İslam'da evlatlık edinme varmıdır?

Sedat Yıldırım

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
24 Mayıs 2014
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Yaş
57
Evlatlık alınan bir çocuk büyüdüğünde üvey annesine yabancı oluyormu.Ve bunun giderilmesi için dini hüküm nedir?

Evlat edinme, bir başkasının çocuğunu kendi ailesi içine katma âdeti, tarihin her devrinde tatbik edilen bir husustur. Bilhassa İslâmdan önceki Cahiliye Devrinde bu âdet daha yaygındı. İsteyen kimse, seçtiği herhangi bir kimseyi öz çocukları arasına katarak onu evlatlık aldığını ilân ederdi. Aldığı çocuğa “Sen benim oğlumsun, ben sana vârisim, sen de bana vârissin” diyordu. Böylece, o çocuk öz oğlu sayılıyordu. Ailenin bir ferdi olduğu gibi, aynı zamanda aile fertlerinin sahip olduğu hak ve vazifelere de ortakoluyor, ailenin ismini alıyordu. Evlatlık edinen kimse bu çocuğun babası sayılıyordu. Evlât edinenin hanımı da, çocuğun annesi yerine geçiyordu. Oğlanın hanımı da bu babanın gelini kabul ediliyor, dolayısıyla, boşandıktan sonra gelini ile evlenmesi mümkün olmuyordu.

Peygamberimiz de (a.s.m.) Zeyd bin Haris'i kendisine evlâtlık olarak almıştı. Hz. Zeyd küçük yaşta köle olarak satılmış, Hz. Hatice deonu satın almıştı. Daha sonra onu Peygamberimize hediye etti. Hz. Zeyd, Peygamberimizin hizmetinde bulunuyordu. Babası ve amcası, kurtarma akçesi karşılığında onu Peygamberimizden istemeye geldiler. Peygamberimiz Hz. Zeyd’i serbest bıraktı. Fakat Zeyd, Peygamberimizi baba ve amcasına tercih ederek onun yanında kalmayı kabul etti. Bundan sonra Peygamberimiz onu kölelikten azad etti. Hazır bulunan cemaata hitap ederek, “Şâhit olunuz, Zeyd benim oğlumdur, ben onun vârisiyim, o da benim vârisimdir” buyurdu. Bunun üzerine babası ve amcası memnun olarak ayrıldılar. Bundan sonra Hz. Zeyd Peygamberimizin evlâtlığı olmuştu. Artık “Muhammed’in oğlu Zeyd” diye çağrılıyordu. (Üsdü’l-Gâbe, 2: 225)

Hak din gelince, Cahiliye devrinde yapılan ve uygulanan âdet ve alışkanlıklar birer birer değişiyor, insanlara meşru olan yol gösteriliyor bâtıl ve haksızlıkların yerini hak ve adalet esasları alıyordu. Cahiliye âdetlerinden birisi de o zamanki uygulanış şekliyle evlâtlık müessesesiydi.

İnsan tabiatına aykırı düşen bu uygulamayı Cenab-ı Hak hem açıkemirle, hem de Peygamberi üzerinde fiilen tatbik etmekle kaldırdı.

Bu konudaki âyetin meali şöyledir:

“Allah, evlâtlıklarınızı oğullarınız gibi tutmanızı meşru kılmadı. Bunlar, sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir. Onları (evlât edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın. Allah yanında en doğrusu budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yoktur.” (Ahzab Sûresi, 4-5)

İşte bu âyet-i kerime ile evlâtklık âdeti kaldırılmış oldu. Meşru olmayan bu âdet haram kılındı. Çünkü, evlâtlıkla ne hakiki bir evlat olunur, ne de evlâtlık edinen kişi gerçek bir baba olur.

Bu yasaklama ve “Sen benim oğlumsun” demekle hiçbirçocuğun gerçek bir evlât olmadığı hususunda Peygamberimize Allah’ın emirleri bildirildi. Evlâtlığın boşadığı hanımın “babalık” tarafından nikâhlanmasının meşru sayıldığı açıklandı. (Ahzab Sûresi, 37)

Evlâtlık müessesesinde şu mahzurlar bulunduğu içindinimizde yasaklanmıştır. Önce meşru olmayan bir yolla başkasının çocuğjnu kendi evlâdı yerine getirerek haksız ve sahte bir muamele yapılmaktadır. Yabancı bir çocuğu evlât kabul etmek fıtratı değiştirmektir. Mukaddes olan nesil meselesini tahrif etmek, çocuğun asıl ana babasının unutulmasına sebep olmaktır.

İkinci olarak, bu çocuk büyüyünce aile içerisinde mahremiyet hususlarına riayet edilmeyecektir. Tesettür, bakma ve temas gibi durumlara uyulmayacaktır. Oğlansa ailenin bütün kadınlarıyla bir arada bulunacak, kızsa ailenin bütün erkekleriyle birlikte yaşayacaktır. Halbuki, ister kız olsun ister oğlan; evin hanımı annesi olmadığı gibi, o ailenin akrabası da evlâtlığın ailesi sayılmaz, bir yabancıdan farksızdır. Bunlar büyüyünce aile içinde bulundukları müddetçe devamlı haramla yüz yüze bulunacaklardır.

Başka bir mahzur da, evlâtlık olarak alınan çocuk mirasa ortak olacaktır. Böylece daha yakın akrabalar kısmen veya tamamen mirastan mahrum kalacaklardır. Hakları çiğnenen mirasçılar bu çocuğa bir düşman gözüyle bakacaklardır. Çünkü, evlâtlık hakikatta miras hakkına sahip değildir.

İşte bütün bu mahzurlardan dolayı dinimiz evlâtlık almayı tavsiye etmemiştir. ancak, bahsi edilen bu evlâtlık meselesinden ayrı olarak, insanın bir yakınının, bir dostunun çocuğunu himayesine alması, kimsesiz ve yetim bir çocuğu alıp evlâdı gibi onu sevmesi, ona yedirmesi, içirmesi, onu terbiye edip okutması bir fazilettir. Fakat, bu durumda da onu kendisine tescil etmemesi, evlât haklarını ona devretmemesi, mahremiyet meselesine dikkat etmesi icap etmektedir. Ancak, kişi isterse, hayatta iken malının bir kısmını o çocuğa bağışlayabilir. Veya ölmeden önce malından bir miktar verilmesini vasiyet edebilir. Nitekim, Peygamberimiz bir çok hadislerinde kimsesiz çocuklara ve yetimlere bakanlara Cenneti müjdelemiştir. (Müslim, Zühd: 42)

Sonuç:

Bu konunun üç önemli özelliği vardır:

1- Evlat edindiğimiz çocuk kız olursa babalığa, erkek olursa analığa mahrem olacağı için beraber yalnız kalma ihtimaline göre caiz değildir. Bu konu süt emzirmekle çözülebilir. Bir bayan iğne yaptırarak göğsünden süt getirtirse bu sütü bebeğe içirerek süt anne olabilir. Ancak kocası süt baba olamaz. Bu sebeple bir bebeği evlatlık olarak almayı düşünenler, başka da çocuğu yoksa evlat edineceği bu çocuğun erkek olması isabetli bir karar olacaktır. Kız olursa mahremiyetten doğan sıkıntılar oluşur.

2- Evlatlık alanlar, çocuğun esas anne ve babasının vereceği şefkat ve göstereceği merhameti gösteremeyebilirler. Bu açıdan çocuğun gerçek anne ve babasından mahrum bırakma sorumluluğu vardır. Bu da çocuk açısından önemli bir durumdur. Ancak kimsesiz çocuklar için bu sakınca olmayabilir.

3- Evlat edinen ailelerin kalacak mirasları bu çocuğun olacaktır. Halbuki, o miraslar akrabalara kalması gerekirdi. Bu da başkasının hakkının evlatlığa verilmesi demektir ki caiz değildir. Bu konuda bir çözüm olarak gerçek mirasçılarla helalleşilir ya da evlatlık mirastan kanunen mahrum bırakılarak çözüm aranabilir.

Bu üç sebepten dolayı evlat edinmenin doğru olmadığını söyleyebiliriz. Bu üç engeli de dini açıdan çözebilirsek evlat edinmek inşallah haram olmaz.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
pp.jpg
yusufsunnet.jpg


Allah razı olsun Evlâdlık almadan önce bu islami fiili vicdanim ile kabul etmiyordum..
inandim ama kalben tasdik edemiyordum.. Bir yetime sahip çıkmak, vardı..bir insanin,geleceğini kurtarmak vardı..
Neyse bu konuyu okuyanlar, yazanlar,fetvasini bilenler bilemez !hissedemez!!bunu ancak benim gibi Evlâdlık alan bir insan bilir..
islamda evlatlık almak yoktur bunu her kes bilsin!!ama nedenini, Hikmetini ancak benim gibi yaşayanlar anlar..

bu konuya hümanist yaklaşanlar, kendi mantıklarıyla benim gibi hareket edenler olmuştur..
Ben bazi şartlardan dolayi Evlâdlık aldi isem bu islamidir diye lütfen kabul edilmesin..
belki nefsime kilif uydurdum belki de samimi olarak Peygamber efendimiz sav. komşu olabilmek umudu ile yaptim en iyisini Rabbim kalplerin özündekini ancak O cc. bilir.

evet Evlâdlık aldiktan sonra bunun hikmettini anladim!!islami kurallar kişisel mantıklara göre yontulamaz sana yanlış gelebilir fakat bir müslüman bu kuralları sorgulamaz,
sorgulayamaz!!Bakın bizi bizden daha iyi bilen Rabbimiz, Kuran-ı Kerim'de bize verdiği öğütlerle,Ayetler ile Aslımızı, neslimizi, özümüzü Ruh halimizi Bizi bizden korumak istiyor...

Anne ve baba olmak sosyal bir statü değildir, sonradan kazanılamaz, anne olacaksa bir kadın o çocuğu 9 ay karnında taşıyacak sıkıntısını çekecek, o doğum evresine kadar anne karnında o çocukla anne arasında nasıl ruhsal ve fiziksel,duygusal bağların kurulduğu dönemdir...
Doğurmadığın bir çocuğa ne kadar bakarsan bak,ne kadar seversen sev bir Anne evladini sever gibi bağrına basamazsin!! onun ancak dadısı ,seveni olursun, anne babası değil, sonradan meslek gibi kazanılan şey değildir anne babalık, bir çocuğu doğurmadıysan asla onu doğurmuş gibi olamazsın!!Hissedemezsin..

Ben Yusufu Sevmiyormuyum saniyorsunuz..? Ben onu bir yetimi,Bana verilmiş Allah'ın izni ile bir emanetti gibi Seviyorum..
haa yetime öksüze bakılır o ayrı konu, fakat asla ona evlat gözüyle bakılmaz, mirasını da bırakabilirsin ona da müsade var yalnız evlat muamelesi yapmamak şartıyla.
çünkü o çocuğun gerçekte annesi de başka babası da başka, sonradan senin demenle anne baba sıfatı kazanamazsın hepsi bu.
anne ve baba sıfatını sana Rabbin verecek resmi daireler, mahkemeler değil..evlatlık hukuku var Evlâdlık yok!!

islam yetimi kollamayı ziyadesiyle teşvik eder. bazı hukuki hususları vurgulamış olması, müslümanların yetimi-öksüzü bakıp kollamasına, onları sevindirmesine asla engel değildir,
engel teşkil etmemiştir ve etmemeli..

Peki Sen bunlari bile, bile neden Evlâdlık aldin derseniz nasip, kısmet Su akti yolunu buldu,şartlar ve koşular Rabbim Affetsin beni...
ne yaptı isem Allah rızası ,Peygamber sav sevdasi için yaptım.. rüyamda bana gösterileni bir işaret olarak kabul ettim ve başvurumu yapip
Dünya ve Ahirettim için Hayırlı İse Nasip Et değil ise Nasip etme diyerek Rabbime Yöneldim..

Jashua müslüman olmayan bir Annenin bebeği..ve benim iki Sene koruyuculuğunu yaptiğim Doğuştan aldığım ve kulağina ezan okunmuş rüyamda ki gibi adi Yusuf verilmiş bir bebek Evlâdlık piyasasina verilince ben de Onu Himayeme almak icin mahkemeye başvurmuştum ama burasi BATI Himaye yok ya Evlâdlık alirsin ya da kilise evlerinde Hiristiyan ve katolik musevi ailelerden birine verilecekti...

Jashua Allah diyordu..Anne diyordu..benim ile beraber o minacik bedeni ile Secdeye variyordu...Onu nasil kiliseye verebilirdim ki..?
alsan bir türlü, almasan bir türlü...ama islamda Evlâdlık yoktur diye mahkemelerde iki sene gel-gitlerde idik...
Islam da Evlâdlık yok!!Rabbim insanin aslını, neslini ,kimliğini korumak istiyor..diye haykiriyordum ama kanun ve yasalar islami değil ki sesimi duysunlar!!
bir yandan Cami bir yandan kiliseler ayağa kalkmıştı bir Hiristiyan bebeği Müslüman bir aileye verilemezdi...
ALLAH CC. İSTEMEDİKÇE SİZ İSTİYEMEZSİNİZ...

Bilmiyorum nasil oldu neler oldu ama Jashua ,Yusuf islam oldu...kimliğinde Dini islam ,Müslüman olarak yaziyor..
şu an Yusuf islami okulla gidiyor,pazar günleri Kur'an kursunda Kur'an ve hafızlık dersleri aliyor iki defa umreye gitti..
geçen sene sünnet oldu..Duam odur ki Rabbim beni aff etsin!!ve Ondan gelecek olan nesilerin Dürüst, namazlı, niyazlı, ahlâklı mümin olmalari...
Tabiki on yaşina gelince ona hakikatti anlatacağiz tepki ve Ruh halini ne olacak bilemiyorum..Rabbim yar ve yardımcımız olsun..selametle..

bunlari yazarken biraz Sarsıldım...ama Hakikat, gizlenemez, kaybolmaz ya da kuşkusuz inkâr edilemeyecek kadar gerçek bir yansımadır....
Allah cc. benim gibi tüm günahkarları affetsin..
hy..


"Onları (evlâtlıklarınızı) babalarının namı ile çağırın. Bu, Allah'ın katında daha adaletlidir. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, o zaman onlar, dînde sizin kardeşleriniz ve dostlarınızdır.
Ve hata ettiğiniz şeylerden dolayı sizin için günah yoktur. Fakat kalplerinizin taammüden (kasten) yaptırdığı şeylerden (günah vardır). Ve Allah Gafur'dur (günahları sevaba çeviren), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden)."
ahzab sûresi, 5



https://www.islamiforumlar.net/gonulden-gonule-dertleselim/26968-evladlik.html
 

Sedat Yıldırım

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
24 Mayıs 2014
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Yaş
57
Değerli kardeşim,çok güzel,açık ve net anlattınız,o kadar ki duygularınızı bile nakış nakış işlediniz kelimelere cümlelere.
Bundan da daha iyisi anlatılamazdı zaten.
Rab'bim yar ve yardımcınız olsun. Mevla gönlünüzdekini hakkınızda hayırlı kılsın İnşaAllahurrahman.
Hani bir söz vardır; Damdan düşenin halini damdan düşenler anlar,tıpkı benim de sizi anladığım gibi.
Evlat hasretini,bir evlada sahip olamamanın ne demek olduğunu,evladı olmayıpta evlat hasretini çeken yürekler anlar.
Nasıl bal yemeyen balın tadını bilemez,bal dese de ağzı tatlanmaz,bu da böyle bir şey.Evlat sahibi olamanının güzel yanıda var elbet,o da sabredenler içinAllah'ın c.c. vereceği mükafattır.Ameller niyetlere göredir.Rab'bim içinde bulunduğunuz durumu feraha eriştirsin,açıklığa kavuştursun,hayırlı sebepler ihsan eylesin İnşaAllahurrahman.Değerli kardeşim,en şefkatliye emanet olun.Selam ve Dua ile...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Evlâdlık edinme;İnsan tabiatına aykırı düşen bu uygulamayı Cenab-ı Hak hem açık emirle, hem de Peygamberi üzerinde fiilen tatbik etmekle kaldırdı.

Bu konudaki âyetin meali şöyledir:
“Allah, evlâtlıklarınızı oğullarınız gibi tutmanızı meşru kılmadı. Bunlar, sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir. Onları (evlât edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın.
Allah yanında en doğrusu budur.

Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yoktur.” (Ahzab Sûresi, 4-5)

İşte bu âyet-i kerime ile evlâtklık âdeti kaldırılmış oldu. Meşru olmayan bu âdet haram kılındı. Çünkü, evlâtlıkla ne hakiki bir evlat olunur, ne de evlâtlık edinen kişi gerçek bir baba olur.

Evlâtlık müessesesinde şu mahzurlar bulunduğu için dinimizde yasaklanmıştır.
Önce meşru olmayan bir yolla başkasının çocuğunu kendi evlâdı yerine getirerek haksız ve sahte bir muamele yapılmaktadır. Yabancı bir çocuğu evlât kabul etmek fıtratı değiştirmektir.
Mukaddes olan nesil meselesini tahrif etmek, çocuğun asıl ana babasının unutulmasına sebep olmaktır.

İkinci olarak, bu çocuk büyüyünce aile içerisinde mahremiyet hususlarına riayet edilmeyecektir.
Tesettür, bakma ve temas gibi durumlara uyulmayacaktır. Oğlansa ailenin bütün kadınlarıyla bir arada bulunacak, kızsa ailenin bütün erkekleriyle birlikte yaşayacaktır. Halbuki, ister kız olsun ister oğlan; evin hanımı annesi olmadığı gibi, o ailenin akrabası da evlâtlığın ailesi sayılmaz, bir yabancıdan farksızdır. Bunlar büyüyünce aile içinde bulundukları müddetçe devamlı haramla yüz yüze bulunacaklardır.

Başka bir mahzur da, evlâtlık olarak alınan çocuk mirasa ortak olacaktır. Böylece daha yakın akrabalar kısmen veya tamamen mirastan mahrum kalacaklardır. Hakları çiğnenen mirasçılar bu çocuğa bir düşman gözüyle bakacaklardır. Çünkü, evlâtlık hakikatta miras hakkına sahip değildir.

İşte bütün bu mahzurlardan dolayı dinimiz evlâtlık almayı tavsiye etmemiştir. ancak, bahsi edilen bu evlâtlık meselesinden ayrı olarak, insanın bir yakınının, bir dostunun çocuğunu himayesine alması, kimsesiz ve yetim bir çocuğu alıp evlâdı gibi onu sevmesi, ona yedirmesi, içirmesi, onu terbiye edip okutması bir fazilettir.

Fakat, bu durumda da onu kendisine tescil etmemesi, evlât haklarını ona devretmemesi, mahremiyet meselesine dikkat etmesi icap etmektedir. Ancak, kişi isterse, hayatta iken malının bir kısmını o çocuğa bağışlayabilir. Veya ölmeden önce malından bir miktar verilmesini vasiyet edebilir. Nitekim, Peygamberimiz bir çok hadislerinde kimsesiz çocuklara ve yetimlere bakanlara Cenneti müjdelemiştir. (Müslim, Zühd: 42)

Bu konu süt emzirmekle çözülebilir. Bir bayan iğne yaptırarak göğsünden süt getirtirse bu sütü bebeğe içirerek süt anne olabilir. Ancak kocası süt baba olamaz. Bu sebeple bir bebeği evlatlık olarak almayı düşünenler, başka da çocuğu yoksa evlat edineceği bu çocuğun erkek olması isabetli bir karar olacaktır...
ben bunu uyguladim...

Evlatlık alanlar, çocuğun esas anne ve babasının vereceği şefkat ve göstereceği merhameti gösteremeyebilirler. Bu açıdan çocuğun gerçek anne ve babasından mahrum bırakma sorumluluğu vardır. Bu da çocuk açısından önemli bir durumdur. Ancak kimsesiz çocuklar için bu sakınca olmayabilir.
bu çocuk annesi tarafindan kesinlik ile istenmiyor!!esas annesinin vereceği şefkati gösteremedi isem Rabbim biliyor ona bir an olsa da annesizliğini anne sevgisizliğini hissetirmedim ve halen de hissetirmiyorum...

Bu sebeplerden dolayı evlat edinmenin doğru olmadığını söyleyebiliriz. Bu üç engeli de dini açıdan çözebilirsek evlat edinmek inşallah haram olmaz.
başka çarem yoktu..ya kiliseye verecektim yada Evlâtlık alip,müsliman olacak, islami öğrenip Allah (c.c.) izni ile ondan gelecek nesil burada kuzey Amerikada kendi milletinde islami yayabilir..Yusuf İslam..Yusuf İslami okulla gidiyor hamd olsun..
NİYET HAYR AKİBET HAYR OLUR İNŞ ...
 

Sedat Yıldırım

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
24 Mayıs 2014
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Yaş
57
Rab'bim hayırlara tebdil eylesin İnşaAllahurrahman...
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Muslumanlar her bir cocugun Islami olarak yetismesine yardimci olurlar lakin onlari evlatlik edinemezler. Cunku onlar yetiskin olduklarinda aile icersinde halvet anlaminda bircok mahzurun gundeme gelecegi de kacinilmazdir. Dolayisiyla bu mahzurlari ortadan kaldirma adina Islam'da evlatlik uygun gorulmemistir. Dua ile.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm ..
EyvAllah Kuzey Amerika'da amerikan asıllı bir çocuğu islami olarak yetiştirebilmek sana bu yetkiyi vermeyi birak rahatca yaşamana bile izin vermiyorlar..ahdim var elimden geldiğince çocuklarini alip İnşaAllahurrahman... islami öğreteceğim bizi terrorist bellemiyecekler..

Amerika'da dün 3 müslüman gencin katledilmesi ile gerçekleşen fakat nedese ne yerli, ne de yabancı basında yer bulmayan katliam..........
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Sizler de haklisiniz. Kafirler muslumana riza gostermedigi gibi, hangi dinden olursa olsun onlara Islami anlamda yardim yapilmasina da asla razi olmazlar! Yardimi, yardimci olmayi men ederler! Maun Suresi' nde onlarin ahlaki sarih bir sekilde beyan edilir! Onlarla muslumanlarin mucadelesi Hz Adem'le baslamis Kiyamet'e kadar devam edecektir. Onlarla gorulecek bir hesabimiz vardir, bizler cesareti onlar korkuyu satin almislardir. Selam ve Dua ile.

Musluman oldurulunce dunya sessiz, kafirler oldurulunce dunya ayaktadir. Gariplere selam olsun, onlar dunyada gülleri yesertecektir. Cok yakindir. Selam ve Dua ile.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Bu gün Evlâdlığımın okulda semineri vardı, ona hediye alarak seyretmeye gittim..O, Onu çok sevdiğimi biliyor ,Onu seyrettim yüzünde yetimin hüznü vardı..hy..

Onu mutlu edebilmek, annesini ona verebilmek, isterdim ama elimden hiç bir şey gelmiyor...
acziyettim ile Rabbim kapına geldim onun o küçük yüreğindeki acıyı al..
Anneler Hep Doğruları ve görünmiyeni de görür ve hissederler...
agla..:,
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Yusuf'un anne ve babaları vefat mı ettiler yoksa onların nerede oldukları bilinmiyor mu?
Yusuf'un halinden daha hüzün bir hayatı kuşanmışsın bu kesin ama tabiki bu hal dünyalık bir durum,
Ahiretteki "ecr"inizin kazancını ifade etmek için kelam da kalem de akim ve kısır...
Bütün müslümanları bu güzel duyarlılığa davet ediyorum.
Allah yardımcınız olsun...
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Bu gece bir misafirlikte idim. Ortada kıpır kıpır oynayan 2.5 yaşlarında iki erkek çocuk vardı. Çocuklar, evli olan ama çocukları olmayan bir aileye aitmiş, ki o arkadaşla da tanıştık. Kendisi memur, hanımı da memure, birisini 9 aylıkken almışlar, diğerini de 7 aylıkken... Çok sevindim demek TR'de de bu güzellikler revaç da imiş, aile, erkek kadın namazlı abdestli, müslüman, gayet de İslam'ı yaşayan birileri.
O iki çocuğu sahiplenmişler, ailesi de çalıştığı halde 1 yıldır çalışmıyormuş, maaşsız izne ayrılmış bundan ötürü, buna da çok sevindim büyük fedakarlık. İkisi de üniversite mezunu.
O çocukları, üniversite dahil okutacaklar, evlendirecekler, temiz bir insan ve aile olarak topluma kazandıracaklar...
Allah kolaylık versin, orada kaldığım süre içersinde, bu işin ne kadar zor olduğunu gördüm ama dünya penceresinden.
Erkek onları uyarırken, "Babacığım yapma" diyor, anne de "Anneciği ne olur yapma" diyor vs... Halbuki çocuklar kendilerinin değil...
Böyle kimselerin hali anlatılmaz, anlatmaya çalışsanız da hem iğreti olur hem de hata ve kusur edersiniz.
Allahü Teala fedakar kardeşlerimize sabır versin, metanet versin ve Allah onları cennetlik kılsın...
Böyle bir anı yaşadım bu akşam, yerinin bu sayfa olduğunu düşündüm inşallah kusur etmemişizdir.
 
Üst Alt