İslamda ana baba hakkı-Ana baba hakkı ile ilgili herşey

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
İslamda ana baba hakkı-Ana baba hakkı ile ilgili herşey
Bu yazının içinde islamda ana baba hakkı maddeler halinde, anne ve babamıza karşı olan görevlerimiz, anne babanın hakkı, ana baba hakkı ile ilgili ayetler ve hadisler konularını bulabilirsiniz.

Ana baba hakkı islamda çok önemli bir yere sahiptir. Öyle ki; Şirkten sonra anne ve babaya asi olmanın günahı zikredilmiştir. Sebepler aleminde insanın var olmasında çok önemli bir konumdadırlar. Ana babanın haklarının bilinmesi ve korunması çok önemlidir, bunun aksi onlara karşı gelmek yani isyandır.

Yüce Rabbimiz c.c, Kuran-i Kerim’in birçok ayetlerinde, anaya babaya itaat edilmesini emreder. Çünkü anne ve baba, evladı için her türlü fedakarlıkta bulunur. Yemeden-içmeden tutun da, uykusundan, malından, hatta bazen organlarını bile feda ederek canından dahi vazgeçer. Evladına kıyamayan, tırnağına bile zarar gelmesini istemeyen ana-babaya hürmet ve itaat edilmez de kime edilir! Onlara karşı iyi, güzel olan her davranışta bulunmak, kötü, çirkin her hareketten de sakınmak, onlara karşı olan görevlerimizdendir.

Ana-baba hakkı ve görevlerimiz
Ana-baba hakkını ve onlara karşı olan görevlerimizi dört ana başlık altında toplayabiliriz:

1- Bedenle İlgili Olan Hakları

2- Dille İlgili Olan Hakları

3- Kalple İlgili Olan Hakları

4- Vefatlarından Sonraki Hakları

ANA VE BABA HAKLARI MADDELER HALİNDE ŞÖYLE SIRALANABİLİR:

1. Açsa doyurmak,
3. Hizmete muhtaç iseler, her türlü ihtiyaçlarını karşılamak
4. Çağırdıklarında hemen cevap verip yanlarında bulunmak
5. Günah olmayan emirlerini yerine getirmek,
6. Kendileriyle tatlı ve yumuşak konuşmak,
7. İsimleriyle çağırmamak,
8. Önlerinden değil, arkalarından gitmek,
9. Sevip beğendiklerini onlar için sevmek,
10.Dua ederken onlara da dua etmek,
11.Anne ve babaya asla kötü söz söylememek (Anne ve babaya öf bile denmez)

Ana-babaların istek ve arzularını yerine getirmek, onlara karşı çıkmamak Allah’ın emridir. Ancak, ana-baba çocuğundan Allah’a karşı gelmesini, O’nu inkar etmesini, farz kıldığı bir şeyi yapmamasını, haram kıldığı şeyleri yapmasını emrederse; onların bu istekleri yerine getirilmez. Çünkü Allah’a isyan varsa, ana-baba da olsa itaat edilmez.

Anne babalarımıza karşı yapmamız gerkenler yani maddeler halinde üzerimizdeki haklarını şu şekilde de sıralayabiliriz:

1-ONLARA HİZMET EDEREK DUALARINI ALMAK

2-ANA- BABAYA İYİLİK VE İHSAN (BU ÇOCUKLAR ÜZERİNE FARZDIR)

3-ANNE BABAYA ASİ OLMAMAK, KARŞI GELMEMEK

5-ONLARA ASLA SERT DAVRANMAMAK, ŞEFKAT VE SEVGİ İLE BAKMAK

6-ONLARI ÜZMEMEK, İNCİTMEMEK, RIZALARINI KAZANMAK

7-ONLARA SAYGI VE HÜRMETTE KUSUR ETMEMEK

8-ANNE BABALARIMIZIN DOST VE ARKADAŞLARINA İYİLİK ETMEK

Anne ve babanın vefat ettikten sonra da hakları vardır. Evlatları bu hakları da bilmek zorundadırlar:

“Ya Resulellah! Annem babam öldüler. Bunlar için bundan sonra yapabileceğim bir iyilik var mıdır?” Diye sorar. Peygamber (sav) Efendimiz o sahabeye şu cevabı verir:
“Tabii ki vardır. Onlar için dua etmek, günahlarının bağışlanmasını Allah’tan dilemek. Hayatta iken verdikleri sözleri onların adına yerine getirmek. Onlardan yana olan akrabalık bağlarını gözetmeğe devam etmek. Onların dostlarına, arkadaşlarına iyilik etmek.” (Ebu Davut, Edep, 129. İbn Mace.)

Üzerimizde bu kadar çok emek ve hakları olan anne ve babalarımızı sevmek ve onların sevgisini başka şeylerle değişmemek en önemli ahlakî görevlerimiz arasındadır. Bu görev, hayatta iken onlara karşı hürmet, şefkat ve merhamet göstermekle kendilerini hoşnut etmeye çalışmakla yerine getirilir. Gerçek anne-baba sevgisinin, “annemi, babamı seviyorum”, demekten ibaret olmadığını, onlara karşı maddî-manevî her türlü görevin yerine getirilerek bu sevginin ispat edilebileceğini unutmamamız gerekir.

KURAN’DA ANNE-BABA HAKKI İLE İLGİLİ AYETLER
Cenâb-ı Hak, kendi haklarından sonra anne-babaya iyi ve güzel davranmayı ilk sırada zikrederek şöyle emreder:

“Allâh’a ibâdet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere iyi davranın…” (en-Nisâ, 36)

“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını vasiyet ettik! Çünkü anası, onu nice sıkıntılara katlanarak (karnında) taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için «Önce Bana, sonra da ana-babana şükret!» diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Banadır.” (Lokmân, 14)

Peygamberimiz s.a.v anne-baba hakları ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

“Ana-babaya iyilik etmek, nafile namaz, oruç ve hac faziletlerinden daha faziletlidir. Ana-babasına hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara âsi olan mel’undur.”

Anne baba hakkı ve onlara iyi davranmakla ilgili bazı hadis-i şerifler:

“Birisi: “Ya Resülullah! Anne-babanın evladı üzerinde ne hakkı vardır?” diye sorunca Resul-i Ekrem (asm):
“Onlar senin ya cennetin, ya cehennemindir. (Onlara iyilik yaparsan cennete, kötülük yaparsan cehenneme gidersin.) buyurdu.” (İbn-i Mâce)

“Cenab-ı Hakk size; ana babaya karşı gelmenizi, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmenizi, verilmesi gerekeni vermemenizi, hakkınız olmayanı almanızı haram kıldı. Dedikodu yaparak lüzumsuz şeyler konuşmanızı, gereksiz şeyler konuşmanızı ve boş yere mal harcamanızı da mekruh kıldı.” (Buhârî)

Peygamber (sav) Efendimiz bir gün: “Size günahların en büyüğünü söyleyeyim mi?” diye üç kere sordu. Bunun üzerine sahabeler, “Evet, ey Allah’ın Resulü.” Diye cevap verdik: Peygamber (sav) Efendimiz: “Allah’a ortak koşmak ve anne babaya isyan etmek ve eziyet etmektir.” Buyurdular. (Buhari, Edep, 6.)

Ebu Hüreyre (ra) nın rivayet ettiğine, Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdu : “Burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün!” Sahabeler: “Ya Resulellah! Kimin burnu yerde sürünsün” dediler. Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdu: “Ana babasına, ikisinden birine yahut her ikisine birden ihtiyarlık zamanlarına yetişip de onların hayır dualarını alıp cennete giremeyen kimsenin burnu yerde sürünsün” (Müslim, Birr,9. 2551/ 9; Buhari, Edebü’l-Müfred 21.)

Peygamber Efendimiz de “kime iyilik yapayım?” diye üç defa soran bir sahabiye, üç defasında da, “annene” cevabını verdikten sonra dördüncü soruda, babasına iyilik yapması gerektiğini söylemiştir. (Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1)

Anne-baba kâfir bile olsa onlara ihsanda bulunulmalıdır

Hz. Ebu Bekir’in (ra) kızı Esma (ra) şöyle rivayet eder:

“Resululah (asm) zamanında Allah’a inanmayan annem yanıma gelirdi. Resülullah’a (asm):
Beni özlediği ve sevdiği için annem yanıma geliyor. Ona iyilik ve ihsanda bulunabilir miyim? diye sordum O da:
“Evet, annene iyilik ve ihsanda bulun” dedi. (Buhari Müslim Ebu Davud)

Çocuklarının bakımından temizliğine, eğitiminden yetişip büyümesine ve her türlü ihtiyaçlarının karşılanmasında anne ve babaların gösterdiği ilgi, alaka ve titizliğin derecesini kelimelerle ifade etmek adeta imkânsızdır.

Cenâb-ı Hak, kendi rızâsını ana-babanın rızasına bağlamıştır. Bu hakîkati Rasûlullah (sas) Efendimiz şöyle haber verir: “Allah Teâlâ’nın rızâsı, anne ve babayı hoşnut ederek kazanılır. Allah Teâlâ’nın gazabı da anne ve babayı öfkelendirmek sûretiyle celbedilir.”

Kur’an- Kerim ve Hadis-i Şeriflere baktığımızda Ana-baba hakkı hem itakadi, hemde ahlaki bir sorumluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. İsra Süresi 23. Ve 24 ayetler bunun en önemli göstergelerindendir. Bu ayetler ana-baba hakkının ana çatısı oluşturmakta ve bizlere davranış modelini öğretmektedir. Ayette şöyle buyrulmaktadır.

وَقَضَى رَبُّكَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَاناً إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُل لَّهُمَا أُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلاً كَرِيماً {} وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُل رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيراً {}

Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.”

Anne ve babamıza karşı güzel davranışlarda bulunmak, güzel sözler söylemek, alakayı kesmemek İslam Dininin emridir. Ayrıca ana-babayla ilişkiyi kesmek, onlara kötü söz söylemek, gönül kırmak yasak kapsamına alınmıştır. Toplumun değişmesi, teknolojik gelişmelerin yaşanması, eski ve yeni kuşak arasındaki çatışmaların olması bu hükümleri asla değiştirmez.

ANNE-BABA DUÂSI
Ana-babanın duası makbuldür. Onların hayır dualarını almaya gayret edilmeli, beddualarından da sakınılmalıdır. Rasulullah s.a.v Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Makbûl olduğunda şüphe bulunmayan üç duâ vardır: Babanın çocuğuna duâsı; misâfirin duâsı; mazlumun duâsı.” (Ebû Dâvûd, Vitr 29/1536; Tirmizî, Birr 7/1905, Deavât 47; İbn-i Mâce, Duâ 11)

“Babanın oğluna duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibidir.” (Süyûtî, II, 12/4199)


 
Üst Alt