Kur’an’ın Bilimsel ve Felsefi Bir Dil Kullanmayışı

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,320
Tepkime puanı
117
3) Kur’an’ın Bilimsel ve Felsefi Bir Dil Kullanmayışı:

Allah ortalama insanın anlayabileceği, sade, açık ve anlaşılır bir dil kullanmıştır. Ama kullandığı bu dil aynı zamanda engin ve derin manaları ihtiva eder. Dolayısıyla farklı kültür ve bilgi seviyesinden insanlar, o ifadeleri, kendi zihin ve ruh dünyasında farklı algılayabilirler.
Mesela Allah “Dağları birer kazık yapmadık mı?” (Nebe: 78/7) ifadesiyle, dağları vasfediyor. Kazık tabiri ilmi bir terim değildir. Dolayısıyla okuyucu dağlara bakıp onların gerçekten kazığa benzediklerini ve onları Allah’ın yarattığını anlamaktadır. Burada Allah’ın asıl anlatmak istediği, tabiatta insanların gözleri önünde bulunan bazı varlıklara dikkat çekmek, bütün bunların, Allah tarafından yaratıldığını ve O’na ait olduğunu anlatmaktır. Ortalama insan, Allah’ın söz konusu ifadedeki bu mesajını algılar.
Öte yandan jeolojik açıdan coğrafi açıdan veya diğer bilimler açısından dağlarla meşgul olan insanlar, söz konusu ayetteki kazık kelimesinden, biraz daha farklı sonuçlara ulaşabilirler.
Mesela onlara göre kazık, bir şeyi sağlama ve emniyete almak için vardır. Dağlar da yerkürenin yörüngesindeki istikrarına, yörüngesinden ayrılmamasına yardım eder. Yeryüzünün alt tabakalarındaki kızgın magma tabakaları için tepeler, çıkış yeri vazifesi görür. Yeryüzünün denge kanununda dağlar, mühim bir unsurdur. Öte yandan yine o insanlara göre dağlar, suyun deposudur. Havayı zararlı gazlardan temizler. Dolayısıyla havanın tarağıdır. Şu halde dağlar, canlıların yaşaması için zaruri şartların oluşmasında rol oynamaktadırlar.
Alıntı..
 
Üst Alt