Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İslami Soru ve Cevaplar
Kafamda İmanla İlgili Sürekli Psikolojik Sorunlarım Oluyor
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Gönül sızım" data-source="post: 74495" data-attributes="member: 1049"><p><span style="color: Black">Soru :</span></p><p><span style="color: Black">Kafamda İmanla İlgili Sürekli Psikolojik Sorunlarım Oluyor, Ne Tavsiye Edersiniz? </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Cevap:</span></p><p><span style="color: Black">Şeytan evvela şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse şüpheden şetme döner. Hayale karşı şetme benzer bazı pis hâtıraları ve münâfi-i edep çirkin halleri tasvir eder. Kalbe 'Eyvah!' dedirtir. Ye'se düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi Rabbine karşı sû-i edepte bulunuyor. Müthiş bir halecan ve heyecan hisseder. </span></p><p><span style="color: Black">Bundan kurtulmak için huzurdan kaçar, gaflete dalmak ister." </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">"Şetim": Kaba söz, kötü düşünce, edebe aykırı hal, kalbi sıkan düşünceler, insanın kalbine yerleşmiş gibi sanılan imana aykırı hayali sözler, </span></p><p><span style="color: Black">özellikle namaz kılarken aklın ve kalbin kabul etmediği çirkin hatıralar... </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Vesvese bir şeytan işidir, şeytandan kaynaklanan bir musibettir. Şeytanın kalbi kurcalaması, karıştırmasıdır. Şeytanın tek hedefi kalbdir. </span></p><p><span style="color: Black">Tek emeli, kalbi bozmak, onu işe yaramaz hale getirmektir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">"Mü'minler o kimselerdir ki, Allah'ın adı anıldığı zaman kalbleri titrer."(6) </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kalb hakkında yüzlerce âyetten sadece mealini verdiğimiz bu birkaç âyette kalbin şu özelliklerini öğreniyoruz: </span></p><p><span style="color: Black">1. Allah kalbe yakındır. </span></p><p><span style="color: Black">2. Allah kalbe hidayet verir. </span></p><p><span style="color: Black">3. Kalb Allah'ın zikriyle huzura kavuşur. </span></p><p><span style="color: Black">4. Allah kalbe sükûnet ve emniyet verir. </span></p><p><span style="color: Black">5. Allah imanı kalblere benimsetir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Evet, kalb imanın merkezi, zikrin merkezi, hidayetin merkezi, sükûn ve huzurun merkezi ve bütün duygularımızın merkezidir. </span></p><p><span style="color: Black">Şeytan ise mü'mindeki bütün bu güzelliklerin düşmanıdır. Mü'mini bunlardan mahrum kılmak için elinden gelen düzenbazlıkları, hileleri ve oyunları yapar. </span></p><p><span style="color: Black">Bunun için bütün mesele kalbi şeytanın hilelerinden uzak tutmaktır. Yoksa kalb bir kere bozuldu mu, bütün beden ve duygular bozulur. </span></p><p><span style="color: Black">Hadis-i şerifte ifade edildiği gibi, "Dikkat ediniz! </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Bedende bir et parçası vardır; o düzeldiğinde bütün beden düzelir, o bozulduğunda da bütün beden bozulur." </strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Vesvese ilk defa şüphe şeklinde gelir. Şeytan önce şüpheyi kalbe atar. Ancak kalb hemen tepki gösterir, savunmaya geçer. </span></p><p><span style="color: Black">Fakat savunmayı bırakır, kabul ederse, şeytan birinci atışta hedefe isabet ettirmiş demektir. </span></p><p><span style="color: Black">Fakat kalb kabul etmezse, orada bir iz bırakır, sonunda bir pus, bir leke oluşturur. Bir süre sonra hayal aynasına bazı pis düşünceler yansır, edebe aykırı bazı çirkin görüntüler oluşur. Zaten bu görüntü ve leke kalbin hırçınlaşıp feryat etmesine, sıkılıp daralmasına kâfi gelmiştir. Sonunda "Eyvah!" diyerek ilk hastalık mikrobunu kapmış olur ve ümitsizliğe düşüverir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Vesvese mikrobunu kapan insan, kalbinin Rabbine karşı edepsizlikte bulunduğunu sanır, telaşa kapılır, titrer ve birdenbire heyecan dalgası bedeninin her yanım sarar. </span></p><p><span style="color: Black">Bütün duygular yaralanmıştır, kalb penceresi puslanmış görüntüler netliğini kaybetmiştir. İnsan bu halden kurtulmak için çırpınıp durur. Ancak kalbinin gerçek sesine, yani kalbe gelen melek ilhamına kulak vermediğinden bir an için kendini boşlukta hisseder ve neticede huzurdan kaçar, gaflete dalar. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Evet, artık iyice mikrop kalbi sarmıştır. Bu anda insan bîçaredir, çaresizdir. Kurtuluş yollarını, tedavi çarelerini arar. Bu yaranın merhemi ve ilacı nedir? </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Ve tedavi yolu: </strong></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Birinci tedavi:</strong> Bu durumda en önemli mesele, heyecana yenilip telâşa kapılmamaktır. Böyle bir vesveseye kapılan insan telaşa düşmemeli, endişe etmemelidir. </span></p><p><span style="color: Black">Telâş ve endişeye sebep olan şeyin gerçekte var olması gerekir. Oysa kalbe ve hatıra gelenler, birer hayal ürününden başka bir şey değildir. </span></p><p><span style="color: Black">Hayalden geçen çirkin şeylerin bir değeri, bir önemi yoktur. Üstelik insana bir zarar da vermez. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Bunun için insanın küfre iten şeyleri hayal etmesi onu küfre götürmediği gibi, edebe aykırı birşeyi düşünmesi de Eedepsizlik olmaz. </span></p><p><span style="color: Black">Çünkü bir şeyin hayalden geçirilmesi bir l karar ve hüküm sayılmaz. Bundan dolayı insanı bağlamaz, iyiliğinin veya kötülüğünün delili sayılmaz, hakkında bir sonuca götürmez. </span></p><p><span style="color: Black">Oysa edepsizlik, kötü söz ve çirkin bir kelimenin ifadesi bir hükümdür. Küfrü ve çirkin sözü hayalinden geçiren insan bunu söylemiş değildir ki mes'ul durumda kalsın. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>İkinci tedavi: </strong>Kalbe gelen çirkin sözler, edebe aykırı haller kalbten gelmiyor, bunun için kalbe ait değildir. Çünkü bu sözlerden kalb rahatsızdır; sıkılıyor, daralıyor. </span></p><p><span style="color: Black">Kalbin bir ürünü olmadığı için bir kuruntu ve evhamdan başka bir şey değildir. Kalbten kaynaklanmadığına göre, şeytandan kaynaklanıyor.. </span></p><p><span style="color: Black">İşte insanın kalbine gelen, hayal aynasına yansıyan bu çirkin sözler, şeytanın santralından gelmektedir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Bunun için melek ilhamı ile şeytan vesveseninin birbirine yakın olması insana bir zarar vermez. </span></p><p><span style="color: Black">Nasıl olursa, insan vesveseden zarar görür? </span></p><p><span style="color: Black">İnsan vesvesenin zarar vereceği vehmine kapılır, zarar verdiğini düşünürse zarar görür. Böylece kalbini sıkıntıya sokmuş, ıztıraba sürüklemiştir. </span></p><p><span style="color: Black">Çünkü hayali hakikat sanmıştır. Bir şeytan işi olan vesveseyi kendi kalbine mal etmiştir. Şeytanın vesvesesini kalbinden gelen bir söz gibi kabullenmiştir. Yani vesvesenin zarar verdiği kanaatine varmış, zarar görmüştür. Tehlikeli sanmış, tehlikeye düşmüştür. Zaten şeytan da böyle bir şeyi istemektedir ve şeytanın dediği olmuştur. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Bundan kurtulmak için ne yapmalı? Hadiste de bildirildiği gibi, hemen şeytanın şerrinden Allah'a sığınmalıdır. </strong>Sen ilmihâl okudun mu? </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">"İlmihâlde namazı bozan şeyler içinde “vesvese” var mı? </span></p><p><span style="color: Black">“O hâlde,” “sen namazına devam et.” Namazda aklına ne gelirse gelsin, “Haydin namaza, Haydin felâha” sözlerini işittiğinde Rabbinin seni huzuruna çağırdığının şuuru ile namaza koşmalısın. O anda aklına kötü şeyler gelebilir. Ama, sen aklından ne geçerse geçsin, namaza gitmekle bu emre uymuş olursun. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kalbime kötü şeyler geliyor bahanesiyle namazını kılmasan, emre isyan etmiş olursun ve böyle bir özür seni suçlu olmaktan kurtarmaz.</span></p><p><span style="color: Black">Önemli olan emri tutmak ve namaza koşmaktır. Kalbimizin namaz esnasında ideal bir huzuru yakalaması ayrı bir meseledir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Biz asrı yargılamakla vakit geçireceğimize, kendi nefsimizle uğraşalım ve onu şeytana uymaktan alıkoymaya çalışalım. </strong></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Bunda başarılı olanlar çoğaldıkça, asır da bu mutlu insanlara uymak zorunda kalacaktır</strong>.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Gönül sızım, post: 74495, member: 1049"] [COLOR="Black"]Soru : Kafamda İmanla İlgili Sürekli Psikolojik Sorunlarım Oluyor, Ne Tavsiye Edersiniz? Cevap: Şeytan evvela şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse şüpheden şetme döner. Hayale karşı şetme benzer bazı pis hâtıraları ve münâfi-i edep çirkin halleri tasvir eder. Kalbe 'Eyvah!' dedirtir. Ye'se düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi Rabbine karşı sû-i edepte bulunuyor. Müthiş bir halecan ve heyecan hisseder. Bundan kurtulmak için huzurdan kaçar, gaflete dalmak ister." "Şetim": Kaba söz, kötü düşünce, edebe aykırı hal, kalbi sıkan düşünceler, insanın kalbine yerleşmiş gibi sanılan imana aykırı hayali sözler, özellikle namaz kılarken aklın ve kalbin kabul etmediği çirkin hatıralar... Vesvese bir şeytan işidir, şeytandan kaynaklanan bir musibettir. Şeytanın kalbi kurcalaması, karıştırmasıdır. Şeytanın tek hedefi kalbdir. Tek emeli, kalbi bozmak, onu işe yaramaz hale getirmektir. "Mü'minler o kimselerdir ki, Allah'ın adı anıldığı zaman kalbleri titrer."(6) Kalb hakkında yüzlerce âyetten sadece mealini verdiğimiz bu birkaç âyette kalbin şu özelliklerini öğreniyoruz: 1. Allah kalbe yakındır. 2. Allah kalbe hidayet verir. 3. Kalb Allah'ın zikriyle huzura kavuşur. 4. Allah kalbe sükûnet ve emniyet verir. 5. Allah imanı kalblere benimsetir. Evet, kalb imanın merkezi, zikrin merkezi, hidayetin merkezi, sükûn ve huzurun merkezi ve bütün duygularımızın merkezidir. Şeytan ise mü'mindeki bütün bu güzelliklerin düşmanıdır. Mü'mini bunlardan mahrum kılmak için elinden gelen düzenbazlıkları, hileleri ve oyunları yapar. Bunun için bütün mesele kalbi şeytanın hilelerinden uzak tutmaktır. Yoksa kalb bir kere bozuldu mu, bütün beden ve duygular bozulur. Hadis-i şerifte ifade edildiği gibi, "Dikkat ediniz! [B]Bedende bir et parçası vardır; o düzeldiğinde bütün beden düzelir, o bozulduğunda da bütün beden bozulur." [/B] Vesvese ilk defa şüphe şeklinde gelir. Şeytan önce şüpheyi kalbe atar. Ancak kalb hemen tepki gösterir, savunmaya geçer. Fakat savunmayı bırakır, kabul ederse, şeytan birinci atışta hedefe isabet ettirmiş demektir. Fakat kalb kabul etmezse, orada bir iz bırakır, sonunda bir pus, bir leke oluşturur. Bir süre sonra hayal aynasına bazı pis düşünceler yansır, edebe aykırı bazı çirkin görüntüler oluşur. Zaten bu görüntü ve leke kalbin hırçınlaşıp feryat etmesine, sıkılıp daralmasına kâfi gelmiştir. Sonunda "Eyvah!" diyerek ilk hastalık mikrobunu kapmış olur ve ümitsizliğe düşüverir. Vesvese mikrobunu kapan insan, kalbinin Rabbine karşı edepsizlikte bulunduğunu sanır, telaşa kapılır, titrer ve birdenbire heyecan dalgası bedeninin her yanım sarar. Bütün duygular yaralanmıştır, kalb penceresi puslanmış görüntüler netliğini kaybetmiştir. İnsan bu halden kurtulmak için çırpınıp durur. Ancak kalbinin gerçek sesine, yani kalbe gelen melek ilhamına kulak vermediğinden bir an için kendini boşlukta hisseder ve neticede huzurdan kaçar, gaflete dalar. Evet, artık iyice mikrop kalbi sarmıştır. Bu anda insan bîçaredir, çaresizdir. Kurtuluş yollarını, tedavi çarelerini arar. Bu yaranın merhemi ve ilacı nedir? [B]Ve tedavi yolu: [/B] [B]Birinci tedavi:[/B] Bu durumda en önemli mesele, heyecana yenilip telâşa kapılmamaktır. Böyle bir vesveseye kapılan insan telaşa düşmemeli, endişe etmemelidir. Telâş ve endişeye sebep olan şeyin gerçekte var olması gerekir. Oysa kalbe ve hatıra gelenler, birer hayal ürününden başka bir şey değildir. Hayalden geçen çirkin şeylerin bir değeri, bir önemi yoktur. Üstelik insana bir zarar da vermez. Bunun için insanın küfre iten şeyleri hayal etmesi onu küfre götürmediği gibi, edebe aykırı birşeyi düşünmesi de Eedepsizlik olmaz. Çünkü bir şeyin hayalden geçirilmesi bir l karar ve hüküm sayılmaz. Bundan dolayı insanı bağlamaz, iyiliğinin veya kötülüğünün delili sayılmaz, hakkında bir sonuca götürmez. Oysa edepsizlik, kötü söz ve çirkin bir kelimenin ifadesi bir hükümdür. Küfrü ve çirkin sözü hayalinden geçiren insan bunu söylemiş değildir ki mes'ul durumda kalsın. [B]İkinci tedavi: [/B]Kalbe gelen çirkin sözler, edebe aykırı haller kalbten gelmiyor, bunun için kalbe ait değildir. Çünkü bu sözlerden kalb rahatsızdır; sıkılıyor, daralıyor. Kalbin bir ürünü olmadığı için bir kuruntu ve evhamdan başka bir şey değildir. Kalbten kaynaklanmadığına göre, şeytandan kaynaklanıyor.. İşte insanın kalbine gelen, hayal aynasına yansıyan bu çirkin sözler, şeytanın santralından gelmektedir. Bunun için melek ilhamı ile şeytan vesveseninin birbirine yakın olması insana bir zarar vermez. Nasıl olursa, insan vesveseden zarar görür? İnsan vesvesenin zarar vereceği vehmine kapılır, zarar verdiğini düşünürse zarar görür. Böylece kalbini sıkıntıya sokmuş, ıztıraba sürüklemiştir. Çünkü hayali hakikat sanmıştır. Bir şeytan işi olan vesveseyi kendi kalbine mal etmiştir. Şeytanın vesvesesini kalbinden gelen bir söz gibi kabullenmiştir. Yani vesvesenin zarar verdiği kanaatine varmış, zarar görmüştür. Tehlikeli sanmış, tehlikeye düşmüştür. Zaten şeytan da böyle bir şeyi istemektedir ve şeytanın dediği olmuştur. [B]Bundan kurtulmak için ne yapmalı? Hadiste de bildirildiği gibi, hemen şeytanın şerrinden Allah'a sığınmalıdır. [/B]Sen ilmihâl okudun mu? "İlmihâlde namazı bozan şeyler içinde “vesvese” var mı? “O hâlde,” “sen namazına devam et.” Namazda aklına ne gelirse gelsin, “Haydin namaza, Haydin felâha” sözlerini işittiğinde Rabbinin seni huzuruna çağırdığının şuuru ile namaza koşmalısın. O anda aklına kötü şeyler gelebilir. Ama, sen aklından ne geçerse geçsin, namaza gitmekle bu emre uymuş olursun. Kalbime kötü şeyler geliyor bahanesiyle namazını kılmasan, emre isyan etmiş olursun ve böyle bir özür seni suçlu olmaktan kurtarmaz. Önemli olan emri tutmak ve namaza koşmaktır. Kalbimizin namaz esnasında ideal bir huzuru yakalaması ayrı bir meseledir. [B]Biz asrı yargılamakla vakit geçireceğimize, kendi nefsimizle uğraşalım ve onu şeytana uymaktan alıkoymaya çalışalım. Bunda başarılı olanlar çoğaldıkça, asır da bu mutlu insanlara uymak zorunda kalacaktır[/B].[/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İslami Soru ve Cevaplar
Kafamda İmanla İlgili Sürekli Psikolojik Sorunlarım Oluyor
Üst
Alt