- Katılım
- 11 Nisan 2012
- Mesajlar
- 140
- Tepkime puanı
- 1
Bismillahirrahmanirrahim
Esselamu aleykum
Konu : Kader 1
İnsanı Kaderi ile birlikte yaratan Cenabı Allah, İnananları kurtardıktan sonra inançsız yaşamlarından dolayı, yaradılış gâyesinin dışına çıkan, NUH – AD – SEMUD – LUT ve diğer kavimleri helâk etmiştir.
Eğer murad etseydi yine Dünyada yaradılış gayelerinin dışına çıkıp sorumsuzca davranış sergileyenleri de cezalandırabilirdi.
“Allah dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir mahluk getirir. Bu (yok etme ve yaratma) Allah’a zor eğildir.”(Fatır sûresi 16 ve 17. âyetler)
“Onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz şüphesiz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez.”(Meâric sûresi 41. âyetler)
Peki bu kavimleri cenabı Hak neden ortadan kaldırdı? Bunun bir çok nedeni vardır. Onların helâk olmalarının nedenlerinden biriside, nasıl olsa kaderimiz yazılmıştır diyerek kaza ve kader konusunu kendilerine çıkar kabul edip fani dünyanın zevkine, sefâsına ve şeytanlarına yenik düşmelerinden kaynaklanmıştır.
“Allah'a şirk koşanlar dediler ki: Allah dileseydi, ne biz, ne babalarımız Ondan başkasına kulluk etmezdik ve Onun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık Kendilerinden öncekiler de böyle demişlerdi.” (Nahl sûresi 35. âyet)
“Yahut şöyle diyecektir: Allah bana doğru yolu gösterseydi, her halde ben de tâkva sahiplerinden biri olurdum.” (Zümer sûresi 57. âyet)
Yukarıdaki Âyeti kerimelerin Kura’n da ki yorumu şöyledir ;
(Müşrikler kader inancını, sadece iradesine ihanet sınırında bırakmayıp, Cenabı Mevlâ’ya iftira etmeye kadar götürdüğünün çarpıcı bir ifadesidir.)
Yukarıdaki âyeti kerimelerden anlaşılacağı gibi Günümüzde de kader konusunu sık sık gündeme taşıyarak, kendileri için çıkar zemini hazırlayıp bundan istifade cihetine gitmek isteyen zavallı insanlar vardır.
Bu konu ile ilgili Peygamber Efendimiz s.a.v. kader konusunda tartışma yapan sahâbeleri uyararak şöyle buyurmuştur ;
“Siz bununla mı emrolundunuz ? Yoksa ben bunun için mi gönderildim ? Şunu iyi bilin ki sizden önceki ümmetler bu tür tartışmalara daldıkları için helâk olmuşlardır.”
Kader ; yüce Rabbimizin yaratacağı bütün varlıkların ruhları, dünyaya gelmeden önce levhi mahfuzda Rabbimizin ezeli ilmi olarak toptan bulunmasıdır. Kaza ise ; bu mahlukâtın dünyaya geldikten sonra yazılarının zamanı gelince birer birer gerçekleşmesidir.
Kişinin dünyadaki ameli doğrultusunda Allah’u teâlâ dilerse bu yazıları yazdığı gibi değiştirmeyi de murat edebilir veya silebilir. Onun gücüne, kuvvetine, kudretine, Âlim ve Kâdir sıfatına kimse erişemeyeceği gibi dilediğini yapar. Hiç kimsenin karşı gelmeye gücü yetmez.
“Murad ettiği şeyleri mutlaka yapar.”(Buruc sûresi 16. âyet)
Sahabelerden birisi Peygamber Efendimiz s.a.v.’e Yazımız yazıldığına göre bizim amel etmemize ne gerek var? diye sorunca şöyle cevap almıştır ;
“İyilik yapmak isteyene iyilik yapmak kolaylaştırılır. Kötülük yapmak isteyene de kötülük kolaylaştırılmıştır.” Buyurmuş ve şu âyeti kerimeyi okumuştur ;
“Kim verir ve sakınırsa (itaat ve hayır), güzeli de tasdik ederse biz onu en kolaya hazırlar, onda başarılı kılarız. Kim cimrilik yapar, vermezse, kendini zengin sayıp hakka boyun eğmez, en güzeli de yalanlarsa, biz onu en zora yöneltiriz.” (Leyl sûresi 5. âyetten 10. âyete kadar)
Diğer âyeti kerimeler ise şöyledir ;
“İşte bu kendi ellerinizle yaptıklarınızdır. Yoksa Allah kullarına zulmedici değildir.” ( Enfal sûresi 51. âyet )
“Gaybın anahtarı Allah’ın yanındadır. Onun için gaybı ancak o bilir. O karada ve denizde ne varsa hepsini bilir. Onun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içinde tek bir tane yaş veya kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır (Levhi mahfuzda yazılıdır veya Allah’ın ilmindedir).” (Enam sûresi 59.âyet)
“Şüphesiz ki ne yerde nede gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.” (Âli imran sûresi 5.âyet)
Müminin kişi akraba ve yakınlarıyla alâkasını devâm ettirmesi, onlardan ilgisini kesmemesi onları koruyup gözetmesi, yâni akraba ziyaretinde bulunması, dinimizin çok önem verdiği esaslardan biridir. Dolayısıyla Müslüman, “sıla-i rahim” vazifesini hiçbir zaman ihmâl etmemelidir. Cenâbı Allah Kuran’ı Kerimde şöyle buyurur:
“Akrabâlık haklarına riâyetsizlikten sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.” (Nisa süresi 1. âyet.)
Hadisi şerifler şöyle buyuruyor :
“İyilikleri emredenler, kötülüklerin yolunu tıkar. Gizli sadaka Allah’ın gazabını önler. Akraba ziyareti ömrü uzatır. Her iyilik sadakadır. Dünyada iyilik ehli ahirette iyilik ehlidir. Dünyada kötülük ehli ahirette de kötülük ehlidir.” Faydul kadir hadis no 5041)
“ Büyüklerinizden neslinizi (akrabalarınızı) öğreniniz. Çünkü akraba ilişkisi ailede sevgiyi, rızkınızın artmasını, ömrünüzün uzamasını ve neslinizin devamını sağlar.” (Faydul kadir hadis no 3319 )
Dolayısıyla sılayı rahim okadar büyük bir öneme haizdir ki Peygamber s.a.v. yukarıdaki hadisi şeriflerinde, akraba ile ilişki rızgı bollaştırır ve ömrü uzatır buyurmaktadır. Demek oluyor ki Allah c.c.‘hu murad ederse, kaderini yazarak dünyaya gönderdiği ve iradesini doğru yönde kullanan kullarının kaderlerinde dünyada iken de değişiklikler yapıyor.
“Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitapta (yazılı) dır. Şüphesiz onlar Allah’a kolaydır.” ( Fatır sûresi 11 . âyet )
yukarıdaki Âyetin Kura’n da ki yorumu şöyledir;
(önce topraktan yaratılan, insanlığın atası Hz. Adem, sonra meniden yaratılan da diğer insanlardır. Her şeyin yazılı olduğu kitap, Yüce Rabbimizin bilgisinin ve yapacağı işlerin tespit edildiği, (levh-i mahfuzdur.)
(Allah dilediğini silip iptal eder, (dilediğini de) sabit bırakır. Bütün kitapların aslı onun yanındadır.) (Rad sûresi 39. ayet)
Kâlubelâda ruhların hepsini yarattığında, Dünyaya gelecek bütün İnsanların ruhlarını bir araya toplayan Alemlerin Rabbine itaat konusunda, onları kendi kendilerine şahit tutmuştur.
Cenabı Hak onların dünyaya geldiklerinde nasıl bir kişiliğe sahip olup olmayacaklarını bilmiyor muydu? Hâşâ! Yaratandan başka kim bilebilirdi?
Dünyada hiçbir şey karşılıksız olmayacağına göre bütün bu nimetlerden istifâde ettiği için Yüce Yaradan’a hamd edecek, şükredecek, kulluk görevlerini yerine getirecektir.
Yüce Rabbim hepimizi Kuran ve peygamber yolundan ayırmasın. Hepimize dünya ve ahiret güzellikleri nasip etsin. Hepimizi peygamberimiz s.a.v. me Cennette komşu eylesin.
Esselamu aleykum
Konu : Kader 1
İnsanı Kaderi ile birlikte yaratan Cenabı Allah, İnananları kurtardıktan sonra inançsız yaşamlarından dolayı, yaradılış gâyesinin dışına çıkan, NUH – AD – SEMUD – LUT ve diğer kavimleri helâk etmiştir.
Eğer murad etseydi yine Dünyada yaradılış gayelerinin dışına çıkıp sorumsuzca davranış sergileyenleri de cezalandırabilirdi.
“Allah dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir mahluk getirir. Bu (yok etme ve yaratma) Allah’a zor eğildir.”(Fatır sûresi 16 ve 17. âyetler)
“Onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz şüphesiz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez.”(Meâric sûresi 41. âyetler)
Peki bu kavimleri cenabı Hak neden ortadan kaldırdı? Bunun bir çok nedeni vardır. Onların helâk olmalarının nedenlerinden biriside, nasıl olsa kaderimiz yazılmıştır diyerek kaza ve kader konusunu kendilerine çıkar kabul edip fani dünyanın zevkine, sefâsına ve şeytanlarına yenik düşmelerinden kaynaklanmıştır.
“Allah'a şirk koşanlar dediler ki: Allah dileseydi, ne biz, ne babalarımız Ondan başkasına kulluk etmezdik ve Onun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık Kendilerinden öncekiler de böyle demişlerdi.” (Nahl sûresi 35. âyet)
“Yahut şöyle diyecektir: Allah bana doğru yolu gösterseydi, her halde ben de tâkva sahiplerinden biri olurdum.” (Zümer sûresi 57. âyet)
Yukarıdaki Âyeti kerimelerin Kura’n da ki yorumu şöyledir ;
(Müşrikler kader inancını, sadece iradesine ihanet sınırında bırakmayıp, Cenabı Mevlâ’ya iftira etmeye kadar götürdüğünün çarpıcı bir ifadesidir.)
Yukarıdaki âyeti kerimelerden anlaşılacağı gibi Günümüzde de kader konusunu sık sık gündeme taşıyarak, kendileri için çıkar zemini hazırlayıp bundan istifade cihetine gitmek isteyen zavallı insanlar vardır.
Bu konu ile ilgili Peygamber Efendimiz s.a.v. kader konusunda tartışma yapan sahâbeleri uyararak şöyle buyurmuştur ;
“Siz bununla mı emrolundunuz ? Yoksa ben bunun için mi gönderildim ? Şunu iyi bilin ki sizden önceki ümmetler bu tür tartışmalara daldıkları için helâk olmuşlardır.”
Kader ; yüce Rabbimizin yaratacağı bütün varlıkların ruhları, dünyaya gelmeden önce levhi mahfuzda Rabbimizin ezeli ilmi olarak toptan bulunmasıdır. Kaza ise ; bu mahlukâtın dünyaya geldikten sonra yazılarının zamanı gelince birer birer gerçekleşmesidir.
Kişinin dünyadaki ameli doğrultusunda Allah’u teâlâ dilerse bu yazıları yazdığı gibi değiştirmeyi de murat edebilir veya silebilir. Onun gücüne, kuvvetine, kudretine, Âlim ve Kâdir sıfatına kimse erişemeyeceği gibi dilediğini yapar. Hiç kimsenin karşı gelmeye gücü yetmez.
“Murad ettiği şeyleri mutlaka yapar.”(Buruc sûresi 16. âyet)
Sahabelerden birisi Peygamber Efendimiz s.a.v.’e Yazımız yazıldığına göre bizim amel etmemize ne gerek var? diye sorunca şöyle cevap almıştır ;
“İyilik yapmak isteyene iyilik yapmak kolaylaştırılır. Kötülük yapmak isteyene de kötülük kolaylaştırılmıştır.” Buyurmuş ve şu âyeti kerimeyi okumuştur ;
“Kim verir ve sakınırsa (itaat ve hayır), güzeli de tasdik ederse biz onu en kolaya hazırlar, onda başarılı kılarız. Kim cimrilik yapar, vermezse, kendini zengin sayıp hakka boyun eğmez, en güzeli de yalanlarsa, biz onu en zora yöneltiriz.” (Leyl sûresi 5. âyetten 10. âyete kadar)
Diğer âyeti kerimeler ise şöyledir ;
“İşte bu kendi ellerinizle yaptıklarınızdır. Yoksa Allah kullarına zulmedici değildir.” ( Enfal sûresi 51. âyet )
“Gaybın anahtarı Allah’ın yanındadır. Onun için gaybı ancak o bilir. O karada ve denizde ne varsa hepsini bilir. Onun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içinde tek bir tane yaş veya kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır (Levhi mahfuzda yazılıdır veya Allah’ın ilmindedir).” (Enam sûresi 59.âyet)
“Şüphesiz ki ne yerde nede gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.” (Âli imran sûresi 5.âyet)
Müminin kişi akraba ve yakınlarıyla alâkasını devâm ettirmesi, onlardan ilgisini kesmemesi onları koruyup gözetmesi, yâni akraba ziyaretinde bulunması, dinimizin çok önem verdiği esaslardan biridir. Dolayısıyla Müslüman, “sıla-i rahim” vazifesini hiçbir zaman ihmâl etmemelidir. Cenâbı Allah Kuran’ı Kerimde şöyle buyurur:
“Akrabâlık haklarına riâyetsizlikten sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.” (Nisa süresi 1. âyet.)
Hadisi şerifler şöyle buyuruyor :
“İyilikleri emredenler, kötülüklerin yolunu tıkar. Gizli sadaka Allah’ın gazabını önler. Akraba ziyareti ömrü uzatır. Her iyilik sadakadır. Dünyada iyilik ehli ahirette iyilik ehlidir. Dünyada kötülük ehli ahirette de kötülük ehlidir.” Faydul kadir hadis no 5041)
“ Büyüklerinizden neslinizi (akrabalarınızı) öğreniniz. Çünkü akraba ilişkisi ailede sevgiyi, rızkınızın artmasını, ömrünüzün uzamasını ve neslinizin devamını sağlar.” (Faydul kadir hadis no 3319 )
Dolayısıyla sılayı rahim okadar büyük bir öneme haizdir ki Peygamber s.a.v. yukarıdaki hadisi şeriflerinde, akraba ile ilişki rızgı bollaştırır ve ömrü uzatır buyurmaktadır. Demek oluyor ki Allah c.c.‘hu murad ederse, kaderini yazarak dünyaya gönderdiği ve iradesini doğru yönde kullanan kullarının kaderlerinde dünyada iken de değişiklikler yapıyor.
“Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitapta (yazılı) dır. Şüphesiz onlar Allah’a kolaydır.” ( Fatır sûresi 11 . âyet )
yukarıdaki Âyetin Kura’n da ki yorumu şöyledir;
(önce topraktan yaratılan, insanlığın atası Hz. Adem, sonra meniden yaratılan da diğer insanlardır. Her şeyin yazılı olduğu kitap, Yüce Rabbimizin bilgisinin ve yapacağı işlerin tespit edildiği, (levh-i mahfuzdur.)
(Allah dilediğini silip iptal eder, (dilediğini de) sabit bırakır. Bütün kitapların aslı onun yanındadır.) (Rad sûresi 39. ayet)
Kâlubelâda ruhların hepsini yarattığında, Dünyaya gelecek bütün İnsanların ruhlarını bir araya toplayan Alemlerin Rabbine itaat konusunda, onları kendi kendilerine şahit tutmuştur.
Cenabı Hak onların dünyaya geldiklerinde nasıl bir kişiliğe sahip olup olmayacaklarını bilmiyor muydu? Hâşâ! Yaratandan başka kim bilebilirdi?
Dünyada hiçbir şey karşılıksız olmayacağına göre bütün bu nimetlerden istifâde ettiği için Yüce Yaradan’a hamd edecek, şükredecek, kulluk görevlerini yerine getirecektir.
Yüce Rabbim hepimizi Kuran ve peygamber yolundan ayırmasın. Hepimize dünya ve ahiret güzellikleri nasip etsin. Hepimizi peygamberimiz s.a.v. me Cennette komşu eylesin.
Kader -2-
