Kıyametin kopmasına 113 sene mi kaldı

eMeKLi uYuSS

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Haziran 2011
Mesajlar
420
Tepkime puanı
5
Yaş
38
Kıyametin kopmasına 113 sene mi kaldı
24 Ağustos 2011 / 00:01
Günlük Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim
Ahirzamandan haber veren mühim bir hadis
“Ümmetimden bir taife Allah’ın emri gelinceye kadar (yani kıyâmetin kopmasına kadar) hak üzerinde galip olacaktır.” (Buhari)

Ramazan-ı Şerifte onuncu günün ikinci saatinde birden bu hadis-i şerif hatırıma geldi. Belki, Risale-i Nur şakirtlerinin taifesi ne kadar devam edeceğini düşündüğüme binaen ihtar edildi.
“Ümmetimden bir taife zail olmayıp devam edecektir” şedde sayılır, tenvin sayılmaz—fıkrasının makam-ı cifrîsi bin beş yüz kırk iki (1542) ederek nihayet devamına ima eder.
“Gaybı yalnız Allah bilir.” Neml Sûresi, 27:65
“Hak üzerinde galip olacaktır” şedde sayılır—fıkrası dahi, makam-ı cifrîsi 1506 edip, bu tarihe kadar zahir ve âşikârâne, belki galibane, sonra tâ ‘kırk iki (42)’ye kadar gizli ve mağlûbiyet içinde vazife-i tenviriyesine devam edeceğine remze yakın ima eder.
“Gerçek ilim ancak Allah katındadır”
“Allah’ın emri gelinceye kadar” (yani kıyâmetin kopmasına kadar).şedde sayılır—fıkrası dahi, makam-ı cifrîsi 1545 olup kâfirin başında kıyâmet kopmasına ima eder. “Gerçek ilim ancak Allah katındadır”
Câ-yı dikkat ve hayrettir ki, üç fıkra bil’ittifak bin beş yüz tarihini göstermeleriyle beraber, tam tamına mânidar, mâkul ve hikmetli bir surette bin beş yüz altı (1506)’dan tâ ‘42’ye, tâ ‘45’e kadar üç inkılâb-ı azîmin ayrı ayrı zamanlarına tetabuk ve tevafuklarıdır.
Bu imalar gerçi yalnız bir tevafuk olduğundan delil olmaz ve kuvvetli değil; fakat birden ihtar edilmesi bana kanaat verdi. Hem kıyametin vaktini kat’î tarzda kimse bilmez; fakat, böyle îmalarla bir nevî kanaat, bir galip ihtimal gelebilir. Fatiha’da “Doğru yol.” (Fâtiha Sûresi, 1:6.) ashabının tâife-i kübrâsını târif eden
“Kendilerine nimet ve ihsanda bulunduğun kimseler.” (Fâtiha Sûresi, 1:7.) fıkrası, şeddesiz bin beş yüz altı (1506) veya yedi (7) ederek, tam tamına “Hak üzerinde galip olacaktır” fıkrasının makamına tevafuku ve mânâsına tetabuku ve şedde sayılsa “
“Ümmetimden bir taife zail olmayıp devam edecektir.”
fıkrasına üç mânidar farkla tam muvafakatı ve mânen mutabakatı, bu hadisin imasını teyid edip remiz derecesine çıkarıyor. Ve müteaddit âyât-ı Kur’âniyede “Doğru yol.” (Fâtiha Sûresi, 1:6.) kelimesi, bir mânâ-yı remziyle Risaletü’n-Nur’a mânâca ve cifirce ima etmesi remze yakın bir ima ile, Risaletü’n-Nur şakirtlerinin taifesi, âhirzamanda o taife-i kübrâ-i âzamın âhirlerinde bir hizb-i makbul olacağını işâret eder diye def’aten birden ihtar edildi.
“Gerçek ilim ancak Allah katındadır.”
“Gaybı yalnız Allah bilir.” Neml Sûresi, 27:65 (Kastamonu L. 21. Mektup)
Bediüzzaman Said Nursi
Sözlük:
Âhirzaman : Dünya Hayatının Kıyamete Yakın Son Devresi
Âşikârâne : Açık Bir Şekilde
Binaen : Dayanarak
Fıkra : Bölüm, Kısım
Galibane : Üstün Gelerek
Hadis/Hadis-İ Şerif : Peygamber Efendimizin (A.S.M.) Mübarek Söz, Fiil Ve Hareketi Veya Onun Onayladığı Başkasına Ait Söz, İş Veya Davranış
İhtar Edilme : Hatırlatılma
İma Etme : Üstü Kapalı Olarak Belirtme
Kâfir : Allah’ı Veya Onun Kesin Olarak Emrettiği Şeylerden Herhangi Birini İnkâr Eden Kimse
Mağlûbiyet : Yenilgi
Makam-I Cifrî : Cifir Hesabına Göre Ulaşılan Sonuç, Sayı Değeri
Nihayet : Sonunda
Ramazan-I Şerif : Mübarek Ramazan Ayı
Remiz : Gizli, İnce İşaret
Şakirt : Talebe, Öğrenci
Şedde : Arapça’da, Üzerinde Bulunduğu Harfi İki Defa Okutan İşaretin Adı
Taife : Grup, Topluluk
Tenvin : Arapça’da, Kelimenin Sonunu “Un, İn, En” Şeklinde Okutan İşaretin Adı
Vazife-İ Tenviriye : Nurlandırma, Aydınlatma Hizmeti
Zahir : Açık, Âşikar
Âhir : Son
Âhirzaman : Dünya Hayatının Kıyamete Yakın Son Devresi
Âyât-I Kur’âniye : Kur’ân’ın Âyetleri
Bil’ittifak : İttifakla, Birleşerek
Câ-Yı Dikkat : Dikkat Çekici, İlginç
Cifir : Harflere Verilen Sayı Değerleriyle Kelimelerden Geçmişe Veya Geleceğe Ait İşâretler Çıkarma, Tarih Düşürme
Def’aten : Birden Bire, Âni
Fatiha : Kur’ân’ın İlk Sûresi
Fıkra : Bölüm, Kısım
Hadis : Peygamber Efendimizin (A.S.M.) Mübarek Söz, Fiil Ve Hareketi Veya Onun Onayladığı Başkasına Ait Söz, İş Veya Davranış
Hikmetli : Faydalı; Sırlı
Hizb-İ Makbul : En Makbul Grup
İhtar Edilme : Hatırlatılma
İma : Üstü Kapalı Olarak Belirtme
İnkılâb-I Azîm : Büyük İnkılâp, Değişim
Kanaat : İnanma, Razı Olma
Kat’i : Kesin
Kıyamet : Dünyanın Sonu, Varlığın Bozulup Dağılması
Makam : Derece, Yer
Mâkul : Akla Uygun
Mânâ-Yı Remiz : Remiz, Gizli İşaret Tarzında Olan Mânâ
Mânen : Mânevî Olarak
Mânidar : Mânâlı, Anlamlı
Muvafakat : Uygun Düşme
Müteaddit : Bir Çok, Çeşitli
Nevî : Tür
Remiz : Gizli, İnce İşaret
Risaletü’n-Nur : Risale-İ Nur’un Diğer Bir Adı
Sırât-I Müstakîm Ashabı : Doğru Yol Sahipleri; Kur’ân’ın Belirlediği Dosdoğru Yolda İlerleyenler
Sırât-I Müstakîm : Dosdoğru Yol
Suret : Biçim, Şekil
Şakirt : Talebe, Öğrenci
Şedde : Arapça’da, Üzerinde Bulunduğu Harfi İki Defa Okutan İşaretin Adı
Taife : Grup, Topluluk
Tâife-İ Kübrâ : En Büyük Taife, Topluluk
Taife-İ Kübrâ-İ Âzam : En Büyük Topluluk
Tetabuk : Birbirine Uygun Düşme
Tevafuk : Uygunluk, Anlamlı Denklik
Teyid Etme : Destekleme, Kuvvetlendirme
 
Üst Alt