İslamda boşanma

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
islamda boşanma, dinde boşanmak, islamda eşden ayrılma, islamnda ailenin bozulması, dinen ayrılık,islama göre boşanma, islamiyette boşanma, sevilmeyen helal, Allahın sevmediği helal, boşanma hukuku, islamda boşanma hukuku

bosanma.jpg


Müslüman bulunduğu ülkenin kanunlarına uyar, suç işlemez. Çünkü, suç işleyerek cezaya sebep olmak günahtır. Bunun için evlenme ve boşanma işlerinde mevcut kanunlara aykırı hareket edilmemelidir. Resmi işlemler tamamlandan dini nikah yapılmamalıdır. Boşanmada da, hem dine hem de kanuna aykırı hareket edilmemelidir. Dinimize göre boşanma şöyle olmaktadır:

Boşamak için kullanılan kelimeleri erkeğin hanımına karşı söylemesi ile talak yani boşama hasıl olur.

Boşamak için kullanılan sözler iki çeşittir: Açık sözler ve kinayeli sözler.

"Sen benden boş ol", "Seni boşadım", gibi sözler açık sözdür. Bu sözler, şaka olarak veya şaşırarak da söylenince, anlamını bilmese bile, boşamış olur.

"Seni bıraktım, seni terk ettim" kelimeleri, çok kullanıldığı için açık söz kabul edilir

Evlilikte üç bağ vardır. Yani, boşama sözü üç defa takrarlanırsa, "seni boşadım, boşadım, boşadım" derse, veya "seni üç defa boşadım" derse üç bağı birden koparmış, geri dönüşü olmayacak şekilde boşamış olur. Bu sözlerden herhangi biri bir defa söylendiğinde, pişman olunmuş ise, (Önceki nikaha döndüm) demesi yetişir. Yahut, önceki nikaha dönmek niyeti ile öpmesi veya şehvetle elinden tutması da yetişir. Nikah tazelenmiş olur.

"Babanın evine git!", "Defol git", "Cehenneme git", "Senin kocan değilim artık", gibi, başka anlamlarda da kullanılan sözler kinayeli, kapalı sözlerdir. Bu sözler, boşamak niyeti ile söyleyince boşamış olur. Buna bain talak, yani iddet müddeti içinde geri dönüşü olmayan boşama denir.

Bu şekilde boşamada, iddet müddeti geçip yeniden nikah yapılmadıkça bir araya gelinemez..

Kayın pederine"Ben senin kızını istemem, kime ister ise varsın" demek ve hanımı gezmek için izin istediğinde, "Ben seni ip ile bağlamadım git" "İstediğin yere gidersin. Bana hanım olmazsın" veya "Artık ben seni istemem. "Seni boşamak istiyorum" gibi şeyler söylese, boşamak niyet etmedikce, boşamış olmaz.

"Şart olsun", "Dilediğini yap" sözleri, boşamak anlamında kullanılan yerlerde, hanımına böyle söyleyince, niyet etmese bile, bir bain talak olur

Hanımına, anam, kızım, kardeşim demekle boşama olmaz. Fakat şimden sonra kardeşim ol derse, boşama olur.

Kinayeli sözle boşamada, bain talak iddetinde, hanımının odasına giremez. Kadın süslenemez. İddet sonunda yeniden nikah gerekir.

Boşamada, sayı bildirilmezse bir boşama olur. Üç veya fazla sayı söylerse, üç talak ile boşamış olur. "Bedenimdeki kıllar adedince" veya "Denizdeki balıklar adedince" yahut "Gökdeki yıldızlar kadar" veya "üçten dokuza" deyince, yine üç boşama olur.

Hanımını boşayan erkeğin akıllı ve uyanık olması gerekir. Serhoşun, hastanın ve tehdit edilen kimsenin sözü ile veya mektubu ile boşama geçerli olur. Mektup kadının eline vardığı anda, boş olur.

Delinin, bunağın, baygının, uyuyanın ve hastalıkla ve kızarak dalgın olanın söylemesi ile boşama olmaz. Kızarak dalgın olmak, söylediğini bilmemek demektir. Bu da iki türlü olur: Manasını bilmeden, kastetmeden söyleyince,boşama olmaz. Manasını bilerek ve istiyerek söyleyip, sonra söylediğini bilmemek, hatırlamamaktır. Bu sözünü iki şahit işitip, (Evet sen böyle söyledin) derlerse, boşama olur.

Bir odada veya tenha bir yerde hiç beraber kalınmamış ise, bir kere boşayınca, kadın iddet beklemeden başkası ile evlenebilir.

Hanımına başka başka üç zamanda birer kere boşarsa veya "Üç kerre boşadım" derse, geri dönüşü olmayacak şekilde nikah bozulmuş olur.

İddet, boşanmadan sonra, kadının yeniden evlenmesi haram olan zamandır.İlk temizlik başından, üçüncü hayzın sonuna kadar olan zamandır. Hayz görmüyorsa, bu müddet, talak için üç ay, ölüm için dört ay on gündür.

Hanıma karşı iyi huylu, güler yüzlü olmalı. Onun yanlış hareketlerine, akla uymıyan sözlerine ve işlerine sabr etmelidir. Onunla tatlı konuşmalı. Onun seviyyesine ve aklına uymalıdır. Onunla şakalaşmalı, oynamalıdır. Yimede, giyinmede, gücü yettiği kadar eli açık olmalıdır.

Müslümanlıkta, kadınların bilmesi farz olan şeyleri, muhakkak öğretmelidir.

Hanımının giyinmesinde, evden dışarı çıkmasında, çok sıkı davranmamalı ve başı boş da bırakmamalıdır. Kendini ve hanımını şüpheye, iftiraya düşürecek hallerden sakınmaya çok önem vermelidir.

Hanımını, yabancı erkeklerin bulunduğu yerlere göndermemelidir.

Ev işleri ile vakit geçirmesi, onun zevki olmalıdır. Ona sert davranmamalıdır. Şaka olarak da, kızgın olunca da, hiçbir zeman boşamak, ayrılmak lafını ağza almamalı, bir defa daha evlenmek lafı etmemelidir.

Mubah ettiği halde, Allahü teâlânın sevmediği bir şeydir, boşanmak...

Bir ailenin yıkılması sebep olmak büyük vebal getirir. Zaruri bir durum

olmadığı müddetçe boşanmaya tevessül etmemelidir.

Hadsi-i şeriflerde buyuruldu ki:

( Evlenin, boşanmayın. Zira talaktan,boşanmadan Arş-ı Ala titrer. )

( Üç şeyin şakası da, ciddisi de sahihdir. Nikah, talak, talaktan dönmek.)

(Allahü teâlânın hiç sevmediği helal şey talaktır )

( Not:Tam İlmihal Sedate-i Ebediyye kitabında bu konuda geniş bilgi vardır. Detaylı bilgi için bu kitaba müracaat edilmesini tavsiye ederiz.)

Boşanmaya yol açacak hallerden şiddetle kaçınmalıdır. Hanıma karşı iyi huylu, güler yüzlü olmalı. Onun yanlış hareketlerine, akla uymıyan sözlerine ve işlerine sabr etmelidir. Onunla tatlı konuşmalı. Onun seviyyesine ve aklına uymalıdır. Onunla şakalaşmalı, oynamalıdır.

Yimede, giyinmede, gücü yetdiği kadar eli açık olmalıdır. Dinde, Müslümanlıkda, kadınların bilmesi farz olan şeyleri, elbette öğretmeli, dine uyan, doğru din adamlarının yazmış olduğu ilmihal kitabı alıp, okutmalıdır.

Çok hanımsi olan, aralarında adalet, eşitlik yapmalıdır. Bunların hepsi sünnetdir. Zevcenin giyinmesinde, evden dışarı çıkmasında, çok sıkı davranmamalı ve başı boş da bırakmamalıdır. Kendini ve hanımsini şübheye, iftiraya düşürecek hallerden sakınmağa çok önem vermelidir.

Hanımıi, yabancı erkeklerin bulunduğu yerlere göndermemeli, yabancıları görmesine mani’ olmalıdır. Ev işleri ile vakt geçirmesi, onun zevkı olmalıdır. Ona sert davranmamalıdır. Şaka olarak da, kızgın olunca da, hiçbir zaman boşamak, ayrılmak lafını ağza almamalı, bir def’a daha evlenmek lafı etmemelidir.

Alıntıdır...
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
Ben de şunu ifade edeyim:
Ayrılık (talak) hüzün de olsa, sinirler gerilse de, Allah kadına da erkeğe de, "iyiliği" emreder.

"İyilikle (birbirinizi) salıverin!!!"

Müslümanız diyoruz, talak olunan ne kadın koca ve kocanın ailesiyle barışık; ne de talak olunan erkek kadın ve kadının ailesiyle barışık bir durumda.

Birbirlerini "düşman" addediyorlar.

Bu halde olmamak gereklidir.

İslam'ın güzelliği bütün hallerimize sirayet edilmelidir.

Rabb'im cümlemizi korusun, amin.
 

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
İddet

1-Kocası Ölen Kadın:

Evlilik kocanın ölümüyle sona ermişse, kadın dört ay on gün iddet bekler. Nitekim Kur'an'da şu ayet bunu açıklamaktadır "İçinden ölenlerin geride bıraktıkları hanımları, kendi kendilerine dört ay on gün beklerler" (el-Bakara, 2/234).

2-Hamile Olan Kadın

Hamile kadının iddeti doğuma kadardır. Burada evlenme gerek kocanın ölümü ve gerekse boşanma sebebiyle sona ersin, hüküm değişmez. Ayette "Hamile kadınların iddetlerinin sonu, çocuklarını doğurmalarına kadardır" (et-Talâk, 65/4) buyurulur.

Eğer hamilelik evlilik dışı meydana gelmiş olur ve kadın tabîi baba olan suç ortağı erkekle evlenmek isterse, beklemeksizin evlenebilirler. Yabancı bir erkekle evlenmek isterse, Hanefi ve Şâfiîlere göre yine beklemeksizin nikah akdi yapılabilir, fakat zifaf doğuma kadar geciktirilir. Evlilik dışı birleşmede kadının hamile olup olmadığı belli değilse ve başka bir erkekle evlenmek isterse bir defa hayız görünceye kadar iddet beklemesi gerekir. Eğer kadın hayız görmeyen cinstense bir ay beklemesi yeterlidir.

3-Kocasından Boşanan Kadın:

Boşanan kadınların iddeti, eğer hamile değilse üç hayız (kurû) süresidir. Bu da normal hayız gören kadınlarda yaklaşık üç ay kadar bir sürede gerçekleşir:

"Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç hayız ve temizlenme süresi beklerler" (el-Bakara, 2/228).

4-Hayız Görmeyen Kadın ya da Hayızdan Ümit Kesilen Kadın:

Hayız görmeyen küçüklerle hayızdan ümit kesilen yaşlıların iddeti üç aydır: "Kadınlarınızdan artık hayızdan ümit kesmiş olanlarla, henüz hayız görmeyecek kadar küçük olanların iddeti, şüphelenirseniz, biliniz ki, üç aydır" (et-Talâk, 65/4). Bu duruma göre, henüz bülûğ çağına girmemiş veya yaşı ilerlediği için artık hayızdan kesilmiş olan kadınların iddet süresi boşanmadan sonra üç aydır.

NOT:

"Bu mübarek âyetler de boşanan ihtiyar veya pek genç veya gebe kadınların ne kadar iddet bekleyeceklerini tâyin ve bunun bir ilâhî emre dayanmış olduğunu ihtar ediyor. Allah-ü Teâlâ'dan korkarak emrlerine riâyet edenlerin pek büyük mükâfatlara nail olacaklarını müjdeliyor. Boşanan kadınların nerelerde ikamet edeceklerini ve kendilerine iddetleri müddetince kocalarının servetine göre nafaka verileceğim çocuklarına süt verdikleri takdirde bunun ücretinin de verileceğini emrediyor ve aralarında güzel bir şekilde muamele yapmalarını teklif buyuruyor ve hiçbir kimsenin takati üstünde bir şey ile mükellef olmadığını ve Cenab-ı Hak'kın kullarına sıkıntılardan sonra kolaylık göstereceğim şöylece beyan buyurmaktadır. (Ve o kadınlar ki,) Altmış veya elli beş yaşında oldukları için (hayzdan kesilmişler veya) pek genç oldukları için henüz (hayz görmeğe başlamamışlardır, eğer) bunların boşandıkları vakit iddetleri hususunda (şüpheye düşmüş iseniz) biliniz ki: (onların iddetleri üç aydır.) Bu kadar müddet bekleyince kendilerini boşamış olan kocaları ile bağları tamam kesilmiş olur, artık başkaları ile evlenebilirler. Hayz görenlerin iddetleri ise tam üç hayz görmekle sona ermiş olur. (yüklü olan kadınların iddetleri ise yüklerini vaz'edinceye değindir.) Çocuklarını doğurdukları andan itibaren iddetleri sona erer. isterse: Boşanmamış olup kocaları vefat etmiş bulunsunlar, isterse: boşanma veya vefat vukuundan sonra bir iki gün geçmiş olsun yine iddet son bulmuş olur. Bununla beraber o doğan çocuklar kocalara ait birer meşru evlât bulunmalıdır, eğer zinadan neş'et etmiş ise onun için hürmet yoktur, îddet, hayz ile beklenir. Kezalik: Yüklü bir kadının karnından iddeti esnasında uyuşmuş kan veya küçük et parçası gelse iddeti bitmiş olmaz. Ancak insanlık yaratılışından bir alâmetin bulunması müstesna, Imam-ı Melihe göre ise, iddeti bitmiş, helâllik durumu nasıl olmuş olur. Bir de böyle bir kadın iki çocuk birden doğuracak olsa bunlardan ikincisin) de doğurmadıkça iddeti sona ermiş olmaz. Yüklü bulunmayan kadınların nikâhları altında bulundukları kocaları vefat edince iddetleri dört ay on gündür hayz görür olsunlar, olmasınlar eşittir. "Es'siracül'münîr" ve "Ruhul'meani" (ve her kim Allah'tan korkarsa) Bu gibi dinî hükümlere riâyette bulunur hilâfına harekette bulunmazsa, üzerine düşen vazifeleri eda eder, yasaklardan sakınırsa, karı-koca hukukuna riâyetten ayrılmazsa (onun için işinden dolayı bir kolaylık vardır.) O hayatında kolaylıklara nail olur. Evet.. Böyle bir takva sahibi zât, karısından aynimi; olunca başka hayırlı bir karıya muvaffak olabilir ve takva sahibesi olan bir kadın da kocasından aynimi; bulunursa yine hayırlı bir kocaya nail olabilir ve diğer uğrayacakları müşkülattan birer kolaylıkla kurtulurlar. Cenab-ı Hak, onları selâmete erdirir. Elverir ki: Takva ile güzel bir İslâm terbiyesi ile vasıflanmış bulunsunlar."

Ömer Nasuhi BİLMEN

NOT

Ömer Nasuhi BİLMEN, "Hayız görmemiş kadın" ifadesini "Çok genç yaşta nikahlanan kadınlar" şeklinde tefsir etmesi bana biraz manidar geldi (şikayet ve sızlanma anlamında değil.)
Eğer tefsir isabetli ise, bu derecede genç kadınların evliliği de sözkonusu olabiliyor nadir de olsa demek ki.

Allahü alem.
 

Zümrüdü Anka

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
4 Aralık 2014
Mesajlar
402
Tepkime puanı
26
Allah korusun...Şeytanın en çok sevdigi iştir bu karı koca arasını açmak.
 
Üst Alt