Karanlığım gündüze hasret

Beden israfilim öylesine üzgündüki. Yıllarca ilme olan susuzluğum beni göz yaşlarının içine hapsetmiş . Girdiğim gönül bahçelerindeki ilimler ile kalbimde düşündüklerim bir noktada toplayamıyor .geceler boyu göz yaşı döküp yarin cemalini tıpkı balığın suyu aradığı gibi arar suyun içinde nefes alışımı idrak edemezdim.bu uzun yolculuk yıllarca sürdü taki ilahi olan bedenimdeki peygamberlerin mekanlarını idrak edip . Rabbaniyet makamında şahadet ve gayp aleminin meleklerinle kucaklaşacağım zamana kadar.artık beden arzımda peygamberlerin mekanlarını öğrenmiş . Kuranı kerim bu hakikata burçlar ve semalar olarak anlatılmıştır. Her burçta bir peygamberin ruhaniyetinin var oluşunu idrak ettiğimde beden arzımdaki burçlara davet edilişimin arkasında o ruhaniyetin bedenimi hükmü altına almak istediğine şahid oldum. Tıpkı ruhullah makamında hz isanın veya kelam makamında hz musanın tesiri altına girdiğimi keşfettim.miraç adı verilen bu halin akıl makamında hz muhammede kadar yolculuğum devam etti. Vardığım noktada karanlığımın gündüze hasret kalışının arkasındaki sır. Nebadat ,hayvanat,cemadat, cenin ,cin ve ruhu insana ulaşıldığında. 7 yer seması ve 7 gök semanın idrak edilip azaların ile şahit olup kendi huzurunda müslüman olup o alemlere ruh oluşunun adı insanı kamildir. Yani alemlerin ve semaların ruhunun adıdır insan .firari kardeşimin koyduğu bir resim ve yazdığı satırlar böyle bir hakikatı yazma duygusu bize uyandırdı aeo.

"Karanlığım Gündüze Hasret.."

Allah RAZI olsun mubarek cook guzel anlatmis ve Firariyim kardesimin guzel bir AN-ini fark etmissiniz...
Firarriyim Firar oldugundan beri ilk kez ruhundaki esaretten kurtulup icimizdeki karanliktan ,aydinliga olan Hasretti dille getirmis..
Her yanım ayrılık, Her yanım hüzün ,her yanım karanlik...
Ey icimdeki karanlik ,Rabbimin rahmetti ile kavuşayim icimdeki benligime.. özumdeki aydinliga ve huzura!Bu Gece...

Selamun Aleykum Deprasyonda olan genclerde ortak bir noktalari dikkatimi cekmisti..
neresinden bakarsak bakalim ic dunyalari dibine kadar karanlık..cikmaz bir tunel sanki.. kapranlik.. bir cikis yolu bulamiyor bu genclik..
içimiz aydınlık ama...bi yolunu bulucaz elbet bi yolunu...bulabilsek diyorlardi..
hep bir umut..bir aydinlik..bir arayis icindeler...o karanliktan korkuyorlar!bunaliyorlar iclerindeki karanliktan aydinliga duyduklari Hasretti dille getiriyorlardi..

" Nerdeyse ışığa inanmaz olacaktık, öyle hızla büyüyordu içimizdeki karanlık.."
iclerindeki o karanlik neden bu kadar hizli büyüyordu ki?bunu bir turlu cozemedim gitti...ilginç::.hmmnn

Sizi çok iyi anlıyorum . öylesine hüzün ve hasret dolu yıllar geçirdimki . Bu gün karanlıkta akan göz yaşları bizim yıllarca geçe bilmek için uğraştığımız ruhu insanın yaradılış denizinin hakikatı olduğunu nasıl bile bilirdiki bu mazlum. Salihler 1500 yıldır yollarda. Içimizde büyüyen o karanlıkta güneş batmıştır o güneş hz muhammed efendimizdir. şimdi ise hafa devridir . O ruh güneşinin üzerine örtülen karanlıkta doğacak dolunay el bet doğacak ve kalpler ehad olacaktır . şems suresi bu konuyu anlatıyor .ruh güneşi hazreti muhammede iman eden kalp kamerine and olsunki o dolunay mehdi resul müşahade makamıdır allah alimdir . Aeo

Haydi, bir ümit tazeleyelim ve iman pınarından doldurduğumuz testilerle sulayalım kalbimizin çorak topraklarına serptiğimiz ümit tohumlarını…karanliktan aydinliga cikalim!
icimizdeki karanligi iman ile Aydinlatalim...
İçinde bulunduğumuz dünyanın keşmekeşliğine bakıp da düşmesin kollarımız iki yanımıza…
Dünya değil, ahirettir bizim yurdumuz unutma ve yine unutma, ta ki kefaletini Rabbe adanmışlıkla ödeyinceye kadar sürgündeyiz bu dünyada…
zulmün kararttığı dünyayı aydınlatması beklenen biziz..o zaman ilk once kendi icimizi Aydinlatalim insallahu Rahman...

Sevgili nebi ve resullerin hepsini tavaf etmiş . Bütün peygamberlerin hatemi olarak makamı mahmuda allahın katında laik görülmüştür. şimdi allah dinini insanın beden arzında tamamlamış . Kemalatında hz muhammed efendimiz .zatında ise hz cebrail kainata cebrail ile zatının arasındaki mukaddes mekandan insanlığı ins cin ve melekütül aleminin efendisinin el emin olduğu noktada. Müşahade makamında her beden arzını huzuruna davet ediyor. Işte semayı dünya yani mahşer işte islam dini kalplerinizdeki huzur. Aeo

sesler,görüntüler ve hisler, akıl,ruh ,beden sağlığınız için öyle hesablı ayarlanmıştır ki, ne üst ne alt kaymalarda asla kaldıramayiz..ayarların sahibine şükürler ol-sun...
icimizdeki karanliktan bizleri Aydinliga cikar Eyy Rabbim...

"İnsan iki alemi bünyesinde birleştirir. Madde ve mana alemi.
Her bir alemin kendisine has rızkı ve hayat şekli vardır.
Maddî rızıklar gibi manevî rızıklar da kullara bir vesile ile ulaştırılır.
Allahu Teala'nın dünya hayatında hükmü böyle cerayan eder.

Maddi rızıkları biliyoruz.
Manevî rızıkların başında iman, hidayet, ilim, ilahi muhabbet, zikir, nur ve feyiz gelmektedir.
Kalbin, ruhun, nefsin, aklın, sırrın, vicdanın alması gereken manevî rızıklar vardır.

Ayrıca bu manevî cevherlerin ayrı ayrı vazifeleri vardır.
Çünkü insanın bir yönü mülk aleminin şartlarına göre yaratılmıştır. Diğer yönü ise melekût aleminin özelliklerini taşır.
Mülk alemi, dünya ve içindeki hayat şartlarıdır.
Yani beş duyu ile yaşadığımız alemdir.
Melekût alemi, gözle görülmeyen gayb ve Sır alemidir."
.”( İmam Rabbanî, Mektubat, I, 260.)

Gece usul usul kainatı kuşatırken. Ay salınarak çıkar akıl yurdundan. Görünsün gönlümce, şöyle bir seyredeyim..
Bu aşk bu sevda sevgiliye. Semalara kurduğun hüzün bahçelerinde. Yıldızların aşkı muhabeti koruyor onu.
Rüzgarlar gecenin koynunda zikrederken. Haydi kalbine sor . Bu satırlara kimin suretini giydireceksin. Kokusu miski amber cennet yurdundan.
Sen cenneti görmedinki nerden bileceksin. Sen ateşsin kalbinin sıcaklığı vahdeti kuşatırken.. Sen ölmedinki külü nerden bileceksin?
Gece usul usul kainatı kuşatırken. Kimbilir sen kaç kere daha ölüp dirileceksin. özleyeceksin yanacaksın ve için için ağlayacaksın.

Feryatların çığlık çığlığa, bülbül gibi figan ederken, sen onun hicabından bir gül olacaksın.
Ne bülbül güle aşkını, ne de gül bülbüle sevdasını anlatamıcak.
Senden kalan tek eser dudaklarından dökülen feryatların.
Hadi gücün yetiyorsa arşında ve o semalarda o feryatlara kimin suretini giydireceksin.
Haydi kalbine sor Aşkın suretini. Güneşin doğmasını bekliyor seninle yüzleşmek için.
Gün ağırıp güneş sessizce nefis yurdunda doğarken. Sen gözlerini yavaşça açıp sevgiliyi özleyeceksin..
Gecenin koynunda yaşananlardan habersiz. Inleyecek ve ağlayacaksın.
Sahidin seninle ağlayan seninle gülen melekler olacak. Bir kitap indirilecek zatından.
Bu aşkı anlatan alakla yani bir damla su ile başlayan. Ve nas yani insanla biten.
Ölümün ve ölümsüzlüğün arasında Gel ve Git-lerde olan insan....

Ey Karanlık beni korkutuyorsun..Gönlüm, gözüm hep bir ışık ,bir Nur arıyor..!! Ufacık bir ışık dahi olsa bir rahatlık, güven gelir bana..Karanlık bana mezarımı, içimizdeki karanlığı hatırlatıp hissediriyor..!!
Karanlık zifir karanlık ,çok korkutucu büyük bir boşluk, büyük bir belirsizlik, büyük bir güvensizlik ,ruhun yanlığı katlanılması ne kadar zordur...

Peki ya azizim içimizdeki karanlık ? Zihnimizde, duygularımızdaki ,vicdanımızdaki aklımızdaki ,hislerimizde ki ,düşüncelerimizde, algılarımızdaki karanlık...ne olacak...?
bunları nasıl aydınlatacağız...

İnsan bilmek ister, insan güvenmek ister, güvende olmak ister. Bilmiyorsa bilmediğini tamamlamak ister, eksik olan pazıl gibi eksikleriniyerini koyup koyup kendini tamamlamak ister,insan bilinmek, sevilmek, sevmek ister....
HER ŞEY O cc. ile AYDINLANIR

sesler,görüntüler ve hisler, akıl,ruh ,beden sağlığınız için öyle hesablı ayarlanmıştır ki, ne üst ne alt kaymalarda asla kaldıramayiz..ayarların sahibine şükürler ol-sun...