- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

"Kuran okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki esirgenmiş olursunuz." (Araf Suresi, 204)
Kur’an okunurken susup dinlemek, ayette de çok açık ifade edildiği üzere yalnızca Allah kelamına karşı olması gereken saygı içeren bir tavır değil, aynı zamanda Allah’ın farz kıldığı bir davranıştır...
Ayetin devamından bu buyruk konusunda dikkatli olmanın, esirgenmeye vesile olacağı anlaşılır. İnsan konuştuğunda, ne söylendiğini anlayamaz. Bu yüzden Kur’an’ı anlamak için, susmak ve dinlemek emredilir.
Bazı ortamlarda, insanlar başka işlerle uğraşırken arka planda, sürekli Kur’an okunmasının, güzel bir ibadet olduğu zannedilir. Oysa Kur’an, saygıyla, her kelimesinin dikkatlice dinlenilmesi ve ayetler üzerinde düşünülüp öğüt alınması gereken ‘şerefli’ bir sözdür.
İslami kaynaklara göre; Hz. Ömer’in (ra) Müslüman olmasında öncelikli etken, Kur’an ayetlerini dinlemesi olmuştur.
Hz. Ömer (ra), kız kardeşinin evinde Kur’an ayetlerini dinlemiş, etkilenmiş ve ilk Müslümanlardan olmuştur.
Kuşkusuz, Kur’an’ı okumaktan ve dinlemekten amaç, Kur’an’ı anlamaya çalışmak, onun sınırları içerisinde yaşamaya çalışmak ve "iyiliği emretme" emri gereği insanlara da duyurmaktır.
Kur’an, Allah’tan mesajdır; kesin kanıttır. Yaşam rehberidir, hidayete ulaştırandır.
Kur’an insana, önündeki iki yoldan hangisini seçeceğini ve o yolda nasıl yürüyeceğini tarif eder.
Allah,cc. "Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör." (İnsan Suresi, 3) buyurur.
İnsan, Rabb’inin gösterdiği yolda O’nun doğrularıyla yaşamak için, Kur’an’ın ışığından yararlanacaktır.