Hz. Peygamberin Hanımlara Olan Şefkati

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,345
Tepkime puanı
25
Allah Rasûlünden kadının hissiyatını geceden gündüze çeviren, hassaslığın bile yanında kaba kaldığı tavırlar gelirken kadınların sessiz ve hissiz kalması ne mümkün. Kadının hissiyatını yansıtan ve gönülleri aydınlatan en can alıcı tablolar Allah Rasûlü ve Müslümanların en çok sıkıntı çektikleri harp olan Uhudda zirve noktada kendini göstermiştir.

Allah Rasûlünün öğretilerinin hayatı şekillendirdiği safhalar insanlığı hayrete ve hayranlığa sürükleyen tablolarla doluydu. İslam ile müşerref olan insanlar, feleğin tersine döndüğünü düşünmeye başlamışlardı. Kök anlamı barış ve esenlikle kardeş olan bir din, kız çocuğunu diri diri gömen insanları, haksız yere en küçük bir cana kıymaktan doğaya dahi zarar vermekten çekinir hale getirmişti. Kadını mal gibi kullanan bir toplumda, kadına düşmanlık, cana düşmanlık, hayata düşmanlık simgesine dönüşmüştü. Ve o yüce dinin incelik peygamberinin hanımlara yönelik latif tavırları kadına değer verdiğini söyleyen günümüz insanı için bile önemli mesajlar taşımaktaydı.


Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: Kadınlara güzel davranın. Çünkü kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğrisi üst tarafıdır. Eğer onu düzeltmeye kalkışırsanız kırılır, bırakırsanız eğri kalır. Kadınlara güzel davranın.

İşte kadının mizacına duyulan saygı ve işte Allah Rasûlünün katında kadının değeri..

Hz. Peygamber (s.a.v) kendisini görmeye gelen kadınlarla yakından ilgilenir, hal ve hatırlarını sorar, hatta bazen üzerine oturmaları için cübbesini yere sererdi. Oturması için kadına cübbesini seren bir peygamber ve işte Allah Rasûlünün katında kadının değeri&

Enes b. Malik'ten rivayetle: Rasulullah'ın Farisi bir komşusu vardı, güzel et yemeği yapardı. Rasûlullah (s.a.v) için yemek hazırladı, sonra davet etmeye geldi. Rasûlullah (Aişe'yi göstererek): şunun için? diye sordu. Adam: Hayır deyince Rasûlullah: Hayır, (davetinizi kabul etmiyorum) dedi. Adam dönüp davetini tekrarladı. Rasûlullah: Ya şu? diye (yine Aişe (r.anha)yı gösterdi.) Adam: Hayır dedi. Rasûlullah da: Hayır diye cevap verdi. Sonra adam tekrar davet etmeye geldi. Rasûlullah: Ya şu? diye ısrar etti. Adam üçüncü sefer: Evet (o da davetli) dedi. Bunun üzerine kalktılar, adamın evine gittiler.

İşte eşe gösterilen incelik ve işte Allah Rasûlünün katında kadının değeri..

Sad b. Ebi Vakkastan: Bir kere Ömer b. Hattab, Rasûlullahın huzuruna girmek için izin istemişti. Rasûlullahın yanında da Kureyşten bir takım kadınlar vardı; sesleri Rasûlullahın sesinin oldukça üstüne çıkıyordu. Ömer b. Hattab izin isteyince bu kadınlar hemen kalktılar ve perdenin arkasında gizlendiler. Rasûlullah Ömerin girmesine izin verdi. Ömer huzura girdiği sırada Rasûlullah (kadınların bu haline) gülüyordu. Bunun üzerine Ömer: Ey Allahın Rasûlü! Allah seni ömrün boyunca güldürsün dedi. Rasûlullah: Yanımda bulunan şu kadınlara taaccüb ettim; senin sesini duyunca acele perdenin arkasına koştular, buyurdu. Bunun üzerine Ömer: Siz onların saygısına daha layıksınız dedi. Ve kadınlara hitaben de: Ey nefislerinin düşmanları olan kadınlar! Rasûlullaha saygı göstermeyip de benden mi çekiniyorsunuz? dedi. Kadınlar da: Evet, senden çekiniyoruz. Çünkü sen Rasûlullahtan sert ve daha ağır sözlüsün dediler.

Örnek bir müminin dahi gazabından rahmetine sığınılan bir peygamber ve işte Allah Rasûlünün katında kadının değeri..

Allah Rasûlü Amr b. Asa, olgun ve dosdoğru bir adamın hanımını sevmesi utanılacak bir şey değildir buyurmuş ve kendisine en çok sevdiği kişinin kim olduğu sorulunca da Aişe cevabını vermiştir.

Aişe (r. anha) der ki: Ben ay hali iken kaptan su içer, onu Peygambere verirdim. O ağzını benim ağzımın olduğu yere koyuyor ve kaptan içiyordu. Kemiğin üzerindeki eti sıyırırdım, O da kemiği elimden alır Ağzını benim ağzımı koyduğum yere koyar (öylece eti ısırırdı).

Sad b. Ebi Vakkastan benzer manada rivayet edilen hadiste Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: Sen ne infak edersen o bir sadakadır. Hanımının ağzına götürdüğün lokma bile.

İşte edep timsali bir peygamberden helâline sevgide incelik ve işte Allah Rasûlünün katında kadının değeri..

O Veda Hutbesinde bile kadınları ihmal etmemiş kadınlar hakkında size hayrı vasiyet ediyorum buyurmuştu.

Kızı Fâtıma, yanına geldiği zaman Hz. Peygamber (s.a.v)in ayağa kalktığı onun elinden tuttuğu, öptüğü ve yanına oturttuğu rivayet edilmektedir.

Ebu Hureyreden rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v): Mümin bir erkek Mümine bir kadına, hoşuna gitmediği ahlâkından dolayı kızmasın. Belki Onda başka bir şey hoşuna gidebilir. buyurmuş, başka bir rivayette de Sizin hayırlı olanınız ailesine hayırlı olandır. Ben ailesine en hayırlı olanınızım.demiştir.

Hz. Ömer bir gün karısının kendi işine karışmasına sinirlenmiş ve onu azarlamıştı. Hanımı da Hayret sana Ey Hattabın oğlu. Sana karşılık verilmesini mi istemiyorsun? Senin kızın Rasulüllaha karşılık veriyor. Rasulullahın hanımları Ona karşılık veriyorlar. Hatta onlardan birisi, Onu bir gün geceye kadar terk ediyor (küsüyor) dedi. Bunun üzerine Ömer (r.a) kalktı, ridasını yerinden aldı ve Hafsanın yanına gitti. Ona: Ey kızım! Sen Rasulüllaha karşılık veriyor hatta bunu öfkeli gününde de sürdürüyor musun? diye sordu. Hafsa: Allaha yemin olsun ki biz Rasulullaha karşılık veriyoruz dedi. Ömer (r.a) anlatıyor: Bunun üzerine dedim ki: Bil ki! Rasulünün öfkesiyle Allahın akibetinden senin için endişe ediyorum.. Sonra çıkıp Ümmü Selemenin yanına girdim, akrabam olduğu için onunla konuştum. Ümmü Seleme: Hayret sana, Ey Hattabın oğlu her şeye karışıyorsun, hatta Rasulullahla hanımları arasına dahi girmek istiyorsun. (İbn Saddan başka bir rivayette: Ümmü Seleme:Allaha yemin olsun ki! Biz onunla konuşuyoruz. O buna tahammül ediyor. Eğer bizi bundan nehyederse, bizim yanımızda itaat etmeğe senden daha layıktır.) dedi.

Hz. Peygamberin evde ne iş yaptığı sorulduğunda, Hz. Aişe şöyle demiştir. O insanlardan herhangi biri gibiydi Elbisesini yıkıyor keçiyi sağıyor ve kendi işlerini yapıyordu.Başka bir rivayette de Hz. Aişe: O Elbisesini dikiyor, ayakkabısını tamir ediyor ve erkeklerin evlerinde çalıştıkları gibi çalışıyordu. demiştir.

İşte yüceliği tevazuda yaşayan bir peygamber ve işte Allah Rasûlünün katında kadının değeri.

O her kim çoluk çocuğu arasında emniyet içerisinde, bedeni afiyette olduğu, yanında o günün yiyeceği bulunduğu halde sabahı ederse sanki ona dünya her şeyiyle verilmiş gibidir buyururdu.

İşte aile kıymeti bilen bir peygamber ve işte Allah Rasûlünün katında kadının değeri.

Hz. Peygamber (s.a.v)in hastalanan Müslüman kadınlarla ilgilendiği, hatta evlerine kadar gidip geçmiş olsun dediği ifade edilmektedir. Ummul-Alâ, hastalandığı zaman Hz. Peygamber (s.a.v)in kendisini ziyaret ettiğini ve ateşin, altın ve gümüşün pisliklerini giderdiği gibi hastalığın da Müslümanın günahlarını temizleyeceğini söylediğini rivayet eder.

Medine mescidini temizleyen zenci bir kadının hasta olduğunu öğrenince Hz. Peygamber (s.a.v)in onu da ziyaret ettiği ve eğer ölürse kendisini haber verilmesini istediği rivayet edilmektedir. Daha sonra bu kadın, bir gece vefat eder. Gece olduğu için Hz. Peygamber (s.a.v) rahatsız edilmek istenmez ve cenaze defnedilir. Durumu öğrenen Hz. Peygamber (s.a.v) üzülür ve kadının kabrine gelerek cenaze namazını tekrar kılar.

Kadının ölüsüne ve dirisine saygı ve İşte Allah Rasûlünün katında kadının değeri..

Aişe (r.anha)dan rivayetle: Medineye geldiğimizde tam bir ay geçmişti ki hastalandım. İnsanlar arasında ifk hadisesi konuşuluyordu. Fakat benim bundan haberim yoktu. Rasûlullahın hastalandığımda gösterdiği şefkati daha önce görmedim.

İncelik peygamberi, hanımı hasta olduğu için Bedir savaşına katılamayan Hz. Osmanı da Senin için Bedire katılanın ecri vardır sözleri ile teselli etmişti.

Erkeğin hasta eşine bakmasının Allah yolunda cihatla eşdeğer olduğunu söyleyen bir peygamber ve işte Allah Rasûlünün katında kadının değeri..
alıntıdır
 
Üst Alt