- Katılım
- 25 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 7,319
- Tepkime puanı
- 118
Sual: Kalbime, günah olan çeşitli kötü düşünceler geliyor. Bu kötülükleri işlemediğim hâlde, sırf düşüncemden dolayı günaha girer miyim?
CEVAP
Düşünce kalbde beş şekilde bulunur:
1- Kalbe gelip gider.
2- Kalbe gelip kalır. Fakat insan o işi yapmak istemez.
3- Kalbe geleni yapıp yapmamakta tereddüt eder.
4- Kalbe geleni yapmayı tercih eder.
5- Kalbe geleni yapmaya kasteder, kendini zorlar. (Hadika)
Kalbe gelen, ilk üç düşünce, insanın kendi ihtiyarı ile olmadığı için azap yoktur. Diğer ikisine ise suâl ve azap ihtimali çoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, ümmetimin kalbine gelip de, söylemediği ve yapmadığı kötü şeyleri affetti.) [Buharî]
(ınsan, haram işlemeyi kalbinden geçirir, Allahtan korkarak yapmazsa, hiç günah yazılmaz, haram işleyince bir günah yazılır.) [Berika]
Biri, haram işlemeye niyet edip, Allahtan korktuğu için vazgeçerse, niyetinden dolayı günaha girmez. Nefse ve şeytana uymayıp Allahü teâlâya itaat ettiği için büyük sevaba da kavuşur. O haramı işlemeyişi Allah korkusundan değil de, insanlardan utandığı için ise, böyle düşüncenin de günah olduğunu söyliyen âlimler vardır.
ımam-ı Gazalî ve ımam-ı Fahreddin-i Razi hazretleri (Harama kasdedip de insanlardan utandığı için işlemiyen kimse günaha girer.) buyurdular. Bazı âlimler de, (Haram işlemeyi hatırından geçirse, fakat azmetmese günahkâr olmaz.) buyurdu. Azmederse günahkâr olur, fakat o işi yapma günahı kadar değildir. (Bezzaziye)
Bazı âlimler ise, yalnız kalbe gelen, şeylerden dolayı suâl ve azap olmıyacağını bildirmişlerdir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kalbe gelen kötü şey, söylenmedikçe ve buna uygun hareket edilmedikçe affolur.) [Beyhekî]
Kibir, ucub gibi hususlar bunun dışındadır. Çünkü bunlar zaten kalb ile olur.
Neticede bütün âlimlere uyabilmek için, kalbe gelen kötü şeyleri defetmeye çalışmalı, kalbi çirkin şeylerden, bozuk düşüncelerden temizlemeli ve güzel ahlâkla süslemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kıyamette fâsık-salih herkes pişman olacaktır. Fâsıklar fıskı bırakıp doğruluk ve takva üzere bulunmadıklarına, salihler ise daha çok ibâdet etmediklerine pişman olacaklardır.) [Ferad-ül fevaid]
O hâlde vaktin kıymetini bilip Allahü teâlânın rızasına uygun işler yapmaya çalışmalı!
Alıntı.
CEVAP
Düşünce kalbde beş şekilde bulunur:
1- Kalbe gelip gider.
2- Kalbe gelip kalır. Fakat insan o işi yapmak istemez.
3- Kalbe geleni yapıp yapmamakta tereddüt eder.
4- Kalbe geleni yapmayı tercih eder.
5- Kalbe geleni yapmaya kasteder, kendini zorlar. (Hadika)
Kalbe gelen, ilk üç düşünce, insanın kendi ihtiyarı ile olmadığı için azap yoktur. Diğer ikisine ise suâl ve azap ihtimali çoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, ümmetimin kalbine gelip de, söylemediği ve yapmadığı kötü şeyleri affetti.) [Buharî]
(ınsan, haram işlemeyi kalbinden geçirir, Allahtan korkarak yapmazsa, hiç günah yazılmaz, haram işleyince bir günah yazılır.) [Berika]
Biri, haram işlemeye niyet edip, Allahtan korktuğu için vazgeçerse, niyetinden dolayı günaha girmez. Nefse ve şeytana uymayıp Allahü teâlâya itaat ettiği için büyük sevaba da kavuşur. O haramı işlemeyişi Allah korkusundan değil de, insanlardan utandığı için ise, böyle düşüncenin de günah olduğunu söyliyen âlimler vardır.
ımam-ı Gazalî ve ımam-ı Fahreddin-i Razi hazretleri (Harama kasdedip de insanlardan utandığı için işlemiyen kimse günaha girer.) buyurdular. Bazı âlimler de, (Haram işlemeyi hatırından geçirse, fakat azmetmese günahkâr olmaz.) buyurdu. Azmederse günahkâr olur, fakat o işi yapma günahı kadar değildir. (Bezzaziye)
Bazı âlimler ise, yalnız kalbe gelen, şeylerden dolayı suâl ve azap olmıyacağını bildirmişlerdir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kalbe gelen kötü şey, söylenmedikçe ve buna uygun hareket edilmedikçe affolur.) [Beyhekî]
Kibir, ucub gibi hususlar bunun dışındadır. Çünkü bunlar zaten kalb ile olur.
Neticede bütün âlimlere uyabilmek için, kalbe gelen kötü şeyleri defetmeye çalışmalı, kalbi çirkin şeylerden, bozuk düşüncelerden temizlemeli ve güzel ahlâkla süslemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kıyamette fâsık-salih herkes pişman olacaktır. Fâsıklar fıskı bırakıp doğruluk ve takva üzere bulunmadıklarına, salihler ise daha çok ibâdet etmediklerine pişman olacaklardır.) [Ferad-ül fevaid]
O hâlde vaktin kıymetini bilip Allahü teâlânın rızasına uygun işler yapmaya çalışmalı!
Alıntı.