Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Kurban
Kurban Ve Kurban Bayramı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Elifgül" data-source="post: 23201" data-attributes="member: 1043"><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"><strong>Kurban</strong>, kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini keserek yapılan bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu varlığa bir teşekkürdür. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"><strong>Kurban ibadeti ıslâmiyetten önce de vardı </strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Cenab-ı Hakk'ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş bir peygamber olan ıbrahim (a.s.) bir adakta bulunmuş, bir oğlu olduğu takdirde onu Allah'a kurban edeceğini adamıştı. Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu. Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti. Hz. ıbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür. Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir. ıbrahim a.s. da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur. Artık Hz. ıbrahim'in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Elbette bu çok zordu ama Allah'tan aldığı vahye uymaması daha zordu. ıbrahim a.s büyük bir imtihan karşısında olduğunu anladı. Hiç tereddüt etmeden Allah'a teslim oldu ve durumu oğlu ısmail aleyhi's-selâm'a açmaya karar verdi. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">şimdi konu ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in açıklamalarını dinleyelim: Allah Teala buyuruyor: </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"<strong>ıbrahim 'Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı gôrüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi. (ısmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. ınşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah'a teslim oldular (Allah'ın emrine boyun eğdiler). ıbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: 'Ey ıbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.' Dedik ve ona (ısmail'e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun ıbrahim'e. ışte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır.</strong>" (1) </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Görülüyor ki, Kur'an da Hz. ıbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir. Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken: "<strong>Ey ıbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin</strong>." buyurmuştur. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">ıbrahim a.s, Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, ısmail'in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfudur. Allah, insanları Hz. ıbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">ıbrahim a.s oğlu yerine Cenâb-ı Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir. Böylece kurban Hz. ıbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "<strong>Kurban</strong>" kelimesinde bu mana vardır. ınsan kurban kesmekle ıbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her şeyde esas olan iyi niyettir. Kurbanda da böyledir, iyi niyet ve ihlas esastır. Bakınız, bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor: </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"Onların (kurbanların ) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır.'' (2) Esasen Allah Teâla ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri kabul eder. Maide suresindeki şu ayet-i kerimeler bu konuyu bir örnek vererek açıklıyor. Allah Tealâ buyuruyor. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"(Ey Muhammed) Onlara Adem'in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti (Kurbanı kabul edilmeyen ötekine). </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">-Seni öldüreceğim, demişti. Diğeri ise : </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">- Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder, dedi ve devam etti : "Allah'a yemin ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.'' dedi. (3)</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Görülüyor ki, kurban kesenlerden biri iyi niyeti ve Allah'tan korkması sebebiyle sunduğu kurban kabul görmüş, diğeri ise kötü niyeti sebebiyle kurbanı kabul edilmemiştir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur : </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur.''(4) </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Kurban, ıslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Her gün dünyada sayısız hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanır. Halbuki kurban bayramında kesilen kurbanlardan daha çok yoksullar ve hayır kurumları istifade eder. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"><strong>Kurban Bir ıbadet midir Yoksa Gelenek midir? </strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Kurban bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşrûiyeti sabit olan bir ibadettir. Kurban da zekat gibi Hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor: </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"Kurbanlık deve ve sığırlar, Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. O halde onları ön ayaklarından biri bağlı olduğu halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları yere yaslandığı vakit onların etlerinden yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. Böylece onları sizin emrinize verdik ki, şükredesiniz."(5) </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. şüphesiz ki o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin."(6) </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Peygamberimiz kurbanı tavsiye ederlerken kendileri bizzat kurban keserek de örnek olmuşlardır. Müslim'in rivayetine göre Enes (r.a.) şöyle demiştir : </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"Allah'ın Resûlü, beyaz renkli iki koç kurban ederdi." (7) </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"><strong>Kurbanın Hükmü </strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">ıslâm alim ve müçtehitleri kurbanın hükmü hakkında farklı içtihatlarda bulunmuşlardır. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">ımam Azam Ebû Hanife'ye göre kurban vaciptir. Delili de:"Rabbin için namaz kıl ve kurban kes"(8) âyet-i kerimesinin delâletiyle peygamberimizin : </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın."(9) Hadisindeki vaid (korkutma) dır. Böyle bir korkutma ancak vacip olan bir ibadetin terki için yapılır. Yani ımam Azam demek istiyor ki, kurban vacip olmasaydı peygamberimiz onu terkedene böyle bir tehditte bulunmazdı. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">şâfiî, Mâliki ve Hanbelîler ile Hanefîlerden ımam Ebû Yusuf'a göre ise kurban vacip değil, sünnet-i müekkededir.(10) </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Kurbanın sünnet olduğunu söyleyenlerin dayandıkları delillerin bir kısmı aşağıdaki hadis-i şeriflerdir: </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Ümmü Seleme (r.a.)' den rivayete göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"Bilinen on gün girdiği vakit elinde kurbanı olup kurban kesmek isteyen kimse (bedeninden) asla bir kıl almasın, tek bir tırnak kesmesin."(11) </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Bu hadis-i şerifte Peygamberimiz kurbanı kişinin isteğine bırakmıştır. Bu ise onun vacip olmadığını gösterir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Bir başka hadis-i şerif ise meâlen şöyledir: </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">"Üç şey vardır, bunlar bana farz, size nafiledir. Onlar da vitir, kurban ve kuşluk namazıdır."(12) </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">Kurbanın hükmü (yani vacip mi sünnet mi olduğu) hakkındaki bu farklı görüş ve içtihatlar sebebiyle; bir kimsenin zekât, hac, sadaka-i fıtır, ve kurban borcu olduğu halde vefat edip bu borçlarının ödenmesi için malının üçte birini vasiyet etse (ki ancak malının üçte birini vasiyet etmeye mezundur) malının üçte biri yeterse borçlarının tamamı ödenir. Malının üçte biri borçlarını ödemeye yetmediği takdirde önce zekât borcu ödenir. Çünkü borçların içerisinden önemli olanı zekâttır. Bu borcu ödendikten sonra malı artarsa haccı yaptırılır. Bundan sonra sadaka-i fıtır borcu ödenir. Daha sonra da malı kalırsa kurban borcu ödenir.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">1- Saffât, 100-111. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">2- Hacc, 37. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">3- Maide, 27-28. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">4- Buharî, Bedülvahiy, 1. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">5- Hacc, 36. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">6- Tirmizî, Adâhî, 1; ıbn Mâce, Adâhî, 3. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">7- Müslim, Adâhî 3, ıbn Mâce, Adâhî, 2. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">8- Kevser, 2. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">9- ıbn Mâce, Adâhî, 2. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">10- Mebsût, c. 12, s. 8, Neylülevtar, c. 5, s. 126. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">11-Müslim, Adâhî, 7. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">12- Ahmed b. Hanbel. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">13- Bedayiu's-sanayi, Beyrut, 1974, c. 5, s. 64. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">14- Reddülmuhtar, c. 5, s. 309. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">15- Buhari, Adâhî, 1. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">16- Müslim, Hac, 19. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">17- Et-Tergib ve't-Terhîb, Beyrut, 1968, c. 2, s. 154. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">18- Ebû Davût, Salat, 245. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">19- Mecmeu'zevâid, Beyrut, 1967, c. 2, s. 198. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000"><strong>Kaynak: </strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #008000">1) Diyanet Aylık Dergisi</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Elifgül, post: 23201, member: 1043"] [SIZE=3][COLOR=#008000][B]Kurban[/B], kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini keserek yapılan bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu varlığa bir teşekkürdür. [B]Kurban ibadeti ıslâmiyetten önce de vardı [/B] Cenab-ı Hakk'ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş bir peygamber olan ıbrahim (a.s.) bir adakta bulunmuş, bir oğlu olduğu takdirde onu Allah'a kurban edeceğini adamıştı. Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu. Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti. Hz. ıbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür. Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir. ıbrahim a.s. da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur. Artık Hz. ıbrahim'in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu. Elbette bu çok zordu ama Allah'tan aldığı vahye uymaması daha zordu. ıbrahim a.s büyük bir imtihan karşısında olduğunu anladı. Hiç tereddüt etmeden Allah'a teslim oldu ve durumu oğlu ısmail aleyhi's-selâm'a açmaya karar verdi. şimdi konu ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in açıklamalarını dinleyelim: Allah Teala buyuruyor: "[B]ıbrahim 'Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı gôrüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi. (ısmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. ınşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah'a teslim oldular (Allah'ın emrine boyun eğdiler). ıbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: 'Ey ıbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.' Dedik ve ona (ısmail'e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun ıbrahim'e. ışte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır.[/B]" (1) Görülüyor ki, Kur'an da Hz. ıbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir. Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken: "[B]Ey ıbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin[/B]." buyurmuştur. ıbrahim a.s, Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, ısmail'in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfudur. Allah, insanları Hz. ıbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı. ıbrahim a.s oğlu yerine Cenâb-ı Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir. Böylece kurban Hz. ıbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir. Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "[B]Kurban[/B]" kelimesinde bu mana vardır. ınsan kurban kesmekle ıbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur. Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her şeyde esas olan iyi niyettir. Kurbanda da böyledir, iyi niyet ve ihlas esastır. Bakınız, bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor: "Onların (kurbanların ) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır.'' (2) Esasen Allah Teâla ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri kabul eder. Maide suresindeki şu ayet-i kerimeler bu konuyu bir örnek vererek açıklıyor. Allah Tealâ buyuruyor. "(Ey Muhammed) Onlara Adem'in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti (Kurbanı kabul edilmeyen ötekine). -Seni öldüreceğim, demişti. Diğeri ise : - Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder, dedi ve devam etti : "Allah'a yemin ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.'' dedi. (3) Görülüyor ki, kurban kesenlerden biri iyi niyeti ve Allah'tan korkması sebebiyle sunduğu kurban kabul görmüş, diğeri ise kötü niyeti sebebiyle kurbanı kabul edilmemiştir. Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur : "Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur.''(4) Kurban, ıslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Her gün dünyada sayısız hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanır. Halbuki kurban bayramında kesilen kurbanlardan daha çok yoksullar ve hayır kurumları istifade eder. [B]Kurban Bir ıbadet midir Yoksa Gelenek midir? [/B] Kurban bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşrûiyeti sabit olan bir ibadettir. Kurban da zekat gibi Hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor: "Kurbanlık deve ve sığırlar, Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. O halde onları ön ayaklarından biri bağlı olduğu halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları yere yaslandığı vakit onların etlerinden yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. Böylece onları sizin emrinize verdik ki, şükredesiniz."(5) Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: "Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. şüphesiz ki o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin."(6) Peygamberimiz kurbanı tavsiye ederlerken kendileri bizzat kurban keserek de örnek olmuşlardır. Müslim'in rivayetine göre Enes (r.a.) şöyle demiştir : "Allah'ın Resûlü, beyaz renkli iki koç kurban ederdi." (7) [B]Kurbanın Hükmü [/B] ıslâm alim ve müçtehitleri kurbanın hükmü hakkında farklı içtihatlarda bulunmuşlardır. ımam Azam Ebû Hanife'ye göre kurban vaciptir. Delili de:"Rabbin için namaz kıl ve kurban kes"(8) âyet-i kerimesinin delâletiyle peygamberimizin : "Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın."(9) Hadisindeki vaid (korkutma) dır. Böyle bir korkutma ancak vacip olan bir ibadetin terki için yapılır. Yani ımam Azam demek istiyor ki, kurban vacip olmasaydı peygamberimiz onu terkedene böyle bir tehditte bulunmazdı. şâfiî, Mâliki ve Hanbelîler ile Hanefîlerden ımam Ebû Yusuf'a göre ise kurban vacip değil, sünnet-i müekkededir.(10) Kurbanın sünnet olduğunu söyleyenlerin dayandıkları delillerin bir kısmı aşağıdaki hadis-i şeriflerdir: Ümmü Seleme (r.a.)' den rivayete göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Bilinen on gün girdiği vakit elinde kurbanı olup kurban kesmek isteyen kimse (bedeninden) asla bir kıl almasın, tek bir tırnak kesmesin."(11) Bu hadis-i şerifte Peygamberimiz kurbanı kişinin isteğine bırakmıştır. Bu ise onun vacip olmadığını gösterir. Bir başka hadis-i şerif ise meâlen şöyledir: "Üç şey vardır, bunlar bana farz, size nafiledir. Onlar da vitir, kurban ve kuşluk namazıdır."(12) Kurbanın hükmü (yani vacip mi sünnet mi olduğu) hakkındaki bu farklı görüş ve içtihatlar sebebiyle; bir kimsenin zekât, hac, sadaka-i fıtır, ve kurban borcu olduğu halde vefat edip bu borçlarının ödenmesi için malının üçte birini vasiyet etse (ki ancak malının üçte birini vasiyet etmeye mezundur) malının üçte biri yeterse borçlarının tamamı ödenir. Malının üçte biri borçlarını ödemeye yetmediği takdirde önce zekât borcu ödenir. Çünkü borçların içerisinden önemli olanı zekâttır. Bu borcu ödendikten sonra malı artarsa haccı yaptırılır. Bundan sonra sadaka-i fıtır borcu ödenir. Daha sonra da malı kalırsa kurban borcu ödenir. 1- Saffât, 100-111. 2- Hacc, 37. 3- Maide, 27-28. 4- Buharî, Bedülvahiy, 1. 5- Hacc, 36. 6- Tirmizî, Adâhî, 1; ıbn Mâce, Adâhî, 3. 7- Müslim, Adâhî 3, ıbn Mâce, Adâhî, 2. 8- Kevser, 2. 9- ıbn Mâce, Adâhî, 2. 10- Mebsût, c. 12, s. 8, Neylülevtar, c. 5, s. 126. 11-Müslim, Adâhî, 7. 12- Ahmed b. Hanbel. 13- Bedayiu's-sanayi, Beyrut, 1974, c. 5, s. 64. 14- Reddülmuhtar, c. 5, s. 309. 15- Buhari, Adâhî, 1. 16- Müslim, Hac, 19. 17- Et-Tergib ve't-Terhîb, Beyrut, 1968, c. 2, s. 154. 18- Ebû Davût, Salat, 245. 19- Mecmeu'zevâid, Beyrut, 1967, c. 2, s. 198. [B]Kaynak: [/B] 1) Diyanet Aylık Dergisi[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Kurban
Kurban Ve Kurban Bayramı
Üst
Alt