Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İslam Dini 'nde bilmemiz gerekenler..!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="omer_ömer" data-source="post: 111162" data-attributes="member: 15295"><p>İslam 'da <strong>Mehir</strong> ...! Günümüzde hala asr'ı saadette ifade edilen miktarlar üzerinden mehir açıklanmakta.. </p><p></p><p><strong>Mehir</strong> : Din işleri yüksek kurulunun açıklamasına göre ; </p><p> </p><p>Mehrin en az miktarı Hanefilere göre <strong>10 dirhem</strong> (o dönemlerde yaklaşık<strong> iki koyun</strong> bedeli), Malikilere göre ise <strong>3 dirhem gümüştür</strong>. Şafii ve Hanbeli hukukçulara göre ise mehrin alt veya üst sınırı yoktur. </p><p></p><p>Bir koyunun, günümüz fiyatı, yaklaşık sekiz ila on bin lira, iki koyun olarak düşündüğümüzde, zamanımızdaki mehrin koyun cinsinden tutarı, yirmi bin lira civarıdır. </p><p></p><p>Dirhem olarak belirlenmiş olan üç dirhem gümüşün bu günkü değeri ise, yaklaşık yirmi yedi bin beş yüz lira civarı etmekte. </p><p></p><p>Koyun ve gümüşün ortalaması yirmi üç bin lira.. Haydi biz buna iyimser bakalım ve ortalaması, yirmi beş bin lira diyelim..! </p><p></p><p>Bunun güncellenmesi gerekmez mi.? Diyanet denilen kurumun, işine geldiği gibi davranma lüksü var mı.? Bu gibi meseleleri açıklamak, bu kurumun asli vazifesi değil mi.? Bu forumlarda bahsedilenler değil, sorumluluk almış ve vazifeye talip olmuş bu kurumun, insanlar üzerindeki inandırıcılığı ve bağlayıcılığı daha fazla. </p><p></p><p>Evvelki mesajlarda da bahsini ettiğimiz bütün yanlışların, tek müsebbibi Diyanet işleri başkanlığıdır.. </p><p></p><p>-İslam 'dan <strong>başka din</strong> olmadığını,</p><p>-<strong>İslam 'a girmek için</strong>, Kelime'i şehadetin değil, ''<strong>lailahe illallah</strong>'' kelimesinin ifede edilmesi <strong>yeterli</strong> olduğunu,</p><p>-İslam 'da <strong>şart</strong> olmadığını, <strong>imanın şartı</strong> olduğunu,</p><p>-<strong>Ehli kitabın</strong> Müslümanlığını,</p><p>-<strong>Evvelki kitap ve peygamberlere imanın</strong>, olmazsa, olmaz olduğunu,</p><p>-Müslüman, mü'min, müttakiy ifadelerinin birbirinden ayrıştığını,</p><p>-<strong>İmanın</strong>, inanan bir kimsede en başında olması gerektiğini, ibadetlerin bundan sonra geldiğini, </p><p>-Evliyaullah 'ın, Peygamber varisleri olduğunu,<strong> Evliya</strong> kelimesinin karşılığının <strong>dost</strong> demek olmadığını,</p><p>-Yalnızca ülkemizde kılınan <strong>zuhr-u ahir</strong> namazının<strong> bidat</strong> olduğunu, böyle bir namazın olmadığını,</p><p></p><p>En son bahsini ettiğimiz mehirin, günümüz şartlarına uygun hale getirilmesi, devletin bütçesinden daha fazla bütçeye sahip olan, adeta bir çiftlik gibi kullanılan, kendisine ait özgürlüğü olmayan, birilerinin, bir şeylerin gölgesi altında vazife yaptığını zanneden kurum olan <strong>Diyanetin vazifesi</strong> değil mi.? </p><p></p><p>Bir tarihte, Diyanet işleri başkanlığı, din işleri yüksek kurulunun toplantısına zamanın Evliyasını davet ettiler. Kendisinin görüş ve fikirlerinden istifade etmek istediklerini, bu manada dosya hazırlamasını, toplantıya katılmasını talep ettiler. </p><p></p><p>Konunun en başından beri bahsettiğim mevzular bu dosyada yerini almıştı. Fakat her ne hikmettir bilinmez.. Dosyayı inceliyorlar ve hangi akla hizmet ediyorlarsa, hazırlanmış olan dosyadaki bütün konular için, toplantıya davet ettikleri Evliyaullah 'a verdikleri cevap gerçekten de hem manidar, hem de düşündürücü..!</p><p></p><p>''Efendi hazretleri, bahsini ettiğiniz bu konuları şimdi açıklayamayız, şimdi zamanı değil''..!</p><p></p><p>Hz. Allah 'ın emri olacak, Kuran ile desteklenecek ve bütün bunların açıklanma zamanını kendiniz (Diyanet işleri başkanlığı) belirleyeceksiniz..! Şimdi zamanı değil diyeceksiniz.. Bu kurum gerçekten de günümüzde güvenilirliğini koruyor mu, hala bu kuruma güvenen kişiler var mı, bilmiyorum..</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="omer_ömer, post: 111162, member: 15295"] İslam 'da [B]Mehir[/B] ...! Günümüzde hala asr'ı saadette ifade edilen miktarlar üzerinden mehir açıklanmakta.. [B]Mehir[/B] : Din işleri yüksek kurulunun açıklamasına göre ; Mehrin en az miktarı Hanefilere göre [B]10 dirhem[/B] (o dönemlerde yaklaşık[B] iki koyun[/B] bedeli), Malikilere göre ise [B]3 dirhem gümüştür[/B]. Şafii ve Hanbeli hukukçulara göre ise mehrin alt veya üst sınırı yoktur. Bir koyunun, günümüz fiyatı, yaklaşık sekiz ila on bin lira, iki koyun olarak düşündüğümüzde, zamanımızdaki mehrin koyun cinsinden tutarı, yirmi bin lira civarıdır. Dirhem olarak belirlenmiş olan üç dirhem gümüşün bu günkü değeri ise, yaklaşık yirmi yedi bin beş yüz lira civarı etmekte. Koyun ve gümüşün ortalaması yirmi üç bin lira.. Haydi biz buna iyimser bakalım ve ortalaması, yirmi beş bin lira diyelim..! Bunun güncellenmesi gerekmez mi.? Diyanet denilen kurumun, işine geldiği gibi davranma lüksü var mı.? Bu gibi meseleleri açıklamak, bu kurumun asli vazifesi değil mi.? Bu forumlarda bahsedilenler değil, sorumluluk almış ve vazifeye talip olmuş bu kurumun, insanlar üzerindeki inandırıcılığı ve bağlayıcılığı daha fazla. Evvelki mesajlarda da bahsini ettiğimiz bütün yanlışların, tek müsebbibi Diyanet işleri başkanlığıdır.. -İslam 'dan [B]başka din[/B] olmadığını, -[B]İslam 'a girmek için[/B], Kelime'i şehadetin değil, ''[B]lailahe illallah[/B]'' kelimesinin ifede edilmesi [B]yeterli[/B] olduğunu, -İslam 'da [B]şart[/B] olmadığını, [B]imanın şartı[/B] olduğunu, -[B]Ehli kitabın[/B] Müslümanlığını, -[B]Evvelki kitap ve peygamberlere imanın[/B], olmazsa, olmaz olduğunu, -Müslüman, mü'min, müttakiy ifadelerinin birbirinden ayrıştığını, -[B]İmanın[/B], inanan bir kimsede en başında olması gerektiğini, ibadetlerin bundan sonra geldiğini, -Evliyaullah 'ın, Peygamber varisleri olduğunu,[B] Evliya[/B] kelimesinin karşılığının [B]dost[/B] demek olmadığını, -Yalnızca ülkemizde kılınan [B]zuhr-u ahir[/B] namazının[B] bidat[/B] olduğunu, böyle bir namazın olmadığını, En son bahsini ettiğimiz mehirin, günümüz şartlarına uygun hale getirilmesi, devletin bütçesinden daha fazla bütçeye sahip olan, adeta bir çiftlik gibi kullanılan, kendisine ait özgürlüğü olmayan, birilerinin, bir şeylerin gölgesi altında vazife yaptığını zanneden kurum olan [B]Diyanetin vazifesi[/B] değil mi.? Bir tarihte, Diyanet işleri başkanlığı, din işleri yüksek kurulunun toplantısına zamanın Evliyasını davet ettiler. Kendisinin görüş ve fikirlerinden istifade etmek istediklerini, bu manada dosya hazırlamasını, toplantıya katılmasını talep ettiler. Konunun en başından beri bahsettiğim mevzular bu dosyada yerini almıştı. Fakat her ne hikmettir bilinmez.. Dosyayı inceliyorlar ve hangi akla hizmet ediyorlarsa, hazırlanmış olan dosyadaki bütün konular için, toplantıya davet ettikleri Evliyaullah 'a verdikleri cevap gerçekten de hem manidar, hem de düşündürücü..! ''Efendi hazretleri, bahsini ettiğiniz bu konuları şimdi açıklayamayız, şimdi zamanı değil''..! Hz. Allah 'ın emri olacak, Kuran ile desteklenecek ve bütün bunların açıklanma zamanını kendiniz (Diyanet işleri başkanlığı) belirleyeceksiniz..! Şimdi zamanı değil diyeceksiniz.. Bu kurum gerçekten de günümüzde güvenilirliğini koruyor mu, hala bu kuruma güvenen kişiler var mı, bilmiyorum.. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İslam Dini 'nde bilmemiz gerekenler..!
Üst
Alt