- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 285
- Tepkime puanı
- 20
İslamda çocuğun ismini kim koyar?
İslâm'da çocuğa ad seçme ve ad koyma hakkı babaya aittir. Baba ölmüş veya bu işi yapamayacak durumdaysa bu hakkı anne kullanır. Ayrıca anlaştıkları durumda annenin istediği ismi koyması da caizdir.
Anne ve baba arasında isim konusunda anlaşmazlık çıkarsa evin reisi erkek olduğundan babanın hakkı daha üstündür. En uygun olan anne ve babanın birlikte karar alması ve erkeğinde hanımının isteğini gözardı etmemesidir.
Çocuğa isim verirken anne babanın dikkat etmesi gereken konu şudur; hiç kimsede olmayan veya popüler olan isimleri aramak yerine anlamı güzel olan bir müslüman ismi seçilmesi uygun olur.
Kıyamet günü herkes ismi ile çağrılacak olup ismi müslüman defterinde kayıtlı olmayanların mahşerde en sona kalacakları rivayet edilmektedir.
Doğumundan önce babasını kaybeden Hz. Peygamber'in adı annesi tarafından Muhammed olarak seçilmiş ve bu ad dedesi tarafından konulmuştur.
Çocuğa ad seçilirken gayet titiz davranılması gerektiğini belirten Hz. Peygamber, "Siz kıyamet gününde hem kendi adınızla, hem de babalarınızın adıyla çağırılacaksınız; bu sebeple kendinize güzel adlar koyun" buyurmuştur (Ebû Dâvûd, "Edeb", 61; Müsned, V, 194).
İslâm hukukçuları bu hadisleri dikkate alarak ad seçimi ile ilgili yukarıda açıklanan hükümleri tesbit etmişlerdir.
Peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor:
"Çocuğuna güzel isim seçmek her babanın vazifesidir."
"Çocuğun, baba üzerinde üç hakkı vardır:
1- Ona iyi bir isim seçmelidir.
2- Okuma-yazmayı öğretmelidir.
3- Eş bulmalıdır."
İmam Musa Kâzım (a.s) şöyle buyuruyor:
"Babanın, evladına yapabileceği ilk iyilik ona güzel bir isim seçmesidir."
Resulullah (s.a.v) çocuğa isim verme konusuna o kadar önem veriyordu ki eğer ashabından veya şehirlerden birinin ismini beğenmezse hemen onu değiştirirdi.
Nitekim, Abduşşems (güneşin kulu) ismini Abdulvehhab'a çevirdi. Ve Abduluzza'yı (putun kulu) Abdullah'a çevirdi. Abdul-haris'i (Haris'in kulu) Abdurrahman'a ve Abdulkâbe'yi (Kâbe'nin kulu) Abdullah'a çevirdi.
İslâm'da çocuğa ad seçme ve ad koyma hakkı babaya aittir. Baba ölmüş veya bu işi yapamayacak durumdaysa bu hakkı anne kullanır. Ayrıca anlaştıkları durumda annenin istediği ismi koyması da caizdir.
Anne ve baba arasında isim konusunda anlaşmazlık çıkarsa evin reisi erkek olduğundan babanın hakkı daha üstündür. En uygun olan anne ve babanın birlikte karar alması ve erkeğinde hanımının isteğini gözardı etmemesidir.
Çocuğa isim verirken anne babanın dikkat etmesi gereken konu şudur; hiç kimsede olmayan veya popüler olan isimleri aramak yerine anlamı güzel olan bir müslüman ismi seçilmesi uygun olur.
Kıyamet günü herkes ismi ile çağrılacak olup ismi müslüman defterinde kayıtlı olmayanların mahşerde en sona kalacakları rivayet edilmektedir.
Doğumundan önce babasını kaybeden Hz. Peygamber'in adı annesi tarafından Muhammed olarak seçilmiş ve bu ad dedesi tarafından konulmuştur.
Çocuğa ad seçilirken gayet titiz davranılması gerektiğini belirten Hz. Peygamber, "Siz kıyamet gününde hem kendi adınızla, hem de babalarınızın adıyla çağırılacaksınız; bu sebeple kendinize güzel adlar koyun" buyurmuştur (Ebû Dâvûd, "Edeb", 61; Müsned, V, 194).
İslâm hukukçuları bu hadisleri dikkate alarak ad seçimi ile ilgili yukarıda açıklanan hükümleri tesbit etmişlerdir.

Peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor:
"Çocuğuna güzel isim seçmek her babanın vazifesidir."
"Çocuğun, baba üzerinde üç hakkı vardır:
1- Ona iyi bir isim seçmelidir.
2- Okuma-yazmayı öğretmelidir.
3- Eş bulmalıdır."
İmam Musa Kâzım (a.s) şöyle buyuruyor:
"Babanın, evladına yapabileceği ilk iyilik ona güzel bir isim seçmesidir."
Resulullah (s.a.v) çocuğa isim verme konusuna o kadar önem veriyordu ki eğer ashabından veya şehirlerden birinin ismini beğenmezse hemen onu değiştirirdi.
Nitekim, Abduşşems (güneşin kulu) ismini Abdulvehhab'a çevirdi. Ve Abduluzza'yı (putun kulu) Abdullah'a çevirdi. Abdul-haris'i (Haris'in kulu) Abdurrahman'a ve Abdulkâbe'yi (Kâbe'nin kulu) Abdullah'a çevirdi.