Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İyilikle kötülük bir değildir.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 51258" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Verdana'">Kötülüğe İyilikle Karşılık Vermek</span></span></p> <p style="text-align: center"><img src="https://www.islamiforumlar.net/resim/images3/konu13333648643.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: </span></span></p></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">“İyilikle kötülük bir değildir. O halde kötülüğü en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur. Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur, buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi olan kavuşturulur. Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın. Çünkü O her şeyi işitir ve bilir.” (Fussilet; 34-36) </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">“Kötülüğü en güzel şekilde önle.” Bu ayet-i kerimede, insanın karşılaştığı herhangi bir kötülüğü en güzel şekilde savuşturması emredilmektedir.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">İnsanoğlu, nefsinin isteklerine uyduğunda, kendisine kötülük yapana kötülükle karşılık vermek ister. İçindeki öç alma duygusu onu dürtükler. Oysa ayet-i kerime bunu istemiyor. Üstelik; “Kötülük edeni bağışla,” bile demiyor, “en güzel şekilde önle,” diyor. Çünkü Allah (c.c.) katında, kötülük edene iyilikle karşılık vermek, onu bağışlamaktan da güzeldir. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Bir önceki ayette; “İyilikle kötülük bir değildir.” Diyerek Allah (c.c.)iyiliğin önemini vurguluyor. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">El-Baki der ki: “Burada, Allah-u Teâlâ güzel ahlakla kötü ahlakın bir olmadığını beyan ediyor. Bizlere kötü ahlakı bırakıp, iyi ahlaka sarılmamızı emrediyor. Ahlakın en güzeli, hilim sahibi olmaktır. Çünkü ancak bu sayede düşman dost, uzak yakın olur. Kişi gazabını hilmi ile savuşturur, zulmü bağışlayarak, kötülüğü de keremiyle önlerse, bu takdirde karşısındaki düşmanını kazanır.” </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Bu konuda Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Senden ilişkisini kesenle sen ilişki kur. Sana zulmedeni bağışla, sana kötülük edene de iyilikle mukabelede bulun.” (İbn Neccar) </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetini bir konuda uyardığı ya da onlara bir şeyi tavsiye ettiğinde, bunu mutlaka önce kendi uygulamış, sonra ashabına emretmiştir. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">“O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur.” </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Bu ayet-i kerime, kötülüğü iyilikle savuşturmanın sonucunu beyan etmektedir. Buna göre burada denmiş oluyor ki, eğer böyle yaparsan, karşına dikilen düşmanın, sana şefkatle yaklaşan dostun gibi olur. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">“Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur.” Bu özelliğe ve bu ahlaka, bir başka ifadeyle kötülüğe iyilikle mukabele etme şanına, sabırlı olan kimseler kavuşturulur. Çünkü böyle mukabele huyu ve özelliği, insanı intikamdan alıkoyar. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">“Buna, ancak” faziletlerden ve ruhani kuvvetlerden “büyük nasibi olan kimse kavuşturulur.” Çünkü intikamla meşgul olmak, ancak nefiste duyulan bir zaaftan kaynaklanır. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Kısaca ifade etmek gerekirse bu, nefsi temizlemeyi gerektirir. Ayet-i kerimede sabreden kimseler bundan dolayı methedilmektedir. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">“Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa” hemen onun şerrinden “Allah’a sığın” ona boyun eğme, çünkü Allah senin sığınmanı “işitendir.” niyetini “bilendir.” </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Dikkat çekici bir şekilde burada, Şeytanın vesvesesi, herhangi bir hayvanı dürtmeye benzetilmiştir. Çünkü vesvese, insanı kötülüğe sevk eder ve yapılmaması gereken şeyi yapmaya teşvik eder. Buna göre, ayet-i kerimenin manası: “Şeytan sana vesvese verir ve kötülüğü iyilikle savuşturma yolunda sana verilen tavsiyeden seni çevirmeye kalkışır ve aksini yapmaya çağrıda bulunursa, bu takdirde onun şerrinden kaçın.” </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">İnsanı Allah-u Zülcelâl’den uzaklaştıran en önemli tehlike nefis, şeytan ve dünyadır. Nefis, şeytan ve dünya, en büyük engeldir. İnsanların birbirine karşı nefislerini ön plana çıkarması da böyledir. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Hz. Yusuf (aleyhisselâm)’ı kıskanan kardeşleri, onu öldürmek kastıyla kuyuya atarlar. Hz. Yusuf, Allah’ın inayetiyle kuyudan sağ salim kurtulur, nihayetinde Mısır’a Aziz olur. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Yıllar sonra, kardeşleri kendisine muhtaç bir halde gelip onun kim olduğunu bilmeden yardım isterler; ama Hz. Yusuf onları tanır. Vakti gelince kendini tanıtır. Kardeşlerinin paniğe kapılmasına hiç gerek yoktur. Evet, onda şimdi güç kuvvet vardır, istediği gibi cezalandırabilir onları. Ama Hz. Yusuf bir peygamberdir ve kötülükleri affetmek, hatta iyilikle mukabele etmek peygamber ahlakıdır. İşte o da kardeşlerini affeder, onlara ihsanda bulunur: </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">“Bugün sizi kınayacak, serzenişte bulunacak değilim! Ben hakkımı helal ettim, Allah da sizi affetsin. Çünkü merhamet edenlerin en merhametlisi O’dur. Şu gömleğimi alın, babamın yanına varıp onun yüzüne sürüverin; o zaman gözü açılacaktır. Sonra da bütün çoluk çocuğunuzla buyurun, yanıma gelin.’’ (Yusuf; 92-93) </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Kötülüğe iyilikle karşılık vermek nefse çok ağır gelebilir. Allah-u Zülcelâl’in rızasını isteyen kimse, nefsine baskı yapar, kendisine kötülükle muamele eden kimseye iyilikle karşılık verir. Ayet-i kerime-de de belirtildiği gibi böyle davranmak Allah-u Zülcelâl’in emridir. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Ukbe bin el-Cüheni (radıyallahu anh) şöyle anlatmıştır: </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">“Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bana buyurdu ki: ‘Ey Ukbe, sana dünya ve ahiret ehlinin ahlakının en üstününü haber vereyim mi? Senden sılayı rahimi kesene, sen sılayı rahim yap; seni mahrum edene ver; sana zulmedeni affet.” (Ahmed bin Hanbel, Hakim, Taberani) </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Nefis ateş, kalp ise su gibidir. Nefis kızınca harareti yükselir, ona kızgın bir nefisle karşılık verilince de ateşe ateş katılmış olur. Bu durumda iki nefis de azar ve kontrolden çıkar. Alevlenen ateşin nereyi yakacağı bilinmediği gibi öfkeli insanın da ne yapacağı kestirilemez. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Böyle bir durumda sevinen tek taraf şeytandır. Bu tür kızgınlık anlarında taraflar geri adım atmalı, susmalı, hatta birbirlerinden özür dilemelidir. </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Mademki bizler de Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ümmetindeniz, o halde bizlerin de Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) gibi kötülüğe iyilikle karşılık vermemiz lazımdır. Bizler iyi oldukça, Allah-u Zülcelâl bizim çabamızı boşa çıkarmaz.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 51258, member: 3"] [INDENT][CENTER][SIZE="3"][FONT="Verdana"]Kötülüğe İyilikle Karşılık Vermek[/FONT][/SIZE] [img]https://www.islamiforumlar.net/resim/images3/konu13333648643.jpg[/img] [FONT="Georgia"][SIZE="3"]Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: [/SIZE][/FONT][/CENTER][FONT="Georgia"][SIZE="3"] “İyilikle kötülük bir değildir. O halde kötülüğü en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur. Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur, buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi olan kavuşturulur. Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın. Çünkü O her şeyi işitir ve bilir.” (Fussilet; 34-36) “Kötülüğü en güzel şekilde önle.” Bu ayet-i kerimede, insanın karşılaştığı herhangi bir kötülüğü en güzel şekilde savuşturması emredilmektedir. İnsanoğlu, nefsinin isteklerine uyduğunda, kendisine kötülük yapana kötülükle karşılık vermek ister. İçindeki öç alma duygusu onu dürtükler. Oysa ayet-i kerime bunu istemiyor. Üstelik; “Kötülük edeni bağışla,” bile demiyor, “en güzel şekilde önle,” diyor. Çünkü Allah (c.c.) katında, kötülük edene iyilikle karşılık vermek, onu bağışlamaktan da güzeldir. Bir önceki ayette; “İyilikle kötülük bir değildir.” Diyerek Allah (c.c.)iyiliğin önemini vurguluyor. El-Baki der ki: “Burada, Allah-u Teâlâ güzel ahlakla kötü ahlakın bir olmadığını beyan ediyor. Bizlere kötü ahlakı bırakıp, iyi ahlaka sarılmamızı emrediyor. Ahlakın en güzeli, hilim sahibi olmaktır. Çünkü ancak bu sayede düşman dost, uzak yakın olur. Kişi gazabını hilmi ile savuşturur, zulmü bağışlayarak, kötülüğü de keremiyle önlerse, bu takdirde karşısındaki düşmanını kazanır.” Bu konuda Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Senden ilişkisini kesenle sen ilişki kur. Sana zulmedeni bağışla, sana kötülük edene de iyilikle mukabelede bulun.” (İbn Neccar) Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetini bir konuda uyardığı ya da onlara bir şeyi tavsiye ettiğinde, bunu mutlaka önce kendi uygulamış, sonra ashabına emretmiştir. “O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur.” Bu ayet-i kerime, kötülüğü iyilikle savuşturmanın sonucunu beyan etmektedir. Buna göre burada denmiş oluyor ki, eğer böyle yaparsan, karşına dikilen düşmanın, sana şefkatle yaklaşan dostun gibi olur. “Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur.” Bu özelliğe ve bu ahlaka, bir başka ifadeyle kötülüğe iyilikle mukabele etme şanına, sabırlı olan kimseler kavuşturulur. Çünkü böyle mukabele huyu ve özelliği, insanı intikamdan alıkoyar. “Buna, ancak” faziletlerden ve ruhani kuvvetlerden “büyük nasibi olan kimse kavuşturulur.” Çünkü intikamla meşgul olmak, ancak nefiste duyulan bir zaaftan kaynaklanır. Kısaca ifade etmek gerekirse bu, nefsi temizlemeyi gerektirir. Ayet-i kerimede sabreden kimseler bundan dolayı methedilmektedir. “Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa” hemen onun şerrinden “Allah’a sığın” ona boyun eğme, çünkü Allah senin sığınmanı “işitendir.” niyetini “bilendir.” Dikkat çekici bir şekilde burada, Şeytanın vesvesesi, herhangi bir hayvanı dürtmeye benzetilmiştir. Çünkü vesvese, insanı kötülüğe sevk eder ve yapılmaması gereken şeyi yapmaya teşvik eder. Buna göre, ayet-i kerimenin manası: “Şeytan sana vesvese verir ve kötülüğü iyilikle savuşturma yolunda sana verilen tavsiyeden seni çevirmeye kalkışır ve aksini yapmaya çağrıda bulunursa, bu takdirde onun şerrinden kaçın.” İnsanı Allah-u Zülcelâl’den uzaklaştıran en önemli tehlike nefis, şeytan ve dünyadır. Nefis, şeytan ve dünya, en büyük engeldir. İnsanların birbirine karşı nefislerini ön plana çıkarması da böyledir. Hz. Yusuf (aleyhisselâm)’ı kıskanan kardeşleri, onu öldürmek kastıyla kuyuya atarlar. Hz. Yusuf, Allah’ın inayetiyle kuyudan sağ salim kurtulur, nihayetinde Mısır’a Aziz olur. Yıllar sonra, kardeşleri kendisine muhtaç bir halde gelip onun kim olduğunu bilmeden yardım isterler; ama Hz. Yusuf onları tanır. Vakti gelince kendini tanıtır. Kardeşlerinin paniğe kapılmasına hiç gerek yoktur. Evet, onda şimdi güç kuvvet vardır, istediği gibi cezalandırabilir onları. Ama Hz. Yusuf bir peygamberdir ve kötülükleri affetmek, hatta iyilikle mukabele etmek peygamber ahlakıdır. İşte o da kardeşlerini affeder, onlara ihsanda bulunur: “Bugün sizi kınayacak, serzenişte bulunacak değilim! Ben hakkımı helal ettim, Allah da sizi affetsin. Çünkü merhamet edenlerin en merhametlisi O’dur. Şu gömleğimi alın, babamın yanına varıp onun yüzüne sürüverin; o zaman gözü açılacaktır. Sonra da bütün çoluk çocuğunuzla buyurun, yanıma gelin.’’ (Yusuf; 92-93) Kötülüğe iyilikle karşılık vermek nefse çok ağır gelebilir. Allah-u Zülcelâl’in rızasını isteyen kimse, nefsine baskı yapar, kendisine kötülükle muamele eden kimseye iyilikle karşılık verir. Ayet-i kerime-de de belirtildiği gibi böyle davranmak Allah-u Zülcelâl’in emridir. Ukbe bin el-Cüheni (radıyallahu anh) şöyle anlatmıştır: “Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bana buyurdu ki: ‘Ey Ukbe, sana dünya ve ahiret ehlinin ahlakının en üstününü haber vereyim mi? Senden sılayı rahimi kesene, sen sılayı rahim yap; seni mahrum edene ver; sana zulmedeni affet.” (Ahmed bin Hanbel, Hakim, Taberani) Nefis ateş, kalp ise su gibidir. Nefis kızınca harareti yükselir, ona kızgın bir nefisle karşılık verilince de ateşe ateş katılmış olur. Bu durumda iki nefis de azar ve kontrolden çıkar. Alevlenen ateşin nereyi yakacağı bilinmediği gibi öfkeli insanın da ne yapacağı kestirilemez. Böyle bir durumda sevinen tek taraf şeytandır. Bu tür kızgınlık anlarında taraflar geri adım atmalı, susmalı, hatta birbirlerinden özür dilemelidir. Mademki bizler de Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ümmetindeniz, o halde bizlerin de Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) gibi kötülüğe iyilikle karşılık vermemiz lazımdır. Bizler iyi oldukça, Allah-u Zülcelâl bizim çabamızı boşa çıkarmaz. [/SIZE][/FONT] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İyilikle kötülük bir değildir.
Üst
Alt