Kader nedir? Kader değişir mi ? KADERE İMAN

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Kader nedir? Kader değiştirilebilir mi ? CÜZ-İ İRADE
Günümüzde bazı hocalarımızın açıklamalarından mütevellit kader algısına farklı da bakabiliyordum bilinenin aksine.
Lakin Allah'ın "ezeli ilmi"nin merkezinde "kader"e yüklendiğimde işler biraz karışıyordu açıkçası. Ben de kader'le ilgili eskiden beri bilinene dönüverdim ve hiçbir nakıslıkla da karşılaşmadım açıkçası. Günümüzde, eski gelenekten biraz daha farklı kelam kullanan hocalarımızın söylemleri ise nakıstı, eksikti, en azından Allah'ın ezeli ilmini göz ardı eder cinstendi. Bu da beni mutmain kılmıyordu.
Evet, kader'le ilgili en güzel tesbit müctehidlerin ya da "mutedil ülemanın" açıklamarıydı.
O da şudur:
Allahü Teala'nın ilminin başı da yoktur, sonu da yoktur. Allah, bir şeyi şu tarihten öncekini bilici olamaz. Veya şu tarihten sonrakini de bilici olamaz denilemez! Bu açıklamalar Allah'ın Zatı'na uygun düşmez.
Dolayısıyla, Allahü Teala her zaman bilirdi, bilgi sahibi idi.
Kader algısını biz insanlara yansıtacak olursak bu bilgiden şu anlaşılacaktır:
Allahü Teala, doğumumuzdan ölümümüze kadar her şeyimizi bütün ayrıntılarıyla bilir. Hatta, bu bilgi levh-i mahfuz'da bulunan kitapta da kayıt altına alınmıştır. Ve bizimle ilgili bu bilgi, Allah'ın Zatı'yla her zaman kaimdi. Yaratılmış olalım ya da yaratılmamış olalım Allahü Teala için farketmez o zaten bilirdi. Çünkü "O"nun bilgisinin başı ve sonu yoktur!
Kader'e yüklenilen bu anlam bizim imtahanımıza gölge düşürür mü? Elbet gölge düşürmez. Çünkü bizler bilici değiliz. Yarınlarımızı bilmiyoruz! Onları ancak yaşayarak biliyoruz!
Bir de şu vardır, Allahü Teala'nın bizim nasıl yaşayacağımız bağlamında bilgisi, önceden (ve her daim) nasıl bir hayatla hayatımızı kuşanacağımızı bilmesindendir. Dolayısıyla, bizim hayatımız bir anlamda "cüz-i iradelerimizin" bir yansımasıdır.
Aradaki fark şudur:
Biz cüz-i iradelerimizin nasıllığını ve niceliğini ancak yaşayarak öğrenebiliyoruz. Çünkü bizler 5 dakika sonra ne olacağımızı bile bilmiyoruz!
Ama Allahü Teala için böyle bir şey asla sözkonusu olamaz. O daim biliyordu. Cüz'i iradelerimizi nasıl şekillendireceğimizi de önceden zaten biliyordu!
Böyle bir kader anlayışında ne nakıslık vardır ne de imtahanlarımız noktasında bir problem teşkil eder.
Bundan mütevellit, ben kaderle ilgili gelenekten farklı dil kullanan hocalarımı nakıs buluyorum.
Sanırım küçük nüansları aşmakta zorluk çekebiliyorlar.
Dua ile.
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Şunu da söylemek yerinde olacaktır. Bu ve buna benzer hususlarda "cumhur ülama"nın hilafına söz söylemek, bir yönüyle o söylem ya "nakıs" olacaktır ya da "anlamsız" olacaktır.
Bir Ilahıyat Profosörü, "kader"i, insanın imtahan alanından ayrı değerlendiriyor ve insanın imtahan alanındaki yarınları noktasında "Allah'ın bilgi sahibi olamayacağını" ifade ediyor.
Bu görüş hem "batıl"dır ve hem de "nakıs"tır.
Allahü Teala'yı bilgi yönünden "nakıs" kılmak, O'na secde ve rüku etmemizi de zorlaştıracaktır mazallah..!
Dolayısıyla Allah'ın bilgisi zatındandır tam ve mükemmeldir.
Buradaki nakıslık, İlahıyatçının da nakıslığındandır. Dolayısıyla "sahih ülama"yı refarans almak önemlidir, ki bu zaten Allah'ın bir emridir.

Bir diğer İlahıyaçı da, "kader"i tanımlarken, hür irademizle yaptığımız hataların vebalinin olduğunu dillendirerek, bunun "kader"le bir ilgisinin olmadığını ifade ediyor.
Bu açıklama, bir yönüyle "nakıs"tır ve bir yönüyle de "anlamsız"dır.

Çünkü "hür irade"nin, hatalarının ya da günahlarının "ceza"sı üzerinde zaten durulmuştur, bu bilgi ilahıyatçının değildir zaten "cumhur" bunu ifade etmiştir.

Nakıslık da, hür irademizi günah yönünde kullanmamızı da Allah önceden bilicidir.
Dolayısıyla ilahıyaçının açıklaması da nakıstır da batıldır da.
Netice:
Sahih Cumhur Ülama her konuda refarans alınmalıdır. Aksi takdirde çıkamayacağımız bir "çukur"a düşmemiz kaçınılmaz olacaktır..!
Dua ile.
 

aysun_hanım

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
27 Mart 2015
Mesajlar
22
Tepkime puanı
0
Selamun Aleyküm Kardeşim;
Kader çok derin bir konu, herkesin anlattığına bence itimat edilmemelidir. Ben çok emin bir kaynaktan öğrendiğim kadarıyla anlatayım. Bir film şeritini düşün nasıl gözlerimizin önünden geçiyorsa Mevlanın da aynı şekil film şeriti gibi hayatımız önünden geçiyor yani şu an Mevla kıyametin kopuşunu görebilir, izleyebilir. Şöyle bir örnek vereyim; mesela yolda karşımıza bir para çıktı bu parayı alıp cebimize de koyabiliriz sahibini arayıp bulup ona da verebiliriz, bu bizim elimizde ama o parayı bir sınav için karşımıza çıkarırken Rabbim zaten o parayı ne yapacağımızı biliyordu kader böyle bir şey..
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Ben çok derin takılmıyorum. Takılmaya da gerek yoktur. Şuna inanıyorum bir anlamda "kader"i de çözüyorum:

Kader: Allahü Teala'nın ezeli bilgisini ifade eder.

"Allahü Teala her şeyi bilendir..."

Dolayısıyla Allahü Teala, gelecekle ilgili her şeyi bilir ve bu bilgileri de bir kitapta toplamıştır.

Bunun karşılığı kaderdir...

Kaza da, Allahü Teala'nın ezeli bilgisinin, zaman içersinde yaşanmasıdır, buna da kaza deriz.

Misal:

Şu an ben bu yazıları bu foruma yazıyorum, bu bir kaza ameliyesidir.
Kader de, Allahü Teala'nın, bu konu hakkında bilgisinin ezeli olmasıdır.
Dua ile.
 

Zümrüdü Anka

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
4 Aralık 2014
Mesajlar
402
Tepkime puanı
26
Cüzi iradenin külli iradenin emrinde ve etkisinde oldugunu düşünüyorum
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Bir insan hür iradesiyle gidip "zina" etti. Yani cüz'i iradesini "zina"dan yana kullandı.
Eğer bu eylem "külli irade"nin emri ve yönlendirmesiyle gerçekleşmişse,
O zaman "zina faili" masumdur dediğimizde hiçbir sorun çıkmaz diye düşünüyorum.

Külli İrade: Sadece bir "bilgi"nin ifadesidir. Doğrusu da budur.
 
Üst Alt