Kim bu adnan oktar

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
adnanoktarkimdir.jpg


Adnan Oktar ismiyle malum zatın biyografisini uzun uzun anlatacak değilim…
İyi resim yapar, iç mimari ve dekorasyon konusunda zevk sahibidir, peyzaj da hakeza öyle!
Kısacası zevk ve güzellik hastası…

Adnan Oktar; bir dönemin Harun Yahya’sı: Darwinizm ve masonluğa karşı hakikatli ilmi kitaplar neşreden, medya karşısına hiç çıkmayan; sadece kitaplarıyla ve Anadolu’nun her yerinde Bilim Araştırma Vakfı (BAV) aracılığıyla düzenlenen konferanslarla gündeme gelen; hatta ismi konusunda “Erbakan’dır” şeklinde spekülasyonlar yapılan; az konuşan, beyaz saçlı, beyaz sakallı biri!

Adnan Oktar’ı Harun Yahya olarak tanıdım… 2000 yılının ortalarında cezaevinden çıktığında kendisiyle bir röportaj yapmak üzere Kadıköy Fenerbahçe’ye gitmiştim…
Oktar’ın bulunduğu eve eşikten içeri adımımı ilk attığımda hissettiğim duygu ömrümde sanırım bir daha hissedemeyeceğim bir duyguydu…

İçeri geçtiğimde de karşımda bembeyaz bir adam gördüm… Beyaz saçlı, beyaz sakallı, beyaz yüzlü beyaz giysili bir adam…

Konuşmaya geçtiğimizde ise sözlerini büyük rikkat ve dikkatle seçen, düşük ses tonuyla ve kısa konuşan biri vardı karşımda…

Sonra bizi büyük bir nezaketle uğurlamış ve evimize kadar bırakılmamız talimatını vermişti etrafındakilere…
Sevmiştim Harun Yahya'yı…

Aradan yıllar geçti… Adnan Oktar bu sefer karşımıza “Mehdi” kavramıyla çıktı… Ve artık televizyon ekranlarında “polemiklere” giren bir adam olmuştu… Üstelik saçı sakalı da siyaha çalmıştı… Teni de solaryumdan çıkmış gibi esmerleşmişti… Anadolu’nun bir çok ilinde uydudan yayın yapan televizyonlara programlar yapıyor ve Hz. Mehdi’nin vasıflarını sayıp hünerlerini sıralıyordu… Program konukları ise şimdiki gibi kendi talebeleri olmakla beraber daha çok erkekti…

Hz. Mehdi’nin zuhur ettiğini iddia edip, bir takım özelliklerinin Hz Mehdi ile benzeştiğini “inşallah, maşallah” nakaratları eşliğinde ileri sürüyordu…
Sonra da kendisinin Mehdi olmadığını; ama zaten Hz. Mehdi’nin de “Ben Mehdi’yim” diye ortaya çıkmayacağından dem vuruyordu…
Sonra Cübbeli Ahmet Hoca ile karşı karşıya geldi… Cübbeli Hoca’nın reddiyelerine maruz kaldı…
Oktar, daha sonra, Cübbeli Ahmet ile aynı cemaatten olan Mehmet Talu hocanın bir ara “Mehdi zuhur etmiştir” şeklindeki beyanlarını esas alarak haklılığına delil saydı ve iki hocanın bu konu nedeniyle birbirlerine girmelerine yol açtı… Kısa süre sonra ise Talu “hata” ettiğini söyleyip Cübbeli ile bir araya gelmiş ve “var mı bize yan bakan” diye meydan okumuştu…

Sonra Adnan Oktar karşımıza mason olarak çıktı…
Hani, şu yazdığı kitaplarla masonluğu yerin dibine sokan “Harun Yahya” mahlaslı Adnan Oktar, birden bire masonluğa övgüler yağdırmaya hatta ve hatta kendisinin de 33. dereceden mason olduğunu alenen dillendirmeye başlamıştı… Hele bir de “masonların şahıyım” demesi vardı ki, bu kadarını Demirel bile yapamamıştı!

Son aylarda ise Adnan Oktar, “kedi canını senin” oluverdi…
Programlarındaki erkekler yerlerini tamamen kadınlara bıraktı…

Herkesin diline pelesenk olan “kedi canını senin” sözü Oktar’ın kızlara karşı kullandığı bir iltifat… Kesik kesik kahkahalar atan, cümleler ağzından yarım yarım çıkan, aslında ne dediği tam da belli olmayan; ama karşısında kendisini hayranlıkla izleyen kızlar olan bir Adnan Oktar!

Evlenmemiş olmasını da Bediüzzaman'ın talebesi olmasına yorması yok mu!?

“Ay yerim seni ben yerim, sen ne güzelsin, çok tatlısın, sana baktıkça içim açılıyor!” gibi sözleri Harun Yahya’dan kimse duymadığı gibi, Hz Mehdi’nin de bu tür lakaytlıklara prim vermeyeceğini söylemek sanırım kahinlik olmaz!

Halkın önemli bir kısmı gülüyor, bir kısmı ise üzülüyor…

İnsan fiziksel olarak da zihinsel olarak da değişebilir…

Adnan Oktar’ın fiziksel değişimi sürekli gençleşme yönünde tebarüz ederken; zihinsel değişiminin temayülünü artık bu anlatımdan varın siz çıkarın…
HALİS MUTLU
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Adnan oktar kim

Selamun Aleykum..Sayin islamiForumlar.net de boyle bir sacma konu koydugum icin kusura bakmayin.. uygun gorulmezse hemen silebilirsiniz..
Adnan oktar 21. yuzyillin en buyuk GIRGIRI..cook yazik etti kendine insanlarin gozunde komedyene donustu..
onu seyredenler tiyatro gibi egleniyorlar malesef...çook kommiik
hal ve davranislarini islam ahlakina hic yakistiramiyorum malesef...dfrt..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Kitap okumayi cok seven biri olarak harun yahya kitaplarıyla haşır neşir birisi olarak yaşadım biraz...
özellikle darwinizm materyalizm komünizm ve masonluk üzerine yazdığı kitaplarını yillarca okudum,notlar aldim ve dostlarim ile paylastim.. fikir yürüttüm mütalaalarda bulundum kendimce....
ne zamanki tv lerde görmeye başladım o zaman bir tezatlık olduğunu anladım....
kitapları yazan o anlatımı sağlayan kişi bu olamazdı...
o kadar kitabı yazacak birikimi tecrübeyi bilgiyi kapasiteyi göremedim onda....
sanki bu kitapları başkası yazmış gibi geliyor bana...peki ama amaç ne....
harun yahyayı ön planamı çıkarmak kahraman yapmakmı...
halkı kendisine inandırıp kitleleri ele geçirmekmi....bilmiyorum ama kendisi mehdiliğe pek bir meraklıdır...söylemleri komiktir...
kadınlarla cicili bicili konuşmaları tv de vardır...hakkında iddialar azımsanacak kadar küçük değildir...
Allahu Alem...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Kitaplar zaten tercüme, ona ait değil"
tarzında cümleleri göz-ardı edin ve mutlaka okuyun...
Evrim, Darwinzm v.s konularında onun kadar detaylı başka eserler yok..
Kişiliğine gelince.. 7den 70'e bütün Türkiye tanıyor fazla bir şey söylemeye gerek yok.::komik..
Gene de Allah ıslah etsin; Güneş batıdan doğmadığı sürece şansı var nasılsa..
İnsanların Kalbini İslama Isındırmak İçin Allahın Ve Peygamberin Rotasından Taviz Verilmemeli..
Hidayeti Biz Değil Allah Verir....
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Belki bu konuda yazdiklarima farkli bakip kizanlar, kirilanlar olabilir..dedim ya Allahu Alem..ama bu yazdiklarim sahsi degil sahit olunanlardir..
Hepimize En İyi Örnek İnsan Kim ? Elbette Hz.Muhammed sav.Ondan Başkası Bize Rehber Olmamalı...
sayet Sevgili Peygamberimiz sav. bu seyredigimiz you tube leri Görseydi Alemlerin Sultanı Ne Derdi Hiç Düşündünuz mü ?

Abese Suresinde "Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi."

Allah Peygamberi Vahiyle Uyarıyor Sen Sana Gelenle İlgilenmiyorsun Gelmeyecek Olanla İlgileniyorsun Sen Kimseyi Hidayete Erdiremezssin Ancak Allah Erdirir.

Tebliğ Kutsal Bir Görevdir Musab r.anha Dönüp Bir Bak Zerre Kadar Taviz Vermiş mi?

Ben Rabbani Dava İslam Ülkeleri İle Sınırlı Kalsın Demiyorum... Elbet Tebliğ Devam Etmeli Fakat Teblig Edeyim Derken Bir Çok İnsanın Dünyasını Yıkmayalim..
Biz Allah'ın Rızası İçin İslamı Anlatmaya Devam Edersek ALLAH Bizi Yalnız Bırakmayacktır Bundan Zerre Kadar Şüphemiz Olmasın...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
taviz vere vere bu hale geldik.Taviz tavizi getirir!
korkarım bizden sonraki Nesil bu tavizlere devam ederse halimiz ne olur diye bir an dehsette kapildim..
BAŞÖRTÜSÜNÜ Yalnız Temizlikçi Kadınlar Takar Diyen Kılıçdaroğluna Sesleniyorum"
onlar işini yapıyor sende işini yap...
her is Ehline verilmeli.. cunku ehline verilmediginde verilen isi kendine uydurmaya calisabilir..dfrt..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Selamun aleykum bu konuda yazdiklarim benim bu olaya sahit oldugum, gordugum gibidir..gercegi Allah bilir..
lutfen bu konuda islamiForumlar.net i sorumlu tutmayin.. bu konuda farkli dusunceleri olani da saygi ve hurmet ile dinlerim..
her turlu farkli gorus, dusunce fikir ve elestiriye acigim..
amac Hakikatlerin bilinmesi hic kimsenin Hakli veya Haksiz bulunup karalanmasi degildir..
Kul HAKKIN dan Allah`a siginirim...
Kul ile allah cc. arasindakini biz bilemeyiz.. ben sadece yaptigi hal ve davranislarini kendim ce sorguluyorum bu yaptiklari Islami, Ahlaki, insani mi?
kalbinde olan niyetti biz bilemeyiz.. kalplerde olanlari anca Allah cc. bilir...o yuzden Allahu Alem diyorum her yazdigim cumlenin sonunda...

insanlar ise sadece amelerden birazini gorur ve de bilir, ancak insanların ilmi sınırlı, Allah'ın ilmi ise sınırsızdır
2/273)

göklerde ve yerde olanları ve söylenen sözleri
(Mâide, 5/97, Enbiyâ, 21/4),
kalplerde olanları (Ahzâb, ... Herşeyin En Doğrusunu Yüce ALLAH (C.C) Bilir ...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Selamun Aleykum hayirli ve bereketli, aydin, huzurlu bir gun dilegi ile insallah..masallah..cok guzelsiniz bugun...sırıtık.:,
Hay Allah ben de mi Adnan oktara benzedim...
Sevdigim bir Gonul Dostum demis ki bu Adnan Oktar kimdir bu harun Yahya kitaplari nedir?gibi soru sorarak bu konuyu biraz daha acmami, aydinlatmami istemis..
_Ahh Dostum bu oyle basit bir konu degil!
SIR icinde SIR!!Imtihan icinde imtihan ile imtihan ediliyor kendisi de bizler de...
gecen Cuma oglumu islami okuldan alir iken bir Sinifda ogretmenin birinin bir sozu dikkatimi cekti..
Fitne den bahsediyordu..Fitne nedir.. mallarimiz, ailemiz cocuklarimiz diyordu.. ahhhcddvb..
Oradan bir ogrenci de Hocam cocuklar hani nimetti nasil oluyor da Fitne diyorsunuz diye biraz icerledi...
Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer fitnedir;
Allah katında ise ..Ey insanlar,
şüphesiz ki mallarınız ve çocuklamız sizin için dünyada bir imtihan ve bir fitnedir...Ayettini okuyor ve acikliyordu sonrada sinifina sunu soyledi..
zaman ahir zaman en buyuk imtihanimiz Fitne ile dir!
Fitneye kanmiyanlar ise anca imani kamil olanlardir..
Fitne hem cikaranlar hem o toplumda olanlar hem Fitne bizzatihi kendisi ile imtihan edilir..
Simdi gelelim Adnan oktar`a ortada iki farkli sey var!

harun yahya kitaplarıyla haşır neşir birisi olarak yaşadım...
özellikle darwinizm materyalizm komünizm ve masonluk üzerine yazdığı kitaplarını yillarca okudum,cok degerli eserler!her kesin okumasini tavsiye ederim..
o eserlerdeki fen ilimlerinin,ayet ilimlerinin derinliği Muhtesem..
ama O Eserleri Yazanin Adnan oktar olmasina inanamiyorum...
asla Adnan Oktarda O ilim deryasi Takva yok..agla..:,

Hani kişi dilinin altında gizlidir derler ya..Adnan Oktar o eserleri yazacak bir ilim donanımına sahip değil kesinlikle..
Yiğit bulutun programında bikaç tane ayet söyleyemedi adamcağız, utancından yanındakine oktar babunaya seslendi "yardım et oktarcım" diye sırıtık.:,cddvb..
Adnan oktar büyük bir komite tarafından vitrin önüne çıkartılan birisi sadece...ben böyle düşünüyorum şahsen..ama Neden ve Nicin iste butun mesele burda Allahu Alem...
Ben bu insani Hapse girmeden onceki hallini ,fikir ve dusuncelerini de dinlemistim ..Halis, muhlis Takvali bir insandi!
birde Hapisten ciktiktan sonraki fikir ve dusunceleri tamamen farkli buyuk bir değişim ..iste Ben bunu anliyamiyorum..
ortada iki Adnan oktar var sanki..
Su Anda onu you tube lerde izlerken ruh ve psikolojisi acaip bozuk ,akil melekeleri yerinde degil sanki..
ne oldu bizim Adnan oktara?saskn..
ins. bu olayi izleyin bir Gun ne demek istedigimi anlarsiniz..
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
şirk ehli

Allahın rahmeti üzerinize olsun güzel insanlar .dava insanlık davası. Insan mevcudiyetin özü. Bu özün içinde allahın zatının ehadiyeti sırdır. Bu sır ins.cin ve melekütül aleminin idrakının içinde saklıdır.şimdi adnan oktarın şahsi manevisine söz söylemek bizim el eminler olarak adap ve edebimize aykırı. Yada onu kucaklayan tarikat ve cematlerin maksat ve muratları allaha ayandır. Cübbeli ahmet hocanın muhatap bu konularlada karşı karşıya kalması büyük talihsizlik. Bu gün devir firavunların elinde . Ama şuda bir gerçekki tarihe bir bakıldığında firavunun kaybettiği görülecektir. Gerçek müslümanlar imanlarına . Beden arzlarında ihlaslarının şahidi allah olanlardır. Onlar cenneti ve cehennemi bu dünyada yaşayanlardır. Surat köprüsünde levhi mahvuzdan bakan hz allahtır . Gayrıda allahı arayan şirk ehlidir aeo
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Allahın rahmeti üzerinize olsun güzel insanlar .dava insanlık davası. Insan mevcudiyetin özü. Bu özün içinde allahın zatının ehadiyeti sırdır. Bu sır ins.cin ve melekütül aleminin idrakının içinde saklıdır.şimdi adnan oktarın şahsi manevisine söz söylemek bizim el eminler olarak adap ve edebimize aykırı. Yada onu kucaklayan tarikat ve cematlerin maksat ve muratları allaha ayandır. Cübbeli ahmet hocanın muhatap bu konularlada karşı karşıya kalması büyük talihsizlik. Bu gün devir firavunların elinde . Ama şuda bir gerçekki tarihe bir bakıldığında firavunun kaybettiği görülecektir. Gerçek müslümanlar imanlarına . Beden arzlarında ihlaslarının şahidi allah olanlardır. Onlar cenneti ve cehennemi bu dünyada yaşayanlardır. Surat köprüsünde levhi mahvuzdan bakan hz allahtır . Gayrıda allahı arayan şirk ehlidir aeo
Allah Gani gani RAZI olsun bu yaziniza mesh oldum! aklima, kalbime, nefsime tercuman olmussunuz!
"
Bu gün devir firavunların elinde . Ama şuda bir gerçekki tarihe bir bakıldığında firavunun kaybettiği görülecektir. "
Aynen oyle ama.............
["Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek isterler. İnkarcılar ne kadar istemeseler de, Allah nurunu, dinini tamamlayacaktır"
saff suresi 8. Ayet
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
66
Allahın efali, sıfatı ve zatının kemalat ve ehadiyesindeki
zuhuratının esmaül hüsnada nasıl bir yol izlediğinden el emin olan kalpler. Asla yaşananları bir hüzün ve talihsizlik olarak düşünmeyip bu talihsizliklerin arkasından zuhur edecek olan hicap hırkasının ehadlara lütfedilen ve 1500 yıldır beklenen mehti resul ve müşahade makamının besmelenin içinde saklı bir sırrın müjdesi olduğunu ve bu hakikatın kalp ile ruhun temsilcisi artık nefis değil . Aklı muhammediyeyi temsil eden hz cebraile işaretidir.bu ilme nasip olunanlar. Cebrail ve zatının arasındaki ehadiyet otağında hayatlarını yaşarlar. Onlar bedenlerine dödürüldüğünde halkiyeti olan azalarına asla zulüm etmez ve bununda tek şahidi ihlaslarındaki allahtır. Berzah aleminde cehennemden yükselen sesleri. O ehil asla farkedemezler .onları ise sadece sureti insan olan değil ruhu insan seyri sulük eder. Aeo
 

parsan07

Başarılı Kardeşimiz
Moderatör
Katılım
7 Mart 2011
Mesajlar
125
Tepkime puanı
8
Adnan oktarın gerçek yüzü

Adnan Oktar

Kod adı: Harun Yahya

HER ŞEY 13 YIL ÖNCE BAŞLADI

Sorunlar ne zaman başladı?

- 13 yıl önce. Bizim dört numara Tuğba, Adnan Hocacılar diye tabir edilen insanlarla görüşmeye başladı. Başta ciddiye almadık. Geçici bir şey zannettik. Fakat sonra baktık ki, öyle değil. Durum ciddi. Önce gündüzleri birkaç saat kayboluyordu, sonra geceleri de gelmemeye başladı. Derken evi de terk etti, mürit oldu.

Diğer dört kardeş, nasıl tavır alıyordu?

- Oktar başta, Tuğba’nın tamamen saçmaladığını düşünüyordu. Hatta dalga geçiyordu. Diğerleri de fevkalade karşıydı, Tuğba’ya cephe aldılar. Ama Tuğba, zaman içinde hepsini Adnan Hoca’nın yanına götürdü.

Hepsini mi?

- Hepsini! Yıllar içinde 5 çocuğum, sonra da iki torunum onlara katıldı. Zincirleme oldu. Birbirlerine tesir ettiler. Toplu paranoya gibi. Hüma, ABD’de Georgetown’da okuyordu, kocasına çok aşıktı. Dört günlüğüne geldi. Sadece dört gün. Geliş o geliş. Tuğba, onu da Adnan Hoca’ya tanıştırdı. Dört gün içinde, o yanıp tutuştuğu kocasını boşayıverdi. Bitti. Bir daha Amerika’ya dönmedi. Herkes şaştı kaldı. Mani olamadık. Sonra Eda’yı aldılar. Bilgi Üniversitesi’nde okuyordu, en küçük kızımız. Okulu da bıraktırdılar...

Bu arada çocuklarınızı geri kazanmak için ne yapıyorsunuz?

- Elimizden ne geldiyse yaptık. Anlattık: "Bu kadar iyi eğitim aldınız, mesleğinizi yapmanız lazım, çalışmanız lazım, aile kurmanız lazım..." Yalvardık ama dinletemedik.

Ne diyorlardı?

- Ne diyecekler? Onlara göre İsa mesih, Adnan Oktar da mehdi. İkisi ele ele verip, bütün dünyaya hakim olacaklar. Çocuklarımız buna inandılar.

NEREDE YAŞADIKLARINI BİLE BİLMİYORUM

Bu çocuklar bunca yıldır nerede yaşıyor?

- Bilmiyorum.

Nasıl yani?

- Bilmiyorum işte. Soruyorum, "Tedbiren söyleyemeyiz!" diyorlar. Sadece 18 yaşındaki küçük torunumla oğlum Oktar, alt katımızda yaşıyorlar. Kızlarımın nerede yaşadığını 13 yıldır bilmiyorum.

Bari dört kız kardeş, birlikte mi yaşıyorlarmış?

- Hayır. Onlar için aile, kardeş ya da evlat önemli değil. Böyle kavramlar yok. Bir arada değiller, yabancılarla yaşıyorlar. 20 yaşındaki torunum bile annesiyle değil. Kendinden 15 yaş büyük bir adamla kalıyor.

Hiç mi hafiyelik yapmaya kalkmadınız? Çocuklarınızın peşine düşmediniz?

- Yaptık. Yapmaz mıyız? Hiçbir netice elde edemedik. Çünkü evler devamlı değişiyordu. Onlar lütfederse, görüşebiliyorduk. Yanlarında bir yabancıyla eve geliyorlardı.

Anlamadım...

- Kızlarımdan biri eve geliyor değil mi? Yanında tanımadığım iki kızla birlikte geliyor. Bu toplulukta hiçbir çocuk, annesi babasını yalnız başına göremez. Belli mi olur belki etki altında filan kalır. Yanında hep birileri olacak. Yemek masasına bile o yabancı birileriyle birlikte oturulur. Banyoya bile gitse yanındadırlar. Ve Adnan Oktar hakkında kötü bir laf etmeye kalkışırsanız, apar topar çocuklarınız evi terk eder. Zaten bu mahkeme yüzünden de, son altı aydır çocuklarımızla görüşmedik. Bize yaptıkları tehdit şu: "Bizi görmek istiyorsanız, Bilim Araştırma Vakfı ve Adnan Oktar hakkında, tek bir kötü söz etmeyeceksiniz. Edersiniz, bizi hayatınızın sonuna kadar unutmak zorunda kalırsınız..."

Peki oğlunuz alt katınızda oturuyor, onunla görüşebiliyor musunuz?

- Evet ama ilişkimiz çok resmi. Oğlumuza biz bakıyoruz. Beyin cerrahı olmasına rağmen çalışmıyor. "Muayenehane açalım, mesleğine geri dön" diyoruz, kabul etmiyor. Daha önemli vazifeleri varmış...

Neymiş onlar?

- Dünyanın her tarafında Adnan Oktar için konferanslar veriyor. Yaratılış ve evrim teorisini anlatıyor...

"Biz bakıyoruz" derken, harçlık mı veriyorsunuz?

- Yurtdışına giderken, hayır. Bulunduğu yer gönderiyor. Ama onun dışında, bütün ev ihtiyaçlarını, giyeceklerini, yemeğini, telefon paralarına kadar aklınıza gelen her şeyini biz karşılıyoruz.

Biraz tuhaf değil mi, oğlunuz 43 yaşında...

- Öyle söylemeyin. Oğlum, bir mucize eseri hayatta. Çok ağır hastalıktan kurtuldu. Tanrı onu bana bağışladı. Elimde değil...

Adnan Oktar, belli ki oğlunuzun alt katta oturmasına ses çıkarmıyor, kızlarınızdan ne istiyor?

- Bilmiyorum. Onları bizden mümkün olduğu kadar uzak tutmaya çalışıyor.

Peki torunlarınız gideli ne kadar oldu?

- Birkaç yıl. Onları da tek başlarına göremiyorum. Yatıya kalamıyorlar. Ziyarete geldiklerinde yanlarında hep birileri oluyor.

Torunlarınızın annesinin için rahat mı?

- Büyük kızım, iktisat profesörü ve milletvekili Tevfik Ertüzün’le evliydi. Damadım ve kızım, kardeşlerini kurtarabilmek için çok uğraştı. Olmadı. Başaramadılar. Sonra Tevfik, bence şaibeli bir araba kazasında rahmetli oldu. Kızım, iki oğluyla kalakaldı. Bize sığındı. Çok yumuşak, melek gibi bir kızdır. Bir de şimdi görün onu. Yüz çizgileri sertleşti, bambaşka biri haline geldi. Maalesef onu da içlerine aldılar, oğullarıyla birlikte. Ama bir gün kurtulacaklarına inanıyorum. Kendilerini sorgulayacaklar ve gerçeği bulacaklar. Bunu başaranlar var. Onlar gruptan çıkıyor. Evleniyorlar, iş kuruyorlar, hayata geri dönüyorlar...

Kurtulanlar, o dönemi nasıl tanımlıyorlar?

- "Kabus" diye, "Uyandım ama onlarca senem boşa gitti..." diye anlatıyorlar.

Peki siz nasıl açıklıyorsunuz bu durumu?

- Açıklayamıyorum. Bu çocuklar, benim bildiğim çocuklarım değil. Bambaşka bir karaktere büründüler. Sanki içleri boşaltılmış gibi. Gözleri donuk. Robot gibi.

Kendi yollarını, kendi iradeleriyle çizmiş olamazlar mı?


- Hayır, bence olamazlar. Tamamen bir beyin yıkama faaliyeti. Hipnoz mudur, metapsişik bir şey midir, çözebilmiş değilim.

Peki talep etsem benimle konuşurlar mı?

- Deli misiniz, tabii ki konuşurlar. Emin olun, karşınızda son derece düzgün, eğitimli, kibar ve zeki çocuklar görürsünüz. Şöyle diyeceklerdir: "Ne alakası var? Tabii ki kendi isteğimizle buradayız. Biz yaşını başına almış insanlarız, kendi kararlarımızı kendimiz verebiliriz!" Hatta daha da ileri gidip, anneleri babalarını olmayacak şeylerle suçlayacaklardır.

Peki dersem ki, aileniz neden sizi yalnız göremiyor, neden nerede yaşadığınızı bilmiyorlar. Ne cevap verecekler?


- "Yok efendim böyle bir şey!" diyecekler. "Annemizin, babamızın, ne yazık ki akli dengesi yerinde değil" bile diyebilirler.

Yarabbi diyorum bu bir korkulu rüya elbet uyanacağız

Hálá çocuklarınızı kazanacağınızı söylüyorsunuz. Bunu nasıl yapacaksınız?

- İnşallah sonunda kazanacağız. Onlara tekrar kavuşacağım. Umuyorum. Elimizden geleni yapıyoruz. Kendilerini sorgulayacaklar. Akıllanacaklar. "Annemize babamıza ne yapıyoruz?" diyecekler.

Bu son olay üzerine diğer çocuklarınızla görüştünüz mü?

- Hayır, hiçbiriyle görüşmedim. Çünkü son zamanlarda, bizim, diğer ailelerle birleştiğimizi, bir araya geldiğimizi hissediyorlardı. Bir duvar gibi birlikteyiz artık ailelerle, bu yolda beraberiz. Ankara’ya gidişlerim oldu, bazı görüşmeler yaptım. Bazı şeyleri maalesef duyuyorlar. Son olarak kızlarım, "Böyle yaparsan, bizi kaybedersin" diye rest çektiler. Zaten altı aydır eve uğramıyorlardı. "Aleyhimize birtakım şeyler yapıyorsun, bunu duyduk. Mahkemeye çıkacakmışsın, Ankara’da bazı insanlarla görüşmüşsün. Ya vazgeç ya da bir daha bizi göremezsin." "Sizden çok memnunum" diye bir kağıt yazarsam beni affedeceklermiş...

Ne demek o?

- "BAV topluluğundan çok memnunum. Hiçbir şikayetim yoktur" diye bir kağıt imzalamamı istiyorlar.

Annelerin, babaların bir araya gelmesinden neden bu kadar rahatsızlar?

- Çünkü yeniden BAV’a ve Adnan Oktar’a karşı bir hareket başlıyor. Yıllarca kimseyi bize tanıştırmadılar. Evimize arkadaşlarını getirdiler, isimleri farklı söylediler. Hakiki soyadlarını asla söylemediler. Kimin kızı dersin, cevap vermez. Çünkü ailesiyle temasa geçmenden korkuyor. Ama işte sonunda aileler bir araya geldik.

Daha önce de aileler bir araya geldi bir sonuç alınamadı. Herkes şikayetlerini geri çekti...

- Doğru, orada bir hata yaptık. Daha doğrusu, hepimiz aldatıldık. "Adnan Oktar nişanlandı, artık evleniyor" dendi. "Çocuklar evlerine dönüyor. Bu adam, artık evlatlarımızı rahat bırakıyor. Bundan sonra hayat normale dönecek. Evlenecekler, iş hayatına atılacaklar." Madem öyle dedik, çocuklarımız ceza görmesinler diye dilekçelerimizi geri aldık. Ama bu sefer kararlıyız. Sonuna kadar gideceğiz. Nasıl bir derttir bu. Allah kimseye vermesin. Bazen, "Yarabbi" diyorum, "Bu bir korkulu rüya, elbet uyanacağız..."

Baba Prof. Cevat Babuna

O GÜN MAHKEMEDE O SÖZÜ SÖYLEYEN BENİM OĞLUM DEĞİLDİ, ROBOT GİBİ

43 yaşında beyin cerrahı oğlunuz, nasıl oldu da sizin için, "Bahçıvanın geri zekalı oğluna cinsel tacizde bulundu annem" diyebildi?

- Bunu söyleyen adamın, benim çocuğum Oktar’la hiçbir alakası yok. Oktar, ahlakı düzgün sevecen bir çocuktur. O gün mahkemede konuşan başka biriydi. Yandan gördüm. O yüzü tanımıyorum. Oğlum Oktar’ın yüzü değil. Benim de aklım almıyor. Onlara söyleneni yapıyorlar. Robot gibi. Koşulsuz itaat ediyorlar. Ama ben, beni assalar, vursalar ya da öldürseler, asla annem-babam hakkında böyle şeyler söylemem. Bu yüzden neler olduğunu açıklayamıyorum.

Ne hissettiniz?

- Şoke oldum. Kahroldum. Bir annenin yaşayabileceği en büyük acı. Atamazsın, satamazsın. Evladım o benim. O günden beri telefonlarımız susmuyor. Bütün Türkiye durumun vahametini gördü. Oğlum çok ağır bir hastalıktan kalktı. Bir mucize eseri, Allah onu bana bağışladı. Birilerinin sıkıştırmaları yüzünden strese girip hastalığı nüksederse, yemin ederim bunun hesabını sorarım...

"Bunlarda her tür numara var. Karşılarındaki insanı yıldırmak için her şeyi yapıyorlar. Bir Ebru Şimşek, bir de Fatih Altaylı yılmadı. Öyle insanlar ki, 300 tane dava açıyorlar. Uğraş uğraşabilirsen. Bir davayı burada kazanıyorsun, bir bakıyorsun, başka bir mahkemede başka bir iftiradan dava açılmış. Bunlarda yalancı şahit de bol. Yalan fevkalade mübah bir olay. İnsanları çocuklarıyla karşı karşıya getiriyorlar. Annesine karşı yalancı şahitlik yaptırıyorlar mesela. Kız çıkıyor diyor ki mesela, ’Annem gruptan para istedi sizin hakkınızda şikayetçi olmayayım diye, para verilmeyince benim nerede olduğumu bilmediği konusunda şikayette bulundu’. Hakim anneye bakıyor, annenin kolunda Louis Vuitton filan var bu arada, yani belli ki kadının paraya filan ihtiyacı yok, ’Ne diyorsunuz?’ diyor. Anne hakime bakıyor, ’Ne diyebilirim Hakim Bey, o benim kızım’ diyor."

ANNEYİ SEVMEK ALLAH’A ŞİRK KOŞMAKMIŞ

Peki sizi öyle ağlarken, perişan vaziyette görünce etkilenmiyorlar mı? Onların annesisiniz...

- Ah, ah. Anneye babaya şefkat göstermek, ilgi yapmak, onların felsefesine göre Allah’a şirk koşmak. Evladına da sevgi göstermeyeceksin. Kızım Ceyda mesela, özellikle oğullarından uzak duruyor. Nadiren de olsa görüştüğümüzde usulen öpüşüyorum çocuklarımla. Asla eskiden olduğu gibi gerçekten, samimi kucaklaşamıyoruz. Aramızda hep bir duvar var.

Hiç kendi kendinizi sorguladığınız oluyor mu? "Acaba, bir yerde hata mı yaptık?" diye...


- Sorgulamaz olur muyum? "Ne yaptık da, böyle oldu?" diyorum. Yedi çocuk birden. Neden böyle bir girdabın içinde girdiler? Kendime bakıyorum, sorun bende mi diye, suç bulamıyorum. Düşünüyorum da, yapabileceğim her şeyi yaptım. Zaten kocamın psikiyatr arkadaşları da bana, "Suçu kendinde arama, bu bir beyin yıkama faaliyeti" diyorlar.

Sizce çocuklarınızda manevi bir boşluk mu söz konusu acaba?


- Ne alakası var? Orada çocukları günde 14 saat çalıştırıyorlar. Rahat değiller ki. Manevi boşluk doldurma filan söz konusu değil ki. Bilgisayar başında, gece yarılarına kadar kitap yazıyorlar. Sohbet edecek zamanları bile yok.

Peki sizin için maddi bir kayıp da söz konusu mu?

- Çocuklarımı kaybetmişim, maddiyatın lafı mı olur? Ama maddi kayıp da var. Bırakın çocuklarımızın üzerine yaptığımız dükkanları, şunları bunları... Rahmetli damadımdan torunlarıma kalan mülkler, evler, çiftlikler, milletvekili maaşı bile gitti. Vakfa devredildi.

Nereden biliyorsunuz devredildiğini?

- Hiçbiri ortada yok. Sahipleri değişmiş.

Alıntı
 

parsan07

Başarılı Kardeşimiz
Moderatör
Katılım
7 Mart 2011
Mesajlar
125
Tepkime puanı
8
Adnan Oktarın iddaları

1956 yılında Ankara'da doğdu ve lise eğitiminin sonuna kadar orada yaşadı. İslam ahlakına olan bağlılığı lise yılları boyunca çok güçlendi. Bu dönemde büyük İslam alimlerinin hemen tüm eserlerini okuyarak, İslam hakkında derin bilgi edindi. Yine bu yıllarda, İslam ahlakını tüm insanlara anlatmaya ve onları doğruya ve güzele davet etmeye karar verdi.

1979 yılında, binlerce kişi arasından üçüncülükle girdiği Mimar Sinan Üniversitesi'nde eğitimine devam etmek üzere İstanbul'a taşındı. Sanatı, Allah'ın üstün yaratışının bir tecellisi olarak gören Oktar, resim yapma konusunda çocukluğundan beri yetenekliydi ve zaman zaman sürrealist tablolar yapardı. Arkadaşlarına hediye olarak verdiği çok sayıda tablosu bulunmaktadır. Ayrıca, Allah'ın sanatının birer tecellisi olarak gördüğü hayvanlara, bitkilere ve çiçeklere de özel ilgisi bulunan Adnan Oktar'ın, bahçe bakımı, iç mimari ve dekorasyon, ilgilendiği alanlar arasındadır.

Harun Yahya, müstear ismiyle, birbirinden değerli yüzlerce kitap yazdı. Özellikle Darwinizm'i bilimsel olarak çürüten eserler, bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Evrimci yayınlarıyla tanınan New Scientist dergisinin 22 Nisan 2000 tarihli sayısındaki ifadeyle evrim teorisinin yanlışlığının ve yaratılış gerçeğinin anlatılması konusunda Sayın Oktar "uluslararası bir kahraman" haline geldi. Sayın Oktar'ın materyalizm ve Darwinizm'e karşı verdiği fikri mücadele sık sık National Geographic, Science, New Scientist, NSCE Reports gibi çoğunluğu evrimci olan yabancı yayın organlarında da gündeme getirildi. Örneğin National Geographic dergisinin Kasım 2004 tarihli İngilizce ve Almanca baskılarında, Adnan Oktar'ın, Yaratılış Gerçeği ile ilgili çalışmalarından bahsedilmiş, Evrim Aldatmacası adlı kitabından şöyle bir alıntıya yer verilmiştir: "Bu teori, dünya sistemini yönlendiren güçler tarafından bizlere empoze edilmeye çalışılan bir aldatmacadan başka birşey değildir."

Adnan Hoca 19 rakamının uğuruna inanıyordu. Gerçek adı Adnan Arslanoğulları, 19 harften oluşuyordu. Ve bu 19'un Mehdiliğin habercisi anlamını taşıdığını iddia ediyordu.

Zamanla müritlerine, kıyametin yaklaştığını, Mehdi'nin ortaya çıkmak üzere olduğunu telkin etmeye başladı.

27 Mart 1988 tarihli Nokta Dergisi'nde, Mehdi konusuna, kendince usturuplu yaklaştı:

Nokta: Geleceği söylenen Mehdi'nin fiziksel özellikleri nelerdir?

Adnan Oktar: İkiyüze yakın alamet sayılıyor. Mesela, orta boylu, geniş alınlı, kaşı kavisli gibi.

Nokta: Yaş söyleniyor mu?

Adnan Oktar: Rivayetlere göre 30-40 yaşları arası deniyor.

Nokta: Siz Mehdi misiniz?

Adnan Oktar: Ben Peygamber Efendi'mizin neslinden değilim. Çocuklara alametlerden söz edince beni Mehdi sanmışlar.
HURRIYET INTERNET
 

sena

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
4 Kasım 2012
Mesajlar
171
Tepkime puanı
2
s.a bizim bir akrabamızın çocuklarının hepsi buraya bağlı ve orada onlara insan dışı yaşatıyorlar din adı altında o gençleri maddi ve manevi sömürüyorlar gghhn..
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
adnancığım herkesi bağrına basıyor (aleviyi, museviyi, masonu...vs) dikkat edin sizi de kucaklamasın.

sadece ehli sünneti "yobaz" diyerek aşağılıyor ve sevmiyor, garibim. sizce bu denklemde bir hata yok mu? bulun bakalım...
 

H@K@N

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
30 Ocak 2013
Mesajlar
102
Tepkime puanı
1
adnancığım herkesi bağrına basıyor (aleviyi, museviyi, masonu...vs) dikkat edin sizi de kucaklamasın.

sadece ehli sünneti "yobaz" diyerek aşağılıyor ve sevmiyor, garibim. sizce bu denklemde bir hata yok mu? bulun bakalım...

Selamun Aleyküm hocam.

Ben denklemi buldum.

Abdülaziz bayındır x mustafa islamoğlu = harun yahya :D
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
adnanoktarfenadokturdu.jpg


Uçan Mehdi

Edip Yuksel +Yaşar Nuri Öztürk= Adnan Oktar

sırıtık.:,
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Ortalık müsait olacak yıkarım ben bu alemi
 

bozoklu

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
26 Haziran 2014
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Cumleten selamun aleykum.evet arkadaslar adnan oktarin zamaninda harun yahya adinda cikartmis oldugu eserler gayet ciddi ve guzel eserler, lakim gunumuz adnan oktari kafabulandiran tereddude dusuren bir portreye sahip. Bn dikkatlice izlendiginde islama karsi yapilan buyuk bir darbeden baska biRsey degil. islamin icerigi bosaltilmaya calisildigi apacik ortada. bunuda basarmaktalar. bazi yorumlarda adamin komik, girgirci, eglendirici oldugu soyleniyor ama DIKKAT bu bir ileri goruslu darbedir. insanlarin zihinleri bulandirilacak, dogru ve gercekler karistirilacak ve bizim gibi islami bilgisi zayif insanlar tereddute duscek. sahsim olarak bu sahsin acil tedbirler alinarak bu yaptiklarina bir son verilmesi gerektigine inaniyorum ALLAH a emanet olun zaman ayirdiginiz icin tesekkurler.
 

sulea

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
11 Ağustos 2014
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
fazla kafa yormaya gerek yok kendisi psikiyatrik hasta hezeyanlar görüyor kendini her şey sanabilir yani:rolleyes: bunu psikiyatri hocam da dedi böyle hezeyanlı insanların tv açması çok üzücü dedi direk profesörün görüşü yani :)
 
Üst Alt