- Katılım
- 3 Haziran 2014
- Mesajlar
- 1,608
- Tepkime puanı
- 47
İnsan, hayatında sayısız karakterde insanla kaynaşır, bu da onun için birer tecrübe sağlar…
Her insandan öğrenebileceğimiz bir şey muhakkak vardır.
Bir şeyleri paylaşırken öncelikle içten, samimi olmamız lazım…
Samimiyetin de sınırlarıyla tabii, samimi olayım derken lakayık hareketlerden uzak durmak gerekir… İnsanın söylediği sözler, yaptığı davranışlar kendini ele verir…Birinin bize saygı duymasını istiyorsak öncelikle kendi kendimize saygı duyacağız ve diğer insanların da bize saygılı davranmasını kendi üslubumuzla, davranışlarımızla sağlayacağız…
Allah tarafından herkese verilen; bir fıtrat, ses tonu ve konuşma tarzı var! Bunları yerli yerinde kullanmak çok önemli…Ölçüyü kaçırmadan olabildiğince mantıklı bir şekilde hareket etmek en doğrusu…
Başka bir deyimle “kantarın topuzunu kaçırmamak” lazım…
Bu dünya hayatı bile belli bir nizamla, intizamla, eşsiz bir ölçü ile yaratıldı ve halen o ölçü devam etmekte….
Tıpkı gecenin gündüzü, gündüzün ise geceyi kovalaması gibi…
ı
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki;
“Sevdiğin kişiyi ölçülü sev! Yoksa, bir gün gelir o insan gözünde sevimsizleşir de önceki aşırı muhabbetinden dolayı elemin (üzüntün) iyice ziyadeleşir.
Kızdığın kimseye karşı da ölçülü ol ve nefret hissinin önünü kes! Aksi halde, gün döner de o şahıs dostun oluverirse, evvel ki öfkeli tavırlarının mahcubiyeti seni çok üzer.” (Tirmizi, Birr, 59)
Ben var ya; hem rabbini, hem de haddini bilen insana hayranım... Hz. Ömer (r.a)
Görüldüğü gibi dinimizde de samimiyet vardır, lakin gereksiz samimiyete yer yoktur! Her şeyde olduğu gibi insan ilişkilerinde de ölçülü olmayı tembihler bize dinimiz…
Peki gereksiz samimiyetin bize ne gibi dezavantajı olur dersiniz?
Bir kişi her şeyden önce cıvık hareket etti mi, kimse onunla ciddi bir konu konuşmak istemez! Ciddiyetsizlik damgası yer, toplum içinde genellikle söylediği, savunduğu görüşler dikkate alınmaz, kabul görmez!
Samimiyetsiz görüntü verdiği için kimse onunla ilgilenmez, kendi halinde dünyasını bitirir, gider…
Peki samimi olmak cıvıklaşmadan içten, kalpten gelerek söylemde bulunmak, kalpten gelmedikçe konuşmamak ne kazandırır?
Burada ilk olarak bir parantez açıp şunu açıklamak istiyorum…
(Bir insanın fıtratı, dış görünüşü sert olabilir ama bu o kimsenin kötü, katı yürekli olduğu anlamına gelmez! Belki o çok gülen, “ay ne kadar iyi, dünyalar tatlısı bir kişi” dediğinden daha çok vicdan ve merhamet sahibidir o sert mizaçlı kardeşin…Bunu ancak onunla vakit geçirerek, gerçekten onu tanımaya çalışarak anlayabilirsin ancak!
Samimi olmak ne mi kazandırıyor?
Öncelikle tüm konuşmanı, gülümsemeni, her türlü işini Kalpten gelerek yaptığın için Allah katında sevimlisin, çünkü işin içine riyakarlık girmiyor!((Allah riyakar insanı sevmez, riyakarlıkla yapılan hiçbir amelini kabul etmez, sevimsiz görür))…
İnsanlar arasında da samimiyet çok iyi bir şey, hele bir de bunu güzel bir üslupla gerçekleştiriyorsan çok daha güzel!
Samimiyet; insana dostlar, kardeşler kazandırır…Dar gününde yardımcı olacak bir insan neden geliyor dersiniz? İyi gününde ona içten gelen bir tebessümle yaklaştığın için, içten gelerek yedirdiğin bir tas çorbanın hatırına geliyor…
Maneviyatımız gün geçtikçe yozlaşıyor, gün geçtikçe değerlerimizi yitiriyoruz, lütfen yanınızda samimi, güvenilir bir dostunuz, arkadaşımız, kardeşiniz varsa ona sıkı sıkıya sarılın…mrhbba..
Her insandan öğrenebileceğimiz bir şey muhakkak vardır.
Bir şeyleri paylaşırken öncelikle içten, samimi olmamız lazım…
Samimiyetin de sınırlarıyla tabii, samimi olayım derken lakayık hareketlerden uzak durmak gerekir… İnsanın söylediği sözler, yaptığı davranışlar kendini ele verir…Birinin bize saygı duymasını istiyorsak öncelikle kendi kendimize saygı duyacağız ve diğer insanların da bize saygılı davranmasını kendi üslubumuzla, davranışlarımızla sağlayacağız…
Allah tarafından herkese verilen; bir fıtrat, ses tonu ve konuşma tarzı var! Bunları yerli yerinde kullanmak çok önemli…Ölçüyü kaçırmadan olabildiğince mantıklı bir şekilde hareket etmek en doğrusu…
Başka bir deyimle “kantarın topuzunu kaçırmamak” lazım…
Bu dünya hayatı bile belli bir nizamla, intizamla, eşsiz bir ölçü ile yaratıldı ve halen o ölçü devam etmekte….
Tıpkı gecenin gündüzü, gündüzün ise geceyi kovalaması gibi…
ı
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki;
“Sevdiğin kişiyi ölçülü sev! Yoksa, bir gün gelir o insan gözünde sevimsizleşir de önceki aşırı muhabbetinden dolayı elemin (üzüntün) iyice ziyadeleşir.
Kızdığın kimseye karşı da ölçülü ol ve nefret hissinin önünü kes! Aksi halde, gün döner de o şahıs dostun oluverirse, evvel ki öfkeli tavırlarının mahcubiyeti seni çok üzer.” (Tirmizi, Birr, 59)
Ben var ya; hem rabbini, hem de haddini bilen insana hayranım... Hz. Ömer (r.a)
Görüldüğü gibi dinimizde de samimiyet vardır, lakin gereksiz samimiyete yer yoktur! Her şeyde olduğu gibi insan ilişkilerinde de ölçülü olmayı tembihler bize dinimiz…
Peki gereksiz samimiyetin bize ne gibi dezavantajı olur dersiniz?
Bir kişi her şeyden önce cıvık hareket etti mi, kimse onunla ciddi bir konu konuşmak istemez! Ciddiyetsizlik damgası yer, toplum içinde genellikle söylediği, savunduğu görüşler dikkate alınmaz, kabul görmez!
Samimiyetsiz görüntü verdiği için kimse onunla ilgilenmez, kendi halinde dünyasını bitirir, gider…
Peki samimi olmak cıvıklaşmadan içten, kalpten gelerek söylemde bulunmak, kalpten gelmedikçe konuşmamak ne kazandırır?
Burada ilk olarak bir parantez açıp şunu açıklamak istiyorum…
(Bir insanın fıtratı, dış görünüşü sert olabilir ama bu o kimsenin kötü, katı yürekli olduğu anlamına gelmez! Belki o çok gülen, “ay ne kadar iyi, dünyalar tatlısı bir kişi” dediğinden daha çok vicdan ve merhamet sahibidir o sert mizaçlı kardeşin…Bunu ancak onunla vakit geçirerek, gerçekten onu tanımaya çalışarak anlayabilirsin ancak!
Samimi olmak ne mi kazandırıyor?
Öncelikle tüm konuşmanı, gülümsemeni, her türlü işini Kalpten gelerek yaptığın için Allah katında sevimlisin, çünkü işin içine riyakarlık girmiyor!((Allah riyakar insanı sevmez, riyakarlıkla yapılan hiçbir amelini kabul etmez, sevimsiz görür))…
İnsanlar arasında da samimiyet çok iyi bir şey, hele bir de bunu güzel bir üslupla gerçekleştiriyorsan çok daha güzel!
Samimiyet; insana dostlar, kardeşler kazandırır…Dar gününde yardımcı olacak bir insan neden geliyor dersiniz? İyi gününde ona içten gelen bir tebessümle yaklaştığın için, içten gelerek yedirdiğin bir tas çorbanın hatırına geliyor…

Maneviyatımız gün geçtikçe yozlaşıyor, gün geçtikçe değerlerimizi yitiriyoruz, lütfen yanınızda samimi, güvenilir bir dostunuz, arkadaşımız, kardeşiniz varsa ona sıkı sıkıya sarılın…mrhbba..