Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Kader kelimesinin manası
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 43801" data-attributes="member: 3"><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Yine Ebu Hüreyre'den gelen bir rivayette Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">"Adem ile Musa Aleyhisselam birbiriyle tartıştılar. Musa Aleyhisselam Adem'e Aleyhisselam şöyle dedi: İnsanları iğva ederek/saptırarak onları cennetten çıkaran sen değil misin? Adem de ona: Ey Musa; Sen Allah’ın her şeyin ilmini verdiği, risaletini vererek insanlar arasından seçip onlara üstün kıldığı Musa değil misin? Musa, evet dedi. Beni yaratmazdan önce Allah’ın benim hakkımda takdir ettiği bir işten dolayı mı beni ayıplıyorsun?"[19] Yani Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmi ile takdiri ile yazılmış olana göre.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Tavus der ki; Ben Abdullah b. Ömer den şöyle işittim: Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle diyordu:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">"Her şey kader ile olur. Hatta aciz iken zekilik veya zeki iken acizlik bile"[20] Yani her şey Allah Subhenehû ve Teala’nın takdirine ve ilmine göre, yani Levh-i Mahfuz'da yazdığına göre gerçekleşir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">"Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderi" kelimesi sahabenin sözlerinde de "Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmi" anlamında kullanılmıştır.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Abdullah b. Abbas'tan: "Ömer Radıyallahu Anhu Şam'a doğru sefere çıktı. Serğ denilen yere vardığında ordu komutanları ile karşılaştı. Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ve arkadaşları Şam'da veba hastalığını haber verdiler. İbn-i Abbas diyor ki: “Ömer bana ilk muhacirleri çağırın” dedi. Onlar gelince Ömer Radıyallahu Anhu onlarla istişare etti. Onlara Şam'da veba hastalığının bulunduğunu söyledi. Onlar, Şam'a gidip gitmeme konusunda ihtilaf ettiler. Onlardan bir kısmı; “Ya Ömer sen bir iş için çıkmış bulunuyorsan bundan geri dönmeni uygun bulmuyoruz” dediler. Diğerleri ise; “İnsanların geri kalanları ve Allah Subhenehû ve Teala’nın Resulünün ashabı seninle beraber bulunmaktadır. Bu nedenle veba hastalığı varken, bile bile oraya gitmeni uygun görmüyoruz” dediler. Ömer; “Beni yalnız bırakınız” dedi. Sonra da Ensar'ı çağırmalarını söyledi. Ensar'ı çağırdılar. Ömer, onlarla istişare yaptı. Ensar da muhacirler gibi iki farklı görüş belirttiler. Ömer onlara da; “Beni yalnız bırakınız” dedi. Ardından da; “Bana, burada bulunan fetih muhacirlerinden olan Kureyş'in ileri gelenlerini, yaşlılarını çağırın” dedi. Onları çağırdılar. Onlardan hiçbir kimse ihtilaf etmedi: “Yanında bulunan insanlarla birlikte geri dönmeni, vebanın bulunduğu yere doğru ilerlememeni uygun görüyoruz” dediler. Ömer, insanlara seslenerek: “Ben geri dönüyorum. Sizler de geri dönünüz” demesi üzerine Ebu Ubeyde; “Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderinden mi kaçış?” diye sorunca Ömer cevaben; “Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebu Ubeyde” dedi! “Evet, ‘Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderinden’ yine ‘Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderine’ kaçıyoruz. Senin develerin olsa ve onları otlatmak için bir yamacı yeşillik olan diğer yamacı da otsuz olan iki yamaçlı bir vadiye indirsen, onları yeşillik olan vadide otlattığında veya otsuz olan bir yamaçta otlattığında Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderi ile otlatmış olmaz mısın?” dedi."</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Burada “kader” kelimesi Allah Subhenehû ve Teala’nın takdiri ve ilmi anlamında kullanılmıştır. Yani; ‘otlak bir yamaçta develerini güdersen Allah Subhenehû ve Teala’nın Levh-i Mahfuz'da yazdığına ve ilmine göre hareket etmiş olursun. Otsuz olan bir yamaçta güttüğünde de yine Allah Subhenehû ve Teala’nın Levhi Mahfuz'da yazdığına ve ilmine uygun bir şekilde hareket etmiş olursun’ demektir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bütün bu anlatılanlardan da açıkça görülmektedir ki "Kader" kelimesi çeşitli manaları olan "müşterek" lafızlardandır. Takdir, ilim, tedbir, vakit, hazırlık bu kelimenin içerdiği anlamlardan yalnızca bir kısmıdır. Kader kelimesinin bunca anlamları olmasına rağmen bunların hiçbirinin; "insanın bir fiili zorla yapmasıdır" veya "kader, cüzi konularda ve tafsilatında külli bir hükümdür" veya "Allah Subhenehû ve Teala’nın sırlarından bir sırdır" gibi anlamlara gelmediği görülmektedir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Buna göre, birçok sözlük anlamı bulunan "Kader" kelimesi Kur'an’da, sözlük anlamları çerçevesinde kullanılmıştır. “Kader” kelimesi hadislerde de Kur'an'da kullanılan anlamlarda kullanılmıştır. Kader kelimesinin manalarında, ne Kur'an'da geçen ifadelerde ne de hadislerde geçen ifadelerde her hangi bir ihtilaf yoktur. Belirtilen manaların hepsi sözlük ifadeleri olup bu anlamlarda aklın hiçbir rolü yoktur. Gerek ayetlerde gerekse hadislerde bu anlamların dışında herhangi bir Şer’î anlam geçmediğine göre, başka bir anlam verip de bu şer’î anlamdır demek doğru olmaz.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Buradan da anlıyoruz ki, ayetlerde geçen bu manalardan kasıt daha sonraları kelamcıların üzerinde ihtilaf ettikleri "kader" değildir. Hadislerde geçen “kader” kelimesi de ancak Allah Subhenehû ve Teala’nın takdirini ve ilmini yani Levhi Mahfuz'da yazılı olanı kastetmektedir. Bu anlamların, Kelamcıların ortaya çıkardıkları "Kaza ve Kaderle" hiç alakası yoktur. Fakat Taberani'nin İbni Mes'ud'dan hasen bir senedle rivayet ettiği; إذا ذكر القدر فأمسكوا "Kader hakkında konuşulduğu zaman susunuz."[21] hadisi, Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmi ve eşya hakkındaki takdiri konusunda konuşulduğu zaman bu konuya dalmayınız anlamına gelmektedir. Çünkü eşyaların Allah Subhenehû ve Teala tarafından takdir edilmiş olması yani Levh-i Mahfuz'da yazılmış olması, Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmi dahilinde olması demektir. Allah Subhenehû ve Teala’nın her şeyi bilmesi ise, iman edilmesi gereken Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatlarından bir sıfattır. Bu durumda ise hadisin manası şöyle olur. Eşyayı takdir eden ve bilen yani Levh-i Mahfuz'da yazan Allahu Teâla'dır. Bu konuda münakaşaya, tartışmaya, girmeyiniz, dilinizi tutunuz ve olduğu gibi teslim olunuz.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Yine Müslim'in Tavus yoluyla rivayet ettiği; “Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem'in ashabından bir kısmına yetiştim. Onlar şöyle diyorlardı: "Her şey Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderi iledir."[22] Yani her şey Allah Subhenehû ve Teala’nın bilmesi iledir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Yine Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">"Sana bir şey isabet ettiğinde; şöyle yapsaydım şöyle şöyle olurdu deme. Allah takdir etti, O, dilediğini yapar de."[23]</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu hadis, “Levh-i Mahfuz’da yazıldığı şekildedir, Allah Subhenehû ve Teala’nın onu bilmesi iledir” anlamına gelmektedir. Bunların hepsi Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları kapsamındadır. Muhakkak ki Allah, vuku bulmadan önce eşyayı bilir, eşyalar onun bildiği şekilde hareket eder. "Kaza ve Kader" konusunun bunda hiçbir rolü, etkisi yoktur.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p>[1] Ahzab: 38</p><p></p><p>[2] Fecr: 16</p><p></p><p>[3] Kamer: 12</p><p></p><p>[4] Fussilet:10</p><p></p><p>[5] Müddessir: 18</p><p></p><p>[6] A'la: 2-3</p><p></p><p>[7] Fussilet: 10</p><p></p><p>[8] Sebe: 18</p><p></p><p>[9] Talak-3</p><p></p><p>[10] Kamer: 49</p><p></p><p>[11] Mürselat: 22</p><p></p><p>[12] Vakıa: 60</p><p></p><p>[13] Hicr: 21</p><p></p><p>[14] Hicr: 60</p><p></p><p>[15] TaHa: 40</p><p></p><p>[16] Buhari, Kader, 6111; Ebu Davud, Talak, 1861; Malik, Câmia, 1399</p><p></p><p>[17] Kamer: 12</p><p></p><p>[18] Buhari, Kader, 6119; Ahmed b. Hanbel, Müs. Mükessirîn, 7805</p><p></p><p>[19] Buhari, Tevhid, 6961</p><p></p><p>[20] Müslim, Kader, 4799</p><p></p><p>[21] Taberani</p><p></p><p>[22] Müslim</p><p></p><p>[23] Müslim, Kader, 4416</p><p></p><p style="text-align: center"><img src="https://i.imgur.com/V562Z.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"><a href="https://www.islamiforumlar.net/kuran-i-kerim/21840-kaza.html#post43803" target="_blank"><span style="font-size: 12px"><strong>Kaza</strong></span></a></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 43801, member: 3"] [SIZE=3] Yine Ebu Hüreyre'den gelen bir rivayette Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: "Adem ile Musa Aleyhisselam birbiriyle tartıştılar. Musa Aleyhisselam Adem'e Aleyhisselam şöyle dedi: İnsanları iğva ederek/saptırarak onları cennetten çıkaran sen değil misin? Adem de ona: Ey Musa; Sen Allah’ın her şeyin ilmini verdiği, risaletini vererek insanlar arasından seçip onlara üstün kıldığı Musa değil misin? Musa, evet dedi. Beni yaratmazdan önce Allah’ın benim hakkımda takdir ettiği bir işten dolayı mı beni ayıplıyorsun?"[19] Yani Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmi ile takdiri ile yazılmış olana göre. Tavus der ki; Ben Abdullah b. Ömer den şöyle işittim: Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle diyordu: "Her şey kader ile olur. Hatta aciz iken zekilik veya zeki iken acizlik bile"[20] Yani her şey Allah Subhenehû ve Teala’nın takdirine ve ilmine göre, yani Levh-i Mahfuz'da yazdığına göre gerçekleşir. "Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderi" kelimesi sahabenin sözlerinde de "Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmi" anlamında kullanılmıştır. Abdullah b. Abbas'tan: "Ömer Radıyallahu Anhu Şam'a doğru sefere çıktı. Serğ denilen yere vardığında ordu komutanları ile karşılaştı. Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ve arkadaşları Şam'da veba hastalığını haber verdiler. İbn-i Abbas diyor ki: “Ömer bana ilk muhacirleri çağırın” dedi. Onlar gelince Ömer Radıyallahu Anhu onlarla istişare etti. Onlara Şam'da veba hastalığının bulunduğunu söyledi. Onlar, Şam'a gidip gitmeme konusunda ihtilaf ettiler. Onlardan bir kısmı; “Ya Ömer sen bir iş için çıkmış bulunuyorsan bundan geri dönmeni uygun bulmuyoruz” dediler. Diğerleri ise; “İnsanların geri kalanları ve Allah Subhenehû ve Teala’nın Resulünün ashabı seninle beraber bulunmaktadır. Bu nedenle veba hastalığı varken, bile bile oraya gitmeni uygun görmüyoruz” dediler. Ömer; “Beni yalnız bırakınız” dedi. Sonra da Ensar'ı çağırmalarını söyledi. Ensar'ı çağırdılar. Ömer, onlarla istişare yaptı. Ensar da muhacirler gibi iki farklı görüş belirttiler. Ömer onlara da; “Beni yalnız bırakınız” dedi. Ardından da; “Bana, burada bulunan fetih muhacirlerinden olan Kureyş'in ileri gelenlerini, yaşlılarını çağırın” dedi. Onları çağırdılar. Onlardan hiçbir kimse ihtilaf etmedi: “Yanında bulunan insanlarla birlikte geri dönmeni, vebanın bulunduğu yere doğru ilerlememeni uygun görüyoruz” dediler. Ömer, insanlara seslenerek: “Ben geri dönüyorum. Sizler de geri dönünüz” demesi üzerine Ebu Ubeyde; “Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderinden mi kaçış?” diye sorunca Ömer cevaben; “Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebu Ubeyde” dedi! “Evet, ‘Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderinden’ yine ‘Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderine’ kaçıyoruz. Senin develerin olsa ve onları otlatmak için bir yamacı yeşillik olan diğer yamacı da otsuz olan iki yamaçlı bir vadiye indirsen, onları yeşillik olan vadide otlattığında veya otsuz olan bir yamaçta otlattığında Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderi ile otlatmış olmaz mısın?” dedi." Burada “kader” kelimesi Allah Subhenehû ve Teala’nın takdiri ve ilmi anlamında kullanılmıştır. Yani; ‘otlak bir yamaçta develerini güdersen Allah Subhenehû ve Teala’nın Levh-i Mahfuz'da yazdığına ve ilmine göre hareket etmiş olursun. Otsuz olan bir yamaçta güttüğünde de yine Allah Subhenehû ve Teala’nın Levhi Mahfuz'da yazdığına ve ilmine uygun bir şekilde hareket etmiş olursun’ demektir. Bütün bu anlatılanlardan da açıkça görülmektedir ki "Kader" kelimesi çeşitli manaları olan "müşterek" lafızlardandır. Takdir, ilim, tedbir, vakit, hazırlık bu kelimenin içerdiği anlamlardan yalnızca bir kısmıdır. Kader kelimesinin bunca anlamları olmasına rağmen bunların hiçbirinin; "insanın bir fiili zorla yapmasıdır" veya "kader, cüzi konularda ve tafsilatında külli bir hükümdür" veya "Allah Subhenehû ve Teala’nın sırlarından bir sırdır" gibi anlamlara gelmediği görülmektedir. Buna göre, birçok sözlük anlamı bulunan "Kader" kelimesi Kur'an’da, sözlük anlamları çerçevesinde kullanılmıştır. “Kader” kelimesi hadislerde de Kur'an'da kullanılan anlamlarda kullanılmıştır. Kader kelimesinin manalarında, ne Kur'an'da geçen ifadelerde ne de hadislerde geçen ifadelerde her hangi bir ihtilaf yoktur. Belirtilen manaların hepsi sözlük ifadeleri olup bu anlamlarda aklın hiçbir rolü yoktur. Gerek ayetlerde gerekse hadislerde bu anlamların dışında herhangi bir Şer’î anlam geçmediğine göre, başka bir anlam verip de bu şer’î anlamdır demek doğru olmaz. Buradan da anlıyoruz ki, ayetlerde geçen bu manalardan kasıt daha sonraları kelamcıların üzerinde ihtilaf ettikleri "kader" değildir. Hadislerde geçen “kader” kelimesi de ancak Allah Subhenehû ve Teala’nın takdirini ve ilmini yani Levhi Mahfuz'da yazılı olanı kastetmektedir. Bu anlamların, Kelamcıların ortaya çıkardıkları "Kaza ve Kaderle" hiç alakası yoktur. Fakat Taberani'nin İbni Mes'ud'dan hasen bir senedle rivayet ettiği; إذا ذكر القدر فأمسكوا "Kader hakkında konuşulduğu zaman susunuz."[21] hadisi, Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmi ve eşya hakkındaki takdiri konusunda konuşulduğu zaman bu konuya dalmayınız anlamına gelmektedir. Çünkü eşyaların Allah Subhenehû ve Teala tarafından takdir edilmiş olması yani Levh-i Mahfuz'da yazılmış olması, Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmi dahilinde olması demektir. Allah Subhenehû ve Teala’nın her şeyi bilmesi ise, iman edilmesi gereken Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatlarından bir sıfattır. Bu durumda ise hadisin manası şöyle olur. Eşyayı takdir eden ve bilen yani Levh-i Mahfuz'da yazan Allahu Teâla'dır. Bu konuda münakaşaya, tartışmaya, girmeyiniz, dilinizi tutunuz ve olduğu gibi teslim olunuz. Yine Müslim'in Tavus yoluyla rivayet ettiği; “Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem'in ashabından bir kısmına yetiştim. Onlar şöyle diyorlardı: "Her şey Allah Subhenehû ve Teala’nın kaderi iledir."[22] Yani her şey Allah Subhenehû ve Teala’nın bilmesi iledir. Yine Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: "Sana bir şey isabet ettiğinde; şöyle yapsaydım şöyle şöyle olurdu deme. Allah takdir etti, O, dilediğini yapar de."[23] Bu hadis, “Levh-i Mahfuz’da yazıldığı şekildedir, Allah Subhenehû ve Teala’nın onu bilmesi iledir” anlamına gelmektedir. Bunların hepsi Allah Subhenehû ve Teala’nın sıfatları kapsamındadır. Muhakkak ki Allah, vuku bulmadan önce eşyayı bilir, eşyalar onun bildiği şekilde hareket eder. "Kaza ve Kader" konusunun bunda hiçbir rolü, etkisi yoktur. [/SIZE] [1] Ahzab: 38 [2] Fecr: 16 [3] Kamer: 12 [4] Fussilet:10 [5] Müddessir: 18 [6] A'la: 2-3 [7] Fussilet: 10 [8] Sebe: 18 [9] Talak-3 [10] Kamer: 49 [11] Mürselat: 22 [12] Vakıa: 60 [13] Hicr: 21 [14] Hicr: 60 [15] TaHa: 40 [16] Buhari, Kader, 6111; Ebu Davud, Talak, 1861; Malik, Câmia, 1399 [17] Kamer: 12 [18] Buhari, Kader, 6119; Ahmed b. Hanbel, Müs. Mükessirîn, 7805 [19] Buhari, Tevhid, 6961 [20] Müslim, Kader, 4799 [21] Taberani [22] Müslim [23] Müslim, Kader, 4416 [CENTER][IMG]https://i.imgur.com/V562Z.gif[/IMG] [URL="https://www.islamiforumlar.net/kuran-i-kerim/21840-kaza.html#post43803"][SIZE=3][B]Kaza[/B][/SIZE][/URL][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün 3 rekat olan son namazı nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Kader kelimesinin manası
Üst
Alt