- Katılım
- 8 Mayıs 2011
- Mesajlar
- 154
- Tepkime puanı
- 4
Bu soru da nerden çıktı demeyin. İlmihal ve fıkıh sorusu olarak sormadım. Zaten Fıkıh değil kurban tefakkuhu çerçevesinde meseleye bakacağım. Tefakkuh Kur’an’a ait bir kavram. Tevbe süresi 122. ayette geçer. “Sağlam ve derin anlayış” anlamına gelir. Bir gurup insanın savaş durumunda bile dinde derin bir anlayış kazanmak için ilmi çalışma yapmasını Allah bizden istiyor.
Çağımızda kurban tartışmalarını gördükçe fıkıh okumakla değil Kur’an fıkhı üretmekle ancak tartışmaların biteceğine inanıyoruz.
Kurbanla ilgili ayetlere bakalım:
Kevser süresi: Surede geçen “nahr” ifadesi çok manalı olup sadece kurban kes anlamına gelmemektedir. Kevser süresi Mekke de inmiş, oysa kurban Medine’de meşru kılınmıştır.
Kevser süresinde kurban emredilmiyor, kesilmekte olan hayvanların sadece Allah adına kesilmesini emretmektedir.
Kurban ile ilgili bilgiler hac süresinde hac kurbanları ile ilgili olarak verilmektedir. Hac suresi’nin ana konusu Allah’ı tanıma, ibadet ve takva’dır. Hacc süresi 25–37 arası ayetlerde takva konusunda kurban kesmenin tuttuğu yerden söz edilmektedir.
Hac suresinde iki yerde kurbandan söz edilmektedir. Biri haccın menasikinden söz edildiği yerde takva bağlantılı olarak. Hacc 25–37 pasajını Kuran’dan okuyalım. Diğeri Allah’ın nimetlerinin hatırlatılmasından sonra Hacc suresi 63–72 ayetlerini okuyalım.
Adeta şunu demek istiyor gibidir: Kurban kesmek kulların yapması gereken şeylerden bir parçadır. Takva dandır. Takvayı geliştirir. Takvayı geliştiren bir şey Allah’ın ölçülerine göre dünyanın maddiyatından daha kıymetli değil midir?
Hacc (25–37) pasajında kurbanın takva için gerekli olduğundan söz edilirken Hacc (63–72) pasajında Kurbanın O’nun şeriatı olduğundan söz edilmektedir. Kısaca Kurban Allah’a ibadet ve takva ile alakalı olarak gösterilmektedir.
Çağımızda hacca karşı çıkanlar, kurban üzerinden tartışanlar var. Bu konuda tartışmaya kalkışan kimselere iltifat etmemek gerekir. Bilgisiyle her şeyi kuşatan Allah sanki bu günü anlatıyor. Bakın Hacc süresi (68–70)ayetlerinde neden söz ediyor. O halde bu konuda yani kurban kesme konularında veya din hususunda seninle çekişmesinler. Rabbine davet et. Yani o’nun dinine, ibadetine ve O’na karşı takvalı olmaya çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzeresin. Seninle tartışırlarsa de ki: Allah yaptığınızı çok iyi biliyor. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında Allah kıyamet günü aranızda sevap ve itab ile hükmedecektir.
Ayetlere bir kez daha bakalım: “Biz her ümmet için kurban kesmeyi meşru kıldık. Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine O’nun adını ansınlar diye. Sizin ilahınız bir tek Allah’tır. Sen itaatkâr ve alçak gönüllü olanları müjdele” (hacc 34.)
“Her ümmete bir ibadet yolu tayın ettik: ONLAR ONU YAPARLAR. O halde bu konuda seninle tartışmasınlar. Ve rabbine davet et: şüphesiz ki sen dosdoğru bir hidayet üzeresin.” (hacc: 67)
Bu ayetler kurban kesmenin bütün çağlar boyunca devam edecek Allah’ın şeri bir hükmü olduğunu bu konuyu tartışacak olanlara bakılmaması gerektiğini, Allah’ın doğru yolunun bu olduğunu, yüce Allah’ın göklerde ve yerde her ne varsa hepsini bildiğini ve bütün bunları bir kitapta kaydettiğini gösteriyor. Kurban ibadet ve takva vasıtası olup bunlar vasıtası ile de Allah’a şükür gerçekleşmiş olur.
Konuyu daha iyi kavramak için lütfen kur’an-ı kerim Mealinden hacc suresi 25–37 ve 63–72. ayetler arasını okuyunuz. Sayfa. 334–335 ve 339–340
Kurban konusu’nun “Ey insanlar, sizi de sizden öncekileri de yaratan Rabbinize ibadet edin. Ta ki takva sahi olasınız.” (Bakara:21) ayetine geniş açıklamalar getiren hacc suresinde yer alması manidardır. “Allahtan korkun ki şükretmiş olursunuz” (Alimran:23)
Kurbana takva yani Allah’tan sakınma bilinci katmalıyız. Bütün ibadetler böyle. Bir ibadeti yapmadan önce o ibadetin şuuruna sahip olmalıyız.
Tefakkuh’ta (derin düşünme) kurban işte budur. Tefakkuh etmeden fıkıh okuyanların fıkhı tüketmekten başka işi yoktur. Tartışa dursunlar: Kurban farz mı? Vacib mi? Sünnet mi? Kurbanın sütü içilir mi?
Kurban bayramı girmeden bu konuyu ele aldık ki önceden hazırlığımızı yapalım.
Kurban İslam’ın getirdiği yeni bir uygulama değil. Tıpkı sünnet olmak, tavaf, say, salât ve hacc gibi İbrahim Peygamberin kutlu mirasıdır. Peygamberimiz şirke bulanmış diğer ibadetler gibi kurban ibadetini de zararlı unsurlardan ayıklayıp asli haline döndürerek SÜNNET kılmıştır. Hem Rasulüllah hem sahabesi Medine’de hacc dışında kurban kesmişlerdir. Tartışanlar: Allah’a daha iyi yaklaşılırım kaygısı taşıdıklarından tartışıyor değiller. Dikkatli olalım.
Çağımızda kurban tartışmalarını gördükçe fıkıh okumakla değil Kur’an fıkhı üretmekle ancak tartışmaların biteceğine inanıyoruz.
Kurbanla ilgili ayetlere bakalım:
Kevser süresi: Surede geçen “nahr” ifadesi çok manalı olup sadece kurban kes anlamına gelmemektedir. Kevser süresi Mekke de inmiş, oysa kurban Medine’de meşru kılınmıştır.
Kevser süresinde kurban emredilmiyor, kesilmekte olan hayvanların sadece Allah adına kesilmesini emretmektedir.
Kurban ile ilgili bilgiler hac süresinde hac kurbanları ile ilgili olarak verilmektedir. Hac suresi’nin ana konusu Allah’ı tanıma, ibadet ve takva’dır. Hacc süresi 25–37 arası ayetlerde takva konusunda kurban kesmenin tuttuğu yerden söz edilmektedir.
Hac suresinde iki yerde kurbandan söz edilmektedir. Biri haccın menasikinden söz edildiği yerde takva bağlantılı olarak. Hacc 25–37 pasajını Kuran’dan okuyalım. Diğeri Allah’ın nimetlerinin hatırlatılmasından sonra Hacc suresi 63–72 ayetlerini okuyalım.
Adeta şunu demek istiyor gibidir: Kurban kesmek kulların yapması gereken şeylerden bir parçadır. Takva dandır. Takvayı geliştirir. Takvayı geliştiren bir şey Allah’ın ölçülerine göre dünyanın maddiyatından daha kıymetli değil midir?
Hacc (25–37) pasajında kurbanın takva için gerekli olduğundan söz edilirken Hacc (63–72) pasajında Kurbanın O’nun şeriatı olduğundan söz edilmektedir. Kısaca Kurban Allah’a ibadet ve takva ile alakalı olarak gösterilmektedir.
Çağımızda hacca karşı çıkanlar, kurban üzerinden tartışanlar var. Bu konuda tartışmaya kalkışan kimselere iltifat etmemek gerekir. Bilgisiyle her şeyi kuşatan Allah sanki bu günü anlatıyor. Bakın Hacc süresi (68–70)ayetlerinde neden söz ediyor. O halde bu konuda yani kurban kesme konularında veya din hususunda seninle çekişmesinler. Rabbine davet et. Yani o’nun dinine, ibadetine ve O’na karşı takvalı olmaya çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzeresin. Seninle tartışırlarsa de ki: Allah yaptığınızı çok iyi biliyor. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında Allah kıyamet günü aranızda sevap ve itab ile hükmedecektir.
Ayetlere bir kez daha bakalım: “Biz her ümmet için kurban kesmeyi meşru kıldık. Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine O’nun adını ansınlar diye. Sizin ilahınız bir tek Allah’tır. Sen itaatkâr ve alçak gönüllü olanları müjdele” (hacc 34.)
“Her ümmete bir ibadet yolu tayın ettik: ONLAR ONU YAPARLAR. O halde bu konuda seninle tartışmasınlar. Ve rabbine davet et: şüphesiz ki sen dosdoğru bir hidayet üzeresin.” (hacc: 67)
Bu ayetler kurban kesmenin bütün çağlar boyunca devam edecek Allah’ın şeri bir hükmü olduğunu bu konuyu tartışacak olanlara bakılmaması gerektiğini, Allah’ın doğru yolunun bu olduğunu, yüce Allah’ın göklerde ve yerde her ne varsa hepsini bildiğini ve bütün bunları bir kitapta kaydettiğini gösteriyor. Kurban ibadet ve takva vasıtası olup bunlar vasıtası ile de Allah’a şükür gerçekleşmiş olur.
Konuyu daha iyi kavramak için lütfen kur’an-ı kerim Mealinden hacc suresi 25–37 ve 63–72. ayetler arasını okuyunuz. Sayfa. 334–335 ve 339–340
Kurban konusu’nun “Ey insanlar, sizi de sizden öncekileri de yaratan Rabbinize ibadet edin. Ta ki takva sahi olasınız.” (Bakara:21) ayetine geniş açıklamalar getiren hacc suresinde yer alması manidardır. “Allahtan korkun ki şükretmiş olursunuz” (Alimran:23)
Kurbana takva yani Allah’tan sakınma bilinci katmalıyız. Bütün ibadetler böyle. Bir ibadeti yapmadan önce o ibadetin şuuruna sahip olmalıyız.
Tefakkuh’ta (derin düşünme) kurban işte budur. Tefakkuh etmeden fıkıh okuyanların fıkhı tüketmekten başka işi yoktur. Tartışa dursunlar: Kurban farz mı? Vacib mi? Sünnet mi? Kurbanın sütü içilir mi?
Kurban bayramı girmeden bu konuyu ele aldık ki önceden hazırlığımızı yapalım.
Kurban İslam’ın getirdiği yeni bir uygulama değil. Tıpkı sünnet olmak, tavaf, say, salât ve hacc gibi İbrahim Peygamberin kutlu mirasıdır. Peygamberimiz şirke bulanmış diğer ibadetler gibi kurban ibadetini de zararlı unsurlardan ayıklayıp asli haline döndürerek SÜNNET kılmıştır. Hem Rasulüllah hem sahabesi Medine’de hacc dışında kurban kesmişlerdir. Tartışanlar: Allah’a daha iyi yaklaşılırım kaygısı taşıdıklarından tartışıyor değiller. Dikkatli olalım.