Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İslami Soru ve Cevaplar
Hubb-i fillah ve buğd-i fillah
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ömr-ü diyar" data-source="post: 6849" data-attributes="member: 376"><p><strong><span style="color: SlateGray">Sual: Hubb-i fillah buğd-i fillah ne demektir?</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">CEVAP</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">(İbadetlerin en kıymetlisi, Allah için sevmek ve Allah için düşmanlıktır.) [Ebu Davud]</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">(İnsan, dünyada kimi seviyorsa, ahirette onun yanında olacaktır.) [Buhari]</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">(Cebrail aleyhisselam gibi ibadet etseniz, müminleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirleri Allah için kötü bilmedikçe, hiçbir ibadetiniz, hayrat ve hasenatınız kabul olmaz!) [Ey Oğul İlm.]</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Allahü teâlâ, Hazret-i Musa’ya sordu:</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Ya Musa, benim için ne işledin?</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Ya Rabbi, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, zikrettim.</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Ya Musa, kıldığın namazlar, seni Cennete kavuşturacak yoldur, kulluk vazifendir. Oruçların, seni Cehennemden korur. Verdiğin zekâtlar, kıyamette, sana gölgelik olur. Zikirlerin de, o günün karanlığında, sana ışıktır. Bunların faydası sanadır. Benim için ne yaptın?</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Ya Rabbi, senin için ne yapmak gerekirdi?</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Sırf benim için dostlarımı sevip, düşmanlarıma düşmanlık ettin mi?</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Musa aleyhisselam, Allahü teâlâyı sevmenin, Onun için olan en kıymetli amelin, Hubb-i fillah ve Buğd-i fillah olduğunu anladı. (Mektubat-ı Masumiyye)</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Muhammed aleyhisselama uymak için, Onu tam ve kusursuz sevmek lazımdır. Tam ve olgun sevginin alameti de, onun düşmanlarını düşman bilip sevmemektir. Sevgiye müdahene [gevşeklik] sığmaz. İki zıt şeyin sevgisi bir kalbde, bir arada yerleşemez. Cem-i zıddeyn muhaldir. Yani iki zıddan birini sevmek, diğerine düşmanlığı gerektirir. (1/165)</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Doğru imanın alameti, kâfirleri düşman bilip, onlara mahsus olan ve kâfirlik alameti olan şeyleri yapmamaktır. Çünkü İslam ile küfür, birbirinin aksidir. Bunlardan birisine kıymet vermek, diğerine hakaret ve kötülemek olur. Allahü teâlâ, habibi olan Muhammed aleyhisselama, İslam düşmanları ile savaşmayı ve onlara sertlik göstermeyi emrediyor. Allahü teâlâ, kâfirlerin, kendi düşmanı ve Peygamberinin düşmanı olduklarını bildiriyor. Allah’ın düşmanlarını sevmek ve onlarla kaynaşmak, insanı Allah’a düşman olmaya sürükler. Bir kimse, kendini Müslüman zanneder, Kelime-i tevhidi söyleyip, inanıyorum der. Namaz kılar ve ibadet yapar. Halbuki, bilmez ki, böyle, [Allah’ın dostlarını sevmemek veya Allah’ın düşmanlarını “şu iyilikleri de var” diye sevmek] gibi çirkin hareketleri, onun imanını temelinden götürür. (1/163)</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Muhammed Masum hazretleri buyurdu ki:</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Sevgi, sevgilinin dostlarını sevmeyi, düşmanlarına düşmanlık etmeyi gerektirir. Bu sevgi ve düşmanlık, âşıkların elinde ve iradesinde değildir. Seviyorum diyen bir kimse, sevgilisinin düşmanlarından uzaklaşmadıkça sözünün eri sayılmaz. Buna yalancı denir. Sevgi, sevgilinin her şeyini sevmeyi gerektirir. Büyükler, (Sevdiğin zatı inciten kimseye gücenmez isen, köpek senden daha iyidir) demişlerdir. Allahü teâlânın düşmanlarını sevmek, insanı Allah’tan uzaklaştırır. Onun düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sevgiliye dost olunmaz. Kâfirleri sevmemek, Kur’an-ı kerimde açıkça emredilmiştir. Kur’an-ı kerime uymamız farzdır. (1/29)</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Kâfirleri sevmeyi haram eden âyet-i kerimelerden birkaçının meali şöyle:</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Kâfirleri dost edinen, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.) [Âl-i İmran 28]</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">(Ey iman edenler, Yahudileri de, Hıristiyanları da dost edinmeyin! Onlar, [İslam’a olan düşmanlıklarında] birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur. Allahü teâlâ, [kâfirleri dost edinip, kendine] zulmedenlere hidayet etmez.) [Maide 51]</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">(Ey iman edenler, benim ve sizin düşmanınız olanları dost edinmeyin, onları sevmeyin!) [Mümtehine 1]</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Allahü teâlâ, Eshab-ı kiramı, (Kâfirlere gadab ederler, birbirlerine merhametlidirler) diye övmektedir. (Feth 29)</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">(Allahü teâlâyı sevmeyen ve Onun düşmanlarını düşman bilmeyen, hakiki iman etmiş olmaz. Müminleri Allah için seven ve kâfirleri düşman bilen, Allah’ın sevgisine kavuşur.) [İ.Ahmed]</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">(İsyan edenlere düşmanlık ederek, Allahü teâlâya yaklaşın!) [Deylemi]</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">(Bir kavmi sevip de onlarla dostluk kuran, kıyamette onlarla haşrolur.) [Taberani]</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Halife Ömer’e, (Hire’li bir hıristiyan var. Çok zeki, yazısı da çok güzel, bunu kendine kâtip yap) dediler. Kabul etmedi. Aşağıdaki âyet-i kerimeyi okuyup, (Mümin olmayan birini dost edinemem) dedi</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Ebu Musel Eşari hazretleri anlatır: Halife Ömer’e dedim ki:</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Hıristiyan katibim çok işe yarıyor.</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Niçin, bir Müslüman katip kullanmıyorsun? (Ey müminler! Yahudi ve hıristiyanları sevmeyin) âyetini işitmedin mi?</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Dini onun, katipliği benim.</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Allahü teâlânın hakir ettiğine ikram etme! Onun zelil ettiğini aziz eyleme! Allah’ın uzaklaştırdığına yaklaşma!</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Basra’yı onunla idare edebiliyorum.</span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">- Hıristiyan ölürse ne yapacaksan, şimdi onu yap! Hemen onu değiştir!</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Kâfirleri sevmemek gerekir ise de, dinimizin emri gereği, onlara eziyet etmek, kalblerini incitmek haramdır. Sevmemek ayrı, onları üzmek ayrı şeydir. Onlarla ticaret yapılır, aldatılmaz, kötülük yapılmaz. Herkese olduğu gibi onlara da iyi davranmak lazımdır. Hatta hidayete kavuşmaları, Müslüman olmaları için dua da edilir.</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. Bir hadis-i şerifte, (İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir) buyurulmuştur. (İbni Lâl)</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p><p><strong><span style="color: SlateGray">Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir. Çünkü kâfir, Müslüman olup ebedi saadete kavuşabilir, Müslüman da, Allah korusun küfre düşüp Cehennemlik olabilir.</span></strong></p><p> <strong><span style="color: SlateGray"></span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ömr-ü diyar, post: 6849, member: 376"] [B][COLOR=SlateGray]Sual: Hubb-i fillah buğd-i fillah ne demektir? CEVAP Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (İbadetlerin en kıymetlisi, Allah için sevmek ve Allah için düşmanlıktır.) [Ebu Davud] (İnsan, dünyada kimi seviyorsa, ahirette onun yanında olacaktır.) [Buhari] (Cebrail aleyhisselam gibi ibadet etseniz, müminleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirleri Allah için kötü bilmedikçe, hiçbir ibadetiniz, hayrat ve hasenatınız kabul olmaz!) [Ey Oğul İlm.] Allahü teâlâ, Hazret-i Musa’ya sordu: - Ya Musa, benim için ne işledin? - Ya Rabbi, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, zikrettim. - Ya Musa, kıldığın namazlar, seni Cennete kavuşturacak yoldur, kulluk vazifendir. Oruçların, seni Cehennemden korur. Verdiğin zekâtlar, kıyamette, sana gölgelik olur. Zikirlerin de, o günün karanlığında, sana ışıktır. Bunların faydası sanadır. Benim için ne yaptın? - Ya Rabbi, senin için ne yapmak gerekirdi? - Sırf benim için dostlarımı sevip, düşmanlarıma düşmanlık ettin mi? Musa aleyhisselam, Allahü teâlâyı sevmenin, Onun için olan en kıymetli amelin, Hubb-i fillah ve Buğd-i fillah olduğunu anladı. (Mektubat-ı Masumiyye) İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Muhammed aleyhisselama uymak için, Onu tam ve kusursuz sevmek lazımdır. Tam ve olgun sevginin alameti de, onun düşmanlarını düşman bilip sevmemektir. Sevgiye müdahene [gevşeklik] sığmaz. İki zıt şeyin sevgisi bir kalbde, bir arada yerleşemez. Cem-i zıddeyn muhaldir. Yani iki zıddan birini sevmek, diğerine düşmanlığı gerektirir. (1/165) Doğru imanın alameti, kâfirleri düşman bilip, onlara mahsus olan ve kâfirlik alameti olan şeyleri yapmamaktır. Çünkü İslam ile küfür, birbirinin aksidir. Bunlardan birisine kıymet vermek, diğerine hakaret ve kötülemek olur. Allahü teâlâ, habibi olan Muhammed aleyhisselama, İslam düşmanları ile savaşmayı ve onlara sertlik göstermeyi emrediyor. Allahü teâlâ, kâfirlerin, kendi düşmanı ve Peygamberinin düşmanı olduklarını bildiriyor. Allah’ın düşmanlarını sevmek ve onlarla kaynaşmak, insanı Allah’a düşman olmaya sürükler. Bir kimse, kendini Müslüman zanneder, Kelime-i tevhidi söyleyip, inanıyorum der. Namaz kılar ve ibadet yapar. Halbuki, bilmez ki, böyle, [Allah’ın dostlarını sevmemek veya Allah’ın düşmanlarını “şu iyilikleri de var” diye sevmek] gibi çirkin hareketleri, onun imanını temelinden götürür. (1/163) Muhammed Masum hazretleri buyurdu ki: Sevgi, sevgilinin dostlarını sevmeyi, düşmanlarına düşmanlık etmeyi gerektirir. Bu sevgi ve düşmanlık, âşıkların elinde ve iradesinde değildir. Seviyorum diyen bir kimse, sevgilisinin düşmanlarından uzaklaşmadıkça sözünün eri sayılmaz. Buna yalancı denir. Sevgi, sevgilinin her şeyini sevmeyi gerektirir. Büyükler, (Sevdiğin zatı inciten kimseye gücenmez isen, köpek senden daha iyidir) demişlerdir. Allahü teâlânın düşmanlarını sevmek, insanı Allah’tan uzaklaştırır. Onun düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sevgiliye dost olunmaz. Kâfirleri sevmemek, Kur’an-ı kerimde açıkça emredilmiştir. Kur’an-ı kerime uymamız farzdır. (1/29) Kâfirleri sevmeyi haram eden âyet-i kerimelerden birkaçının meali şöyle: Kâfirleri dost edinen, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.) [Âl-i İmran 28] (Ey iman edenler, Yahudileri de, Hıristiyanları da dost edinmeyin! Onlar, [İslam’a olan düşmanlıklarında] birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur. Allahü teâlâ, [kâfirleri dost edinip, kendine] zulmedenlere hidayet etmez.) [Maide 51] (Ey iman edenler, benim ve sizin düşmanınız olanları dost edinmeyin, onları sevmeyin!) [Mümtehine 1] Allahü teâlâ, Eshab-ı kiramı, (Kâfirlere gadab ederler, birbirlerine merhametlidirler) diye övmektedir. (Feth 29) Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki: (Allahü teâlâyı sevmeyen ve Onun düşmanlarını düşman bilmeyen, hakiki iman etmiş olmaz. Müminleri Allah için seven ve kâfirleri düşman bilen, Allah’ın sevgisine kavuşur.) [İ.Ahmed] (İsyan edenlere düşmanlık ederek, Allahü teâlâya yaklaşın!) [Deylemi] (Bir kavmi sevip de onlarla dostluk kuran, kıyamette onlarla haşrolur.) [Taberani] Halife Ömer’e, (Hire’li bir hıristiyan var. Çok zeki, yazısı da çok güzel, bunu kendine kâtip yap) dediler. Kabul etmedi. Aşağıdaki âyet-i kerimeyi okuyup, (Mümin olmayan birini dost edinemem) dedi Ebu Musel Eşari hazretleri anlatır: Halife Ömer’e dedim ki: - Hıristiyan katibim çok işe yarıyor. - Niçin, bir Müslüman katip kullanmıyorsun? (Ey müminler! Yahudi ve hıristiyanları sevmeyin) âyetini işitmedin mi? - Dini onun, katipliği benim. - Allahü teâlânın hakir ettiğine ikram etme! Onun zelil ettiğini aziz eyleme! Allah’ın uzaklaştırdığına yaklaşma! - Basra’yı onunla idare edebiliyorum. - Hıristiyan ölürse ne yapacaksan, şimdi onu yap! Hemen onu değiştir! Kâfirleri sevmemek gerekir ise de, dinimizin emri gereği, onlara eziyet etmek, kalblerini incitmek haramdır. Sevmemek ayrı, onları üzmek ayrı şeydir. Onlarla ticaret yapılır, aldatılmaz, kötülük yapılmaz. Herkese olduğu gibi onlara da iyi davranmak lazımdır. Hatta hidayete kavuşmaları, Müslüman olmaları için dua da edilir. Dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. Bir hadis-i şerifte, (İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir) buyurulmuştur. (İbni Lâl) Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir. Çünkü kâfir, Müslüman olup ebedi saadete kavuşabilir, Müslüman da, Allah korusun küfre düşüp Cehennemlik olabilir. [/COLOR][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
İslami Soru ve Cevaplar
Hubb-i fillah ve buğd-i fillah
Üst
Alt