İslam ve Akıl

ihvan

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
14 Şubat 2015
Mesajlar
1,512
Tepkime puanı
10
İslam ve Akıl.
İslam, Allahü Teala'nın kullarına gönderdiği Din'in adıdır. Terkibiyle beraber tam adı: Din-i İslam.
Akıl da Allah'ın verdiği güzel bir nimettir. İyiyi kötüden, güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan hep o güzel nimetle ayıran oluruz.
İslam'ın ortaya koyduğu tüm kötü şeylerin doğruluğunu akıl da tey'id eder niteliktedir. Dolayısıyla, "akl"ın bunlarla bir sorunu yoktur.
Mesela:
Alkol kullanmak, uyuşturucu kullanmak, zina etmek, kumar oynamak, kadın ticareti yapmak (zina merkezli kadın pazarlamak), adam öldürmek, hırsızlık yapmak, çevreyi kirletmek, komşuyu rahatsız etmek vs.
İslam'ın bu yasaklarını "akıl" da tey'id eder ve bunların tamamını doğru bulur ki, modern hukuk da bunu kabul eder niteliktedir.
Sorun nerede?
Sorun o güzel nimet olan "akl"ın Allah'ı kabul edip etmemesindendir. Kabul edenler, iman edenlerdir, kabul etmeyenler de inkar edenlerdir.
Aslında İslam'ın bununla da bir sorunu yoktur.
İslam der ki iman edip etmemekte serbestsin dolayısıyla, inandığını inandığın şekliyle yaşa diye talimat verir inanmayana..!
Mesela,
İslam müslümana alkol ticaretini ve kullanımını yasaklar.
Lakin kafire ise, bu ticareti uygun yer ve mekanlarda yapabilmesine olanak tanır.
İncelik buradadır.
Sadece İslam inanç merkezli muhataplarına hürriyeti tanıdığından mütevellit İslam der ki muhataplarına yani iman edenlere:
Sen toplumu yöneteceksin, toplumu sen idare edeceksin, hukuku sen tanzim edeceksin..! vs...
Çünkü iman etsin ya da etmesin muhataplarına inandığı hürriyeti tanıyan ancak İslam'dır.
Bundan mütevellit İslam kendi değerlerinin toplumu yönetmesini emreder. Yani işin esprisi şudur: İman eden de bir "değer" ortaya koyamaz! Değer'i İslam ortaya koyar, iman eden de o değerler istikametinde toplumu yönetir.
Düşünün, koca Anadolu'yu, Hıristiyanlar karış karış Anadolu'nun içersindeydi.
Bir de Endülüs'ü düşünün, küçük bir coğrafya parçasını, Hıristiyanlar oraya girince tek bir Yahudi ve tek bir müslüman bırakmadılar cem'an kılıçtan geçirdiler. Hatta zorla Yahudilerden ve müslümanlardan "asimile" de ettiler.
Bir de koca Anadolu'yu ele alın, fethedilen Anadolu'da tek bir Hıristiyan öldürülmediği gibi, tek bir Hıristiyan dahi asimile edilmemiştir..!

Netice:

İslam değerleriyle sağlıklı akıl örtüşür. Lakin ideolejilerin esaretinde olan akıl, doğruyu yanlış; yanlışı da doğru arzeder muhataplarına. Böyle olunca da çarpışmalar zuhur eder. Çarpışma da, sağlıklı akıl ile, ideolojik akıl eksenlidir.

Mesela günümüzde Hükümet edenler var, kadınların okullarına ve iş yerlerine tesettürlü gitmelerine olanak tanırken tesettürsüz bir şekilde okuluna ve işine gidenlere de mani olmaz. Onlara da o şekilde olanak tanırlar.
İşte bu akıl, sağlıklı akıldır. Olması gereken akıldır.

Bunda evvel gelip geçen hükümet edenlerin akılları ise ideolojik akıl merkezliydi. Çünkü bunlar, tesettürlü kadın ve kızları toplumdan dışlarken, tesettürsüz olanları topluma kabul ediyorlardı. İşte bu akıl da ideolojik ve de sağlıksızdır..!
 
Üst Alt