Kuran-ı Kerim'de sabretmek ile ilgili ayetler

ahmet5

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
17 Kasım 2020
Mesajlar
8
Tepkime puanı
1
Konum
izmir/bayraklı
2/BAKARA-153:
Yâ eyyuhâllezîne âmenustainû bis sabri ves salât(salâti), innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne).
Ey îmân edenler! Sabır ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir.


16/NAHL-127
Vasbır ve mâ sabruke illâ billâhi ve lâ tahzen aleyhim ve lâ teku fî daykın mimmâ yemkurûn(yemkurûne).

Sabret! Senin sabrın sadece Allah iledir (Allah’ın tasarrufu iledir). Onların yüzünden mahzun olma ve onların kurdukları tuzaklar sebebiyle sıkılma (sıkıntı içinde olma).

30/RÛM-60
Fâsbir inne va’dallâhi hakkun ve lâ yestahıffennekellezîne lâ yûkınûn(yûkınûne).

Öyleyse sabret, muhakkak ki Allah’ın vaadi haktır. Ve yakîn hasıl etmemiş olanlar (kesin bilgi sahibi olmayanlar), sakın seni hafifliğe sürüklemesinler.


31/LOKMÂN-17
Yâ buneyye ekımıs salâte ve’mur bil ma’rûfi venhe anil munkeri vasbir alâ mâ esâbeke, inne zâlike min azmil umûr(umûri).

Ey yavrum, namazı ikame et (namaz kıl)! Ma’ruf ile (irfanla, iyilikle) emret ve münkerden (kötülükten) nehyet (münkeri yasakla, mani ol). Ve sana isabet eden şeylere (musîbetlere) sabret. Muhakkak ki bu, azmedilen (mutlaka yapılması gereken) işlerdendir.


38/SÂD-17
Isbır alâ mâ yekûlûne vezkur abdenâ dâvûde zel eydi, innehû evvâb(evvâbun).

Onların söylediklerine sabret, güç kuvvet sahibi kulumuz Dâvud (a.s)’ı zikret (hatırla). Muhakkak ki o, evvab idi (Allah’a ulaşmıştı).


40/MU'MİN-55
Fasbir inne va’dallâhi hakkun vestagfir li zenbike ve sebbih bi hamdi rabbike bil aşiyyi vel ibkâr(ibkâri).

Öyleyse sabret. Muhakkak ki Allah’ın vaadi haktır. Ve günahların için mağfiret dile. Akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et.


68/KALEM-48
Fasbir li hukmi rabbike ve lâ tekun ke sâhıbil hût(hûti), iz nâdâ ve huve mekzûm(mekzûmun).

Artık Rabbinin hükmüne sabret. Ve balık sahibi (Yunus A.S) gibi olma. O, çok hüzünlü, gamlı olarak (Rabbine) nida etmişti.


70/MEÂRİC-5
Fasbir sabran cemîlâ(cemîlen).

Artık güzel bir sabırla sabret.


73/MUZZEMMİL-10
Vasbir alâ mâ yekûlûne vehcurhum hecran cemîlâ(cemîlen).

Ve onların söyledikleri şeylere sabret. Ve güzel bir ayrılış ile onlardan ayrıl.


74/MUDDESSİR-7
Ve li rabbike fasbir.

Ve Rabbin için artık sabret.


76/İNSÂN (DEHR)-24
Fasbir li hukmi rabbike ve lâ tutı’ minhum âsimen ev kefûrâ(kefûran).

Artık Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan kâfir veya günahkâr olanlara itaat etme.

Başımıza gelenlere karşı sabretmemiz gerektiği geçiyor. Sabretmenin zor işlerden olduğu söyleniyor. Sabrederek ALLAH'ın hükmüne razı olmamız gerektiği ifade ediliyor.

Cennete girenlere meleklerin söyledikleri söz:

13/RA'D-24
Selâmun aleykum bi mâ sabertum fe ni’me ukbed dâr(dâri).

Sabretmenizden dolayı size selâm olsun. Dar-ı dünyanın (dünya yurdunun) akıbeti (sonucu) ne güzel.

Buda gösteriyor ki cennete girebilmek için sabır şart.

103/ASR-1: Vel asri.
Asra yemin olsun.

103/ASR-2: İnnel insâne le fî husr(husrin).
Muhakkak ki insan, gerçekten hüsrandadır.

103/ASR-3: İllâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve tevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabrı.
Ama âmenû olanlar (ilk 7 basamağı aşanlar), nefs tezkiyesi yapanlar (ikinci 7 basamağı aşanlar), Allah’a ruhu ulaşıp Hakk’ı tavsiye edenler (üçüncü 7 basamağı aşanlar) ve sabrı tavsiye edenler (dördüncü 7 basamağı aşanlar) hariç.


Sabretmek zor. Kuran-ı Kerim'e göre Önce ALLAH'a kul olmak gerekiyormuş. Herşeyden kesilip ALLAH'a yönelebilmek zor bir iş gibi.

22/HACC-10
Zâlike bimâ kaddemet yedâke ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil abîd(abîdi).

İşte bu, senin ellerinle takdim edilen şeyler (yaptığın zulümler) sebebiyledir. Ve muhakkak ki Allah, abidler (Allah’a kul olanlar) için zulmedici değildir.

39/ZUMER-2
İnnâ enzelnâ ileykel kitâbe bil hakkı fa’budillâhe muhlisan lehud dîn(dine).

Muhakkak ki Biz, bu Kitab’ı sana hak ile indirdik. Öyleyse dîni O’na halis kılarak (muhlis olarak) Allah’a kul ol!


39/ZUMER-66
Belillâhe fa’bud ve kun mineş şâkirîn(şâkirîne).

Öyleyse artık Allah’a kul ol! Ve şükredenlerden ol!


71/NÛH-3
Eni’budûllâhe vettekûhu ve etîûni.

Allah’a kul olmanız, O’na karşı takva sahibi olmanız için. Ve bana itaat edin (tâbî olun).
 
Üst Alt