Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İlmihal/Fıkıh
Konuştuğumuz her kelimenin önemi nedir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Efe.Mkrr" data-source="post: 101705" data-attributes="member: 12153"><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"> Kelamın bazısıyla sevap kazanılır; tesbih <em>(Subhanallah)</em>, tahmid<em> (Elhamdülillah)</em> ve tekbir <em>(Allahu Ekber)</em> gibi. Ve Nebi <em>(Aleyhisselâm)</em>a salavat-ı şerife, <strong>Kuran</strong> tilaveti, hadis-i şerifler ve fıkıh ilmi gibi. Nitekim <strong>Hak Subhânehu ve Teâlâ</strong> Hazretlerinin:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px"> وَالذَّاكِرِ ينَ اللّٰهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ مَغْفِرَةً وَاَجْرًا عَظِيمًا... </span></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px"></span><strong></strong></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><strong> Allah-u Teâlâ'yı çokça zikreden erkekler ve zikreyleyen kadınlar (var ya), onlar için Allah Teâlâ bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfaat hazırlamıştır. </strong></p><p></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"> Kelamın bazısıyla da günah kazanılır. Bu konuda hadis-i şerifler çoktur. Günah meclisinde bulunan bir kimse, kendisi de o günahı işlediği halde, tesbih ile kelam eylese, bu kelam kendisiyle alay edilmeyi ve muhalefeti gerektirir. Ve vaki olur ki, o tesbih ile günahkar olunur. Eğer o tesbih, ibret için ve günahkârların fiillerini inkâr için olursa, müstehabtır. Ve buna benzerdir ki, bir kimsenin pazarda tesbih ve tahmid eylemesi <em>(Subhanallah ve Elhamdülillah demesi)</em>, pazarın dışında yalnız tesbihinden efdaldir. Nitekim Nebi <em>(Aleyhisselam)</em>:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px">ذَاكِرُ اللّٰهِ فِى الْغَافِلِينَ كَالْمُجَاهِدِ فِى سَبِيلِ اللّٰهِ</span></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px"></span><strong></strong></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><strong>Gafiller içinde Allahı zikreden, Allah yolunda cihad eden gibidir</strong> </p><p></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px">buyurmuştur. Yani; gafiller içinde Allah <em>(Celle Celâluhu)</em>yu zikretmek, Allah <em>(Celle Celâluhu)</em> yolunda cihad etmek gibidir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"> Tüccar taifesi, ticaret malını açtığında, <em>La ilahe illallah</em> yahut <em>Subhanallah</em> yahut <em>Allahumme Salli Ala Muhammed</em> dese, günahkar olur. Zira o, bu kelam ile para kazanır. Ama gazi, savaş anında ve alim ilim meclisinde tekbir getirse, ecir almışlardır. Zira onların maksatları, tazim ve dinin alametlerini açığa çıkarmaktır. Nebi <em>(Aleyhisselam)</em>dan rivayet olundu ki, kıraat mahallinde sesi yükseltmeyi mekruh görmüşlerdir. Ve cenazenin yanında, harpte ve vaaz meclisinde sesi yükseltmeyi mekruh görmüşlerdir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"> <strong>İmam-ı Âzam</strong> kabrin yanında Kuran okumayı kerih görmüştür. <strong>İmam-ı Muhammed</strong> kabrin yanında <strong>Kuran </strong>okumayı caiz görmüştür. Fetva da buna göredir. Zira kabir üzerine Ayete-lKürsi ve İhlas-ı Şerif ve Fatiha-i Şerife okumakta nice eserler varid olmuştur. Bazı kelamın da, ne ecir ne de sevabı vardır; kalk-otur, yedim-içtim gibi. Bu kelam, ne ibadettir ve ne de günahtır. Melekler <em>(Kirâmen Kâtibîn)</em> ancak sevap ve günah olan kelimeleri yazarlar. Bazıları da <em>söylenen sözü yazarlar, lakin cezası olmayan dünyada yok olur, cezası olan baki kalır</em> buyurdular. Bazı kelamlar vardır ki, kişi günahkar olur: yalan, gıybet, söz taşıma, sövme gibi. Bunların tamamı, akıl ve nakil ile haramdır. Temelluk <em>(yaltaklanma, yağcılık)</em> dahi haramdır. Ve temelluk, adetten ziyade tevazu ve kendini zelil kılmaktır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px">Beyit:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px"></span></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px">اَلتَّوَاضُعُ مَحْمُودٌ وَالتَّذَلُّلُ مَذْمُومٌ</span></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px"></span><strong></strong></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><strong>Tevazu övülmüş, tezellül (kendini zelil kılmak) ise zemmolunmuştur </strong></p><p></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px">Ve Nebi <em>(Aleyhisselam)</em>:</span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px"></span></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px">لَيْسَ مِنْ اَخْلَاقِ الْمُؤْمِنِ التَّمَلُّقُ اِلاَّ الْمُتَعَلِّمَ </span></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px">لِاُسْتَاذِهِ وَالْوَلَدَ لِوَالِدِهِ وَالْعَبْدَ لِمَوْلَاهُ</span></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px"></span><strong></strong></p></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><strong>Yağcılık müminin ahlakından değildir, ancak talebenin üstadına, çocuğun ana-babasına, kölenin de efendisine (yağcılığı) müstesna </strong> </p><p></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px">buyurmuşlardır.</span></span></p><p> <span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"> Yalan, aklen ve naklen haramdır. Ancak savaşta düşmanı aldatmak için yalan söylemek haram değildir. Ve dahi iki insanın arasını düzeltmede ve bir kimsenin karı-koca arasını düzeltmesinde, zalimin zulmünü defetmekte yalan haram değildir. Zira halis niyeti, ıslah içindir. Tariz ile <em>(üstü kapalı)</em> yalan söylemek mekruhtur. Ancak bir hâcet için olursa mekruh olmaz. Tariz, tasrihin <em>(açık söz söylemenin)</em> zıddıdır. Sözü örtülü söylemektir. Mesela, bir kimseye<em> gel bizimle yemek ye </em>desen, o<em> yemek yedim</em> diye yalan söylese, bundan muradı bir hâcete binâen, <em>dün yemek yedim</em> demekse, mekruh değildir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"> İnsanlara söz ve hareketleriyle zulmeden kimse için söylenen söz gıybet değildir. O zalim için hâkime varıp, zulmünü bildirmek günah değildir, belki sevaptır. Nehy-i ani-lmünker<em> (kötülüğü engelleme)</em> babındandır ve gıybet değildir. Yalnız bilinmesi içindir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px">Bu takdirce, köy halkı hakkında konuşmak gıybet değildir. Zira bundan kastedilen meçhuldür. Boşa konuşulan söz gibi olmuş olur. Durerde bildirilmiştir ki, bir müslüman kardeşinin kötülüğünü, dikkat edilsin diye söylemek gıybet değildir. Gıybet, gazaplı bir şekilde söyleyip, kötülemektir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px">[<strong>Muhibbu-l'Fıkıh-DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ</strong>, Ömer IŞIKTEKİN: 8]</p><p></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Efe.Mkrr, post: 101705, member: 12153"] [FONT="Times New Roman"][SIZE="4"] Kelamın bazısıyla sevap kazanılır; tesbih [i](Subhanallah)[/i], tahmid[i] (Elhamdülillah)[/i] ve tekbir [i](Allahu Ekber)[/i] gibi. Ve Nebi [i](Aleyhisselâm)[/i]a salavat-ı şerife, [b]Kuran[/b] tilaveti, hadis-i şerifler ve fıkıh ilmi gibi. Nitekim [b]Hak Subhânehu ve Teâlâ[/b] Hazretlerinin: [center] [SIZE="5"] وَالذَّاكِرِ ينَ اللّٰهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ مَغْفِرَةً وَاَجْرًا عَظِيمًا... [/SIZE][b] Allah-u Teâlâ'yı çokça zikreden erkekler ve zikreyleyen kadınlar (var ya), onlar için Allah Teâlâ bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfaat hazırlamıştır. [/b][/center] Kelamın bazısıyla da günah kazanılır. Bu konuda hadis-i şerifler çoktur. Günah meclisinde bulunan bir kimse, kendisi de o günahı işlediği halde, tesbih ile kelam eylese, bu kelam kendisiyle alay edilmeyi ve muhalefeti gerektirir. Ve vaki olur ki, o tesbih ile günahkar olunur. Eğer o tesbih, ibret için ve günahkârların fiillerini inkâr için olursa, müstehabtır. Ve buna benzerdir ki, bir kimsenin pazarda tesbih ve tahmid eylemesi [i](Subhanallah ve Elhamdülillah demesi)[/i], pazarın dışında yalnız tesbihinden efdaldir. Nitekim Nebi [i](Aleyhisselam)[/i]: [center] [SIZE="5"]ذَاكِرُ اللّٰهِ فِى الْغَافِلِينَ كَالْمُجَاهِدِ فِى سَبِيلِ اللّٰهِ [/SIZE][b] Gafiller içinde Allahı zikreden, Allah yolunda cihad eden gibidir[/b] [/center] buyurmuştur. Yani; gafiller içinde Allah [i](Celle Celâluhu)[/i]yu zikretmek, Allah [i](Celle Celâluhu)[/i] yolunda cihad etmek gibidir. Tüccar taifesi, ticaret malını açtığında, [i]La ilahe illallah[/i] yahut [i]Subhanallah[/i] yahut [i]Allahumme Salli Ala Muhammed[/i] dese, günahkar olur. Zira o, bu kelam ile para kazanır. Ama gazi, savaş anında ve alim ilim meclisinde tekbir getirse, ecir almışlardır. Zira onların maksatları, tazim ve dinin alametlerini açığa çıkarmaktır. Nebi [i](Aleyhisselam)[/i]dan rivayet olundu ki, kıraat mahallinde sesi yükseltmeyi mekruh görmüşlerdir. Ve cenazenin yanında, harpte ve vaaz meclisinde sesi yükseltmeyi mekruh görmüşlerdir. [b]İmam-ı Âzam[/b] kabrin yanında Kuran okumayı kerih görmüştür. [b]İmam-ı Muhammed[/b] kabrin yanında [b]Kuran [/b]okumayı caiz görmüştür. Fetva da buna göredir. Zira kabir üzerine Ayete-lKürsi ve İhlas-ı Şerif ve Fatiha-i Şerife okumakta nice eserler varid olmuştur. Bazı kelamın da, ne ecir ne de sevabı vardır; kalk-otur, yedim-içtim gibi. Bu kelam, ne ibadettir ve ne de günahtır. Melekler [i](Kirâmen Kâtibîn)[/i] ancak sevap ve günah olan kelimeleri yazarlar. Bazıları da [i]söylenen sözü yazarlar, lakin cezası olmayan dünyada yok olur, cezası olan baki kalır[/i] buyurdular. Bazı kelamlar vardır ki, kişi günahkar olur: yalan, gıybet, söz taşıma, sövme gibi. Bunların tamamı, akıl ve nakil ile haramdır. Temelluk [i](yaltaklanma, yağcılık)[/i] dahi haramdır. Ve temelluk, adetten ziyade tevazu ve kendini zelil kılmaktır. Beyit: [center][SIZE="5"] اَلتَّوَاضُعُ مَحْمُودٌ وَالتَّذَلُّلُ مَذْمُومٌ [/SIZE][b] Tevazu övülmüş, tezellül (kendini zelil kılmak) ise zemmolunmuştur [/b][/center] Ve Nebi [i](Aleyhisselam)[/i]: [center][SIZE="5"] لَيْسَ مِنْ اَخْلَاقِ الْمُؤْمِنِ التَّمَلُّقُ اِلاَّ الْمُتَعَلِّمَ لِاُسْتَاذِهِ وَالْوَلَدَ لِوَالِدِهِ وَالْعَبْدَ لِمَوْلَاهُ [/SIZE][b] Yağcılık müminin ahlakından değildir, ancak talebenin üstadına, çocuğun ana-babasına, kölenin de efendisine (yağcılığı) müstesna [/b] [/center] buyurmuşlardır. Yalan, aklen ve naklen haramdır. Ancak savaşta düşmanı aldatmak için yalan söylemek haram değildir. Ve dahi iki insanın arasını düzeltmede ve bir kimsenin karı-koca arasını düzeltmesinde, zalimin zulmünü defetmekte yalan haram değildir. Zira halis niyeti, ıslah içindir. Tariz ile [i](üstü kapalı)[/i] yalan söylemek mekruhtur. Ancak bir hâcet için olursa mekruh olmaz. Tariz, tasrihin [i](açık söz söylemenin)[/i] zıddıdır. Sözü örtülü söylemektir. Mesela, bir kimseye[i] gel bizimle yemek ye [/i]desen, o[i] yemek yedim[/i] diye yalan söylese, bundan muradı bir hâcete binâen, [i]dün yemek yedim[/i] demekse, mekruh değildir. İnsanlara söz ve hareketleriyle zulmeden kimse için söylenen söz gıybet değildir. O zalim için hâkime varıp, zulmünü bildirmek günah değildir, belki sevaptır. Nehy-i ani-lmünker[i] (kötülüğü engelleme)[/i] babındandır ve gıybet değildir. Yalnız bilinmesi içindir. Bu takdirce, köy halkı hakkında konuşmak gıybet değildir. Zira bundan kastedilen meçhuldür. Boşa konuşulan söz gibi olmuş olur. Durerde bildirilmiştir ki, bir müslüman kardeşinin kötülüğünü, dikkat edilsin diye söylemek gıybet değildir. Gıybet, gazaplı bir şekilde söyleyip, kötülemektir. [right][[b]Muhibbu-l'Fıkıh-DİNİ MUHAFAZA ETMEDE FIKHIN ÖNEMİ[/b], Ömer IŞIKTEKİN: 8][/right] [/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İlmihal/Fıkıh
Konuştuğumuz her kelimenin önemi nedir?
Üst
Alt