Kuran'da "Düşünme"ye çağıran Ayetler.

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,320
Tepkime puanı
117
İnsanı Diğer varlıklardan Ayıran en önemli farklarımızdan biri şüphesiz Aklımızı kullanmak, Düşünmektir.
Yüce Allah Kuran-ı Kerimde Defalarca bizi düşünmeye davet ediyor. ışte Kuran'da insanı Düşünmeye çağıran Ayetler...

BAKARA SÛRESı
(63) Hani, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, Tûr dağını da tepenize dikmiş ve "Sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitab'ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)" demiştik.

BAKARA SÛRESı
(73)"Sığırın bir parçası ile öldürülene vurun" dedik. (Denileni yaptılar ve ölü dirildi.) ışte, Allah ölüleri böyle diriltir, düşünesiniz diye mucizelerini de size böyle gösterir.

BAKARA SÛRESı
(164) şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.

BAKARA SÛRESı
(219) Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: "Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahiri) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür." Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "ıhtiyaçtan arta kalanı." Allah size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.

BAKARA SÛRESı
(220) Dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz diye böyle yapıyor...

BAKARA SÛRESı
(221) ... O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.

BAKARA SÛRESı
(242) düşünesiniz diye Allah size âyetlerini böyle açıklamaktadır.

BAKARA SÛRESı
(266) Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin? Allah düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor.

ÂL-ı ıMRÂN SÛRESı
(7) .... ılimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.

ÂL-ı ıMRÂN SÛRESı
(65) Ey kitap ehli! ıbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz. Oysa Tevrat da, ıncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?

ÂL-ı ıMRÂN SÛRESı
(118) Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık.

ÂL-ı ıMRÂN SÛRESı
(191) Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. "Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru" derler.

NıSÂ SÛRESı
(82) Hâlâ Kur'an'ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.

EN'ÂM SÛRESı
(126) Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.

EN'ÂM SÛRESı
(80) Kavmi onunla tartışmaya girişti. Dedi ki: "Beni doğru yola iletmişken Allah hakkında benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Hem sizin ona ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak Rabbim'in bir şey dilemiş olması başka. Rabbim'in ilmi her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?"

EN'ÂM SÛRESı
(50) De ki: "Ben size, ‘Allah'ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum." De ki: "Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?"

A'RÂF SÛRESı
(176) Dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o dünyaya saplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumu gibidir: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. ışte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. şimdi onlara bu olayları anlat ki düşünsünler.

A'RÂF SÛRESı
(169) Derken, onların ardından yerlerine Kitab'a (Tevrat'a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve "(nasıl olsa) biz bağışlanacağız" derlerdi. Kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar. Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan Kitap'ta söz alınmamış mıydı? Onun içindekileri okumamışlar mıydı? Halbuki Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz?

A'RÂF SÛRESı
(57) O, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde (yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. ışte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz.

A'RÂF SÛRESı
(184) Onlar düşünmediler mi ki (çok iyi tanıdıkları, kendileriyle içiçe yaşamış olan) arkadaşlarında (Peygamber'de) delilikten eser yoktur. O ancak apaçık bir uyarıcıdır.
A'RÂF SÛRESı
(201) şüphe yok ki Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah'ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.

YÛNUS SÛRESı
(24) Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hali gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü (o bitkilerle) bütün zinet ve güzelliklerini alıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerine (her türlü tasarrufa) kadir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın ona emrimiz (afetimiz) geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden yolunmuş bir hâle getiririz. ışte düşünen bir toplum için, âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.

YÛNUS SÛRESı
(16) De ki: "Eğer Allah dileseydi, ben size onu okumazdım, Allah da size onu bildirmezdi. Ben sizin aranızda bundan (Kur'an'ın inişinden) önce (kırk yıllık) bir ömür yaşadım. Hiç düşünmüyor musunuz?"

YÛNUS SÛRESı
(3) şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş'a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah'tır. O'nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçı olamaz. ışte o, Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz?

HÛD SÛRESı
(24) Bu iki zümrenin durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir. Bunların durumları hiç birbirlerine denk olur mu? Hâlâ düşünmez misiniz?

HÛD SÛRESı
(30) "Ey kavmim! Eğer ben onları kovarsam, beni Allah'tan kim koruyabilir? Hiç düşünmüyor musunuz?"

RA'D SÛRESı
(3) O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. O geceyi gündüze bürüyor. şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır.

HıCR SÛRESı
(75) şüphesiz bunda düşünüp görebilen kimseler için ibretler vardır.

ıBRÂHıM SÛRESı
(52) Bu Kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.

NAHL SÛRESı
(11) Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden bitirir. Elbette bunda düşünen bir kavim için bir ibret vardır.


NAHL SÛRESı
(17) şu halde yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Artık siz düşünmez misiniz?

NAHL SÛRESı
(44) (O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. ınsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur'an'ı indirdik

NAHL SÛRESı
(69) "Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir." Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır.

NAHL SÛRESı
(90) şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

ıSRÂ SÛRESı
(41) Andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye (gerçekleri) bu Kur'an'da değişik biçimlerde açıkladık.Fakat bu onların ancak kaçışlarını artırıyor.

MERYEM SÛRESı
(67) ınsan, daha önce hiçbir şey değil iken kendisini yarattığımızı düşünmez mi?

HAC SÛRESı
(46) Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.

MÜ'MıNÛN SÛRESı
(68) Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?

MÜ'MıNÛN SÛRESı
(85) Allah'ındır" diyecekler." "Öyle ise siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?" de.

NÛR SÛRESı
(1) Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.

NÛR SÛRESı
(27) Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.

NÛR SÛRESı
(61) .... ışte Allah, düşünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar.

FURKÂN SÛRESı
(50) Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.

şU'ARÂ SÛRESı
(28) Mûsâ, "O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir" dedi.

NEML SÛRESı
(62) Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilah mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz!

KASAS SÛRESı
(46) Yine biz (Mûsâ'ya) seslendiğimiz zaman Tûr'un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.

KASAS SÛRESı
(51) Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur'an âyetlerini) onlara peşpeşe ulaştırdık.

ANKEBÛT SÛRESı
(43) ışte bu temsilleri biz insanlar için getiriyoruz. Onları ancak bilginler düşünüp anlarlar.

RÛM SÛRESı
(8) Onlar, kendi nefisleri(nin yaratılış incelikleri) hakkında hiç düşünmediler mi? Hem Allah gökler ile yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yaratmıştır. şüphesiz insanların birçoğu Rablerine kavuşacaklarını inkar ediyorlar.

RÛM SÛRESı
(21) Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.

RÛM SÛRESı
(28) Allah size kendinizden şöyle bir örnek getirdi: Kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? düşünen bir topluluk için âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.

SECDE SÛRESı
(4) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş'a kurulandır. Sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?

SEBE' SÛRESı
(46) (Ey Muhammed!) De ki: "Ben size ancak bir tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi öğütlüyorum. Arkadaşınız Muhammed'de cinnetten eser yoktur. O şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır."


FÂTIR SÛRESı
(37) Onlar cehennemde, "Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim" diye bağrışırlar. (Onlara şöyle denilir:) "Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur."

YÂSÎN SÛRESı
(62) "Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?"

YÂSÎN SÛRESı
(68) Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?

SÂFFÂT SÛRESı
(138) şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?

SÂFFÂT SÛRESı
(155) Hiç düşünmüyor musunuz?

SÂD SÛRESı
(29) Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.

ZÜMER SÛRESı
(42) Allah (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.

MÜ'MıN SÛRESı
(13) O, size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indirendir. Ancak O'na yönelen, düşünüp ibret alır.

MÜ'MıN SÛRESı
(58) Kör ile gören, îman edip salih ameller işleyenler ile kötülük yapan bir değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz.

MÜ'MıN SÛRESı
(67) O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra "alaka"dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. ıçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.

DUHÂN SÛRESı
(58) (Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt (alsınlar.

CÂSıYE SÛRESı
(13) Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır.

CÂSıYE SÛRESı
(23) Nefsinin arzusunu ilah edinen, Allah'ın; (halini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?

AHKÂF SÛRESı
(7) Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, küfredenler kendilerine geldiğinde Hak (kitap Kur'an) için, düşünmeden "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.

MUHAMMED SÛRESı
(24) Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var?

ZÂRıYÂT SÛRESı
(49) düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık.

KAMER SÛRESı
(15) Andolsun, biz onu (tufan olayını) bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan?

KAMER SÛRESı
(17) Andolsun biz, Kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

KAMER SÛRESı
(22) Andolsun biz, Kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

KAMER SÛRESı
(32) Andolsun, biz Kur'anı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

KAMER SÛRESı
(40) Andolsun, biz Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

KAMER SÛRESı
(51) Andolsun, biz sizin gibileri hep helak ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan?

VÂKI'A SÛRESı
(62) Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya!

HADÎD SÛRESı
(17) Bilin ki Allah, yeryüzünü ölümünden sonra diriltmektedir. düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık.

HAşR SÛRESı
(21) Eğer biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. ışte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.

HÂKKA SÛRESı
(42) Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!
Alıntı..
 

naturax

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
24 Aralık 2014
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Allah senden razı olsun kardeşim. Evet ne yazık ki düşünmüyoruz. Hatta Kur an ın içeriğini bilmeden bu diyardan göçen kaç tane hatim indirmiş kardeşimiz vardır. Ben şu ayetden çok etilendim. Zühur 44 ''Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.. Rabbim sınavda soruların nerden çıkacağını belirtmesine karşın halen kulaktan dolma bilgilere itibar ediyoruz. Düşünme tembeliyiz.
 
Üst Alt