İslam Nuru Medinede Parlıyor - Bölüm-4

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Medineli İlk Müslümanlar ve Akabe Biatları Bölüm-4
İSLÂM NURU MEDİNE'DE PARLIYOR

Esad b. Zürare Hazretleri, Medineli Müslümanların bir nevi önderliğini yapıyordu. Bu sebeple genç sahabî, Kur'ân muallimi Mus'ab b. Umeyr (r.a.), Medine'ye gelince, onun evinde kalmaya başladı. Artık bu ev, Müslümanların buluşmaları için merkezî bir yer teşkil ediyordu.

Bizzat Resûli Kibriya'dan dersini almış bulunan Hz. Mus'ab, zamanı ve şartlan çok iyi değerlendirebilen, fırsatları çok güzel kullanabilen bir sahabî idi. Bütün gayret ve himmetini, Medine'de İslâm'ın yayılmasına hasretmişti. Kabîlelerin hatırı sayılır kimseleriyle görüşüyor, konuşuyor, onlara "Kavli Leyyîn"le İslâm'ı anlatıyordu.

ÜSEYYİD B. HUDAYR İLE SA'D B. MUAZTN MÜSLÜMAN OLMASI
Medineli Müslümanların Kur'ân muallimi Hz. Mus'ab b. Umeyr, onların reisleri olan Es'ad b. Zürare (r.a.) evinde kalıyor ve İslâm'ı tebliğ ve yayma hizmetini buradan yürütüyordu.

Medine'de birçok kimse Müslüman olmuştu, ama İslâm'ın daha da hızlı intişarı için bazı mâniler vardı. Evs Kabilesinin Reisi Sa'd b. Muaz ile yine reislerden bulunan Üseyyid b. Hudayr, henüz Müslüman olmamışlardı. Onların bu durumu haliyle halka da tesir ediyordu.

Sa'd b. Muaz, Esa'd b. Zürare Hazretlerinin halasının oğlu idi.

Bir gün Mus'ab ile Es'ad Hazretleri, Benî Zafer'e âit bir evin bostanındaki Merak Kuyusunun başında oturmuş, sohbet ediyorlardı. Etraflarında Müslümanlardan da birçok kimse vardı.

Bu sırada elinde mızrağı olduğu hâlde, Üseyyid b. Hudayr yanlarına çıkageldi. Hiddet ve şiddetle, "Siz, bize neye geldiniz? Birtakım aklı ermez ve zaîf kimseleri aldatıp azdırıyorsunuz! Hayatınızdan olmak istemiyorsanız, derhâl buradan ayrılın!" dedi.

Hz. Mus'ab, "Hele biraz dur, otur! Sözümüzü dinle, maksadımızı anla! Beğenirsen kabul edersin, beğenmezsen o zaman engel olursun." diye gayet nâzikçe mukabelede bulundu.

Üseyyid, "Doğru söyledin!" dedi ve mızrağını yere saplayarak yanlarına oturdu.

Hz. Mus'ab, ona İslâmiyet hakkında bir konuşma yaptı ve Kur'ânı Kerîm okudu.

Üseyyid kendisini tutamayarak, "Bu ne kadar güzel, ne kadar iyi bir söz!" diye konuştu ve, "Bu dine girmek için ne yapmalı?" diye sordu.

Mus'ab (r.a.), ona İslâm'ı anlattı. O da şehâdet kelimesini getirerek İslâmiyetle müşerref oldu.371

Sonra da, "Ne yaptın?" diye sordu. Üseyyid şöyle konuştu:

"O iki adama, söylenmesi gerekeni söyledim! Vallahi, ben onlardan bir itaatsizlik, bir inat görmedim!"

Sa'd b. Muaz, "Vallahi, sen de beni tatmin edici bir malûmat getirmedin." dedi ve doğruca Mus'ab ile Esa'd'ın (r.a.) yanına vardı. Hiddetli hiddetli, "Ey Es'ad!.. Eğer seninle aramızda akrabalık olmasa, böyle kabilemiz içine soktuğunuz çirkin işlere sabr ve tahammül edemezdim!" diye tekdir ve tehdit etti.

Mus'ab (r.a.) aynı şekilde ona da, "Hele biraz durunuz! Oturup dinleyiniz! Anlayınız da... Beğenirseniz kabul edersiniz, beğenmezseniz biz de size çirkin gördüğünüz işi tekliften vazgeçeriz." diye nâzikçe cevap verdi.

Onun üzerine, Sa'd oturdu ve Hz. Mus'ab'in sözlerini dinlemeye başladı.

Hz. Mus'ab, ona, İslâm Dininin ne demek olduğunu anlattı ve Zuhruf Sûresinin baş kısımlarından okudu.

Kur'ân okunurken, Sa'd'in yüzü birdenbire değişiverdi. Sîmasında îman alâmetleri bir anda belirdi. Dinledikleri, o âna kadar duymadığı, bilmediği şeylerdi. Kur'ân'ın eşsiz belagatı ve tatlı üslûbu karşısında derhâl, "Siz bu dine girerken ne yapıyordunuz?" diye sordu.

Mus'ab (r.a.), ona İslâm Dininin esas ve âdabını anlattı. O da orada şehâdet getirerek Müslüman oldu.372

Sonra da kendi kavmi olan Benî Abdû'lEşhel cemaatinin yanına döndü. Onlara, "Ey topluluk!.. Beni nasıl biliyorsunuz?" diye sordu.

"Sen bizim büyüğümüz, en üstünümüzsün." diye cevap verdiler.

Bunun üzerine Sa'd Hazretleri, "Öyle ise siz de Allah Resulüne îman etmelisiniz." dedi ve ilâve etti: "îman etmedikçe sizin erkek ve kadınlarınızla konuşmak bana haram olsun!"

Bu söz üzerine, Benî Abdû'lEşhel aşireti içinde o gün îman etmedik hiç kimse kalmadı.

Es'ad b. Zürare Hazretleri de, Mus'ab'la (r.a.) birlikte evine döndü.

Artık, Mus'ab Hazretleri, Medine'de İslâm'ı tebliğ ve neşirde yalnız değildi. Evs ve Hazreç Kabilelerinin reisleri de yanında yer almışlardı. Olanca gayretleriyle İslâm'ın yayılmasına çalışıyorlardı.

Yine, İslâm'ı tebliğ ve neşir merkezi, Es'ad b. Zürare Hazretlerinin evi idi. Mus'ab ile Sa'd b. Muaz Hazretleri, el ele vererek, burada insanları hak dine davetle meşgul oluyorlardı.

Kısa zamanda, İslâmiyet, Medine'de büyük bir inkişaf kaydetti. Öyle ki, Evs ve Hazreç Kabileleri içinde Benî Ümeyye b. Zeyd'in hanesinden başka İslâm ve Kur'ân nuruyla aydınlanmayan ev kalmadı. Bir müddet sonra bu evde de İslâm'ın nuru parlamaya başladı!
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt