Kitre bebek sanatı

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Kitre, ülkemizin güney ve güneydoğu bölgelerinde kırlarda yetişen yabani bir dikenin özsuyudur. Köylüler kırlarda geven dikeninin gövdesine bıçakla çizik atar, birkaç gün beklerler. Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur. Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır. Köylüler gıda ve ilaç alanında kullanır.ebru yapımında da kullanıyoruz.

KİTREYİ HAZIRLAMA

Kitreyi temin etme konusunda başvuracağınız tek adres aktarlardır. Kitreyi aktarların hemen hemen hepsinde bulabilirsiniz. Kitre bebek yapımına kullanacağımız kitre için miktar olarak belli ölçüler vermek çok doğru değildir. Bu konuda birkaç defa kitre hazırlamak size gereken tecrübeyi kazandıracaktır. Bu nedenle ölçüler vermekten çok olayın içeriğini anlatmak daha mantıklı olacaktır.



Yaptığımız işte zamk görevini görecek olan kitreyi hazırlamak için ihtiyaç duyacağımız malzemeler; kurumuş geven otu salgısı(kitre) ile sudur. İşin mantığı, kemiksi bir yapıya sahip olan sertleşmiş kitreyi suda çözerek sıvı hale getirmektir. Elde edeceğimiz sıvı için boza kıvamını yakalamaya çalışmalıyız. Mühim olan kitrenin suda yumuşamasıdır. Kitre, çözüldükten sonra kıvamını su ekleyerek ayarlamak kolaydır. Burada dikkat edilmesi gereken suyun kitreye göre fazla olmamasıdır.



Kitre kuru iken çok az gibi görünse de su da çözüldükten sonra oldukça kıvam verici bir hale dönüşmektedir. İlk denemenizde kitre miktarını az tutarak tatbik etmenizi öneririm. Kitre su içinde ortalama bir gün süresince kaldıktan sonra süzülebilir hale gelmektedir. Su içinde yumuşayan kitreyi, içinde kalan yabancı maddelerden(dal, kum, yaprak vb.) arındırmak için sık dokulu bir kumaştan en az iki defa süzmek gerekir. Böylece uygulama aşamasında sorun çıkarabilecek kalıntılardan kurtulmuş oluruz.




40088279ul6wy2.jpg


Ağanın Kızı Fatma ile Rençber Mehmet

84885038al6jd6.jpg


Ormandan Dönüş

17535140af1dp6.jpg


Yufka Açan Gelin

90916342vo3rq2.jpg


Ama (Kör) Dilenci ve Torunu

90580220ct7wp6.jpg


Hasta Bebek ve Annesi

17669691vd0gx9.jpg


Kitap Okuyan Hoca

12us5xy6.jpg


Dede ile Nine

63154789xh8ii5.jpg


Askerlik Hatırası

image0088fv9.jpg





image0099jq5.jpg





image01010gx8.jpg





image01111uy4.jpg


image01313jy7.jpg





image01414ta6.jpg





image01515kg7.jpg




image01818yq6.jpg



nimet.jpg

1947 Yılında Amerikan Kız Koleji'nden( Robert Kolej ) mezun oldum.
Hocam Zehra Müfit hanımın yaptığı bebekleri görüp hayran olduğumda
ve hobi olarak kendisinden ders almaya başladığımda
bu işin hayatımı yönlendireceğini hiç düşünmemiştim.
Hocamın vefatından evvel " Nimet, elimi sana veriyorum,
bu işi benden sonra sen götüreceksin." sözlerinden bir süre sonra
1955 yılında Beyoğlu Amerikan Haberler bürosunda ilk sergimi açtım.
Büro tarafından yılın en başarılı sergisi olarak nitelendirilen bu serginin
Ankara ve İzmir bürolarında da yinelenmesi önerildi.
Ankara sergisinde Dönen Dervişler ile Sema kompozisyonu
Konya Mevlana Müzesi tarafından alındı ve yıllarca müzede sergilendi.
Türkolog Anne Marie Schimmel'in isteği üzerine
Margburg Dinler Tarihi Müzesi'ne de bir benzeri yapılıp gönderildi.
Bu konuyu bir sanat olarak algıladığım için aynı yıllarda
Topkapı Sarayı'nda Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver'in
Tezhip-Minyatür derslerine ve Güzel Sanatlar Akademisi
Heykel Atölyesine misafir öğrenci olarak devam ettim.
Ayrıca torun sahibi iken de Salzburg'daki yaz akademisinde dersler aldım.
1960 Yılında Beyoğlu-İstiklal caddesinde " Elif Bebek " atölyesini açtım.
Aynı yıl bana hayat boyu en olumlu desteği veren eşim
ressam Tayfur Sanlıman ile evlendim.
" Dünya'da iki yerde 100% el yapımı bebek gördüm,
biri İsrail'de biri de sizsiniz... "
Bu sözler dünyaca ünlü bir bebek kolleksiyonerine ait.
Bebeklerimi Kitre ve Pamuk kullanarak tek tek baş,
kollar parmaklar, ayak-bacaklarını hazırladıktan sonra
doğru oranlarda ve
konunun pozuna uygun olarak biraraya getiririm.
Kıyafetlerin gerçek olmasına azami özen gösteririm.
Çalıştığım bir diğer tip de Mısır Kabuğu ile yapılan bebeklerdir.
Sosyal faaliyetlerim içinde en önemlisi Uluslararası İş ve
Meslek Kadınları - Soroptimist teşkilatı içindeki çalışmalardır.
Amacı kadının statüsünü yükseltmek olan bu gönüllü kuruluşta
Türkiye Federasyon Başkanlığı ve Milli Delegelik yaptım.
İnsanlık tarihi kadar eski olan figürlerin,
günümüzde büyük sanayi haline gelene kadar geçirdiği evreleri ve
' Bebeklerin Hikayesini ' anlatan dia gösterisi ve sergimi içeren bir programım var.
Sergiler :
1950-51 Kızılay'ın düzenlediği Uluslararası Bebek Sergisi
1953 - İstanbul'un Fethinin 500. yılı sergisi
1955 - Amerikan Haberler Büroları Sergileri
1956 - Tarsus Gemisi ile Amerika
1958 - Galatasaray Lisesi
1959 - Türkiye Bebek Müsabakası ( 1. lik ödülü )
1968 - Kızılay'ın 100. Yıldönümü Sergisi
Programın Sergilendiği Yerler
1987 - Türk - Japon Derneği
1988 - Türk-Amerikan Üniversiteliler Derneği
1997 - Kadıköy Kültür Merkezi ve Irmak Lisesi
Değişik Tarihlerde Levent - Şişli - Pendik - Etiler - Adana Ankara Soroptimist Kulüpleri
2001 - Safranbolu Kültür Festivali
2002 - Saraybosna " Köklerimiz " konulu seminer
2003 - Bozcaada " Yaşamdan Kesitler "
Öğretmenlik
- Rekreasyon Derneği
- Amerikan Dersanesi
- Gültepe Halk Eğitim Merkezi

Günümüzde Bebek kelimesi birkaç değişik anlam dışında o kadar
" çocuk oyuncağı " anlamında kullanılmaktadır ki
kelimenin ilkel kullanım amaçları neredeyse tümüyle unutulmuştur.
Oysa " idol " yani tapınılan şey anlamına gelen Yunanca kelime
18.yy dan sonra ingilizceye bugünkü anlamıyla " Doll " olarak geçmiştir.
Aslında bu küçük insan figürleri ( Bebekler ) insanlık tarihi kadar eskidir.
Eski medeniyetler ait mezarlarda dini ve oyuncak amaçlı figürinler bulunmuştur.
Benim yaptığım insan figürleri ise " Yaşamdan Kesitler " sunmak amaçlıdır.

Saygılarımla ; Sevgiyle Kalın...Nimet Dolls ...
 
Üst Alt