalkan bulunan Mukeytil adinda birinin kalkip, "Ey Allahin Resulu! Bunun (Muhallem'in) Islam'in basinda yaptigi su cinayete misal olarak, su icmek uzere havuzun basina kosan koyun surusunu gosterebilecegim. Surunun ilk gelenlerine (oldurulmek veya uzaklastirilmak uzere tas veya ok) atilir, arkadan gelenler de korkarak kacarlar. Bugun hukum koy yarin degistir!" demesine kadar devam etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunun uzerine (Muhallem'e donup) hemen su hukmu verdi. "Derhal huzurumuzda elli deve vereceksin, elli deve de Medine'ye donusumuzde vereceksin!" Bu vak'a Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in seferlerinin birinde cereyan etmisti. Muhallem uzun boylu, esmer birisi idi, cemaatin kenarinda bulunuyordu. O olumden kurtuluncaya kadar halk oradan ayrilmadi. Resulullah'in (bu nihai hukmunden sonra) onune, iki gozunden de yaslar akar vaziyette oturdu ve: "Ey Allah'in Resulu! Ben size ulasan cinayeti islemis bulunuyorum. Ben Allah'a tevbe ettim. Sen de benim icin ey Allah'in Resulu, Allah'tan magrifet dileyiver!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yuksek sesle: "Sen onu Islàm'in basinda silahinla mi oldurdun! Allah'im, Muhallem'i magrifet etme!" dedi. Ebu Seleme su ilavede bulunur: "Muhallem goz yaslarini ridasinin ucuyla silerek kalkti." Ibnu Ishak der ki: "Muhallem'in kavmi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in daha sonra onun icin Allah'a istigfar ediverdigine inaniyorlardi." Ebu Davud, Diyat 8, (4503). 1897 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Diyet aldiktan sonra (katili) olduren kimseyi asla affetmem." Ebu Davud, Diyat 5, (4507). 1898 - Amr Ibnu Suayb'in rivayetine gore: "Beni Mudlic'ten Katade adinda bir adam, ogluna bir kilic firlatti. O da bacagina isabet etti. Yaradan fasilasiz kan kaybi oldu ve oglan oldu. Suraka Ibnu Cu'sum Hz. Omer (radiyallahu anh)'e gelip durumu haber verdi. Hz. Omer: "Kudeyd suyuna yuz yirmi deve hazirla, ben oraya gelecegim" dedi. Omer (radiyallahu anh) oraya gelince bu develerden otuz hikka (dort yasina giren disi deve), otuz cezea (bes yasina girmis disi deve) ve kirk halife (hamile deve) aldi. Ve sordu: "Maktulun kardesi nerede?" "Iste benim!" dedi. "Al bunlari! Zira Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustu: "Katile (ne diyetten, ne mirastan) hic bir hisse yoktur." Muvatta, Ukul 10, (2, 867). 1899 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Huzeyl kabilesinden iki kadin, biri digerini oldurmustu. Bunlardan her ikisinin kocasi ve birer oglu vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz maktulenin diyetini odeme isini, katilenin (olduren kadinin) akilesine yukledi, kocasini ve oglunu bu kulfetten uzak tuttu. Cunku bu ikisi Huzeyl'den degillerdi. Maktulenin akilesi, "olenin mirasi da bize aittir" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Hayir! Mirasi, kocasina ve ogluna aittir!" buyurdu." Ebu Davud, Diyat 21, (4575). 1900 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ebu Cehm Ibnu Huzeyfe'yi zekat tahsildari olarak gonderdi. Adamin biri sadaka odeme meselesinde onunla inatlasti. Ebu Cehm (radiyallahu anh) de adama vurup basindan yaraladi. Hemen Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelip: "Ey Allah'in Resulu, kisas istiyoruz" dediler. Resulullah onlara: "Size su su miktir diyet vereyim!" dedi ise de razi olmadilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) miktarini daha da artirarak: "Size su su miktar diyet vereyim" dedi. Onlar yine razi olmadi. Hz. Peygamber (daha da artirarak): "Size su su kadar diyet vereyim" dedi. Bu sefer razi oldular. Bunun uzerine aleyhissalatu vesselam Efendimiz: "Ben bu aksam halka konusup, onlara razi oldugunuzu bildirecegim!" dedi. "Pekala" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hitabesinde: "Bu Leysliler bana kisas talebiyle geldiler. Ben onlara (kisasa bedel) su su miktar diyet teklif ettim, onlar da razi oldular, siz de razi misiniz?" diye sordu. Fakat berikiler: "Hayir, razi degiliz!" dediler. Muhacirun onlara kizip uzerlerine yurudu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara dokunmamalarini emretti, Muhacirun da ileri gitmekten vazgecti. Sonra onlari cagirip, onlara verdigini artirdi ve sordu: "Razi oldunuz mu?" "Evet" dediler. Resulullah tekrar: "Ben halka hitap edip, razi oldugunuzu bildirecegim" dedi. Onlar: "Pekala?" dediler. Resulullah halki cagirarak: "Razi misin?" diye sordu. "Evet raziyiz!" dediler." Ebu Davud, Diyat 13, (4534); Nesai, Kasame 24, (8, 35). [/COLOR][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri - 001 - 4190
Üst
Alt