- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185
Hoş geldin güzel insan, bizim fakir gönülhaneye...Kusura bakma etraf biraz tozlanmış, biraz dağılmış...kırılıp dökülmüş her şey ama hemen temizlerim senin için...
Uzun zamandır gelip giden yoktu buraya..Son tarumar edilişinden beri ben de pek gelmedim.Hem dostlar aldırmazmış böyle şeylere...
Gel! Gel otur şöyle!..Burası özel dostlar için, orayı ancak sen görebileceğinden başkası kırıp dökemez ve kirletemez...
Orası dost makamıdır, ancak senin tasarrufundadır ve istemedikçe de kimse seni oradan çıkaramaz..
Sahi! Ne ikram edeyim sana?
Aslında sana layık pek bir şey kalmış olmasa da; yıllanmış özlemlerimin yanında, üzerine sevgi kırıntıları ekilmiş sıcak bir yürek çorbası içmeye ne dersin?
Hem de biraz sohbet ederiz, kim bilir belki arka bahçede yetiştirdiğim nadide güllerimi gösteririm sana...
Çok defa fırtına ve ayazlara maruz kalsalar da hala yaşayanlar da var elbet...
Onları her gece göz yaşlarımla suluyorum ve çile ile gübreliyorum. Bak! Bir tane de senin için ekelim şuraya. Şu kar beyazı olanlardan...
Yüreğin gibi..temiz, yüzün gibi pak olanlardan. Ama onu sen sulayıp besleyeceksin anlaştık mı?
Açılan her gonca için bir iyilik yapalım şu dünyaya...
Hani şu gül kokusundan mahrum ve nasipsiz dünyaya...
Gönül evimizin dostluk pencerelerini açıp Muhammedi kokular gönderelim
zakkum ağaçları arasında kavrulan yüreklere Rahman ve Rahim olanın adıyla...
Beyaz güllerimizin üzerinde uçuşan kelebeklerden selam gönderirim sana.,,
Eğer bir gün solarsa güllerimiz anlarım ki ayrılık vakti gelmiş..
İki damla gözyaşı ve bir fatiha ile gönlüne düşer, yolumuza devam ederim...
ta ki sonsuzluk bahçelerinde buluşuncaya dek...Ahiretteki dostum.
Uzun zamandır gelip giden yoktu buraya..Son tarumar edilişinden beri ben de pek gelmedim.Hem dostlar aldırmazmış böyle şeylere...
Gel! Gel otur şöyle!..Burası özel dostlar için, orayı ancak sen görebileceğinden başkası kırıp dökemez ve kirletemez...
Orası dost makamıdır, ancak senin tasarrufundadır ve istemedikçe de kimse seni oradan çıkaramaz..
Sahi! Ne ikram edeyim sana?
Aslında sana layık pek bir şey kalmış olmasa da; yıllanmış özlemlerimin yanında, üzerine sevgi kırıntıları ekilmiş sıcak bir yürek çorbası içmeye ne dersin?
Hem de biraz sohbet ederiz, kim bilir belki arka bahçede yetiştirdiğim nadide güllerimi gösteririm sana...
Çok defa fırtına ve ayazlara maruz kalsalar da hala yaşayanlar da var elbet...
Onları her gece göz yaşlarımla suluyorum ve çile ile gübreliyorum. Bak! Bir tane de senin için ekelim şuraya. Şu kar beyazı olanlardan...
Yüreğin gibi..temiz, yüzün gibi pak olanlardan. Ama onu sen sulayıp besleyeceksin anlaştık mı?
Açılan her gonca için bir iyilik yapalım şu dünyaya...
Hani şu gül kokusundan mahrum ve nasipsiz dünyaya...
Gönül evimizin dostluk pencerelerini açıp Muhammedi kokular gönderelim
zakkum ağaçları arasında kavrulan yüreklere Rahman ve Rahim olanın adıyla...
Beyaz güllerimizin üzerinde uçuşan kelebeklerden selam gönderirim sana.,,
Eğer bir gün solarsa güllerimiz anlarım ki ayrılık vakti gelmiş..
İki damla gözyaşı ve bir fatiha ile gönlüne düşer, yolumuza devam ederim...
ta ki sonsuzluk bahçelerinde buluşuncaya dek...Ahiretteki dostum.