Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri - 001 - 4190

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
171 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Buluga erinceye kadar kim iki kiz evladi yetistirirse -parmaklarini birlestirerek- kiyamet gunu o ve ben soyle beraber oluruz."
Muslim, Birr 149, (2631); Tirmizi, Birr 13, (1917).
Tirmizi'de: "O ve ben cennete su iki sey gibi beraber gireriz" dedi ve iki parmagiyla isaret etti" seklinde gelmistir.

172 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kim "uc kiz" veya "uc kizkardes" veya "iki kiz kardes" veya "iki kiz" yetistirir, terbiye ve te'diblerini eksik etmez, onlara iyi davranir ve evlendirirse cenneti hak etmistir."
Ebu Davud, Edeb 130, (5147); Tirmizi, Birr, 13 (1913).
Ebu Davud'da Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'dan su rivayet de kaydedilmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kimin iki kizi olur da bunlari oldurmez, alcaltmaz, oglan cocuklarini bunlara tercih etmezse Allah onu cennete koyar." (5147. H).

173 - Avf Ibnu Malik el-Esca'i (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ben ve yanaklari kararmis kadin kiyamet gunu su iki sey gibi yan yanayiz. -Hadisi rivayet eden Yezid Ibnu Zurey, bas ve orta parmaklariyla isaret yapti.- O kadin ki, mevkii, makami bulunan kocasindan dul kalmistir, (maddi imkanlarindan baska) neseb ve guzelligi yerindedir. Butun bunlara ragmen (evlenmez) ve yetimler buyuyunceye veya olunceye kadar kendini onlara hasreder."
Hadiste gecen "yanaklari kararmis kadin" tabiriyle Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) yetimlerini buyutmek gayesiyle suslenmeyi ve rahat yasamayi terkeden, cektigi sikintilar sebebiyle cildi kararan dul kadini ifade buyurmustur.
Ebu Davud, Edeb 130, (5149).

174 - Havle bintu Hakim (radiyallahu anha) anlatiyor: Bir gun, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kizi Fatima (radiyallahu anha)'nin iki oglundan birini kucaklamis oldugu halde evden cikti ve soyle diyordu: "Siz var ya, sizin yuzunuzden (ebeveyniniz) cimrilige, korkakliga ve cehalete dusuyorlar. Ve siz Allah'in reyhanindansiniz."
Tirmizi, Birr, 11 (1911); Ibnu Mace, Edeb 3, (3666).

175 - Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye ugradi. Aise hummaya yakalanmis, hasta idi. "Kizim, nasilsin?" diye hatirini sordu ve yanagindan optu."
Ebu Davud, Edeb 158 (5222); Buhari, Menakibu'l-Ensar 45.

176 - Said Ibnu'l-As (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Bir baba cocuguna guzel ahlaktan daha ustun bir miras birakamaz"
Tirmizi, Birr 33, (1953).
Yine Tirmizi'de, Cabir Ibnu Semure'den gelen bir baska rivayette, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurur: "Kisinin cocugunu bir kerecik terbiye etmesi, onun icin bir Sa' miktarinda yiyecek tasadduk etmesinden daha hayirlidir."

177 - Hz. Aise anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizin en hayirliniz, ailesine karsi hayirli olandir. Ben aileme karsi hepinizden daha hayirliyim. Arkadasiniz oldugu zaman (kusurlarini zikretmeyi) terkedin."
Tirmizi, Menakib 85, (3892).

YETIMLERE IYILIK

178 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Ben ve yetime bakan kimse cennette soyleyiz" Orta parmagi ile bas parmagini yan yana getirip aralarini acip kapayarak isaret etti."
Buhari, Talak 14, Edeb 24; Tirmizi, Birr 14, (1919); Ebu Davud, Edeb 131, (5150).

179 - Ibnu Abbas anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim Muslumanlar arasindan bir yetim alarak yiyecek ve icecegine dahil ederse, affedilmez bir gunah (sirk) islememisse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktir."
Tirmizi, Birr 14, (1918).

YOLDAN RAHATSIZ EDICI SEY TEMIZLEMEYE DAIR

180 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Bir adam yolda yururken, yol uzerinde bir diken dalina rastladi. Onu alip disari atti. Cenab-i Hakk bu davranisindan memnun kalarak, ona magfiret etti".
Buhari, Mezalim 28, Cemaat 32; Muslim, Birr 128, (1914), Imaret 163, (1914); Muvatta, Salatu'l-Cemaat 6, (1, 131); Tirmizi, Birr 38 (1958); Ebu davud, Edeb 172, (5245).
Yukaridaki metin, Ebu Davud haric bes kitabin besinde aynen mevcuttur. Ebu Davud (az bir farklilikla) soyle kaydeder: "Hicbir hayir yapmamis olan bir adam, yoldan bir diken dalini kaldirdi. Bu ya (yola uzanmis) bir agac daliydi kesip atti ya da yola birakilmis bir seyi kaldirip atti..." gerisi yukaridaki gibi.
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
181 - Muslim'de Ebu Zerr (radiyallahu anh) hazretlerinden kaydedildigine gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurmustur ki: "Bana ummetimin, hayir ve ser, butun amelleri arzedildi. Iyi amelleri arasinda, rahatsizlik veren bir seyin yoldan atilmasi da vardi. Kotu amelleri arasinda yere gomulmeden mescide birakilmis tukruk de vardi."
Muslim, Mesacid 58, (553).

182 - Yine Muslim'de Ebu Berze (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, bana faydali olacak birsey ogret, dedim de su tavsiyede bulundu: "Muslumanlarin yolundan rahatsizlik veren seyleri kaldir"
Muslim, Birr 131, (2618).

IYILIK UZERINE MUTEFERRIK HADISLER

183 - Safvan Ibnu Suleym (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Dul ve kimsesizler icin calisan, Allah yolunda cihad eden veya gunduzleri oruc tutup geceleri de ibadet eden kimse gibidir"
Buhari, Nafakat 1, Edeb 25, 26; Nesai, Zekat 78, (5, 86, 87); Muslim, Zud 41, (2982); Tirmizi, Birr 44, (1970).

184 - Amr Ibnu'l-As (radiyallahu anh) anlatiyor. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kirk iyilik vardir. En ustunu sagmal keci bagislamaktir. Bu iyiliklerden birini, sevab umid ederek ve vadedilen mukafati tasdik ederek yapan kimseyi Allah mutlaka, bu ameli sebebiyle, cennete koyar." Ravilerden biri (Hassan) diyor ki: "Keci bagisi disindaki amellerisaydik: Verilen selami almak, hapsirana yerhamukallah demek, yoldan rahatsizlik veren seyi temizlemek vs. gibi, fakat on bese bile ulasamadik".
Buhari, Hibe 35; Ebu Davud, Zekat 42, (1683).

185 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Her Muslumanin sadaka vermesi gerekir" buyurdu. Kendisine: "Ya bulamayan olursa?" diye soruldu. "Eliyle, calisir, hem sahsi icin harcar, hem de tasadduk eder" cevabini verdi. "Ya calisacak gucu yoksa?" diye soruldu. "Bu durumda, sikismis bir ihtiyac sahibine yardim eder" dedi. "Buna da gucu yetmezse?" dendi. "Ma'rufu veya hayri emreder" dedi. "Bunu da yapmazsa?" diye tekrar sorulunca: "Kendini baskasina kotuluk yapmaktan alikor. Zira bu da bir sadakadir" buyurdu.
Buhari, Zekat 30, Edeb 33; Muslim, Zekat 55, (1008).

186 - Yine Buhari ve Muslim, Ebu Hureyre'den (r. a.) kaydettiklerine gore, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Gunesin dogdugu her yeni gunde kisiye, her bir mafsali icin bir sadaka vermesi gerekir. Iki kisi arasinda adalet yapman bir sadakadir. Kisiye hayvanini yuklerken yardim etmen bir sadakadir. Guzel soz sadakadir, namaza gitmek uzere attigin her adim sadakadir. Yoldan rahatsiz edici bir seyi kaldirip atman sadakadir."
Buhari, Cihad 72, 128, Sulh 33; Muslim, Musafirin 84, (720), zekat 56, (1009).

187 - Hakim Ibnu Hizam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, dedim, cahiliye devrinde yaptigim hayirlar var: Dua, kole azad etme, sadaka vermek gibi, bana bunlardan bir sevab gelecek mi?" "Sen dedi, zaten, daha once yaptigin bu iyiliklerin hayrina Musluman olmussun."
Buhari, Zekat 24, Buyu 100, Itk 12, Edeb 16; Muslim, Iman 194-196, (123).
Bir diger rivayette der ki: Dedim ki: "Allah'a kasem olsun, Islam'da yaptiklarimdan hicbirini eksik birakmadan, cahiliye devrinde hepsini yapmistim."
Diger bir rivayette Hakim'in cahiliye devrinde yuz kole azad ettigi, yuz deve yuku mal tasadduk ettigi, Musluman olunca da ayni miktarda hayir yaptigini belirtir.

188 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Dedim ki Ey Allah'in Resulu, Ibnu Cud'an cahiliye devrinde sila-i rahimde bulunur, fakirlere yedirirdi. O bundan fayda gorecek mi? Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi: "(Hayir) iyiliklerin ona bir faydasi olmayacaktir. Cunku o bir gun bile "Ya Rabbi kiyamet gunu gunahlarimi bagisla" dememistir."
Muslim, Iman 365, (214).

189 - Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Yapilan hayirdan (ma'ruf) hicbir seyi kucuk bulup hakir gorme, kardesini guler yuzle karsilaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz gorup ihmal etme)"
Muslim, Birr 144, (2626).

190 - Huzeyfe (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her bir ma'ruf sadakadir"
Buhari, Edeb 33; Muslim, Zekat 52, (1005); Ebu Davud, Edeb 68, (4947); Tirmizi, Birr 45, (1971).
Bu hadisi Tirmizi, Hz. Cabir (radiyallahu anh)'den su ziyade ile rivayet etti: "Kardesini guler yuzle karsilaman, kendi kovandan kardesinin kabina su vermen de birer "ma'ruf"dur".
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
191 - Adiy Ibnu Hatim (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden herkese Rabbi, aralarinda bir tercuman olmaksizi, dogrudan dogruya hitab edecektir. Kisi o zaman (atese karsi bir kurtulus yolu bulmak uzere sagina bakar, hayatta iken gonderdigi (hayir) amellerden baska birsey goremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken isledigi (kotu) amellerden baska birsey goremez. On cihetine bakar. Karsisinda (kendini beklemekte olan) atesi gorur. (Ey bu dehsetli gune inanan mu'minler!) yarim hurma ile de olsa kendinizi atesten koruyun. Bunu da bulamazsaniz guzel bir sozle koruyun"
Buhari, Rikak 49, 51, Tevhid 36, 24, Zekat 9, Menakib 25, Edeb 34; Muslim, Zekat 67, (1016); Timizi, Kiyamet 1, (2427).

192 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bilin ki, bir ev halkina, sutunden ve yununden istifade etmeleri icin, aksam ve sabah bol sut veren devesini, gecici olarak bagislayan kimsenin ecri cidden buyuktur."
Muslim, Zekat 73, (1019).

SIDK VE EMANET (GUVEN)

193 - Ebu Sa'id el-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu: "Emin ve dogruluktan ayrilmayan ticaret ehli (ayette sirat-i mustakim ashabi olarak zikredilen) peygamberler, siddikler, sehidler ve salihlerle beraberdir."
Tirmizi, Buyu 4, (1209); Ibnu Mace, Ticarat 1, (2139).

194 - Tirmizi'nin, Rifa'a Ibnu Rafi'den yaptigi diger bir rivayetinde soyle buyrulmustur: "Kiyamat gunu tuccarlar facirler (gunahkarlar) olarak diriltilecekler. Ancak Allah'tan korkanlar, iyilik yapanlar ve dogruluktan ayrilmayanlar mustesna"
Tirmizi, Buyu 4 (1210); Ibnu Mace, Ticarat3, (2146).

195 - Kays Ibnu Ebi Gareze el-Gifari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz hicret etmezden once simsarlar olarak isimlendiriliyorduk. Bir gun, Medine'de, bize Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ugradi. Bize ondan daha iyi bir isim verdi. Buyurdu ki: "Ey tuccarlar, satis isine, yemin ve bos soz karisir..."
Bir baska rivayette soyle denmistir: "Satis isine yemin ve yalan bulasmaktadir, siz (Rabbin gadabini sonduren) sadaka karistirin"
Ebu Davud, Buyu 1, (3326,3327); Tirmizi, Buyu 4, (1208); Nesai, Eyman 7, (7, 15).

196 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i isittim, diyordu ki: "(Ticarette yalan) yemin, (tuccarin zanninca) mala ragbeti artirir. (Halbuki gercekte) kazanci giderir."
Buhari, Buyu 26; Muslim, Musakat 13 (1607); Ebu Davud, Buyu 6, (3335); Nesai, Buyu 5, (7, 246).
Hadis'in metni Buhari ve Muslim'deki metindir. Ebu Davud'da "Bereketi giderir" seklindedir.

197 - Hakim Ibnu Hizam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Alip-satanlar" birbirlerinden ayrilmadikca (vazgecmekte) muhayyerdirler. Alip-satanlar alis-verisi sidk ve dogruluk uzere yapar (kusuru) beyan ederlerse alis-verisleri her ikisi hakkinda da mubarek kilinir. Yalan soylerler (kusurlari) gozlerlerse, belli bir kar saglasalar bile, alis-verislerinin bereketini kaybederler."
Bir rivayet soyledir: "Alis-verislerinin bereketi yok edilir: Yalan yemin mali ragbetli, kazanci bereketsiz kilar."
Buhari, Buyu 19, 22, 44, 46; Muslim, Buyu, 47, (532); Ebu Davud, Buyu 53, (3459); Tirmizi, Buyu 26, (1246); Nesai, Buyu 3, (7, 244-245).

ALIS-VERISTE VE IKALE'DE (AKDI BOZMA) KOLAYLIK

198 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Satisinda, satin alisinda, borcunu odeyisinde comert ve kolaylastirici davranan kimseye Allah rahmetini bol kilsin".
Buhari, Buyu 16; Tirmizi Buyu 75, (1320).

199 - Tirmizi'nin rivayeti soyledir: "Allah, sizden once yasamis olan bir kimseye rahmetiyle muamele etti. Cunku bu adam satinca kolaylik gosterir, satin alinca kolaylik gosterir, alacagini isteyince (kabalik ve sertlik degil, anlayis ve) kolaylik gosterirdi."
Tirmizi, Buyu 75. (1320).

200 - Tirmizi'nin Ebu Hureyre'den kaydettigi bir rivayette Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurur: "Allah, satistaki musamahayi, satin alistaki musamahayi, odemedeki musamahayi sever"
Tirmizi, Buyu 75 (1319).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
201 - Huzeyfe ve Ebu Mes'ud el-Bedri (radiyallahu anh) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittiklerini anlatir: "Sizden once yasamis olan birisine, ruhunu kabzetmek uzere melek gelmis idi, sordu:
"-Bir hayir isledin mi?" Adam:
"-Bilmiyorum" diye cevapladi. Kendisine tekrar:
"-Hele bir dusun (belki hatirlarsin) dendi. Adam:
"-Bir sey hatirlamiyorum, ancak dunyada iken, insanlarla alis-veris yapardim. Bu muamelelerimde zengine odeme muddetini uzatir, fakire de (odeme islerinde musamaha ve bazi eksikliklerini bagislamak suretiyle) kolaylik gosterirdim" dedi.
Allah onu (bu kadarcik iyiligi sebebiyle affedip) cennetine koydu."
Buhari, Buyu 17-18, Enbiya 50, Istikraz 5; Muslim, Musakat 26-31, (1560).

202 - Amra Bintu Abdirrahman (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir adam bir meyve bahcesinin meyvelerini toptan satin aldi. Meyveyi toplayip miktarini tayin edince, tahmin edilenden noksan buldu. Bahce sahibini gorerek eksik cikan kismi hesaptan dusmesini veya alim-satim akdinden donmesini talebetti. Fakat adam teklif edilenleri kabul etmemeye yemin etti. Bunun uzerine musterinin annesi, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e muracaat ederek durumu arzetti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "O adam, hayir yapmamaya yemin etmistir" buyurdu. Bu sozu isiten bahce sahibi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek: "Ey Allah'in Resulu, talebini kabul ettim" dedi.
Muvatta, Buyu 15, (2, 621); Buhari, Sulh 10; Muslim, Musakat 19, (1557).

203 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatuvesselam) buyurdu ki:
"Kim bir Muslumanin ikalesini (yani alim-satim akdini feshetmesini) kabul ederse, Allah da onu dusmekten kurtarir"
Ebu Davud, Buyu 54, (3460); Ibnu Mace, Ticarat 26, (2199).

OLCULER VE TARTILAR HAKKINDA

204 - Ibnu Omer anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "(Ser'i hukuku odemek icin) vezin'de Mekke halkinin vezn'i esastir, keyl'de de Medine halkinin keyl'i esastir."
Ebu Davud, Buyu 8, (3340); Nesai, Buyu 54, (7, 284).

205 - Mikdam Ibnu Ma'dikerb (radiyallahu anh) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in su sozunu nakletti: "Yiyeceklerinizi kile ile olcun, sizin icin mubarek kilinsin."
Buhari, Buyu 52.

206 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) mikyal (olcek) ve mizan (terazi) kullananlara soyle hitab etti: "Sizler bizden once gelip gecen kavimleri helak eden iki isi uzerinize almis bulunmaktasiniz"
Tirmizi, Buyu' 9, (1217).

207 - Ibnu Harmele (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ummu Habib Bintu Zueyb Ibnu Kays el-Muzenniyye, bize (olcum islerinde kullanilan) bir sa' bagisladi. Ummu Habib bize rivayet etti ki, kendisine, Ibnu Ahi Safiyye'den geldigine gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevce-i pakleri Safiyye validemiz (radiyallahu anha) bagislanan bu sa'in, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kullandigi sa' oldugunu soylemistir. Ravilerden Enes Ibnu Iyaz der ki: "Ben bu sa'i denedim, (kontrol ettim) gordum ki bu sa', Emevi Halifesi Hisam Ibnu Abdi'l-Melik'in kullandigi mudd'le iki bucuk mudd miktarinda idi".
Ebu Davud, Eyman 18, (3279).

208 - es-Saib Ibnu Yezid (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) devrinde bir sa', bugun sizlerin kullanmakta oldugunuz mudd'le, bir mudden ucte bir mudd miktarinda fazla idi. Ancak bu miktara Omer Ibnu Abdilaziz merhum zamaninda ilave bulunuldu.
Buhari,, I'tisam 16, Kefarat 5; Nesai, Zekat 44, (5, 54).

209 - Hz. Osman (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sattigin zaman tart, satin alinca tarttir."
Buhari, Buyu' 51.

ALIM-SATIMIN ADABINA DAIR MUTEFERRIK HADISLER

210 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular: "Allah'in en cok sevdigi yerler mescidlerdir. Allah'in en ziyade nefret ettigi yerler de carsi ve pazarlardir."
Muslim, Mesacid 288, (671).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
211 - Selman (radiyallahu anh) diyor ki: "Elinden geliyorsa, carsiya ilk giren olma. Oradan son cikan da olma. Cunku carsi, seytanin, (insanlari sasirtmak icin kiyasiya) savas verdigi yerdir, bayragi da orada dalgalanir."
Muslim, Fedailu's-Sahabe 100,(2451).

212 - Hz. Omer (radiyallahu anh): "Bizim carsimizda dini bilen kimseler saticilik yapsin" buyurmustur.
Tirmizi, Vitr 21, (487).

213 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) buyurmustur ki: "Ben, Sam'daki Umeyye Camii'nin merdivenlerinde bir dukkan sahibi olup, her gun elli dinar kazanip Allah yolunda harcamak ve bu esnada namazlarimi da hep cemaatle kilmak, Allah'in helal kildiklarini da haram etmemek sartlarini arzulamaktan ziyade, Allahu Teala'nin, haklarinda: "...o kimseler ki ne bir ticaret ne de bir alis veris onlari Allah'i zikretmekten alikoymaz" (Nur, 36) ovgusunu kullandigi kimselerden olmamaktan korkarim."
Bu rivayet Rezin'in ilavesidir.

NECASETLER

214 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: Mekke'nin fethedildigi sene Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Mekke'de isittim, soyle buyuruyordu: "Cenab-i Allah icki, olmus hayvan, domuz ve putun alim-satimini yasakladi." Bunun uzerine: "Ey Allah'in Resulu "olmus hayvanlarin ic yagi hakkinda ne buyurursunuz, zira onunla gemiler yaglarin, derilere surulur, kandiller aydinlatilir" dendi. Cevaben: "O (nun satisi) haramdir" buyurdu ve ilave etti: "Allah Yahudilerin canini alsin. Allah onlara olmus hayvanlarin ic yagini haram kildigi vakit bu yagi erittiler, sonra satip parasini yediler."
Buhari, Buyu 112, Megazi 50; Muslim, Musakat 71 (1581); Ebu Davud, Buyu 66 (3486); Tirmizi, Buyu 93, (7, 309-310); Ibnu Mace, Ticarat 11, (2167).

215 - Abdurrahman Ibnu Va'le'nin anlattigina gore, Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'dan uzum sirasi hakkinda sorunca ondan su cevabi almistir: "Adamin biri Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir sarap dagarcigi hediye etmisti, kendisine "Allah'in bunu haram kildigini bilmiyor musun?" dedi. Adam: "Hayir bilmiyorum" cevabini verdi ve yaninda bulunan birisine birseyler fisildadi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama "Ona ne fisildadin?" diye sorunca adam: "Onu satmasini emrettim" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Icilmesi haram olanin satilmasi da haramdir" buyurdu ve iki sarap dagarciginin agizlarini acarak iclerini bosaltti."
Muslim, Musakat 68, (1579); Muvatta, Esribe 12, (2, 846), Nesai, Buyu 90, (7, 307-308).

216 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Kabe'nin yaninda otururken gordum. Bir ara basini semaya kaldirarak guldu ve sunusoyledi: "-Allah Yahudilere Lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin! Allah onlara (olmus hayvanlarin) ic yagini yasaklamisti tutup bunu sattilar ve parasini yediler. Halbuki Allah bir millete bir seyin yenmesini haram etti mi, onun parasini da haram etti demektir."
Ebu Davud, Buyu 66 (3488).

217 - el-Mugire (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim icki satarsa, hinzir kasapligi da yapsin"
Ebu Davud, Buyu 66, (3489).

218 - Ebu Talha (radiyallahu anh) anlattigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan "Ickiye varis olan yetimler" hakkinda sormustur. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Dok onu!" emretmistir. Ebu Talha: "Sirke yapsam olmaz mi?" deyince de "Hayir!" diye cevap vermistir."
Ebu Davud, Esribe 3 (3675); Tirmizi, Buyu 58, (1293).
Tirmizi'nin rivayetinde: "Sarabi dok, kuplerini de kir" buyurmustur.

KABZEDILMEYEN SATISA DAIR

219 - Ibnu Omer (radiyallahu anh)'den rivayet edildigine gore Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle demistir: "Bir yiyecek satin alan kimse, onu kabzetmeden once satamaz"
Buhari, Buyu 49, 51, 54, 55, Hudud 42; Muslim, Buyu 29, 35, 40, 41, (1525-1526-1528-1529); Nesai, Buyu 55, (7, 286-287); Ebu Davud, Buyu 67 (3492); Tirmizi, Buyu 56 (1291); Muvatta, Buyu 40, (2, 640-641); Ibnu Mace, Ticarat 37, (2226).

220 - Bir diger rivayette: "...mali kabzedinceye kadar" ziyadesi vardir. Ibnu Omer der ki: "Biz hayvanla gelenlerden tartmadan goz karariyla yiyecek satin alirdik. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) satin aldigimiz bu seyleri baska yere naklederek yerini degistirmeden satmamizi yasakladi"
Muslim, (1527).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
221 - Hakim Ibnu Hizam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, bana gelip, birseyler almak isteyenler oluyor. Halbuki istenen sey bende yoktur. Bu durumda bilahere carsidan satin alarak teslim etmek uzere istenen seyi satayim mi?""Hayir dedi, yaninda mevcut olmayan seyi satma."
Nesai, Buyu 60, (7, 289), Ebu Davud, Buyu 70 (3503); Tirmizi, Buyu 19, (1232); Ibnu Mace, Ticarat 20, (2187).

222 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir kimsenin, yiyecek maddesini tam olarak kabzetmis olmadan satmasini yasakladi. Tavus derki: "Ibnu Abbas'a "Bu nasil olur?" diye sordum da bana su cevabi verdi: "Bu dirhemlerin dirhemlerle alinip satilmasidir, yiyecek maddesi ise tehir edilmistir."
Bes kitap'ta da tahric edilmistir.

223 - Suleyman Ibnu Yesar (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ebu Hureyre (radiyallahu anh) Mervan Ibnu'l-Hakem'e: -Sen faiz ticaretini helal kildin dedi. Mervan: -Ne yapmisim? diye sordu. Ebu Hureyre tekrar:
-Sen sened satisini helal addetmissin. Halbuki Resulullah (aleyhissalatu vesselam), tam olarak kabzedilmezden once yiyecek satisini yasakladi, dedi. Ravi der ki: "Bu konusma uzerine Mervan halka hitap ederek sened satisini yasakladi." Suleyman ilave etti: "Ben muhafizlarin bu senedleri, halkin elinden topladiklarini gordum."
Muslim, Buyu 40 (1528).

224 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir sefer sirasinda Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le beraber bulunuyorduk. Ben Hz. Omer'e ait, yuke yeni alistirilan henuz zabti zor bir devenin uzerindeydim. Deve dik baslilik edip cemaatin onune onune giderdi. Babam Omer (radiyallahu anh) devenin bu davranisindan uzulur, onu tekrar geriye atardi. Bana da: "Devene sahib ol, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onune gecmesin" derdi. Sonunda Resulullah (aleyhissalatu vesselam): -Ey Omer, onu bana sat dedi.
-Pekala o senin olsun ey Allah'in Resulu!" dedi. Boylece deveyi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ondan satin almis oldu. Sonra da Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana donerek: "Ey Abdullah, deveyi sana bagisladim, artik o senindir, onu istedigin gibi kullan" dedi.
Buhari, Buyu 47, Hibe 25.

MEYVELERIN VE EKINLERIN SATISINA DAIR

225 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle emretti: "Agaclarin uzerinde o yilin meyveleri (olgunlasmaya) salih oldugu (kizarmak, sararmak suretiyle) zahir olana kadar, meyveleri satmayin. Yas hurmayi kuru hurma karsiliginda da satmayin."
Yine Abdullah Ibnu Omer, Zeyd Ibnu Sabit'in soyle dedigini rivayet etmistir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yas hurmayi kurusu ile degistirmeyi yasakladiktan sonra, ariyyenin (muayyen bir agacin basindaki yas hurmayi) yerdeki yas veya kuru hurma ile tebdiline musaade buyurdu. Bu cesit bir degis tokusa baska alim-satimlarda musaade buyurmadi." Ibnu Omer'e meyvenin salih olarak ortaya cikmasi nedir? diye sorulunca su cevabi verirdi: "Meyvenin afete ugrayarak zarar gorme tehlikesini atlatmasidir."
Buhari, Buyu 82-87, Musakat 17, Selem 4; Muslim, Buyu 51, 59, 79, (1534, 1535, 1539); Ebu Davud, Buyu 20, (3361); Nesai, Buyu 28 (7, 262-263), 40 (7, 270-271), Eyman 45 (7, 33); Ibnu Mace, Ticarat 32, (2214-2215); Muvatta, Buyu 10, (2, 618).

226 - Buhari'nin disindaki muelliflerin kaydettigi bir diger rivayette soyle denir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) meyvesi olgunlasincaya kadar hurmayi, danesi beyazlasip afetten emin oluncaya kadar basagi satmaktan men etti. Bu muameleden satici da alici da yasaklanmistir.
Muslim, Buyu 50, (1535); Ebu Davud, Buyu 23, (3368); Tirmizi, Buyu 15, (1226-1227); Nesai, Buyu 40, (7, 270, 271); Ibnu Mace, Ticarat 32, (2214-2215).

227 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) olgunlasmazdan once meyvenin agacin basinda iken satilmasini yasakladi. Kendisine (aleyhissalatu vesselam) meyvenin olgunlasmasi ile ne kastediliyor? diye sorulunca: "Onun kizarmasi ve sararmasidir"diye acikladi ve ilave etti: "Cenab-i Hakk bir afet vererek meyveye mani olacak olsa, kardesinden aldigin parayi nasil helal addedeceksin?"
Buhari, Buyu' 83, Selem 4; Muslim, Musakat 15-17 (1555), Buyu 49, 50 (1534-1554); Muvatta, Buyu 11 (2, 618); Ebu Davud, Buyu 23, (3367); Ibnu Mace, Ticarat 61, (2284).

228 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) alacalanmazdan once meyvenin satilmasini yasakladi. "Meyvenin alacalanmasi nedir?" diye sorulunca: "Kizarmasi, sararmasi ve yenir hale gelmesidir" diye acikladi.
Buhari, Buyu 83, Zekat 58; Muslim, Buyu 53 (1536); Ebu Davud Buyu' 23, (3370-3373); Nesai, Buyu 28, (7, 264).

229 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) siyahlanmazdan once uzumun, sertlesmezden once hububatin satilmasini yasakladi."
Ebu Davud, Buyu 23, (3371); Tirmizi, Buyu 15 (1228); Ibnu Mace, Ticarat 32, (2217).

230 - Harice Ibnu Zeyd (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, babasi, sureyya yildizi dogmadikca meyve satmazdi.
Muvatta, Buyu 13, (2, 619).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
231 - Sehl Ibnu Ebi Hasme (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) yas hurmayi kuru hurma ile degistirmeyi yasakladi ve "Bu riba'dir, buna muzabene denir" buyurdu. Ancak ariyye satisini bundan istisna etti. Ariyye bahce sahibinin ayirdigi bir veya iki hurma agacidir. Onlarin basindaki meyvenin kuruyunca ne kadar olacagini goz karariyla tahmin eder. Bunun bedelince yas hurma (satin alip) yer".
Buhari, Buyu 83, Surb 17; Muslim, Buyu 64, (1540); Ebu Davud, Buyu 20, (3363); Tirmizi, Buyu 64, (1303); Nesai, Buyu 35, (7, 268).
Tirmizi bir baska rivayette su ilaveyi kaydeder: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yas uzumu kuru uzumle her meyveyi, meyve cinsinden tahmini karsiligiyla satmayi yasakladi." Yahya Ibnu Said ariyye'yi soyle acikladi: "Kisinin ailesine yedirmek maksadiyla birkac hurma agacinin yas meyvesini, -miktarini tahmin yoluyla takdir edip- kuru hurma karsiliginda satin almasidir."

232 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) dedi ki: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), kuru hurma vererek, tahmin yoluyla ariyyelerin satin alinmasina, bes vask veya bes vasktan az miktar icin izin verdi." Ravilerden biri, "bes vask" mi dedi, yoksa "bes vasktan az" mi dedi diye suphe etmistir.
Buhari, Buyu, 83 (Surb 17); Muslim, Buyu 71, (1541); Ebu Davud, Buyu 21, (3364); Nesai, Buyu 35, (7, 268); Tirmizi, Buyu 63, (1301); Muvatta, Buyu 14, (2, 620).

233 - Ebu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) muzabene ve muhakala'yi yasakladi. Muzabene, yeni meyvenin daha hurma, agacinin basinda iken satin alinmasidir. Imam Malik "...kuru hurma vererek" ziyadesini kaydetti.
Muhakale de bugday karsiliginda tarlanin kiralanmasidir.
Buhari, Buyu 82; Muslim, Buyu 105, (1546); Muvatta, Buyu 23-25 (2, 625); Nesai, Muzara'a 45, (7,39).

234 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) muzabene'yi yasakladi. Muzabene, yas hurmayi, olcege vurarak kuru hurma mukabili satmaktir, keza taze uzumu olcege vurarak kuru uzum karsiliginda satmaktir."
Buhari, Buyu 75, 82; Muslim, Buyu 74 (1542); Ebu Davud, Buyu 18 (3361); Nesai, Buyu 33, (7, 266); Tirmizi, Buyu 63, (1300); Muvatta, Buyu 23, (2, 624).

235 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ekini, olcekli olarak bugdayla satmaktan yasakladi."
Ebu Davud, Buyu 19, (3361).

236 - Sahiheyn'in Hz. Cabir'den kaydettikleri bir rivayet de soyle: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Muhabere ve Muhakale'yi yasakladi. Ata der ki: "Cabir bize su aciklamayi yapti: Mahabere: Bos araziyi, sahibi bir baskasina verir. Alan adam butun masraflari karsilayarak tarlayi eker. Tarla sahibi mahsulden hisse alir. Muzabene'ye gelince, bunun "daha agacta iken yas hurmayi, kuru harma ile olcekle satmak" oldugunu soyledi. Muhakale ise, ekinden cari bir alis-veris, muzabene'ye benzer, ekinin olcekle bugday mukabili satilmasidir.
Buhari, Surb 17, Muslim, Buyu 53, (1536); Tirmizi, Buyu' 55, (1290), 72, (1313); Ebu Davud, Buyu 24, (3374-3375); Nesai, Buyu 39, (7, 270).

237 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle denir: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) muhakale, muzabene, muaveme ve muharebe suretiyle yapilan alis-verisleri yasakladi. -Ravi der ki: Muaveme, bir kac yili icine alan bir satistir.- Keza, sunya'yi da yasakladi" Sunen muellifleri su ziyadeyi kaydederler. "...bilinme durumu haric"
Muslim, Buyu, 85 (1536).

238 - Nesai'nin diger bir rivayetinde: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)... muhadara ve muhabere satislarini yasakladi" der. Ravi su aciklamayi yapti: Muhadara, hurmanin alaca dusmezden once satilmasidir, muhabere de, yiginin, (miktarini goz karariyla tahmin edip) su kadar bu kadar sa'ya satmaktir.
Buhari, Enes'ten su ziyadeyi kaydetti: "...mulamese ve munabeze'yi de... yasakladi."

ALIM-SATIMI CAIZ OLMAYAN ESYALAR HAKKINDA

239 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) buyurdu ki: "Efendisinden cocuk doguran cariyeyi efendisi artik satamaz, hibe edemez, miras olarak da birakamaz. Hayatta kaldigi muddetce ondan istifade eder. Olecek olursa cariye hur olur."
Muvatta, Itk 6, (2, 776).

240 - Rezin, Hz. Cabir (radiyallahu anh)'in su sozunu kaydeder: "Biz Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ve Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) zamaninda ummu veled'i satardik. Hz. Omer bu alis-veristen bizi yasaklayinca terk ettik." Ibnu'l-Esir: "Bu rivayeti ana kaynaklarda (Usul) goremedim" der.
Ebu Davud, Itk 8, (3953); Ibnu Mace, Itk 2, (2517).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
241 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) diyor ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) vela'nin alim-satimini ve hibe edilmesini yasakladi."
Buhari, Itk 10, Feraiz 21; Muslim, Itk 16, (1506); Ebu Davud, Feraiz 14, (2919); Tirmizi, Buyu' 20 (1236); Muvatta, Itk, 10 (2, 782); Ibnu Mace, Feraiz 15, (2747); Nesai, Buyu 87, (7, 306).
Bazi alimler, hadisteki "...hibe edilmesini..." kisminin, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sozu olamiyacagini iddia etmistir.

242 - Iyas Ibnu Abdillah (radiyallahu anh) "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in suyun satilmasini yasakladigini" rivayet etmistir.
Ebu Davud, Buyu 63, (3478); Tirmizi, Buyu 44, (1271); Nesai, Buyu 88, (7, 307); Ibnu Mace, Ruhun 18, (2477).

243 - Hz. Cabir' (radiyallahu anh)'den rivayet edildigine gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) "Suyun fazlasini satmayi yasaklamistir."
Muslim, Musakat, 34 (1565); Nesai, Buyu 89, (307); Ibnu Mace, Ruhun 18, (2477).

244 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Ot satmak maksadiyla suyun fazlasi satilmaz" dedigini rivayet etmistir.
Buhari, Surb 2, Hiyel 5; Muslim, Musakat 38, (1566); Ibnu Mace, Ruhun 19, (2478).

245 - Nesai disindaki bes kitapta geldigine gore, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle emretmistir: "Ota mani olmak maksadiyla suyun fazlasina mani olmayin."
Buhari, Musakat 2, Hiyel 5; Muslim, Musakat 37, (1566); Muvatta, Akdiye 29, (2, 744); Ebu Davud, Buyu 62, (3473); Tirmizi, Buyu 24 (1272); Ibnu Mace, Ruhun, 19, (2478).

246 - Amra Bintu Abdirrahman'in naklettigine gore Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Kuyu suyunun fazlasi yasaklanamaz"
Muvatta, Akdiye 30, (2, 745); Ibnu Mace, Ruhun 19, (2479).

247 - Muhacirlerden bir kisi sunu anlatmistir: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le birlikte uc defa gazveye katildim. Onun soyle soyledigini isittim: "Muslumanlar uc seyde ortaktirlar: Suda, otda ve ateste."
Ebu Davud, Buyu 62, (3477); Ibnu Mace, Ruhun 16, (2473).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
248 - Buheysetu'l-Fezariyye (radiyallahu anh) anlatiyor: "Babam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan izin isteyerek kendisi ile kamisi arasina girdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i opuyor ve kucakliyordu. Sonra: "Ey Allah'in Rasulu yasaklanmasi yasak olan sey nedir? bana soyle" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Tuz!" dedi. Babam tekrar sordu: "Baska ne var?" Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ates!" dedi. Sonra tekrar sordu: "Ey Allah'in Resulu yasaklanmasi helal olmayan sey nedir?" Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayir yapman kendine hayirdir" cevabini verdi"
Ebu Davud, Buyu 62, (3476).

249 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sarkici cariyeleri satmayin, satin da almayin. Onlara (musiki) de ogretmeyin. Onlari alip satmak sartiyla yaptiginiz ticarette hayir yoktur, onlar icin odenen para haramdir." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ilave etti: "Su ayet bu gibiler hakkinda nazil olmustur: "Insanlardan bazilari, bir bilgisi olmadigi halde, Allah yolundan saptirmak icin bos sozlere musteri cikarlar. Allah yolunu alaya alirlar. Iste bunlara alcaltici bir azab vardir" (Lokman 6),
Tirmizi, Buyu 51, (1282), Tefsiru'l-Kur'an, Lokman, (3193); Ibnu Mace, Ticarat 11, (2168).

250 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) taksimden once ganimetin satilmasini yasakladi."
Tirmizi, Siyer 14, (1563).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
251 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Cahiliye insanlari, devenin etini, karnindakinin hamileligi vaktine satarlardi. "Karnindakinin hamileligi" devenin karnindakini dogurmasi, doganin da buyuyup hamile kalmasidir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu alis-verisi yasakladi." Buhari'nin bir rivayetinde "...sonra karnindaki de dogar" denir.
Buhari, Buyu 61, Menakibu'l-Ensar 26, Selem 8; Muslim, Buyu 5-6, (1514); Tirmizi, Buyu 16, (1229); Ebu Davud, Buyu 24, (3370); Nesai, Buyu' 67, 68 (7, 293-294); Ibnu Mace, Ticarat 24, (2197); Muvatta, Buyu 62, (2, 653-654).

252 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'in naklettigine gore Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Odemenin, karnindakinin dogumuna tehiri riba (faiz)dir."
Nesai, Buyu 67, (7, 293).

253 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) erkek deveye (parayla) cekmeyi yasakladi."
Muslim, Musakat 35, (1565); Nesai, Buyu 94, (7, 310).

254 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hassan (radiyallahu anh), Ebu Talha (radiyallahu anh)'nin tasadduk ettigi Beyruha adli bahceden hissesine dusen kismi (Hz. Muaviye'ye yuzbin dirheme) satmisti. Kendisine: "Ebu Talha'nin sadakasini satiyor musun?" dediler. Su cevabi verdi: "Yani bir sa' hurmayi, bir sa' para mukabilinde satmayayim mi?"
Buhari, Vesaya 17.

255 - Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hayvanin et mukabilinde satilmasini yasakladi."
Muvatta, Buyu 64, 66.

ALDATMAYA DAIR

256 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek alis-veriste aldatildigini soyledi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine: "Alis-veris yaptigin kimseye: Aldatmaca yok! de" buyurdu.
Buhari, Buyu 48, Istikraz 19, Husumat 3, Hiyel 7; Muslim, Buyu 48, (1533); Ebu Davud, Buyu 68, (3500); Tirmizi, Buyu 28 (1250); Nesai, Buyu 51; Muvatta, Buyu 98.

257 - Abdulmecid Ibnu Vehb anlatiyor: "Bana, el-Adda' Ibnu Halid (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bana yazdigi bir mektubu sana okuyayim mi?" dedi. Ben: "Memnuniyetle!" deyince bir mektup cikardi. Mektupta sunlar yazili idi: "Bu, el-Adda Ibnu Halid Ibni Zehve'nin Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'den satin aldigi seyi tevsik eder. el-Adda ondan bir kole veya cariye satin aldi. Kolede, ne herhangi bir hastalik, ne (zina, hirsizlik, kacma gibi) bir duskunluk ne de (satisini gayr-i mesru kilan hurr asilli bulunmak, emanet ve rehin olarak verilmis olmak gibi) haramlik yoktur. Bu Muslumanin Muslumana satisidir."
Tirmizi, Buyu 8, (1216); Buhari, senetsiz olarak kaydetmistir. (Buyu, 19); Ibnu Mace, Ticarat 47, (2251).

258 - Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam carsiya satmak uzere mal koydu. Muslumanlardan biri alici cikinca, onu ikna icin, "senin vermedigin parayi odedim" diye Allah'a kasem etmisti. Bunun uzerine su ayet nazil oldu: "Allah'in ahdini ve yeminlerini az bir degere degisenler var ya, iste onlarin ahirette bir paylari yoktur. Allah, kiyamet gunu, onlara hitab etmeyecek, onlara bakmayacak, onlari temize cikarmayacaktir. Elem verici azab onlar icindir" (Al-i Imran, 77),
Buhari, Buyu 27, Tefsir 33.

259 - Amr Ibnu Dinar anlatiyor: "Nevvas adinda biri vardi. Yaninda su icme hastasi bir deve vardi. Ibnu Omer (radiyallahu anh) bu deveyi ortagindan satin aldi. Ortagi kendisine ugrayinca: "Su devemiz var ya onu sattik" dedi: Ortagi "kime" deyince "su su evsafta bir yasliya" diye tarif etti. Ortagi: "Oylemi, amma da yaptin, vallahi o zat Ibnu Omer'dir" dedi: "Sonra Ibnu Omer (radiyallahu anh)'e gelerek: "Ortagim sana su icme hastasi bir deve satmis, durumunu da sana soylememis" dedi. Ibnu Omer: "Oyleyse gotur onu" dedi. Adam goturmek uzere tutunca: "Birak deveyi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hukmune raziyiz, sirayet yoktur" buyurdu."
Buhari, Buyu 36.

260 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) carsida bir yiyecek yiginina rastlayinca elini yigina daldirip cikardi. Parmaklarina rutubet bulasti. Adama: "Ey satici nedir bu?" diye cikisti. Adam: "Ey Allah'in Resulu, yagmur islatti, deyince: "Bu yasligi uste getirip, herkesin gormesini sagliyamaz miydin? Kim bizi aldatirsa o bizden degildir" buyurdu.
Muslim, Iman 164, (102); Tirmizi, Buyu 74, (1315); Ebu Davud, Buyu, 52, (3452); Ibnu Mace, Ticarat, 36, (2224). Metin, Muslim'inkidir.
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
261 - Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde (yukaridaki hadiste) su ziyade mevcuttur: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a "elini yigina daldir" diye vahyedildi, o da elini daldirdi. Yigin islakti. "Aldatan bizden degildir" buyurdu."

262 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) buyurmustur ki: "Musluman bir kimsenin, bir malda kusur oldugunu bildigi halde, musteriye haber vermeden satmasi haramdir."
Buhari, bunu bir babin basliginda kaydetmistir. (Buyu19).

SUTU HAYVANIN MEMESINDE BEKLETMEYE DAIR

263 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Deve ve koyunun memelerinde sut bekletmeyin. Kim boyle sutu bekletilmis bir sagmal hayvan satin almissa sagdiktan sonra muhayyerdir, dilerse kabul eder, dilerse bir sa' miktarinda kuru hurma da vererek iade eder."
Buhari, Buyu 64; Muslim, Buyu 11, (1524); Ebu Davud, Buyu 48, (3443, 3444, 3446); Nesai, Buyu 14, (7, 253-254); Muvatta, Buyu 96, (2, 683); Tirmizi, 29, (1251-1252).

264 - Buhari'nin bir baska rivayetinde "...Memun kalirsa hayvani tutar, memnun kalazsa iade eder. Iade ettigi takdirde sagdigi sut icin bir sa' kuru hurma verir" denmektedir.
Buyu 69.

265 - Muslim'in bir rivayetinde "Musteri satin aldigi sutu bekletilmis sagmal hayvan hakkinda uc gun muhayyerdir. Iade edecek olursa beraberinde bir sa' miktarinda yiyecek verir, bugday degil" denmektedir.
Buyu, 25.
Muslim'in bir baska rivayetinde: "...bir sa' kuru hurma verir, bugday degil" denir.
Buhari ve Muslim'in rivayetlerinde: "Deve ve koyunun sutu (satis sirasinda) memede bekletilmez" buyurulur.

266 - Nesai'nin bir rivayetinde: "Kim sutu bekletilmis bir deve veya davar satin alirsa..." denir.

267 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim sutu memesinde bekletilmis bir deve satin alirsa o uc gun muhayyerdir. Sayed iade edecek olursa, hayvanla birlikte, sutu mislince veya sutunun iki mislince bugday da verir."
Ebu Davud 48, (3446); Ibnu Mace, 42, (2240).

FIYAT KIZISTIRMAYA DAIR

268 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "(Alici olmadiginiz halde, fiyatlari kizistirmak icin) musteri ile saticinin aralarina girmeyin."
Buhari, Buyu 58; Muslim, Buyu 11, (1515), Nikah 52 (1413); Ebu Davud, Buyu 46, (3438); Tirmizi, Buyu 65, (1304); Nesai, Buyu 21 (7, 1259); Ibnu Mace, Ticarat 14, (2174).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
269 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) diyor ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) musteri kizistirmayi yasakladi".
Buhari, Buyu 60; Muslim, Buyu 13, (1216); Muvatta, Buyu 97, (2, 684); Ibnu Mace, Ticarat 14 (2173); Nesai, Buyu 16, 17, 21. (7, 258).
Imam Malik su ilavede bulunur: "Kizistirma (necs): Aslinda alici olmadigin halde, (araya girerek) mala degerinden fazla fiyat vermendir. Boylece (gercekten almak isteyen) bir baskasi, seni takiben mala daha fazla fiyat vererek aldanir."

270 - Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh) buyurmustur ki: "Musteri kizistiran, riba yemis haindir. Bu is, batil bir aldatmadir, helal degildir."
Buhari bunu senetsiz olarak ve sahabe sozu seklinde rivayet etmistir. Buyu 60.
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
271 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'un anlattigina gore: "Kendisi, hanimindan bir cariye satin alir. Ancak karisi bir sart kosarak der ki: "Sayet cariyeyi satacak olursan, satin aldigin fiyatla ben alacagim." Bu hususta Hz. Omer (radiyallahu anh)'e sordum. Bana: "Cariyeye yaklasma. Onda baska birisi icin sart var" dedi.
Muvatta, Buyu5, (2, 616).

272 - Amr Ibnu Suayb Ibni Muhammed Ibni Abdillah Ibni Amr Ibni'l-As babasi tarikiyle ceddi Abdullah'tan rivayet ettigine gore, "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), bey'u'l-urban'i yasaklamistir."
Ebu Davud, Buyu 69, (3502); Muvatta, Buyu 1, (2, 609); Ibnu Mace, Ticarat 22, (2192).
Imam Malik bey'ul-urban'i soyle tarif eder: "Kisinin bir kole veya cariyeyi satin alip veya bir hayvani kiralayip, sonra satan veya kiralayan kimseye: "Sana su kadar dirhem veya dinar veriyorum, su sartla ki, ben bu mali satin alir veya senden kiraladigim hayvana binersem sana vermis oldugum para, malin bedelinden veya hayvanin kirasindan sayilacaktir. Sayet mali almaktan, veya hayvani kiralamaktan vazgecersem, sana onceden vermis oldugum para senin olsun" der.

273 - Abdullah Ibnu Ebi Bekr'in anlattigina gore: "Dedesi Muhammed Ibnu Amr, el-Efrak adindaki baginin meyvesini dort bin dirheme satti. Bundan sekiz yuz dirheme (tekabul eden) hurmayi mustesna kildi."
Muvatta, Buyu 18, (2, 622).

274 - Imam Malik (radiyallahu anh)'e ulastigina gore, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) satisi ve selefi yasaklamistir.
Imam Malik bunu soyle aciklar: "Bu, bir kimsenin digerine soyle demesidir: "Senin malini su su fiyata aliyorum ancak bir sartla sen de benden sunu ve sunu selef suretiyle satin alacaksin". Bu cesit bir muamele caiz degildir."
Muvatta, Buyu 69, (2, 657).

275 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le birlikte gazveye katildim. Ben su tasimada kullandigimiz devemizin uzerinde giderken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana kavustu. Devem yorgundu ve bu yuzden gerilerden yuruyordu. Durumu gorunce Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) de geride kalarak deveyi surdu ve ona dua buyurdu. Bunun uzerine butun develerin onunden gitmeye basladi. Bana: "Deveni nasil goruyorsun?" diye sordu. "Cok iyi goruyorum, bereketiniz degdi" dedim. "Onu bana satar misin?" buyurdu. Ben utandim, bundan baska su tasiyan devemiz yoktu. Yine de "evet" dedim ve Medine'ye varincaya kadar sirti benim olmak sartiyla deveyi kendilerine sattim. Ona: "Ey Allah'in Rasulu yeni evliyim" diyerek izin istedim. Bana izin verdiler. Bunun uzerine, Medine'ye gelince beni dayim karsiladi. Deveden sordu. Deve ile ilgili yaptiklarimi anlatinca beni ayipladi. Izin istedigim sirada Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Bakire ile mi, dulla mi evlendin?" diye sormustu. Ben "dul biriyle" dedim. "Niye bakire ile degil, o seninle sen de onunla sakalasirdiniz" buyurdu. Ben: "Ey Allah'in Resulu, babam vefat etti. Bir cok kiz kardesim var, hepsi de kucuk. Onlarla ayni yasta, onlarin terbiyeleriyle mesgul olamayacak, onlara bakamiyacak cok genc biriyle evlenmeyi uygun bulmadim. Bu sebeple onlara bakip terbiyelerini yapacak birdulla evlendim" dedim."
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye gelince deveyi vermek uzere yanlarina gittim. Bana parasini verdi ve deveyi de iade etti."
Buhari, Cihad 49, 113, Vekalet 8, Mesacid 59, Buyu 34, Istikraz 1, 7, Mezalim 26, Hibe 23, Surut 4, Nikah 10, 121, Nafakat 12, Daavat 53; Muslim, Musakat 109, (710), Salatu'l-Musafirin 69, (710), Rida 54, (710); Tirmizi, Nikah 13, (1100), Buyu 30, (1253); Nesai, Buyu 77, (7, 297-300); Ebu Davud, Ticarat 71, (3505); Ibnu Mace, Ticarat 29, (2205).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
276 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Deveyi bana bir okiyye'ye sat" dedi. Ben: "Hayir" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) israr ederek: "Onu bana bir okiyye'ye sat" dedi ben de sattim fakat evime kavusuncaya kadar binme sartini kostum. Medine'ye gelince, teslim etmek uzere deveyi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirdim. Bana parasini hemen odedi. Ben oradan ayrildim. Arkamdan birini gondererek: "Esasen senin devene musteri degilim, sen deveni geri al artik, o yine senin olsun" dedi.
Bir diger rivayette: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hayvanin sirtini Medine'ye kadar bana iade etti" denir.
Bir diger rivayette: "Medine'ye kadar sirti senin" denir.
Bir diger rivayette: "...Medine'ye kadar sirtini sart kildi" ifadesi vardir. Buhari der ki: "Sart kilma ifadesi rivayetlerin cogunda yer alir. Sahih olan da budur."
Bir diger rivayette: "Deveyi, dort dinara (sattim)" denir. Bu, dinarin on dirhem hesabindan bir okiyye yapar. Diger bir rivayette "Bir okiyye altin'a" denir. Diger bir rivayette "ikiyuz dirheme" denir. Bir diger rivayette "dort okiyye'ye" denir. Bir diger rivayette "Yirmi dinara" denir.
Bir diger rivayette: "Medine'ye geldigim zaman dikkatli ol hanimin hayizli olabilir"buyurdu. Bu rivayette "Aksam vakti Medine'ye geldim. Mescide ugradim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i orada mescidin kapisinda buldum. Bana "Simdi mi geldin?" diye sordu. "Evet!" dedim. Bana: "Deveni birak, iceri gir, iki rek'at namaz kil!" buyurdu. Ben hemen girdim, namaz kildim ve dondum. Hz. Bilal'e emrederek bana bir okiyye tartmasini soyledi. Bilal derhal tartti ve biraz da fazla koydu" denir.
Bir diger rivayette Cabir (radiyallahu anh) der ki: "(Evimize) girmek icin gittigim zaman, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle uyardi: "Biraz agir olun, evlere geceleyin girelim. Boylece, saci basi daginikolanlar taranir, gurbette kocasi olanlar etek trasi olurlar."

277 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle gelmistir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"-Bana su deveyi sat" buyurdu. Ben:
"-Hayir satmam, size bagisliyorum, deve sizin olsun ey Allah'in Resulu" dedim.
"-Olmaz, bagis kabul etmem, sat onu bana" buyurdu. Ben:
"-Oyleyse, dedim, bir adama bir okiyye miktarinda altin borcum var, ona mukabil deveyi size sattim" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"-Aldim onu, ancak sen yukunu Medine'ye kadar onun uzerinde gotur" dedi.
Medine'ye gelince, Hz. Bilal (radiyallahu anh)'e:
"-Cabir'e bir okiyye altin ver, biraz da fazla olsun" emretti. Bilal bu soz uzerine bir kirat fazla tartti. Kendi kendime: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bana verdigi fazla miktari yanimdan hic ayirmayacagim" dedim. Harra harbinde, Samlilar tarafindan yagma edili.

278 - Yine Muslim'den gelen bir baska rivayet soyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bana, deveyi su, su bedele sat, Allah da seni magfiret buyursun, olmaz mi?" dedi. Ben cevaben: "elbette, o sizin olsun" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir taraftan miktari artirmaya devam ediyor bir taraftan da: "Allah Teala sana magfiret buyursun" diyordu. Bu sozu uc kere tekrar etti."

279 - Bir diger rivayette soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Allah'in adiyla bin" dedi. Medine'ye geldigimiz zaman Resulullah (aleyhissalatu vesselam), ashabindan bazi gruplarla birlikte mescide girdi. Ben de mescide girip, devemi kapinin yanindaki tas doseli kisma bagladim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a "iste deveniz" diye haber verdim. Mescidden cikti. Deveye yaklasti ve "Deve, devemizdir" buyurdu. Sonra birkac okiyye altin gonderip: "Bunu Cabir'e verin" dedi. Sonra bana: "Parayi aldin mi?" diye sordu. "Evet" dedim. Bunun uzerine: "Para da, deve de senindir" buyurdu (ve deveyi de geri verdi.)"

280 - Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin anlattigina gore: "Berire, mukatebe borcunu odeme hususunda yardimci olmasi icin kendisine (Hz. Aise'ye) ugramisti. O ana kadar borcundan herhangi bir sey odememis bulunuyordu. Hz. Aise, Berire'ye "Ailene don, senin mukatebe borcunu odememi istiyorlarsa bir sartla yaparim: Senin uzerindeki vela hakki bana gecmeli" dedi.
Berire donup, ailesine durumu anlatti. Onlar kabul etmediler ve: "Sana bir iyilik yapmak isterse yapsin, karismayiz, ancak vela'n bize aittir" dediler.
Hz. Aise (radiyallahu anha) bunun uzerine, durumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e arzetti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Sen satin al, sonra da azad et. Vela hakki, azad edene aittir" buyurdu.
Bunu soyledikten sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ayaga kalkarak su hitabede bulundu: "Insanlara ne oluyor ki, alis-verislerinde Kitabullah'ta bulunmayan sartlari kosuyorlar? Kitabullah'ta olmayan bir sart kosana bu helal olmaz. Boyle biri yuz sart da kosacak olsa, Allah'in sarti daha dogru, daha saglamdir."
Buhari, Mesacid 70, Zekat 61, Buyu 67, 73, Itk 10, Mekatib 2, 3, 4, 5, Hibe 7, Surut 3, 10, 13, 17, Talak 16, Kefaratu'l-Iman 8, Feraiz 19, 20, 22, 23; Muslim, Itk 5, (1504); Muvatta, Itk 17, (2, 780); Ebu Davud, Itk 2, (3929-3930); Nesai, 85, 86 (7, 300); Tirmizi, Buyu 33, (1256), Vevaya 7, (2125); Ibnu Mace, Itk 3, (2521).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
281 - Diger bir rivayette, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye soyle soylemistir: "(Berire'yi) once satin al sonra da azad et. (Onu satan efendilerini de birak, bir ise yaramiyacak olan) istedikleri sarti kossunlar." Aise Berire'yi satin alip, azad etti. Berire'nin ailesi, vela hakkinin kendilerine ait olmasi sartini kostu. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam); su aciklamayi yapti:
"(Olmaz oyle sey!) Vela hakki azad edene aittir. Satanlar yuz sartta kossalar (batildir!)".
Buhari, Surut 10.

MULAMESE VE MUNAZEBE'YE DAIR

282 - Ebu Said el-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) iki giyim ve iki de alis-veris tarzini yasakladi. Yasaklanan satis tarzlari: Mulamese ve munabezedir. Mulamese, digerinin elbisesine gunduz veya gece, eliyle sadece degmesi, elbiseyi altust ederek iyice gormemesi (ve bu kadarla satis akdinin tamamlanmasidir).
Munabeze ise, kisinin elbisesini oburune atmasi, oburunun de kendi elbisesini ona atmasi ve bu atismanin da, elbiseye bakip razi olmadan satis sayilmasidir.
Yasaklanan iki giyinmeden biri, istimalu's-samma'dir; bu da kisinin elbisesini omuzlarindan biri uzerine koyup, sarinmasi, diger giyinme omuzunu acikta elbisesiz birakmasidir. Yasaklanan diger giyinme tarzi ihtiba'dir. Bu da oturmakta olan bir kimsenin elbisesine sarinmasi, bu esnada fercini orten baska bir sey olmamasidir."
Buhari, Libas 20, 21, Salat 10, Savm 66, Buyu 62, 63, Isti'zan 42; Muslim, Buyu 3, (1512); Ebu Davud, Buyu 25, (3377-3378); Nesai, Buyu25, (7, 260-261); Ibnu Mace, Ticarat 12, (2170).

283 - Nesai'nin bir rivayetinde su aciklama yapilir: "Munabeze: saticinin; "Bu elbiseyi sana atarsam satis tamam olmustur" demesidir. Mulamese de elbiseyi acip, evirip cevirmeden elini degmesi ve degince de satis muamelesinin tamam olmasidir."
Nesai'de Ibnu Omer (radiyallahu anh)'den: "Bu, cahiliye ehlinin, alis-veriste basvurduklari bir tarzdi" aciklamasi yer alir.

BEY'U'L-GARAR VE DIGERLERI HAKKINDA

284 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bey'u'l-garar ve bey'u'l-hasati yasakladi."
Muslim, Buyu 4, (513); Ebu Davud, Buyu 25, (3376); Tirmizi, Buyu 17, (1230); Nesai, Buyu 27 (7, 262); Ibnu Mace, Ticarat 23, (2194).

285 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Halk oyle cetin devirler yasayacak ki, o zaman zenginler, kendilerine emredilmedigi halde, cimriliklerinden, ellerindekileri cok siki tutacaklar. Cenab-i Hakk: "Aranizdaki fazileti unutmayin" buyurmaktadir (Bakara 237). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da sunlari yasaklamistir: Bey'u'l-muzdar'i, bey'u'l-garar'i, (mechulun satisi) ve salahi ortaya cikmadan meyve satisini."
Ebu Davud, Buyu 26 (3382).

286 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Koylu adina sehirli satis yapmasin" dedi ve ilave etti: "Birakin insanlari, Allah birinin sebebiyle digerini riziklandirsin" buyurdu."
Buhari, Buyu 58, 64, 67, 69, 70, 71, Icare 14, Suru 8; Muslim, Buyu 11, 12, 18-21, (1515, 1520-1523); Nesai, Buyu 17, (7, 256); Ibnu Mace, Ticarat 15, (2176); Muvatta, Buyu 96, (2, 683).

287 - Hz. Enes (radiyallahu anh)'ten gelen bir baska rivayette su sekilde ifade edilmistir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ana baba bir kardes bile olsa sehirlinin koylu adina satis yapmasini menetti."
Buhari, buyu 68, Muslim, Buyu 19, (1521); Nesai, Buyu 18, (7, 256); Ibnu Mace, Ticarat 15, (2177).

288 - Ebu Davud ve Nesai'den gelen bir baska rivayette soyle buyurulur: "Sehirlinin koylu adina satis yapmasi yasaktir, sehirli koylunun kardesi veya babasi bile olsa." Ebu Davud'un Hz. Enes (radiyallahu anh)'ten yaptigi bir baska rivayet su ziyadeyi ihtiva eder: "Sehirli koylu icin hicbir sey satmasin, koylu adina satin da almasin" demektir.

289 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle emrettiler: "Saticilar mallarini carsiya indirmezden once yolda karsilayip alis-veris yapmayin."
Tirmizi ve Muvatta disindakilerde tahric edilmistir.
Ebu Davud hadisin bas kisminda su ziyadeye yer verir: "Birbirinizin alis-verisine karsi alis-veris yapmayin. (Pazara giden) mali yolda karsilamayin."
Nesai'de "ticaret mali (es-Sila')" yerine "Celeb mali" tabiri kullanilmistir. (Celeb: Satmak icin celbedilen mala denir.).

290 - Ibnu Omer'den gelen bir baska rivayette: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) saticinin malini ovmesini ve daha pazara varmadan malin yolda satin alinmasini veya sehirlinin koylu adina satis yapmasini yasakladi" buyrulur.
Bir baska rivayette de sadece "malin daha pazara varmadan satin alinmasini yasakladi" denmektedir.
Buhari, Buyu 71; Muslim, Buyu 15, (1518); Ebu Davud, Icare 45 (3436); Nesai, Buyu 18, (7, 257); Ibnu Mace, Ticarat 16, (2179).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
291 - Ayni kaynaklarin Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'dan yaptiklari bir rivayette soyle denir: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Pazara binerek (uzaktan) gelenleri yolda karsilamayin. Sehirli, koylu adina alim-satim yapmasin."
Tavus, Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'tan sordu: "Sehirli koylu adina alim-satim yapmasin" sozunden maksat nedir?" Ibnu Abbas: "Onun adina simsarlik yapmasin (yani ucret mukabili alim-satim islemini yapmasin)."
Ebu Davud, Icare 47, (3439).

292 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam), celeb malin pazara gelmeden once karsilanmasini yasakladi. Kim onu yolda karsilar ve satin alirsa, malin sahibi pazara gelince muhayyerdir (satistan vazgecebilir).
Buhari, Buyu 71; Muslim, Buyu 17, (1519); Tirmizi, Buyu 12, (1221); Nesai, Buyu 18, (7, 257); Ebu Davud, Buyu 45, (3437).
Yukarida kaydedilen metin Muslim, Tirmizi ve Ebu Davud'daki metinlerin aynisidir.

293 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) soyle haber verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir satista iki satisi yasakladi."

294 - Ebu Davud'da gelen rivayet soyledir: "Bir satista iki satis yapan kimseye en dusuk olani (helal)dir. Aksi halde ribadir."
Ebu Davud, Icare 55, (3461), Muvatta, Buyu 72, (2, 663); Nesai, Buyu 73 (7, 395-396); Tirmizi, Buyu 18, (1231).

295 - Imam Malik (radiyallahu anh)'ten anlatildigina gore ona su durum ulasmistir: "Adamin biri diger birisine: "Bana su deveyi pesin parayla sat, ben de sana vade ile satayim" der. Adam bu tarz alis-veris hakkinda Ibnu Omer'e sorar. Ibnu Omer hoslanmaz ve adami bu isten nehyeder."
Muvatta, Buyu 73, (2, 663).

296 - Ibnu Omer (radiyallahu anh)'in anlattigi uzere Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Birinizin satisi uzerine baskaniz satis yapmasin."
Buhari, Buyu 58, 64, 70, 71, Surut 8, Nikah 45; Muslim, Nikah 49, (1412), Buyu 7, 8, 11, (1412), Birr 29, (2563), 32 (2564); Ebu Davud, Nikah 17, (2080), Buyu 45, (3436), 48 (3443); Tirmizi, Nikah 38 (1134), Buyu 57, (1292); Nesai, Nikah 20, 21 (6, 72, 73, 74), Buyu 17, 20, 21, (7, 258); Ibnu Mace, Ticarat 13, (2171); Muvatta, Buyu 95, 96, (2, 683).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
297 - Nesai'den gelen bir diger rivayette soyle buyrulmustur: "Kisi, kardesi, satin alma isini kesinlige kavusturuncaya veya tamamen vazgecinceye kadar araya girip alis-veriste bulunmasin."

298 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sehirlinin koylu adina alis-veris yapmasini, alici olmadigi halde alici imis gibi gorunup yuksek fiyat vererek fiyat artirmayi, iki kimsenin baslattigi alis-veris muamelesi kesinlik kazanip tamamlanmadan bir baskasinin ayni mal uzerinde alis-verise girismesini, bir kiz istetilmis iken ona talib olmayi, bir kadinin, -kiz kardesinin kabindakini almak icin- kocasina onu bosamasini taleb etmesini yasakladi."
Buhari, Buyu 58, 70, 71, Surut 8, 11; Muslim, Nikah 38, 39, 51, 52, (1408-1413), Buyu 12, (1515); Tirmizi, Talak 14, (1190); Nesai, Nikah 20, (6, 71), Buyu 19, 21, (7, 258-259); Ebu Davud, Nikah 2, (2176), 18, (2080); Muvatta, Buyu 45, (2, 683).
Bir baska rivayette: "...Kardesinin satisi (kesinlesmeden araya girip fiyatini) artirmasin" seklindedir.
Bir baska rivayette: "...Kisi kardesinin pazarligi uzerine pazarlik yapmasin."
(Muslim, Buyu 9).

299 - Ebu Davud'dan gelen bir baska rivayette soyle denmistir: "Deve ve davarin sutunu memesinde bekletmeyin. Kim boyle (memede sutu bekletilmis) bir hayvani satin alirsa, sagdiktan sonra muhayyerdir: Memnun kalirsa hayvani alikor, memnun kalmazsa hayvani iade eder ve (sagdigi sute karsilik olmak uzere) bir sa' hurma verir."
Ebu Davud, Buyu 48 (3493).

300 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Pazara gitmekte olan mali onceden karsilamayin. Hayvanlarin sutunu memelerinde (gunlerce bekleterek) biriktirmeyin. Bir birinize karsi (musteriyi kizistirmak icin alici olmadiginiz halde, yuksek fiyat vererek) malin degerini artirmayin."
Tirmizi, Buyu 41 (1268). Tirmizi hadisin sahih oldugunu belirtti.
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
301 - Abdullah Ibnu Amri'bni'l-As (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Hem veresiye hem satis helal olmaz. Bir satista iki sart da helal degildir. Zimmette olmayanin kari yoktur. Yaninda bulunmayan malin satisi yoktur."
Ebu Davud, Buyu 70, (3503); Tirmizi, Buyu 19, (1234); Nesai, Buyu 60, 71, 72 (7, 288, 295); Ibnu Mace, Ticarat 20, (2188). Tirmizi, hadisin sahih oldugunu soyledi.

302 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) miktari bilinmeyen kuru hurma yiginini, miktari belli kuru hurma ile satmayi yasakladi.
Muslim, Buyu 42, (1530); Nesai, Buyu 37, 38, (2, 269, 270).

303 - Nesai'nin bir diger rivayetinde soyle denmistir: "Yiyecek yigini, yiyecek yigini mukabilinde satilmaz. Yiyecek yigini, miktari belli yiyecek mukabilinde satilmaz."

304 - Ebu Eyyub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinledim, diyordu ki: "Kim cocuguyla annesi arasini ayirirsa kiyamet gunu Allah (celle celaluhu) sevdikleriyle onun arasini ayirir."
Tirmizi, Buyu 52, (1283), Siyer 17, (1566).

305 - Hz. Ali (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, "(Satis sebebiyle cariye bir) anne ile cocugunun arasini ayirmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunu yasakladi ve satisi bozdu."
Ebu Davud, Buyu, Cihad 133, (2696); Ibnu Mace, Ticarat 46, (2249).
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
306 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bana, kardes iki kole hediye etti. Bunlardan birini sattim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir ara sordu: "Koleler ne yapiyorlar?" Ben durumu soyledim. Bunun uzerine bana: "Satisi boz, satisi boz" buyurdu."
Tirmizi, Buyu 52, (1284); Ibnu Mace 46, (2249).

RIBA (FAIZ) 'NIN ZEMMINE DAIR

307 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ribayi (faizi) yiyene de, yedirene de lanet etti."
Muslim, Musakat 25, (1579); Ebu Davud, Buyu 4, (3333); Tirmizi, Buyu 2, (1206); Ibnu Mace, Ticarat 58, (2277).
Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde su ziyade vardir: "(Faiz muamelesine) sahitlik edenlere de bu muameleyi yazana da..."

308 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar oyle bir devre ulasacak ki, o zamanda riba yemeyen kalmayacak. Oyle ki, (dogrudan) yemeyene buhari ulasacak."
Bir rivayette "...tozu ulasacak" denir.
Ebu Davud, Buyu 3, (3331); Nesai, Buyu 2, (7, 243); Ibnu Mace, Ticarat 58, (2278).

309 - Amr Ibnu'l-Ahvas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Veda Hacci sirasinda dinledim, soyle diyordu: "Haberiniz olsun, cahiliye devrindeki butun ribalar kaldirilmistir, odenmeyecektir. Sadece verdiginiz ana parayi alacaksiniz. Boylece ne zulmetmis olacaksiniz ne de zulme ugramis olacaksiniz. Haberiniz olsu cahiliye devrindeki butun kan davalari kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk kan davasi da el-Haris Ibnu Abdilmuttalib'in kan davasidir. Bu kimse, Benu Leys'te sut anadaydi. Huzeyl onu oldurmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): Yarabbi teblig ettim mi? dedi. Cemaat: Evet teblig ettin dediler ve uc kere tekrarladilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): Yarabbi Sahid ol! dedi ve uc kere tekrar etti."
Ebu Davud, Buyu 5, (3334).
Hattabi der ki: "Ebu Davud, hadisi su sekilde, yani "Haris Ibnu Abdilmuttalib'in kan davasi..." diye rivayet etmistir. Halbuki diger kitaplarda: Rebi'a Ibnu'l-Haris Ibni Abdilmuttalib'in kan davasi seklinde rivayet edilmistir.

RIBA ILE ILGILI HUKUMLER

310 - Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Altin altinla pesin olmazsa ribadir. Bugday bugdayla pesin satilmazsa ribadir. Arpa arpayla pesin satilmazsa ribadir. Kuru hurma kuru hurmayla pesin satilmazsa ribadir."
Buhari, Buyu 54, 74, 76; Muslim, Musakat 79, (1586); Ebu Davud, Buyu 12, (3348); Ibnu Mace, Ticarat 50, (2160), (2259); Muvatta, Buyu 38, (2, 636-637); Tirmizi, Buyu 24 (1243); Nesai, Buyu 41, (7, 273).
Yukaridaki metin Sahiheyn'in metnidir. Buhari'nin bir rivayetinde, "verik (yani basilmis dirhem) verikle, altin altinla..." seklinde gelmistir.
 

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
311 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda bize bayagi hurma veriliyordu. Bu muhtelif cins kuru hurmanin bir karisimi idi. Bu bayagi hurmanin iki olcegini bir olcek iyi hurma mukabilinde satiyorduk. Bu tarz Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kulagina ulasinca soyle buyurdu: "Iki olcek hurmaya bir olcek hurma, iki olcek bugdaya bir olcek bugday iki dirheme bir dirhem olmaz."
Buhari, Buyu 21; Muslim, Musakat 98, (1594, 1595, 1596); Tirmizi, Buyu 23, (1241); Nesai, Buyu 41, 50, (17, 271, 272, 273); Muvatta, 32, (2, 632).

312 - Bir rivayette de soyle gelmistir: "Hz. Bilal (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a (iyi cins bir hurma olan) berni hurmasi getirmisti. "Bu nereden?" diye sordu. Bilal (radiyallahu anh): Bizde adi hurma vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yemisi icin ondan iki olcek vererek bundan bir olcek satin aldik, dedi. Bunun uzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Eyvah! Bu ribanin ta kendisi, eyvah bu ribanin ta kendisi, sakin oyle yapma. Sayet iyi hurma satin almak istersen elindekini ayrica sat. Sonra onun parasiyla iyi hurmayi satin al" dedi.
Buhari, Vekalet 11; Muslim, Musakat 96, (1594); Nesai, Buyu 41, (7, 271-272).

313 - Sahiheyn'de yer alan bir rivayette soyle gelmistir. "Dinar dinarla, dirhem dirhemle basa bas misliyle degistirilmelidir. Kim fazla verir veya fazla alirsa ribaya girmis olur."
Hadisi rivayet eden ravi der ki: "Ben dedim ki; "Ibnu Abbas (radiyallahu anh) bunu soylemez. Ebu Said der ki: "Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'a sordum: Sen bunu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan mi isittin, Kitabullah'ta mi gordun? Bana su cevabi verdi: "Bunun ikisini de soylemiyorum. Siz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i benden daha iyi tanirsiniz. Ancak bana Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anh) haber verdi ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sadece veresiye satista riba vardir" buyurmustur."
Muslim, Musakat 101, (1596).

314 - Muslim'in bir diger rivayeti soyledir: "Altin altinla, gumus gumusle, bugday bugdayla, arpa arpayla, hurma hurma ile, tuz tuzla basbasa misliyle, pesin olarak satilir. Kim artirir veya artirilmasini taleb ederse ribaya girmistir. Bu iste alan da veren de birdir."
(Muslim, Musakat 82).
Yine Muslim'de Ebu Hureyre'nin bir rivayetinde "...cinsleri farkli ise mustesna" denir.
Muslim, Musakat 82, (1584).

315 - Ubadetu'bnu Samit (radiyallahu anh)'ten gelen bir baska rivayette (su ziyade) ifade edilmistir: "...Bu cesitler farkli oldugu takdirde pesin ise dilediginiz gibi satin." Bu hadisi, Buhari haric , Bes Kitap rivayet etmistir.
Muslim, Musakat 81, (1587); Ebu Davud, Buyu 12, (3349-3350); Tirmizi, Buyu 23, (1240); Nesai, Buyu 43, 44, (7, 274, 275, 276, 277, 278); Ibnu Mace, Ticarat 48, (2254).

316 - Ebu'l-Minhal anlatiyor: "Zeyd Ibnu Erkam ve el-Bera Ibnu Azib (radiyallahu anh)'e sarf'tan (yani altinla gumusu cinsi cinsine satmaktan) sordum. Ikisi de su cevabi verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) altinin gumus mukabilinde veresiye satilmasini yasakladi."
Buhari, Buyu 80, 8, Sirket 10, Menakibu'l-Ensar 50; Muslim, Musakat 87, (1589); Nesai, Buyu 49, (7, 280).

317 - Fadale Ibnu Ubeyd (radiyallahu anh) buyuruyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Hayber'de bulundugu sirada altin ve boncuklarla yapilmis bir gerdanlik getirildi. Bu satilik ganimet mallarindandi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) altinlarin boncuklardan ayrilmasini emretti. Derhal gerdanligin altin kismi ile boncuk kismi birbirinden ayrildi. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Altin, altina mukabil, tartisi tartisina satilsin" buyurdular.
Buhari haric Bes Kitap tahric etti. Muslim, Musakat 89, (1591); Tirmizi, Buyu 32, (1255); Ebu Davud, Buyu 13, (3351-3353); Nesai, Buyu 48, (7-279).

318 - Muslim'de gelen diger bir rivayette Hanes es-San'ani der ki: "Biz Fadale ile bir gazvede beraberdik. Derken bana ve arkadaslarima ganimetten bir gerdanlik isabet etti. Gerdanlik altin, gumus ve kiymetli taslardan yapilmisti. Ben bunu satin almak isteyerek, Fadale'ye sordum. Bana soyle cevap verdi: Bunun altinini ayir, bir kafeye koy. Kendi altinini da bir kefeye koy. Sonra sakin misli mislinden fazla birsey alma! Zira ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle buyurdugunu isittim: "Kim Allah'a ve ahiret gunune iman ederse sakin misli mislinden fazla bir sey almasin."
Muslim, Buyu 91, (1591).

319 - Ebu Bekre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam), gumusun gumuse basa bas olmayan satisini yasakladi. Bize altin mukabilinde diledigimiz sekilde gumus ve gumus mukabilinde diledigimiz sekilde altin satin almayi emretti." Muslim'in ziyadesinde "...Bir adam "pesin mi?" diye sordu. Ebu Bekre: "Ben boyle isittim" cevabini verdi. Sahiheyn ve Nesai rivayet etmistir.
Buhari, Buyu 81, 77; Muslim, Musakat, 88, (1590); Nesai, Buyu, 50 (7, 280-281).

320 - Yahya Ibnu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayber'in fethi sirasinda iki Sa'd'a (Sa'd Ibnu Ebi Vakkas ve Sa'd Ibnu Ubade), ganimet malindan altin veya gumus bir kabi satmalarini emretti. Onlar, her uc (birim)'i ayni dort (birim) mukabilinde, veya her dort (birim)'i uc (birim) ayin mukabilinde sattilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara: "Siz riba yaptiniz, geri verin" emretti."
Muvatta, Buyu 28, (2, 632).
 
Üst Alt