- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
kader nedemektir kader kelimesinin manası kaza ve kader nasıl olur kader değişirmi islamda kaza ve kader nedir
Kelamcıların Yunan filozoflarından aldıkları anlamı isimlendirmek için kullandıkları "Kaza ve Kader” ismi bu anlamda daha önce ne Şer'an ne de lügat olarak vardı. Kelamcıların bu iki kelime için kullandıkları manaların hem lügat olarak hem de Şer’î olarak gerçek manalarından ne kadar uzak olduğunu göstermek için bu iki kelimenin öncelikle sözlük ve Şer’î anlamlarını arz ediyoruz.
Lügatte “Kader” kelimesi birçok manalara gelmektedir. Lügatte; (قَدَرَ الأمر وقدَّره) denilince; "işi tasarladı", "bir şeyi bir başka şeyle kıyasladı" ve "miktarını açıkladı" anlamı akla gelir. (وقدر الشيء قدارة) denildiğinde; "hazırladı", "planladı" ve "vakte bağladı". (قدر الأمر) denildiğinde; "ona baktı", "işi idare etti" ve "kıyas yaptı". (قدراً الله) denildiğinde; "Allah'ı ta'zim etti." (قدر الله عليه الأمر) denildiğinde; "Allah bir işe hükmetti ve takdir etti." (قدر الرزق) denildiğinde; "rızkı taksim etti", (قدر على عياله) denildiğinde; "ehli iyaline rızkı daralttı, sıkıştırdı", قدر الرجل فكر في) denildiğinde;"işin idaresini ve düzenlenmesini düşündü". (وقدر الشيء) denildiğinde; "takdir etti", "hükmetti" anlamları kastedilir.
Hadiste ise "Kader" kelimesi şu anlamda kullanılmaktadır:
"Hava kapalı olduğu zaman onu (Hilali) takdir ediniz." Yani otuza tamamlayınız.
“Kader” kelimesi Kur'an-ı Kerim'de de çeşitli anlamlarda geçmektedir:
"Ve Allah’ın emri takdir edilmiştir. "[1] Yani kesin ve muhkem bir hükümdür.
فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ "Onun rızkını takdir etti."[2] Yani onun rızkını daralttı.
"Su takdir edilen bir emre göre birleşiverdi."[3] Yani Allah Subhenehû ve Teala’nın Levh-i Mahfuz'da yazdığı şekilde gerçekleşti ki bu da Nuh kavminin tufan ile yok olmasıdır.
"Orada gıdalar takdir etti."[4] Orada yaşayanların azıklarını bitirme görevini yeryüzüne verdi. Yani yere, gıdalar yetiştirebilme, çıkarabilme özelliğini verdi.
"Muhakkak ki o, düşündü ve takdir etti. "[5] Yani Kur'an hakkında ne söyleyeceğini düşündü.
"O, yaratıp şekil vermiştir. O, takdir edip doğru yolu göstermiştir."[6] Yani her şeyi yaratıp onu şekillendirdi. Her hayvan için kendisine uygun şeyi takdir edip, ona yöneltti, ondan faydalanmayı öğretti. İnsan olsun hayvan olsun her canlı varlığın doyurulması istenen ihtiyaçlarını yarattı ve ona ihtiyaçlarını doyurmayı öğretti. Tıpkı Allahu Teâla'nın şu sözünde olduğu gibi:
"Orada gıdalar takdir etti."[7]
"Orada gezilecek belirli yerler takdir ettik."[8] Yani orada yürümeyi kolaylaştırdık ve güvenli bir şekilde yarattık.
"Allah her şey için bir kader tayin etti."[9] Yani vaktini ve miktarını tespit etti.
"Şüphesiz ki biz her şeyi bir kadere göre yaratmışızdır."[10] Yani bir takdir ile yarattık.
"Belli bir kadere kadar."[11] Yani bilinen bir zamana kadar.
"Aranızda ölümü biz takdir ettik."[12] Yani ömürlerinizin kısa, uzun, orta olmak üzere değişik sürelerle takdir ettik.
"Onu ancak belirli bir kader ile indiririz."[13] Yani bilinen bir miktarda.
"Karısının geride kalanlar arasında bulunmasını takdir ettik."[14] Yani, takdirimize göre karısı geride kalanlardandı.
"Sonra da bir kader üzerine geldin ey Musa"[15] Yani sen belirli bir vakitte geldin.
"Kader" kelimesi hadislerde, "Allah’ın ilmi ve takdiri" anlamında kullanılmıştır. Ebu Hüreyre'den; Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi:
"Hiçbir kadının kendisi evlenebilmesi için kız kardeşinin boşanmasını istemesi doğru olmaz. Çünkü kendisi için takdir edilen vardır."[16] Yani Allah Subhenehû ve Teala’nın Levhi Mahfuz'da kendisi hakkında yazdığı isabet edecektir. Aşağıdaki ayette de ifade edildiği gibi Allah Subhenehû ve Teala neye hükmettiyse ve nasıl biliyorsa o öylece tecelli eder.
"Takdir edilen bir emre göre birleşiverdi."[17]
Yine Ebu Hüreyre'den gelen bir rivayette Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle demektedir:
"Ademoğluna nezir/adak, takdir etmediğim bir şeyi getirmez. Ancak Allah’ın takdiri Ademoğlunu nezretmeye/adakta bulunmaya sürükler. Bu takdirimle o şeyi cimriden çıkarmak isterim."[18] Yani nezir, Allah Subhenehû ve Teala’nın hükmettiği ve Levhi Mahfuz'da yazmadığı bir şeyi Ademoğluna getirmez. Nezirle ancak cimriden bir şeyleri çıkarır. Kader, burada Allah Subhenehû ve Teala’nın takdiri ve ilmi anlamında kullanılmıştır.
Kelamcıların Yunan filozoflarından aldıkları anlamı isimlendirmek için kullandıkları "Kaza ve Kader” ismi bu anlamda daha önce ne Şer'an ne de lügat olarak vardı. Kelamcıların bu iki kelime için kullandıkları manaların hem lügat olarak hem de Şer’î olarak gerçek manalarından ne kadar uzak olduğunu göstermek için bu iki kelimenin öncelikle sözlük ve Şer’î anlamlarını arz ediyoruz.
Lügatte “Kader” kelimesi birçok manalara gelmektedir. Lügatte; (قَدَرَ الأمر وقدَّره) denilince; "işi tasarladı", "bir şeyi bir başka şeyle kıyasladı" ve "miktarını açıkladı" anlamı akla gelir. (وقدر الشيء قدارة) denildiğinde; "hazırladı", "planladı" ve "vakte bağladı". (قدر الأمر) denildiğinde; "ona baktı", "işi idare etti" ve "kıyas yaptı". (قدراً الله) denildiğinde; "Allah'ı ta'zim etti." (قدر الله عليه الأمر) denildiğinde; "Allah bir işe hükmetti ve takdir etti." (قدر الرزق) denildiğinde; "rızkı taksim etti", (قدر على عياله) denildiğinde; "ehli iyaline rızkı daralttı, sıkıştırdı", قدر الرجل فكر في) denildiğinde;"işin idaresini ve düzenlenmesini düşündü". (وقدر الشيء) denildiğinde; "takdir etti", "hükmetti" anlamları kastedilir.
Hadiste ise "Kader" kelimesi şu anlamda kullanılmaktadır:
"Hava kapalı olduğu zaman onu (Hilali) takdir ediniz." Yani otuza tamamlayınız.
“Kader” kelimesi Kur'an-ı Kerim'de de çeşitli anlamlarda geçmektedir:
"Ve Allah’ın emri takdir edilmiştir. "[1] Yani kesin ve muhkem bir hükümdür.
فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ "Onun rızkını takdir etti."[2] Yani onun rızkını daralttı.
"Su takdir edilen bir emre göre birleşiverdi."[3] Yani Allah Subhenehû ve Teala’nın Levh-i Mahfuz'da yazdığı şekilde gerçekleşti ki bu da Nuh kavminin tufan ile yok olmasıdır.
"Orada gıdalar takdir etti."[4] Orada yaşayanların azıklarını bitirme görevini yeryüzüne verdi. Yani yere, gıdalar yetiştirebilme, çıkarabilme özelliğini verdi.
"Muhakkak ki o, düşündü ve takdir etti. "[5] Yani Kur'an hakkında ne söyleyeceğini düşündü.
"O, yaratıp şekil vermiştir. O, takdir edip doğru yolu göstermiştir."[6] Yani her şeyi yaratıp onu şekillendirdi. Her hayvan için kendisine uygun şeyi takdir edip, ona yöneltti, ondan faydalanmayı öğretti. İnsan olsun hayvan olsun her canlı varlığın doyurulması istenen ihtiyaçlarını yarattı ve ona ihtiyaçlarını doyurmayı öğretti. Tıpkı Allahu Teâla'nın şu sözünde olduğu gibi:
"Orada gıdalar takdir etti."[7]
"Orada gezilecek belirli yerler takdir ettik."[8] Yani orada yürümeyi kolaylaştırdık ve güvenli bir şekilde yarattık.
"Allah her şey için bir kader tayin etti."[9] Yani vaktini ve miktarını tespit etti.
"Şüphesiz ki biz her şeyi bir kadere göre yaratmışızdır."[10] Yani bir takdir ile yarattık.
"Belli bir kadere kadar."[11] Yani bilinen bir zamana kadar.
"Aranızda ölümü biz takdir ettik."[12] Yani ömürlerinizin kısa, uzun, orta olmak üzere değişik sürelerle takdir ettik.
"Onu ancak belirli bir kader ile indiririz."[13] Yani bilinen bir miktarda.
"Karısının geride kalanlar arasında bulunmasını takdir ettik."[14] Yani, takdirimize göre karısı geride kalanlardandı.
"Sonra da bir kader üzerine geldin ey Musa"[15] Yani sen belirli bir vakitte geldin.
"Kader" kelimesi hadislerde, "Allah’ın ilmi ve takdiri" anlamında kullanılmıştır. Ebu Hüreyre'den; Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi:
"Hiçbir kadının kendisi evlenebilmesi için kız kardeşinin boşanmasını istemesi doğru olmaz. Çünkü kendisi için takdir edilen vardır."[16] Yani Allah Subhenehû ve Teala’nın Levhi Mahfuz'da kendisi hakkında yazdığı isabet edecektir. Aşağıdaki ayette de ifade edildiği gibi Allah Subhenehû ve Teala neye hükmettiyse ve nasıl biliyorsa o öylece tecelli eder.
"Takdir edilen bir emre göre birleşiverdi."[17]
Yine Ebu Hüreyre'den gelen bir rivayette Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle demektedir:
"Ademoğluna nezir/adak, takdir etmediğim bir şeyi getirmez. Ancak Allah’ın takdiri Ademoğlunu nezretmeye/adakta bulunmaya sürükler. Bu takdirimle o şeyi cimriden çıkarmak isterim."[18] Yani nezir, Allah Subhenehû ve Teala’nın hükmettiği ve Levhi Mahfuz'da yazmadığı bir şeyi Ademoğluna getirmez. Nezirle ancak cimriden bir şeyleri çıkarır. Kader, burada Allah Subhenehû ve Teala’nın takdiri ve ilmi anlamında kullanılmıştır.