- Katılım
- 2 Eylül 2011
- Mesajlar
- 3,869
- Tepkime puanı
- 37

Adapazarı, tarihi İpek yolunun ve Osmanlı’nın resmi Bağdat Devlet Yolu’nun hemen bitişiğinde, İstanbul’dan Anadolu’ya geçişin kavşak noktasında bulunmaktadır.
Yapılan kazılar ve bulguların tarihi bilgilerle birleştirilmesinden de anlaşıldığı üzere; bölge M.Ö. 300 ile M.S. 395 yılları arasında başkenti Nikomedya (İzmit) olan Bitinyalıların hakimiyeti altında kalmış, nitekim bölgenin ortasından geçen nehir adını Bitinya Kraliçesi Sangarius’dan, Anadolu’ya geçişin kilit kapısı olan yerleşim adını Bitinya Kralı’nın annesi Gekve’den almış bulunmaktadır. Kandıra, Kaynarca, Kaymas, Hendek, Karapürçek ve Taraklı’da rastlanan bazı bulgularca da bölgenin miladın hemen öncesi ve sonrasında Bitinyalıların egemenliğinde yaşadığı kesinleşmektedir. Bölgede inşa edilen Seyifler, Harmantepe, Tersiye, Paşalar, Çobankale, Mekece kaleleriyle, II. Justinyanus’un 562 yılında Sakarya Nehri’nin üzerine yaptırdığı Beşköprü’de göstermektedir ki Adapazarı bölgesi, tarih boyunca medeniyetlerin kesişme noktasıdır.
Bitinyalılardan M.S. 395 yılında Doğu Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine giren bölgede, önemli bir bayındırlık hareketine girişilmiş, adeta bir ağaç denizi görünümündeki ovada, bugün şehir merkezindeki Tığcılar semtinde büyükçe bir köyün kurulduğu tespit edilmiştir.

Bugün de varlıklarını koruyan Geyve Elvanbey İmarethanesi (1450), Kaynarca Şeyh Muslihiddin Camii (1481), Geyve II. Beyazıd Köprüsü (1495) ve Taraklı Yunus Paşa Camii (1517), bölgemizde Osmanlı egemenliğinin silinmez izleri olmayı sürdürmektedirler. Osmanlılarca 1326 yılında fethedilen Tığcılar Köyü, zamanla bölgenin cazip bir yerleşimi haline gelmiş, Sakarya Nehri ve Çark Deresi arasındaki köy, zamanla Ada Karyesi (Adaköyü) adını almış, Tığcılara Semerciler, Çıracılar, Hasırcılar, Papuççular semtlerinin de eklenmesiyle özellikle çevrenin “Pazar” ihtiyacını gideren Adapazarı haline dönüşmüştür. Yerleşim, Osmanlı belgelerinde 1563 yılında karye (köy) statüsüyle geçerken, 1581 yılında kadılık olduğunu, 1746’da nahiye, 1837’de ilçe, 1868’de belediye olduğunu görüyoruz.
Verimli ve bereketli Akova üzerindeki yerleşim, Osmanlılar döneminde önceleri içerisinde ahşap Orhan Camii’ni de barındıran mütevazı bir köy, ardından orta halli bir kasaba görünümü çiziyordu. Adapazarı’nın imar ve bayındırlık tarihine göz atacak olursak, hayırsever Devoğlu Mustafa’nın 1734 yılında kurduğu Çark Adapazarı’nın suya kavuşurken, 1800-1816 yıllarında Adapazarı Ayanlığı yapan Kara Osman, şehre cami, okul, han ve hamam kazandırdıktan sonra, devletle uyuşmazlığa düşerek idam edilmiştir.

1892-99 yılları arasında Adapazarı Kaymakamlığı yapan Nüzhet Paşa, bugün Atatürk Bulvarı denilen bölgede Gümrük Binası, Belediye Kıraathanesi ve Oteli, Hükümet Konağı, Jandarma Kumandanlığı binası ve Hapishane, Belediye Binası ve İtfaiye Binası’yla Emniyet Amirliği binaları kazandırmış, sözü edilen kamu binaları, dönemin belediye başkanı Ali Necdet Güven tarafından 1958-60 yıllarında “bulvar açma” amacıyla yıktırılmıştır. Bugünkü Çark Mesire bölgesinde, Nüzhet Paşa tarafından 1892 yılında Almanlara modern bir çark yaptırılarak şehrin içme ve kullanma suyu ihtiyacı giderilmiş, 1899 yılında Adapazarı-Arifiye Demiryolu da hizmete sokulmuştur. Aynı çark, Emin Muharrem Güner’in belediye başkanlığı döneminde (1916-17) elden geçirilerek ciddi bir gelişime uğramıştır. Diğer yandan Bosna Hersek’ten Adapazarı’na göçen ve 1902-1904 yıllarında Adapazarı Belediye Başkanlığı yapan İbrahim Begoviç, bugünkü Vilayet Binasıyla Meserret İşhanı arasındaki alanda 1950 yılına kadar İbrahim Bey Parkı adıyla anılan ve Adapazarı’nın tek yeşil alanı olan parkı halkın hizmetine açarak, şehir tarihinde silinmez izler bırakmıştır.
Adapazarı’na bulvar, park, yeşil alan ve cadde kazandırma bağlamında, İzzet Şükrü Enez, Gümrükönü’nde Atatürk Parkı’nı ve Kömürpazarı’nın orta bölümündeki Enez Parkı’nı 1950’de, Ali Necdet Güven, Gümrükönü’ndeki kamu binalarını yıkarak Atatürk Bulvarı’nı 1960’da, General Sedat Kirtetepe, Şemsiyeli Parkı 1962’de kazandırmıştır. Selahattin Gürdrama, Kömürpazarı Parkı’nı 1968’de açmış, ardından Behçet Deryaoğlu şehrin bütün cadde ve sokaklarını asfaltlamış, Ünal Ozan Kaaağaçdibi Parkı’nı 1979’da, Sait Faik Parkı’nı 1993’te halkın hizmetine açmıştır. 1994 Martında başkanlığa seçilen ve 10 yıldır bu görevi sürdüren Aziz Duran’ın başkanlığında ise başta Bosna Caddesi, Ahmet Yesevi Caddesi, Yenicami Bulvarı, Serdivan Caddesi, Aziz Duran Bulvarı olmak üzere bir çok cadde açılmış ve yeni park düzenlemeleri gerçekleştirilmiştir.

Adapazarı eğitim tarihindeki ilk kurum ise 1820 yılında Kömürpazarı’nda kurulan Sabihahanım İlk Mektebi olup, onu Ali Bey Mektebi (daha sonra Rehber-i Terakki Mektebi), Adapazarı İdadisi (lise ve ortaokulu) (1915), Mustafa Kemalpaşa Mektebi (1019) ve Büyükgazi İlk Mektebi (1925) ve Cumhuriyet İlk Mektebi (1928) takip eder.
1850’lerden itibaren ilçeye Rum ve Ermenilerin yerleşimi ve 1865’den itibaren Balkan ve Kafkaslardan gelen göçlerin etkisiyle XIX. Yüzyılın ikinci döneminde hızlı gelişen bir ticaret merkezine dönüşen Adapazarı’nda, Uzunçarşı’yla beraber onun etrafında kurulan Tenekeciler, Kasaplar, Abacılar, Aynalı Kavak, Bakırcılar, Ayakkabıcılar Çarşısı ticaretin kalbi durumuna geliyordu.
Adapazarılı, 13 tüccarın bir araya gelerek 9 Mart 1913’te kurdukları Adapazarı İslam Ticaret Bankası (daha sonra Türk Ticaret Bankası), Arapzade Sait Bey ve ortaklarının 20 Nisan 1919’da kurdukları Adapazarı Emniyet Bankası, “Adapazarı’nda kunduracılığa ve yemeniciliğe ait malzeme celp ve ehven fiyatla esnafa satmak suretiyle dahile ticaretin inkişafına hizmet” etmek amacıyla 1924’te kurulan Adapazarı Ayakkabıcılık Türk Teavün (Yardımlaşma) Şirketi, aynı dönemde ilçede bulunan Acem Konsolosluğu ve Gümrük Teşkilatı da gösteriyor ki Adapazarı Dönemin en önemli ticaret merkezlerinin başında gelmektedir. Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası’nın kuruluş yılı da 1924’tür.

Adapazarı basın tarihine bakıldığında; 1909’da yayınlanan Yergir (Memleket) adlı Ermenice gazeteden ve 7 Mart 1919’da yayına başlayan günlük Adapazarı gazetesinden bu yana; günlük ve haftalık 50 gazetenin yayınına sahne olurken, 2004 Mart ayı itibarıyla halen 7 adet günlük gazete yayınlanmaktadır. Bunlar Adapazarı (1919-1946-1975), Akşam Haberleri (1951), Yeni Sakarya (1954), Anadolu (1956), Yenigün (2000), Yeni Gazete (2003) ve Sakarya Büyükşehir (2004) gazeteleridir.
Kültür sanat dergiciliği; aylık yayınlanan Zafer ilim araştırma dergisi (1976), Irmak kültür sanat dergisinin yanı sıra Gren adlı görsel sanatlar ağırlıklı iki aylık, Adıyok adlı mevsimlik edebiyat dergisi yayınlanmaktadır. Şehirde kamu aracılığıyla kurulan sanayi kuruluşları ise, TZDK Fabrikası (1943), TÜVASAŞ (1951), Şeker Fabrikası(1952), Tank Palet Fabrikası (1976)’dır. Diğer yandan önemli özel teşebbüs kurumları olarak UNIROYAL Lastik Fabrikası (1958-Daha Sonra GOODYEAR oldu.), OTOYOL (1966), FREUHAUF (1974), Segman-GOETZE Fabrikası (1976), Toyota-SA Fabrikası (1992) kurulmuştur.
Kültür-sanat açısından bakıldığında; XIX yüzyıl divan şairi Seyyid Osman Adapazarı, hikayeci Sait Faik Abasıyanık (1906-1954), romancı Kerim Korcan (1918-1990), şair-hikayeci Faik Baysal (1922-2002), Teymur Ateşli, Aşık Deryami, yaşayan Türk hikayecilerinden Cüneyd Suavi, Necati Mert, Hatice Bilen Buğra, Ayfer Tunç, özdeyiş sanatçısı Mehmet Selahaddin Şimşek (1953-1994), şarkı sözü yazarı Halit Çelikoğlu, ressam Mustafa Tömekçe, Sabiha İslam, Orhan Dayal, Şaban Bezeyiş ve Balkan Naci İslimyeli, Fotoğraf Sanatçısı Hüsnü Gürsel, İbrahim Zaman, hattat Saim Özel, çizer Sezgin Burak (1935-1978), Sami Caner ve Osman Suroğlu, seramik sanatçısı Melike Kurtiç, bestekar Ziya Taşkent, ses sanatçıları Zeki Gündüz, Esin Engin ve Ethem Acar, Türk sinemasının saygın yapımcısı Hürrem Erman, ilimizin ulusal düzeyde tanınmış sanatçılarıdır. TRT eski genel müdürlerinden Macit Akman’la halen TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz, televizyon dünyasının ünlülerinden Uğur Dündar, Bülent Özveren, Mehmet Aklaş ve Sabri Ugan da Adapazarılıdır.
Adapazarı’nın futbol tarihine gelince; 1920-1950 arasında ilçede futbolu temsil eden x3 kulüp bulunmaktadır; Uzunçarşı’nın (eşrafın) takımı İdmanyurdu, Yenicami semtinin temsilcisi Hilalspor ve Kömürpazarı-Karaağaçdibi’nin temsilcisi Gençlerbirliği; 1941’de yönetmelik gereği üç takım lağvedilip Ada Gençlik kurulursa da, 1946’dan sonra tekrar serbest bırakılınca Güneşspor, Hilalspor’un devamı olarak Yıldırımspor kurulurken; kamu kurumlarını temsilen Demirspor, Donatımspor ve Şekerspor da futbol arenasına adımını atar. Yıldırımspor 1961’de Türkiye Amatör Takımlar Futbol Şampiyonu olurken, İdmanyurdu, Gençlerbirliği, Ada Gençlik ve Güneşspor’un birleşmesiyle 1965’de Sakaryaspor kurulur. Yeşil-siyah formalı Sakaryaspor ise, 1981, 1987 ve 1996’da üç kez 2. Türkiye Futbol Ligi şampiyonu olurken, 1988 yılında ise Türkiye Kupası Şampiyonu olmayı başarır.

Kırkpınar başpehlivanları Adil ve İrfan Atan kardeşlerle Sezai Kanmaz, olimpiyat ve dünya şampiyonları Mithat Bayrak ve Hakkı Başar, dünya ikincisi Erol Kemah Adapazarı’ndan yetişen ünlü güreşçilerimizdir. Öte yandan dünya bilardo şampiyonu Semih Saygıner’de hemşehrimizdir.
1326’dan itibaren ovada kurulu büyükçe bir köy olan Adapazarı; 1865’ten itibaren Kafkas ve Balkanlardan aldığı yoğun göçlerle hızla büyürken; diğer yandan hızla ticaret ve sanayi merkezi olmaya doğru giden; İstanbul-Ankara güzergahında huzurlu ve sakin bir Anadolu şehridir.
17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan deprem Adapazarı’nda da büyük hasara yol açmıştır. Resmi kayıtlara göre 3.988 insanımız hayatını kaybetmiş 5.180 kişi de yaralanmıştır. Sakarya ili içinde 81.702 konut ve işyeri çeşitli düzeylerde hasar görmüştür. Bunlardan 29.701’i yıkık ve ağır hasarlı, 22.157’si orta hasarlı geriye kalan 29.844’ü ise hafif hasarlı olarak kayda geçmiştir.
17 Ağustos 1999 depremiyle; konutların çoğu oturulamaz hale gelmiş, halkın önemli bir kısmının geçici de olsa yakın ilçelerde ve köylerde ikamet etmesine neden olmuş ve böylece şehir nüfusunda azalma görülmüştür.
Merkez ilçe nüfusu 184.000, çevresiyle birlikte 306 bin nüfusa sahip Adapazarı, Bakanlar Kurulu’nun, 06.03.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 593 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Söğütlü ve Ferizli ilçelerini de kapsamına alarak Büyükşehir Belediyesi statüsüne kavuşmuştur. Ardından yayınlanan 23 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazetedeki 5216 sayılı kanun ile bugün; 7 ilçe belediyesi ve 14 ilk kademe belediyesini sınırlarına dahil etmiştir.
Bugün Adapazarı; farklı kültürlerdeki insanların depreme rağmen yeniden huzur ve sükun içinde yaşadığı geleneksel hayat tarzını korurken, diğer yandan ticari ve sanayi yönünden hızla gelişerek, yeşili bol, havası temiz, doğa güzelliklerinden fazlasıyla payını almış yaşanabilir bir Anadolu şehri olma yolundadır