- Katılım
- 2 Eylül 2011
- Mesajlar
- 3,869
- Tepkime puanı
- 37
KUR’AN-l KERİM’İN OKUNUŞ ŞEKİLLERİ
Kıraat imamları, Kur’an-ı Kerim’in üç tarzda okunabileceğini söylemişlerdir:
1- TAHKİK: Diğer bir adı: Tertil’dir. En ağır okuyuştur. Bu tarzda tilavet olunurken, her bir harfin hakkı tam olarak verilir. Medd-i tabiiler birer, diğer fer’i meddler dörder elif miktarı uzatılır.
Şedde ve gunneler, izah edilen miktarınca yapılır. Fakat bu hususta ifrata kaçarak harekeleri uzatmak, tahrik (sakin harfe hareke vermek), iskan harekeli harfi sakin kılmak) ve harflerin arasında sekte yapmak gibi bir takım hatalar yapılmamalıdır.
2- HADR: Tecvid kaidelerine uymak şartıyla, Kur’an-ı Kerim’in en süratli okunuş tarzıdır. Bu durumda sadece sür’at artar.
Fakat hiçbir şekilde tecvid kaideleri ihmal edilemez. Medler asgariye indirilir. Medd-i tabii ve medd-i munfasıllar birer elif; medd-i muttasıllar ikişer elif ve medd-i lazımlar dörder elif -bir rivayette iki buçuk elif- miktarı çekilir.
Meddleri bu ölçülerden aşağı düşürmek caiz değildir. Tahrimen mekruhtur. Kelimeler birbirine karıştırılmaz, harflerin mahreç ve sıfatları terk edilmez.
Çünkü bu şekilde, yani harfleri birbirine karıştırarak tecvid kaidelerini ihlal ederek okumak hezreme=tahlit olur ki kesinlikle caiz değildir, haramdır.
Memleketimizde hatim indirilirken ve teravih namazı kıldırılırken hadr usulü tercih edilmektedir.
Fakat bir çok tecvid kaideleri ihmal edilmekte ve manevi mesuliyet altına girilmektedir.
Vakf edilen yerde az da olsa nefes almak lazımdır. Çünkü, vakf edilen yerde nefes almadan durup tekrar devam edilirse, sekte meydana gelmiş olur. Bundan kaçınmak lâzımdır.
Kur’an-ı Kerim’de ne kadar. ( هَؤُلاَءِ ) varsa, Hadr kıraaatında bunların ha’sı bir elif, la’sı iki elif miktarı medd edilir.
Görünüşte her ne kadar ikisi de medd-i muttasıl ise de, aslında ( هَا ) sı medd-i muttasıl değildir. Çünkü ( هَا ) ayrı ( اُولاَءِ ) ayrı bir kelimedir.
Dolayısıyla bu kısım medd-i munfasıl olur. Nedense bir kelime ( هَؤُلاَء ) şeklinde yazılmıştır.
Binaenaleyh İmam Asım ve medleri bir elif çeken imamlar bu şekilde medd ederler.
3- TEDVİR: Tahkik ile hadr arasında orta bir okuyuşun adıdır. Bu tarzda ki okuyuşta tecvid hükümleri orta tempolu bir nispette icra olunur.
Mesela: Muttasıl ve munfasıl meddler iki buçuk-üç elif, medd-i lâzım dört elif miktarı uzatılır.
Mahreçler ve harflerin sıfatları katiyyen ihlal edilemez.
Bu kıraat tarzlarından Hadr: Teravih namazlarında ve üstad huzurunda hafızlar ders okurken, tedvir: Diğer namazlarda ve mukabele okunurken, tahkîk ise: Aşrı şerif okurken, öğretim ve alıştırmada tercih edilir.
Fakat bu üç türlü okuyuşu birbirine karıştırmamalıdır. Kıraata, hangi okuyuşla başlanılmış ise onunla da bitirilmelidir.
Bu üç okuyuş tarzının dışında bir de caiz olmayan bir okuyuş daha vardır ki, buna herzeme denir.
Bu okuyuşta harfler, kelimeler birbirine karışır, okuyuş bozuluır. Kur’an-ı Kerim’i, bu şekilde okumak haramdır.
Kıraat imamları, Kur’an-ı Kerim’in üç tarzda okunabileceğini söylemişlerdir:
1- TAHKİK: Diğer bir adı: Tertil’dir. En ağır okuyuştur. Bu tarzda tilavet olunurken, her bir harfin hakkı tam olarak verilir. Medd-i tabiiler birer, diğer fer’i meddler dörder elif miktarı uzatılır.
Şedde ve gunneler, izah edilen miktarınca yapılır. Fakat bu hususta ifrata kaçarak harekeleri uzatmak, tahrik (sakin harfe hareke vermek), iskan harekeli harfi sakin kılmak) ve harflerin arasında sekte yapmak gibi bir takım hatalar yapılmamalıdır.
2- HADR: Tecvid kaidelerine uymak şartıyla, Kur’an-ı Kerim’in en süratli okunuş tarzıdır. Bu durumda sadece sür’at artar.
Fakat hiçbir şekilde tecvid kaideleri ihmal edilemez. Medler asgariye indirilir. Medd-i tabii ve medd-i munfasıllar birer elif; medd-i muttasıllar ikişer elif ve medd-i lazımlar dörder elif -bir rivayette iki buçuk elif- miktarı çekilir.
Meddleri bu ölçülerden aşağı düşürmek caiz değildir. Tahrimen mekruhtur. Kelimeler birbirine karıştırılmaz, harflerin mahreç ve sıfatları terk edilmez.
Çünkü bu şekilde, yani harfleri birbirine karıştırarak tecvid kaidelerini ihlal ederek okumak hezreme=tahlit olur ki kesinlikle caiz değildir, haramdır.
Memleketimizde hatim indirilirken ve teravih namazı kıldırılırken hadr usulü tercih edilmektedir.
Fakat bir çok tecvid kaideleri ihmal edilmekte ve manevi mesuliyet altına girilmektedir.
Vakf edilen yerde az da olsa nefes almak lazımdır. Çünkü, vakf edilen yerde nefes almadan durup tekrar devam edilirse, sekte meydana gelmiş olur. Bundan kaçınmak lâzımdır.
Kur’an-ı Kerim’de ne kadar. ( هَؤُلاَءِ ) varsa, Hadr kıraaatında bunların ha’sı bir elif, la’sı iki elif miktarı medd edilir.
Görünüşte her ne kadar ikisi de medd-i muttasıl ise de, aslında ( هَا ) sı medd-i muttasıl değildir. Çünkü ( هَا ) ayrı ( اُولاَءِ ) ayrı bir kelimedir.
Dolayısıyla bu kısım medd-i munfasıl olur. Nedense bir kelime ( هَؤُلاَء ) şeklinde yazılmıştır.
Binaenaleyh İmam Asım ve medleri bir elif çeken imamlar bu şekilde medd ederler.
3- TEDVİR: Tahkik ile hadr arasında orta bir okuyuşun adıdır. Bu tarzda ki okuyuşta tecvid hükümleri orta tempolu bir nispette icra olunur.
Mesela: Muttasıl ve munfasıl meddler iki buçuk-üç elif, medd-i lâzım dört elif miktarı uzatılır.
Mahreçler ve harflerin sıfatları katiyyen ihlal edilemez.
Bu kıraat tarzlarından Hadr: Teravih namazlarında ve üstad huzurunda hafızlar ders okurken, tedvir: Diğer namazlarda ve mukabele okunurken, tahkîk ise: Aşrı şerif okurken, öğretim ve alıştırmada tercih edilir.
Fakat bu üç türlü okuyuşu birbirine karıştırmamalıdır. Kıraata, hangi okuyuşla başlanılmış ise onunla da bitirilmelidir.
Bu üç okuyuş tarzının dışında bir de caiz olmayan bir okuyuş daha vardır ki, buna herzeme denir.
Bu okuyuşta harfler, kelimeler birbirine karışır, okuyuş bozuluır. Kur’an-ı Kerim’i, bu şekilde okumak haramdır.