Kötülüklere seyirci kalmak!

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Kays İbnu Ebî Hâzım anlatıyor: "Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) Cenâb-ı Hakk'a hamd ve senadan sonra buyurdu ki:

"Ey insanlar! Sizler şu âyeti okuyor ve fakat yanlış anlıyorsunuz: "Ey iman edenler, siz kendinize bakın. Doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez"
Allah'n, hepsine ulaşacak umumî bir belâ göndermesi yakındır" (Maide: 5/105). Biz Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in:
"İnsanlar, zâlimi görüp elinden tutmazlarsa, dediğini işittik."
Keza ben, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın:
"İçlerinde kötülükler işlenen bir cemiyet, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde, seyirci kalır, müdâhale etmezse, Allah'ın hepsini saran umumî bir belâ göndermesi yakındır" dediğini işittim."

Bu anlamlı hadisin manasına dikkat etmek gerekir.

Günümüz de çok meşhur olan
" dinde zorlama yoktur" ifadesi ile bu hadisin manası sürekli örtülmeye çalışılmıştır.
Oysa ki mana olarak
"dinde zorlama yoktur" emrinin izahı, bir gayrimüslimim zorla müslüman edilmeyeceği anlamındadır.
Ancak yukarıda ki hadisin verdiği ders, ister müslim ister gayrimüslim olsun, kim olursa olsun, yaptığı çirkinliklere müslümanın elle, dille veya gönülle muhalefet etmesidi şeklindedir.
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Bir millet sadece milli kimliğinden uzaklaşmakla değil aynı zamanda zulme seyirci kalmak ve alkışlamakla, zalim devletlerle işbirliği yapmak ve onların zulmüne destek olmakla da tarih sahnesinden silinir gider.
Hz. Musa (a.s.) Allah'ü Teâlâ ile Tur Dağı'nda kelam ederken bir gün derki,"Yarabbi Ad Kavmi'nde, Lut Kavmi'nde, Semut Kavmi'nde hiç mi iyi insan yoktu ki hepsini helâk ettin."Başka bir gün yine Tur Dağı'na çıkacağı sırada uykusu gelir derin bir uykuya dalar. Uykusunda kendisini cennette yüce Mevla ile perdesiz konuşurken görmekte iken, bir karınca gelir ısırır. Musa (as) uykusundan uyanır ve tatlı rüyası yarıda kalır. Buna çok sinirlenen Musa (as) bu öfkeyle kalkar ve yuvada bulunan bütün karıncaları helak eder. Tur Dağı'na ulaşıp Cenab-ı Hakk ile kelam ederken Yüce Mevla:
"Ya Musa seni ısıran bir tek karınca olmasına rağmen neden tüm karıncaları öldürdün"buyurur. Musa (a.s.) da:
"Ya Rabbi! Diğer karıncalar iyi olsaydı o bir tek karıncanın yaptığı kötülüğe engel olurlardı"buyurur. O zaman Yüce Mevla da:
"Ya Musa, işte Ad Kavmi'nde de, Lut Kavmi'nde de Semut Kavmi'nde de iyiler vardı ama kötülere engel olmadılar"buyurur.
"Bir millet, şaref-i İslâm ile müşerref olmuş olsa dahi, eğer zulum ve haksızlık yollarına sapar, zalime yardımcı olur ve ahlaksızlığı alıkşlarsa, o millet mutlaka cezasını görür ve asla beka bulamaz. (yani yaşayamaz) Buna karşılık, kâfir bile olsa hak ve adalatle milletini sevk ve ldare ederse, pâyidar olur. Çünkü birincisi kavlen yâni sözde Müslümandır. İkincisi ise fiilen yani icraatıyla müslümandır. Bunun içindir ki, kavlan müslüman olan yıkılır, fiilen müslüman olan beka bulur."(Envârul Kulub cilt 2, s. 274, Elhac Muzaffer Ozak)
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
KÖTÜLÜKLERE SEYİRCİ KALMAMAK

"İçlerinde kötülükler işlenen bir topluluk, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde ona seyirci kalır, müdahale etmezse, Allah'ın hepsini saran umumi bir bela göndermesi yakındır."

Emr bil-ma'rûf nehy an-il-münker (iyiliği emretme, kötülükten alıkoyma / yasaklama) konusu ile ilgili olan hadisimizi daha iyi anlamak için öncelikle vahyin ilk muhataplarına kulak verelim:

"Kays ibnu Ebî Hâzim (radiyallahu anh) anlatıyor: Hz. Ebû Bekir (radiyallahu anh) Allah Teâlâ'ya hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Sizler şu ayeti okuyor ve yanlış tefsir ediyorsunuz: "Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Doğru yolda iseniz sapıtan kimse(nin sapkınlığı) size zarar veremez. (Mâide suresi, 5. ayet)" Biz, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in "İnsanlar zalimi görüp elinden tutmazlarsa, Allah'ın hepsine ulaşacak umumi bir ceza göndermesi yakındır" dediğini işittik. Keza ben, "İçlerinde kötülükler işlenen bir topluluk, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde ona seyirci kalır, müdahale etmezse, Allah'ın hepsini saran umumi bir bela göndermesi yakındır."dediğini bizzat işittim. [Ebû Dâvud, Melâhim 17 (4338); Tirmizî, Fiten 8 (2168)]"

Sadakat timsali Hz. Ebû Bekir'in (radiyallahu anh) yukarıdaki açıklamalarıyla hadis daha iyi anlaşılmıştır. Ancak bugün oldukça ihmal ettiğimiz sorumluluklarımızdan biri olan iyiliği emredip kötülükten alıkoyma ile ilgili bir iki hususu hatırlamakta fayda olacağı kanaatindeyiz.

Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bir başka hadisinden öğrendiğimize göre; "bir kötülük gördüğümüzde gücümüz yetiyorsa onu elimizle, gücümüz yetmiyorsa dilimizle, buna da imkân bulamıyorsak kalbimizle buğz etmemiz, yapılan kötülüğü onaylamayıp ona kızmamız gerekir, ki bu da Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in beyanına göre imanın en zayıf derecesidir. (Hadis için bkz. Müslim, İman 78; Ebû Dâvûd, Salâtu'l-İdeyn 248; Tirmizî, Fiten 11)"

Bu hadisi daha iyi anlamak için şu hususları gözden kaçırmamak fayda vardır. Kötülüğü elle düzeltmek otoritenin yani devletin işidir. Dille düzeltmek ise aslında âlimlerin işidir, lakin bir mümin kesin bildiği bir konuda hakkı savunabilir. Hakkı savunmak ve haksızlığa karşı çıkmak da güzel bir tarzda, yani kırıp dökmeden tatlı bir dille yapılmalıdır. Eğer yapılan kötülükleri dille düzeltme imkânı da bulunmuyorsa o takdirde en azından kalben yapılan bu kötülüğe katılmayıp ona kızmak gerekiyor. Buradaki ölçü de yapılan kötülüğe Allah için kızmaktır, yapan kişiye de acımak, hatta dua etmektir.

Rabbimiz hazretleri, iyilikleri yaymak ve kötülükleri engellemek hususunda bizlere doğru yolu göstersin; hadiselere seyirci kalanlardan değil, ilim ve irfan ve ihlâsla hakkı savunanlardan eylesin, âmin.
 
Üst Alt