Ikindi namazı

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
İslâm'ın beş temel şartından biri olan beş vakit namazdan biri ve ikindi vaktinde eda edileni. Diğer farz namazlarla birlikte Hicret'ten bir buçuk yıl önce Mirac sırasında farz kılınmıştır. Adını, kılındığı vakitten alır. İkindinin sünneti, gayri müekkede olup, farzından önce kılınır. İkindi namazının sünnet ve farzı dörder rekat olup toplam sekiz rekattır.

Kur'an-ı Kerîm'de "Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd ona mahsustur- tesbih edin, namaz kılın" (er-Rûm, 30/17-18) buyurulmaktadır.

İkindi namazının vakti öğle vaktinin bitiminden başlar ve güneşin battığı zamana kadar devam eder. Öğle namazının vaktinin bitimi hususunda iki görüş vardır: Birinci görüş, her şeyin gölgesinin iki misline ulaştığı vakittir. İkinci görüş ise, her şeyin vaktinin bitmesiyle giren zamana asr-ı sâni (ikinci ikindi zamanı); ikinci görüşe göre öğle vaktinin bitmesiyle giren zamana asr-ı evvel (birinci ikindi zamanı) denir. İkindi namazını asr-ı evvelde kılmak, İmâm Ebû Yusuf, İmâm Muhammed ve diğer mezhep imamlarının görüşü; asr-ı sânide kılmak ise İmam A'zam'ın görüşüdür. Her iki görüşle de amel edilir. Ancak ülkemizde adet olan yaygın görüş asr-ı evvelde kılınmasıdır. İhtiyaten asr-ı sâniye bırakılması daha güzeldir.

İkindi namazının sünneti farzından önce kılınır. İftitah tekbiri ile namaza başlanır, "Sübhâneke", "eûzü besmele", "Fâtiha" ve bir miktar ayet okunur; rüku ve secdelerden sonra ikinci rekata kalkılır; ikinci rekatta da"Fâtiha" ve bir miktar ayet okunur, rüku ve secdelerden sonra oturulur;"et-Tehiyyâtü" ve salavat duaları okunduktan sonra üçüncü rekata kalkılır. Üçüncü ve dördüncü rekatlar da aynen birinci ve ikinci rekatlar gibi kılındıktan sonra, son oturuşta"et-Tehiyyâtü" ve salevât duaları ile "Rabbenâ âtina" ve "Rabbenağfirlî" duaları okunarak selam verilir.

İkindi namazının farzına başlanmadan önce kamet alınmalı ve günün ikindi namazının farzını kılmaya niyet edilmelidir. Farzı aynen sünneti gibi kılınır. Ancak birinci oturuşta salevât duaları ve üçüncü rekatın başında "Sübhâneke" ve "eûzü besmele" okunmaz. Üçüncü ve dördüncü rekatlarda ise "Fatiha" dan sonra herhangi bir şey okunmadan rükuya gidilir.

Güneşin batışından önceki vakitte namaz kılmak mekruh olduğu için ikindi namazını bu vakte kadar geciktirmemek gerekir. Herhangi bir nedenle bu vakte kadar kılınmamışsa da terkedilmemeli; mutlaka eda edilmelidir.

Allah Teâla "Namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun" (el-Bakara, 2/238) buyurarak orta namazına ayrı bir önem vermiştir. Orta namazın beş vakit namazdan hangisi olduğuna dair kesin bir delil yoksa da ikindi sabah ve öğle namazı olabileceği konusunda rivayetler vardır. Ancak ashab ve tabiîn çoğunluğu bu namazın ikindi namazı olduğu görüşündedirler. Cenâb-ı Hakk'ın orta namazın hangi namaz olduğunu belirtmemesi, her namazın orta namaz olduğu kabul edilerek özen gösterilmesi içindir. Özellikle, gündüz (sabah-öğle) ve gece (akşam-yatsı) namazlarının ortasında olması sebebiyle ikindi namazının edası hususunda itina edilmelidir (Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul 1935, I, 810; Muhammed Ali es-Sâbûnî, Muhtasaru Tefsir-i İbn Kesîr, Beyrut 1401, I, 218; Mehmed Vehbî, Hulâsatü'l Beyân Fî Tefsîri'l-Kur'ân, İstanbul 1339-1341,I, 204). Peygamber efendimiz bir hadiste "her kim ikindi namazını kaçırırsa o sanki ehli (ailesi) ve malı elinden kaçırılmış gibidir" (Sahîh-i Müslim Terc. Mehmet Sofuoğlu, İstanbul 1968,II, 256); diğer bir hadiste "salât-ı berdeyni (sabah ve ikindi namazlarını) her kim kılarsa Cennete girdi gitti" (Ahmed Naim, Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarîh Tercemesi, Ankara 1985,III 521); yine bir hadiste de "Ahzâb günü Resulullah (s.a.s) "bizi orta namazdan, ikindi namazından alıkoydular. Allah onların evlerini ve kabirlerini ateş doldursun" buyurdu. Sonra o namazı iki ışâ (akşamla yatsı) arasında kıldı" buyurulmaktadır. Bir başka hadiste de "her kim ikindi namazını (kasden) terkederse ameli batıl olur" (Ahmed Naim, a.g.e, I 493) buyurulmuştur.

Ahmet ÖZGEN
 
Üst Alt