Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Ilmel Yakin, Aynel Yakin, Hakkal Yakin
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="YaRaLiyiM" data-source="post: 13034" data-attributes="member: 767"><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"> </span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>ilmel yakin,aynel yakin,hakkal yakinYakin ne demektir? </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>ılmelyakîn, aynelyakîn ve hakkalyakîn arasındaki fark nedir? </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em><strong>“Gördüm, hissettim ve hakkalyakîn zevkettim ki; bekamın lezzeti ve saadeti aynen ve daha mükemmel bir tarzda Bâki-i Zülkemâlin bekasına ve benim Rabbim ve ılâhım olduğuna, tasdik ve imanımda ve iz’anımda vardır.”</strong></em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Lem’alar </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Yakîn, sözlük mânâsıyla “<strong>tereddütsüz, şüphesiz ilim</strong>.” demektir.</em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Daha geniş ve daha güzel bir başka tarif: </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em><strong>“Birşeyi vakıa mutabık olarak itikad-ı sahih üzere şüphesiz bilmek.”</strong></em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Bu tarifte, yakînin iki önemli mânâsı karşımıza çıkıyor. Birisi, bir şeyi gerçekte nasılsa öyle bilmek. Buna, “<strong>vakıa mutabakat</strong>” deniliyor. Diğeri itikad-ı sahih, yâni bu inançta zerrece şüphe etmemek.</em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Meselâ, haşrin cismanî değil de sadece ruhanî olduğuna tam olarak inanan bir insan, yakîne erememiştir. Zira, bu iman yakînin birinci şartını taşımıyor. Yanlış inanca ise yakîn denilmez.</em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Yakînin üç ana mertebesi vardır: </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em><strong>ılmelyakîn, </strong></em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em><strong>Aynelyakîn, </strong></em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em><strong>Hakkalyakîn…</strong> </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Bazıları, “<strong>ilmelyakîn”</strong>i zayıf bir itikat zannederler. Halbuki bu mertebelerin her üçü de kâmil imanı ifade eder. Yakîn kelimesi üçünde de geçtiğine göre, her üç mertebe de “<strong>vakıa mutabık</strong>”, her üç mertebe de “<strong>şüpheden uzak.”</strong></em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>ımanda, vakıa mutabakatı, yâni hakikata uygunluğu, kanaatimizce, şöyle anlamak gerekir: ıman hakikatlerine Kur’an-ı Kerim’in bildirdiği gibi inanmak. Meselâ, Allah’a iman hususunda, Allah’ı bütün sıfatlarıyla bilmek. O’nu vacib, ezelî ve ebedî, mekândan ve zamandan münezzeh tanımak vakıa mutabıktır. Bütün mü’minler Allah’a böylece iman ederler. </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Yakîn imana sahip olanlarda iman, kulun fiil ve hâl âleminde daima tesirini gösterir. Meselâ, melâikeye her mü’min inanır. Melekleri Kur’an-ı Hakim’in bildirdiği gibi bilen bir insanın bu imanı vakıa mutabıktır ve şüpheden de uzaktır. Ama, melekleri sözü edildiği zaman hatırlamak başka, her adım atışında, her söz sarf edişinde onları yanı başında bilmek daha başkadır. ışte bu ikincisi yakîn imandır. Bunda da üç ana mertebe ve her mertebede sonsuz dereceler var.</em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>ılmelyakîn, bir şeyin, bir hakikatın varlığını iki kere iki dört eder gibi kat’i bilmektir. O hakikatı, gördüğü yahut işittiği, kısacası his âlemine giren bir şeyi bilir gibi kat’i bilmek ise aynelyakîni ifade eder. Yine o şeyi yaşadığı bir hakikatın varlığını bilir gibi bilmek ise hakkalyakîndir. Meselâ, biz hâfızamız olduğunu ilmen ve yakînen biliriz. Ve bundan kesinlikle şüphe etmeyiz. Aynı şekilde, elimizin varlığını görerek, aynelyakîn biliriz. Bunda da kat’iyen şüphemiz olamaz. Bir de, hayatta olduğumuzu bilmemiz vardır ki bunu ne düşünerek, ne görerek değil, bizzat yaşayarak biliriz. Bu biliş ise hakkalyakîndir.</em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Kâtibin varlığına yazının varlığından çok daha kuvvetle inanan her insan, kendi varlığına inanmasının çok üstünde bir iman ile Allah’ı bilecek, O’na iman edecektir. Yâni kendi varlığından şüphe etse bile yaratanından etmeyecektir. Bu noktaya gelen mü’min yakîne ermiştir.</em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Risale-i Nur'dan bir hakikat dersi:</em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em><strong>“Gördüm, hissettim ve hakkalyakîn zevkettim ki; bekamın lezzeti ve saadeti aynen ve daha mükemmel bir tarzda Bâki-i Zülkemâlin bekasına ve benim Rabbim ve ılâhım olduğuna, tasdik ve imanımda ve iz’anımda vardır.”</strong> (Lem’alar) </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Yâni, “<strong>Madem ki Allah’ın bekasına inanıyorum, öyle ise benim için artık hiçlik, yokluk, ayrılık düşünülemez. Zira O’nun ilminde bâkiyim. Bu dünya sahifesinden silineceğim diye zerrece müteessir olmam.”</strong></em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>O, bu ince hakikatı sadece keşfetmekle kalmıyor, bu mânâyı eşyayı görür gibi hissediyor ve ona garkolmanın safasını ruhunda, kalbinde olanca canlılığıyla yaşıyor. ışte Allah’ın bekasına hakkalyakîn iman budur. </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Bu mânâ, Allah’ın diğer sıfatları için de düşünülebilir, güzel ahlâkın bütün şubeleri için de.</em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>şu nokta gözden ırak tutulmamalı: </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Allah’ın zatı bilinmez. ıman ne kadar kâmil olursa olsun Allah’ın zatını hakkalyakin olarak bilmek mümkün değildir. Yakinin üç mertebesini, tahkiki imanın mertebeleri, yahut imana ulaştıran delillerin kuvvet dereceleri olarak anlamak gerekir. </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>ıkinci Cihet: </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>ıman, yalnız icmali ve taklidi bir tasdike münhasır değil; bir çekirdekten, ta büyük hurma ağacına kadar ve eldeki aynada görünen misali güneşten ta deniz yüzündeki aksine, ta güneşe kadar mertebeleri ve inkişafları olduğu gibi; imanın o derece kesretli hakikatleri var ki, bin bir esma-i ılahiye ve sair erkan-ı imaniyenin kainat hakikatleriyle alakadar çok hakikatleri var ki, "Bü<strong>tün ilimlerin ve marifetlerin ve kemalat-ı insaniyenin en büyüğü imandır ve iman-ı tahkikiden gelen tafsilli ve bürhanlı marifet-i kudsiyedir</strong>" diye ehl-i hakikat ittifak etmişler. </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Evet, iman-ı taklidi, çabuk şüphelere mağlup olur. Ondan çok kuvvetli ve çok geniş olan iman-ı tahkikide pek çok meratip var. O meratiplerden ilmelyakin mertebesi, çok bürhanlarının kuvvetleriyle binler şüphelere karşı dayanır. Halbuki taklidi ımân bir şüpheye karşı bazan mağlup olur. </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Hem iman-ı tahkikinin bir mertebesi de aynelyakin derecesidir ki, pek çok mertebeleri var. Belki esma-i ılahiye adedince tezahür dereceleri var. Bütün kainatı bir Kur’ân gibi okuyabilecek derecesine gelir. </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Hem bir mertebesi de hakkalyakindir. Onun da çok mertebeleri var. Böyle imanlı zatlara şübehat orduları hücum da etse bir halt edemez. Ve ulema-i ilm-i kelamın binler cild kitapları, akla ve mantığa istinaden telif edilip, yalnız o marifet-i imaniyenin bürhanlı ve akli bir yolunu göstermişler. Ve ehl-i hakikatin yüzer kitapları keşfe, zevke istinaden o marifet-i imaniyeyi daha başka bir cihette izhar etmişler. Fakat, Kur’ân ın mucizekar cadde-i kübrası, gösterdiği hakaik-i imaniye ve marifet-i kudsiye, o ulema ve evliyanın pek çok fevkinde bir kuvvet ve yüksekliktedir. </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>ışte, Risale-i Nur bu cami ve külli ve yüksek marifet caddesini tefsir edip, bin seneden beri Kur’ân aleyhine ve ıslamiyet ve insaniyet zararına ve adem alemleri hesabına tahribatçı külli cereyanlara karşı Kur’ân ve ımân namına mukabele ediyor, müdafaa ediyor. Elbette hadsiz tahşidata ihtiyacı vardır ki, o hadsiz düşmanlara karşı dayanıp ehl-i imanın imanını muhafazasına Kur’ân nuruyla vesile olsun. Hadis-i şerifte vardır ki: "<strong>Bir adam seninle imana gelmesi, sana sahra dolusu kırmızı koyunlardan daha hayırlıdır.</strong> " "<strong>Bazan bir saat tefekkür, bir sene ibadetten daha hayırlı olur</strong>." Hatta Nakşilerin hafi zikre verdiği büyük ehemmiyet, bu nevi tefekküre yetişmek içindir. </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em>Umum kardeşlerime birer birer selam ve dua ediyoruz. </em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em><strong>Kardeşiniz </strong></em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em><strong>Said Nursi </strong></em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 15px"><em><strong>emirdağ lahikasında 92,sayfa</strong></em></span></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="color: #555555"><span style="font-family: 'verdana'"></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="YaRaLiyiM, post: 13034, member: 767"] [COLOR=#000000][COLOR=#555555][FONT=verdana] [SIZE=4][I]ilmel yakin,aynel yakin,hakkal yakinYakin ne demektir? [/I] [I]ılmelyakîn, aynelyakîn ve hakkalyakîn arasındaki fark nedir? [/I] [I][B]“Gördüm, hissettim ve hakkalyakîn zevkettim ki; bekamın lezzeti ve saadeti aynen ve daha mükemmel bir tarzda Bâki-i Zülkemâlin bekasına ve benim Rabbim ve ılâhım olduğuna, tasdik ve imanımda ve iz’anımda vardır.”[/B][/I] [I]Lem’alar [/I] [I]Yakîn, sözlük mânâsıyla “[B]tereddütsüz, şüphesiz ilim[/B].” demektir.[/I] [I]Daha geniş ve daha güzel bir başka tarif: [/I] [I][B]“Birşeyi vakıa mutabık olarak itikad-ı sahih üzere şüphesiz bilmek.”[/B][/I] [I]Bu tarifte, yakînin iki önemli mânâsı karşımıza çıkıyor. Birisi, bir şeyi gerçekte nasılsa öyle bilmek. Buna, “[B]vakıa mutabakat[/B]” deniliyor. Diğeri itikad-ı sahih, yâni bu inançta zerrece şüphe etmemek.[/I] [I]Meselâ, haşrin cismanî değil de sadece ruhanî olduğuna tam olarak inanan bir insan, yakîne erememiştir. Zira, bu iman yakînin birinci şartını taşımıyor. Yanlış inanca ise yakîn denilmez.[/I] [I]Yakînin üç ana mertebesi vardır: [/I] [I][B]ılmelyakîn, [/B][/I] [I][B]Aynelyakîn, [/B][/I] [I][B]Hakkalyakîn…[/B] [/I] [I]Bazıları, “[B]ilmelyakîn”[/B]i zayıf bir itikat zannederler. Halbuki bu mertebelerin her üçü de kâmil imanı ifade eder. Yakîn kelimesi üçünde de geçtiğine göre, her üç mertebe de “[B]vakıa mutabık[/B]”, her üç mertebe de “[B]şüpheden uzak.”[/B][/I] [I]ımanda, vakıa mutabakatı, yâni hakikata uygunluğu, kanaatimizce, şöyle anlamak gerekir: ıman hakikatlerine Kur’an-ı Kerim’in bildirdiği gibi inanmak. Meselâ, Allah’a iman hususunda, Allah’ı bütün sıfatlarıyla bilmek. O’nu vacib, ezelî ve ebedî, mekândan ve zamandan münezzeh tanımak vakıa mutabıktır. Bütün mü’minler Allah’a böylece iman ederler. [/I] [I]Yakîn imana sahip olanlarda iman, kulun fiil ve hâl âleminde daima tesirini gösterir. Meselâ, melâikeye her mü’min inanır. Melekleri Kur’an-ı Hakim’in bildirdiği gibi bilen bir insanın bu imanı vakıa mutabıktır ve şüpheden de uzaktır. Ama, melekleri sözü edildiği zaman hatırlamak başka, her adım atışında, her söz sarf edişinde onları yanı başında bilmek daha başkadır. ışte bu ikincisi yakîn imandır. Bunda da üç ana mertebe ve her mertebede sonsuz dereceler var.[/I] [I]ılmelyakîn, bir şeyin, bir hakikatın varlığını iki kere iki dört eder gibi kat’i bilmektir. O hakikatı, gördüğü yahut işittiği, kısacası his âlemine giren bir şeyi bilir gibi kat’i bilmek ise aynelyakîni ifade eder. Yine o şeyi yaşadığı bir hakikatın varlığını bilir gibi bilmek ise hakkalyakîndir. Meselâ, biz hâfızamız olduğunu ilmen ve yakînen biliriz. Ve bundan kesinlikle şüphe etmeyiz. Aynı şekilde, elimizin varlığını görerek, aynelyakîn biliriz. Bunda da kat’iyen şüphemiz olamaz. Bir de, hayatta olduğumuzu bilmemiz vardır ki bunu ne düşünerek, ne görerek değil, bizzat yaşayarak biliriz. Bu biliş ise hakkalyakîndir.[/I] [I]Kâtibin varlığına yazının varlığından çok daha kuvvetle inanan her insan, kendi varlığına inanmasının çok üstünde bir iman ile Allah’ı bilecek, O’na iman edecektir. Yâni kendi varlığından şüphe etse bile yaratanından etmeyecektir. Bu noktaya gelen mü’min yakîne ermiştir.[/I] [I]Risale-i Nur'dan bir hakikat dersi:[/I] [I][B]“Gördüm, hissettim ve hakkalyakîn zevkettim ki; bekamın lezzeti ve saadeti aynen ve daha mükemmel bir tarzda Bâki-i Zülkemâlin bekasına ve benim Rabbim ve ılâhım olduğuna, tasdik ve imanımda ve iz’anımda vardır.”[/B] (Lem’alar) [/I] [I]Yâni, “[B]Madem ki Allah’ın bekasına inanıyorum, öyle ise benim için artık hiçlik, yokluk, ayrılık düşünülemez. Zira O’nun ilminde bâkiyim. Bu dünya sahifesinden silineceğim diye zerrece müteessir olmam.”[/B][/I] [I]O, bu ince hakikatı sadece keşfetmekle kalmıyor, bu mânâyı eşyayı görür gibi hissediyor ve ona garkolmanın safasını ruhunda, kalbinde olanca canlılığıyla yaşıyor. ışte Allah’ın bekasına hakkalyakîn iman budur. [/I] [I]Bu mânâ, Allah’ın diğer sıfatları için de düşünülebilir, güzel ahlâkın bütün şubeleri için de.[/I] [I]şu nokta gözden ırak tutulmamalı: [/I] [I]Allah’ın zatı bilinmez. ıman ne kadar kâmil olursa olsun Allah’ın zatını hakkalyakin olarak bilmek mümkün değildir. Yakinin üç mertebesini, tahkiki imanın mertebeleri, yahut imana ulaştıran delillerin kuvvet dereceleri olarak anlamak gerekir. [/I] [I]ıkinci Cihet: [/I] [I]ıman, yalnız icmali ve taklidi bir tasdike münhasır değil; bir çekirdekten, ta büyük hurma ağacına kadar ve eldeki aynada görünen misali güneşten ta deniz yüzündeki aksine, ta güneşe kadar mertebeleri ve inkişafları olduğu gibi; imanın o derece kesretli hakikatleri var ki, bin bir esma-i ılahiye ve sair erkan-ı imaniyenin kainat hakikatleriyle alakadar çok hakikatleri var ki, "Bü[B]tün ilimlerin ve marifetlerin ve kemalat-ı insaniyenin en büyüğü imandır ve iman-ı tahkikiden gelen tafsilli ve bürhanlı marifet-i kudsiyedir[/B]" diye ehl-i hakikat ittifak etmişler. [/I] [I]Evet, iman-ı taklidi, çabuk şüphelere mağlup olur. Ondan çok kuvvetli ve çok geniş olan iman-ı tahkikide pek çok meratip var. O meratiplerden ilmelyakin mertebesi, çok bürhanlarının kuvvetleriyle binler şüphelere karşı dayanır. Halbuki taklidi ımân bir şüpheye karşı bazan mağlup olur. [/I] [I]Hem iman-ı tahkikinin bir mertebesi de aynelyakin derecesidir ki, pek çok mertebeleri var. Belki esma-i ılahiye adedince tezahür dereceleri var. Bütün kainatı bir Kur’ân gibi okuyabilecek derecesine gelir. [/I] [I]Hem bir mertebesi de hakkalyakindir. Onun da çok mertebeleri var. Böyle imanlı zatlara şübehat orduları hücum da etse bir halt edemez. Ve ulema-i ilm-i kelamın binler cild kitapları, akla ve mantığa istinaden telif edilip, yalnız o marifet-i imaniyenin bürhanlı ve akli bir yolunu göstermişler. Ve ehl-i hakikatin yüzer kitapları keşfe, zevke istinaden o marifet-i imaniyeyi daha başka bir cihette izhar etmişler. Fakat, Kur’ân ın mucizekar cadde-i kübrası, gösterdiği hakaik-i imaniye ve marifet-i kudsiye, o ulema ve evliyanın pek çok fevkinde bir kuvvet ve yüksekliktedir. [/I] [I]ışte, Risale-i Nur bu cami ve külli ve yüksek marifet caddesini tefsir edip, bin seneden beri Kur’ân aleyhine ve ıslamiyet ve insaniyet zararına ve adem alemleri hesabına tahribatçı külli cereyanlara karşı Kur’ân ve ımân namına mukabele ediyor, müdafaa ediyor. Elbette hadsiz tahşidata ihtiyacı vardır ki, o hadsiz düşmanlara karşı dayanıp ehl-i imanın imanını muhafazasına Kur’ân nuruyla vesile olsun. Hadis-i şerifte vardır ki: "[B]Bir adam seninle imana gelmesi, sana sahra dolusu kırmızı koyunlardan daha hayırlıdır.[/B] " "[B]Bazan bir saat tefekkür, bir sene ibadetten daha hayırlı olur[/B]." Hatta Nakşilerin hafi zikre verdiği büyük ehemmiyet, bu nevi tefekküre yetişmek içindir. [/I] [I]Umum kardeşlerime birer birer selam ve dua ediyoruz. [/I] [I][B]Kardeşiniz [/B][/I] [I][B]Said Nursi [/B][/I] [I][B]emirdağ lahikasında 92,sayfa[/B][/I][/SIZE] [SIZE=4][/SIZE][/FONT][/COLOR][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Ilmel Yakin, Aynel Yakin, Hakkal Yakin
Üst
Alt