İhlas ve riya ne demektir?

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423

Sual: İhlas ve riya ne demektir?
CEVAP
İhlas, gerek beden ile, gerek mal ile yapılan farz veya nafile bütün ibadetleri, Allah rızası için yapmaktır. Mal, mevki, saygı, şöhret kazanmak için yapılan ibadette ihlas olmaz, riya olur. Böyle ibadete sevap verilmez. Günah olur, azaba layık olur. Haram işleyenlerle, bid’at ehli ile, kâfirlerle, arkadaşlık, komşuluk edenlerin ihlasları kalmaz.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İbadet yaparken, Allahü teâlâ emrettiği ve beğendiği için yapmaya niyet etmelidir. Bütün işlerin, iyiliklerin hep ihlas ile yapılması lazımdır. Kiminde, ihlas, kendini zorlayarak hasıl olur ve kısa bir zaman devam eder. Sonra kalbe nefsin arzuları gelir. Devamlı ihlas sahiplerine Muhlas denir. Zahmet çekerek elde edilen, devamsız ihlas sahiplerine Muhlis denir. Muhlas olana, ibadet yapmak, tatlı ve kolay olur. Çünkü bunlarda, nefslerinin arzusu ve şeytanın vesvesesi kalmamıştır. Böyle ihlas, insanın kalbine ancak bir evliyanın kalbinden gelir.

Muhlis olarak ibadet etmek övülmüştür. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(De ki, ben ancak Allah’a muhlis olarak ibadet ederim.) [Zümer 14]
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(İhlas ile yapılan ibadet az da olsa insana kâfi gelir.) [Dare Kutni]
Murad, istek, arzu demektir. Tasavvufta ise Murad, seçilmiş kimse demektir.
Allahü teâlânın rızasına kavuşturucu iki yol vardır. Birisi talibler yolu, ikincisi, muradlar yolu. Yani seçilmişlerin yoludur. Birinci yoldaki talibler, sıkıntı çekerek yürürler. İkinci yoldaki muradlar ise sıkıntı çekmeden, hatta nazlı nazlı okşanarak maksada kavuşurlar. Bu yol, Peygamberlerin ilerledikleri yoldur. Bu yol bazı evliyaya da ihsan edilir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah, dilediğini kendine seçer, kendine kavuşmak isteyenlere de, kavuşturan yolu gösterir.) [Şura 13]
Devamsız olan ihlas ile yapılan ibadetler de, zamanla nefsi zayıflatır, devamlı ihlas elde etmeye sebep olur. Süfyan-ı Sevri hazretleri, (Allah rızası için, niyet etmeden yemeğe davet edene bir günah, niyet etmeden gidene de, iki günah yazılır) buyuruyor.
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Amellerinizi Allah için halis kılın. Çünkü Allahü teâlâ, ancak kendisi için ihlasla yapılan ameli kabul eder.) [Dare Kutni]

(İbadetlere riya karıştırmayın ki amelleriniz boşa gitmesin.) [Deylemi]
(İbadetine riya karıştırana ahirette denir ki: Git sevabını o kişiden iste.) [İ. Mace]

(Sırf Allah rızası için, arkadaşını veya bir hastayı ziyaret eden için, Allahü teâlâ buyurur ki: Ne güzel ettin. Cennette kendine bir köşk hazırlamış oldun.) [Buhari]

(Allah rızası için cami yapana Cennette bir köşk verilir.) [Taberani]
(Kim Allah için gazabını yenerse, Allah da ondan azabını def eder.) [Taberani]
(Allah rızası için, ana babasına itaat ederek güne başlayana Cennetten iki kapı açılır.) [İ. Asakir]

(Dünya ve ahiret hayırlarına kavuşmak için, Allah’ı ananlarla beraber ol, hep Allah’ı an, Allah için sev, Allah için buğzet.) [Ebu Nuaym]

(İbadetleri ihlas ile yap! İhlas ile yapılan az amel, kıyamette sana yetişir.) [Ebu Nuaym]
(Allah rızası için affedeni, Allahü teâlâ yükseltir.) [Müslim]

(Sabırlı ve ihlaslı olanlar, hesaba çekilmeden Cennete girer.) [Taberani]
(40 gün Allah için ihlasla ibadet yapanın, kalbinden diline hikmet pınarları akar.) [Ebuşşeyh]

(İhlaslı olanlara müjdeler olsun. Onlar fitne karanlıkları içinde, parlayan ışıklardır.) [E. Nuaym]
(İhlasla “La ilahe illallah” diyen Cennete girer.) [Bezzar]
(Cennetin güzel köşkleri, Allah rızası için birbirini sevenler içindir.) [Ebuşşeyh]

(Allah rızasından başka maksat için ilim öğrenen veya ilmini dünya menfaatine alet eden, Cehennemdeki yerine hazırlansın!) [Tirmizi]
Kur’an-ı kerimde salihler övülürken buyuruluyor ki:
(Onlar, kendi canları çekerken yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz bunları Allah rızası için veriyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz derler.) [İnsan 8,9]

Sual: İbadet yaparken dikkat edilecek hususlar nelerdir?
CEVAP
İbadette esas, kalbini tamamıyla Allahü teâlâya bağlamaktır. İbadet, bir âdet olarak değil, Allahü teâlânın huzuruna çıkıp, Ona can ve gönülden şükretmek ve Ona yalvarmak için yapılmaktadır. Riya [gösteriş] olarak yapılan bir ibadeti Allahü teâlâ kabul etmez. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Ey Resulüm, kıyameti inkâr eden, yetimi sertlik ve sitemle defedip hakkını gasp eden, fakiri doyurmayan ve başkalarını da fakire iyiliğe teşvik etmeyen o kimseyi gördün mü? Namazlarını gaflet ile kılanlara ve riya, gösteriş yapanlara ve zekatı vermeyenlere şiddetli azap vardır.) [Maun]
İmam-ı Rabbanihazretleri buyuruyor ki:
Bir ibadetin ilmini öğrenmeyenin, şartlarını bilmeyenin, yaptığı ibadet, ihlas ile yapılmış olsa da, sahih olmaz. Hiç yapmamış gibi, Cehennemde yanar. Şartlarını bilerek ve gözeterek yapanın, ibadeti sahih olur. Cehennem azabından kurtulur. Fakat, ihlas ile yapmadı ise, bu ibadeti ve hiçbir iyiliği kabul olmaz. Sevap kazanmaz. Allahü teâlâ, bu ibadetini ve hayrat ve hasenatını beğenmeyeceğini bildiriyor. İlim ve ihlas ile yapılmayan ibadetin faydası olmaz. İnsanı küfürden, günahtan, azaptan kurtarmaz. Ömür boyunca, böyle ibadet yapıp da, küfür üzere vefat eden münafıklar çok görülmüştür. İlim ile, ihlas ile yapılan ibadet, insanı, dünyada küfürden, günahtan kurtarır ve aziz eder. Ahirette de Cehennem azabından kurtaracağını, Allahü teâlâ, vaat etmektedir. (Maide 9) Allahü teâlâ vaadinde sadıktır. Verdiği sözü elbette yapar.
İmam-ı Gazalihazretleri buyuruyor ki:
Günahların büyüğü üç tanedir. Bunlar:
1- Cimrilik
2- Haset
3- Riya

Riya, namaz, oruç, sadaka ve yol, cami yaptırmak gibi hayırlı amelleri, insanlar görsün de beğensinler diye yapmaktır. İşte böyle bir maksatla yapılan işlerin hepsi riyaya dahildir. Riya, küçük şirktir. Tevbe etmedikçe katiyen affolunmaz. İlmi ile amel etmemek, amelinde salah ve ihlas olmamak din âlimlerine, ibadet edenlere, ezana, mübarek günlere kıymet vermemek de şakavet alametidir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın birliğine iman edip, şirk koşmadan ve ihlasla namazını kılıp, zekatını verenden Allah razı olur.) [İbni Mace]

(İhlasla amel edin!
Allahü teâlâ ancak ihlasla yapılan ameli kabul eder.) [Dare Kutni]

Sual: Zekatı gizli vermek açıktan vermekten iyi midir, açıktan vermek riya olur mu?
CEVAP
Farz olan zekatı açıkça vermek riya olmaz, daha sevap olur. Zekatın böyle alenen verilmesi, zekatını vermemiş olmak töhmetinden kurtarır, başkalarına da örnek teşkil etmiş olur. İbni Abbas hazretleri, gizlice verilen nafile sadakanın sevabı, alenen verilenden 70 kat fazladır buyurdu. Açıktan verilen zekatın sevabı ise gizlice verilenlerine göre 25 kat fazladır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Bir kuruş zekat vermek, milyonlarla sadaka vermekten, daha sevaptır. Zekat vermek, Allahü teâlânın emrini yapmaktır. Sadaka ve hayratın çoğu ise, ün, saygı ve nefsin şehvetlerini kazanmak için olur. Farzlar yapılırken araya riya, gösteriş karışmaz. Nafile ibadetlerde ise, gösteriş çok olur. Bunun içindir ki, zekatı, açıktan vermek lazımdır. (2/82)

Sual: Kayınpeder adayımın yanında namazı düzgün kılmak veya ikindinin sünnetini çok zaman terk ederken onun yanında kılmak riya olduğu için küfür olur mu? Çünkü riyanın küçük şirk olduğuna dair bir hadis okudum. Ticaret için hacca gitmek de riya mıdır?
CEVAP
İbadetlerine riya karıştıranın sevabı azalır. Yahut tamamen riya ise sevap hasıl olmaz ama kâfir de olmaz. İbadet yaparak Allahü teâlâdan dünya çıkarlarını istemek, riya olmaz. Yağmur duasına çıkmak böyledir. İstihare yapmak da, böyledir. Ücret ile imamlık ve Kur’an kursu hocalığı yapmak, sıkıntıdan, hastalıktan ve fakirlikten kurtulmak için âyet-i kerime okumak da böyledir. Bunlarda hem ibadet, hem de menfaat niyetleri bulunmaktadır. İbadet niyeti hiç bulunmazsa riya olur. İbadet niyeti çok olursa, sevap hasıl olur. İbadetlerini başkalarına göstermek, onlara öğretmek ve teşvik etmek niyeti ile olursa, yine riya olmaz, hatta çok sevap olur. Allahü teâlânın rızası için namaza başlayıp, sonra namaz içinde hasıl olan riyanın zararı olmaz. Riya ile yapılan farzlar sahih olur. İbadet borcu ödenmiş olur ise de, sevabı olmaz. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(İbadetine riya karıştırana ahirette “Git sevabını o kişiden iste” denir.) [İbni Mace]
Hem ticaret yapmak, hem de hac etmek için giden kimsenin, hac niyeti çoksa, sevap kazanır. Ticaret niyeti çok ise veya iki niyet eşit ise, hac sevabı kazanamaz. Fakat, şartlarını yerine getirdi ise, yalnız farz borcunu ödemiş olur. Farzı yapmamak azabından kurtulur. Gösteriş için yapılan her ibadet ve hayrat ve hasenat sevabı da böyledir. (Dürr-ül-muhtar)

Sual: Camiye gidince maşallah bu yaşta namaz kılıyorsun diyorlar, benim de hoşuma gidiyor, herkes beni takdir etsin diye cemaate gidiyorum. Bu riya imiş. Riyaya bulaşmamak için camiye gitmemem daha uygun olmaz mı?
CEVAP
Farz namazları kılarken, riya, gösteriş tehlikesi olsa da, yine farzları camide kılmak lazımdır. Camiler namaz kılmak için yapıldı. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Nafile ibadetleri gizli yapmak lazımdır. Böylece, riya ve gösteriş tehlikesi olmaz. Cemaat ile kılmak böyle değildir. Farzları açıkça yapmak, herkese göstermek lazımdır. Çünkü farzlarda gösteriş lekesi olmaz. Bunları cemaat ile kılmak, bunun için uygundur. (1/288)

Sual: İkindinin ve yatsının sünnetini tembellikten çok zaman kılamıyorum. Ama arkadaşlarla beraber olunca kılmak zorunda kalıyorum. Yalnız kılsaydım kılmayacaktım. Onlar ayıplamasın diye kılmam gösteriş, riya oluyor. Riya olmaması için hiç niyet etmeden yatıp kalkıyorum. Bu uygun mudur?

CEVAP
Uygun değildir. Normal sünneti kılmalıdır. Namazı biz Allah rızası için kılıyoruz. Arkadaşlar için kılmıyoruz. Yani niyetimiz Allah rızası olmalıdır. Niyetimiz Allah rızası olunca mahzuru olmaz.
 
Üst Alt