Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Hızır Hikayeleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 24406" data-attributes="member: 1208"><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong>Hızır Aleyhisselam nasıl görülür?</strong></span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sultan II. Mahmud Han zamanında yaşlı bir kadıncağız duymuş ki, Hazreti Hızır her gün yatsı namazında, Yeni Câmî'de görülürmüş. Kendisi de zâten Hızır Aleyhisselâm'ı görmeyi öteden beri çok istermiş. Duyduğu söz üstüne ertesi gün kocasına durumu bildirip, ondan izin alarak yatsı namazına Yeni Câmî'ye gitmiş. Namaz çıkışında, avluda bir kenara çekilmiş ve başlamış çıkanlara dikkatli dikkatli bakmaya. O pür dikkat çıkanları tâkip ederken, karşısından bir yaşlı amca çıkagelmiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Neye bakarsın hâtun?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Dediler ki, bu câmîde her gece Hızır Aleyhisselâm görünürmüş. Onu görmeye geldim. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Peki onu görsen nasıl tanıyacaksın?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Bilmem.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-O zaman buradan geçse, sen onu tanıyamazsın.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Doğru, nasıl da akıl edemedim.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Bak öyleyse, sana onu nasıl tanıyacağını öğreteyim.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Olur</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Arkamdaki câmîyi görüyor musun?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Evet</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Işıklarına bak. Söndü mü şimdi?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-A evet, söndü.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Şimdi bir daha bak, ışıklar tekrar yandı mı?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Baktım. Evet şimdi de yandı. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Peki öyleyse. İşte aynı böyle, arkasında duran câmînin ışıklarını olduğu yerden kıpırdamadan yakıp söndüren birisini görürsen, işte o Hızır'dır.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Doğru mu?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Doğru</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Hay Allah râzı olsun, demiş ve kadın beklemeye devâm etmiş. Fakat tabiî herkes dağıldığı halde, târife uygun kimse çıkmamış. Bizimki de mahzun eve dönmüş. Kocası sormuş:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Gördün mü Hızır Aleyhisselâm'ı?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Yok, göremedim.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Vah vah.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Olsun, göremedim ama, nasıl görülür çok iyi öğrendim.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong>Hızır ve Gelin</strong> </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">1930'lu yıllar. Rize. Anzer, halkın kendi tabiri ile Ancer. Dünyaca balı ile meşhur olan Ancer. Binlerce poleni ve şifayı içinde barındıran balıyla meşhur Ancer. Kış. Yaylacılık yapan Ancerlilerin bir kısmı aşağıya Rize'ye şehre inmemiş, kışlamışlar. Yazdan yığdıkları otlarıyla, mallarını kışdan çıkarıp, bahara eriştirmenin çabası içindeler. Evet hepsinin mal tabir ettiği koyunları, sığırları var, tektük birkaç tanesinin de kara kovanı var. Şifa niyetine ilaç niyetine küçük bir kavanozu dolduracak kadar balları olurdu çoğunun. O da kış bitmeden tükenir giderdi. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Meryem. Lezgilerin kızı Meryem. Yeni gelin, beyini gurbete Samsun'a göndermiş. O da o kış yaylada kışlamış. Sabaha kadar kar yağmıştır. Tam kürekle yolu açayım deyip, kapıya yönelmekte iken, kapısı çalınır. Kapıyı açari. İhtiyar bir adam selam verir ve: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Kızım, ben Aşağı Ancerdenim, gelinim aş eriyor, canı bal çekti, Allah rızası için, bir iki kaşık bal verirmisin? </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Meryem gelin düşünmez bile, Allah rızası değil mi der, dibinde üç dört kaşık bal kalmış olan kavonozu getirir , onun da yarısını ihtiyar'a verir. İhtiyar: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Allah razı olsun kızım, artsın eksilmesin der. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Meryem, kavanozu koymak için geri döner. Kavanozun ağzını kapatayım derken birde ne görsün, kavanoz ağzına kadar bal ile dolu. Meseleyi anlar, kapıya koşar, kar ile dolu yaylanın uçsuzluklarına bakar. Ne bir insan vardır ne de kar da bir iz. Gelen Hızırdır. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Aradan üç dört ay geçer, her gün bal yediği halde kavanoz her seferinde ağzına kadar bal ile doludur. Sırrını hiç kimseye açmaz. Yaza doğru beyi gurbetten gelir. Beyine her öğün bal verir. Bal bitmez, hem ancer balı olacak, bütün kış kalacak birde her öğün kaşık kaşık yenecek, bal bitmeyecek. Beyini merak sarar, sorar, cevap alamaz. Beyi en sonunda: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Ne olur beni seviyorsan söyle ne oluyor. bunda bir iş var. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Meryem dayanamaz ve ağzı kapalı kavonozu da alır ve olayı anlatır. Kavanozu açıp işte bak ağzına kadar dolu demek istediğinde bir de ne görsün? </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kavonozun dibinde iki kaşık bal kalmış. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Evet, gerçek yaşanmış bir olay... Belki sizin başınıza da geldi, belki gelebilir. Meryem'in kavonozundaki bal bitmeyecekti. Sizin de belki cebinizdeki araba parasını verdiğiniz bir ihtiyar ardından elinizi her cebinizdeki cüzdana attığınızda tükenmeyecek para... Ama sakın ha. Sakın ha. Hızır ile karşılaştığınızı ve sırrınızı kimseye söylemeyin....</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong>Hızır Geliyor</strong> </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hoca, medresede ders verirken talebenin biri bazen ayağa kalkar. Hoca sebebini sorar. Talebe: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- <strong>Efendim Hızır geliyor da ondan.</strong> </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hoca: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- <strong>Ben niçin göremem?</strong> </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Talebe : </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- <strong>Sorayım efendim</strong>, deyip tekrar geldiğinde sorar. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hızır Aleyhisselam'ın: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- <strong>Hocan süsü ile çok uğraşıyor. Medreseye gelirken ayna önünde, cübbe sarık şöyle mi yakıştı, böyle mi yakıştı, diye fazlameşgul oluyor. bu gibi haller manevi terakkiye manidir</strong>, buyurduğunu hocaya bildirdiği günden itibaren, ayna karşısına geçmeyi terkedip, süslenmekten uzak kalan hoca efendinin, sarığı eskiyip sallanmaya başaldığından "<strong>Saçaklı Hoca</strong>" ismi verilmiştir. (Rahmetullahi Aleyh) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Terakk-i maneviye mani olan zinetten uzak kalmalı. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hatıratım, Ali Erol</span></span></span></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hızır olduğunu söylerim</span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ramazan... Cuma günü... Cuma vakti... Cami... Cemaat tek tük camiye girmekte. İmam kürsüde... Girenlerin arasında... O... Hızır... Hızır a.s. da genç ihtiyar arasında onlardan biri gibi gidiyor bir köşeye oturuyor. Kürsüde imam sohbete başlıyor... Hızır'ın yanına kırklarında bir adam gelip oturuyor. Cami yavaş yavaş dolmakta...</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak. Hızır a.s. adamı dürtüklüyor: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-<strong> Uyuyacaksın</strong>, der. Adam: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- <strong>Uyumam, beni rahat bırak</strong>. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hızır a.s. ses etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam ha uyudu ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- <strong>Uyuyacaksın dedim</strong>, der. Adam: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- <strong>Ben de sana uyumam, beni rahat bırak dedim. Rahat bırak beni. Rahat bırak yoksa, Hızır olduğunu söylerim. Buradan çıkamazsın. Bu kalabalık sakalında bir tel bırakmaz.</strong> </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hızır a.s. susar ve gözlerine kapar, boynunu büker Allah'a yönelerek: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Ya Rabbim! Bu nasıl iştir. Bu kulun benim kim olduğumu bildi. Bu nasıl iştirki bendeki listede bunun ismi yok. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Cevap gelir: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var. O ise benim sevdiklerimden... </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Allah sevdiklerinden etsin... Sevmek, seviyorum demek bir iddia. İş sevilenlerden olmak..<em>.</em> </span></span></span></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hızıra söyle</span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bediüzzaman Saidi Nursi Emirdağ veya Afyon hapishanesi'nde yatarken, bir gece Konya'nın Ladik kasabasına Ahmed Ağa'nın yanına geldi. </span></span><a href="https://javascript<b></b>:if(confirm('https://biriz.biz/evliyalar/ea0882.htm\n\nThis file was not retrieved by Teleport Pro, because it is addressed on a domain or path outside the boundaries set for its Starting Address.\n\nDo you want to open it from the server?'))window.location='https://biriz.biz/evliyalar/ea0882.htm'" target="_blank"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ahmed Ağa</span></span></a><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">'nın yanında o anda sadece oğlu Zekeriya vardı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bediüzzaman tayy-i mekan ederek gelmişti. Ahmed Ağa'nın odasının eşiğinde, ellerindeki kelepçeyi ve ayaklarındaki zincirleri çözdü, içeri girdi:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Bu çıksın, dedi, </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Zekeriya'dan ötürü, konuşacaklarım var...</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ahmed Ağa: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Mahzuru yok kardeşim, yabancımız değildir, oda duysun .., dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bediüzzaman: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Ahmed Ağa, üstada Hızıra söyle, tahammülüm kalmadı, dedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ahmed Ağa:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Olur, söyleyelim kardeşim Said, dedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bediüzzaman tekrar anında kelepçeyi ellerine zincirleri ayaklarına takarak geri döndü.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir müddet sonra aynı şekilde Bediüzzaman yine geldi ve:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Söyledin mi Ahmed Ağa?... Ne oldu netice? diye sordu.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ahmed Ağa:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Söyledim kardeşim Said, söyledim, dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bediüzzaman:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Ne dedi Üstad? diye sordu.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ahmed Ağa:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Sabretmeni söyledi, dedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bediüzzaman bu cevabı alınca, bu defa kapıdan değil, pencereden çıkıp gitti. Yine elleri kelepçeli, ayakları zincirli idi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Şimdi söyle bir sorulsa, hem tayy-i mekan edebiliyor, hapishaneye girip çıkabiliyor, kelepçelerini çözüp takıyor. Hemde hapishaneden çıkmak için Hazreti Hızır'dan yardım istiyor... Bu nasıl oluyor diye bir soru akla gelebilir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Evliyalar bu güce sahiptirler. o kuvvet ve o tasarruf ellerinde var ama, izin almadan kullanamazlar. İşte Bediüzzamanda o tasarruf kendisinde olduğu halde üstadı Hızır'dan izin almadan kullanamamıştır.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kaynak : Ladikli Ahmet Ağa, Mustafa Özdamar</span></span></span></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hızırı görmek istiyorum</span></span></strong></p><p> </p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Vaktiyle, saf-temiz bir adam, Hazreti Hızırı görmek derdine düşmüş. Ona birileri:</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Filan çöle gideceksin filan istikamete doğru yürüyeceksin, işte oralarda bir yerlerde Hızır'ı görebilirsin, demiş.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O da inanmış, o çöle gitmiş ve o istikamete doğru yüürmeye başlamış. Gariban adam çölde epeyce yürümüş. Bir müddet sonra birisiyle karşılaşmış:</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Selâmun aleyküm...</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Aleyküm selâm.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Hayırdır, yolculuk nereye kurban? demiş karşılaştığı adam.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Ben Hızır'ı görmek istiyorum. bu çölde bu istikamete gidersem görebleceğimi söylediler.... Gidiyorum işte....</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Peki Hızır'ı görünce tanıyabilecek misin?..</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Saf adam:</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Vallahi, o hiç aklıma gelmedi demiş.</span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Üzülme... Ben sana tarif edeyim: Benim gibi kara kuru, seyrek sakallı bir adamdır.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Eyvallah kurban demişler ve birbirlerinin tersine yürümüşler.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çok geçmeden aklı başına gelmiş, geri dönmüş ama, kara kuru seyrek sakallı Hızır (a.s.) sır olup gitmiş.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Adamcağız kulağını kaşımış ve...</span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Hay Allah, kaçırdık." demiş. Hızır'ı kaçırdığını anlamış.</span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'arial narrow'"></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">İnsanların en bilgini</span></span></span></strong></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Musa (a.s.) Beni İsrail'e hutbe irad etmek üzere ayağa kalktı. Kendisine, </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"İnsanların en bilgini kimdir?" diye soruldu:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Benim, diye cevap verdi. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Cenab-ı Hak, </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Allahulalem (yani en iyi bilen Allah'tır)" demediği için Musa'yı azarladı. Ve: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"İki denizin birleştiği yerde bulunan bir kulum senden daha alimdir" diye ona vahyetti.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hz. Musa (a.s.):</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Ey Rabbim ben onu nasıl bulabilirim? diye sordu. Kendisine:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bir zenbile bir balık koy, onu sırtına al. Balığı nerede yitirirsen o zat oradadır" dendi. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Dendiği gibi yaparak yola çıktı. Kendisiyle beraber, hizmetçisi olan Yuşa İbnu Nûn da yola çıktı. Beraberce yürüyerek bir kayanın yanına geldiler. Hz. Musa ve hizmetçisi dinlenmek üzere orada yattılar. Balık kımıldayarak zenbilden çıkıp denize kaydı. Allah ondan suyun akıntısını tuttu. Öyle ki su kemer gibi oldu. Balık için bir kanal meydana gelmişti. Hz. Musa (a.s.) ve hizmetçisi bu manzaraya şaşırdılar. Günlerinin geri kalan kısmı ile o gece boyu da yürüdüler. Musa'nın arkadaşı ona, balığın gitmesini haber vermeyi unutmuştu. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sabah olunca Hz. Musa (a.s.) hizmetcisine: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Hele sabah kahvaltımızı getir. Biz bu yolculukta yorulduk, dedi. Ama emrolunduğu yere gelinceye kadar yorulmamıştı. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hizmetçi:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Hani bir kayanın yanına gelmiş yatmıştık ya! Ben balığı orada unuttum. Onu hatırlatmayı, bana mutlaka şeytan unutturdu. Balık denize şaşılacak şekilde sıvışıp gitmişti, dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Musa (a.s.): </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bizim aradığımız orasıydı" dedi ve hemen izlerinin üzerine geri döndüler.</span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">İzlerini takiben yürüyerek kayaya kadar geldiler. Musa (a.s.) orada örtüsüne bürünmüş bir adam gördü ve ona selam verdi. Hızır (a.s.) ona:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Senin bu yerinde selâm ne gezer!</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Ben Musa'yım.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Benû İsrail'in Musa'sı mı?</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Evet.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Sen, Allah'ın sana öğrettiği bir ilmi bilmektesin ki ben onu bilmem. Ben de Allah'ın bana öğrettiği bir ilmi bilmekteyim ki, onu da sen bilemezsin.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Allah'ın sana öğrettiği hakkı bana öğretmen şartıyla sana uymamı kabul eder misin?</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Sen benimle beraber olmak sabrını gösteremezsin. Mahiyet ve hikmetini bilmediğin şeye nasıl sabredeceksin ki?</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-İnşallah sen beni çok sabırlı bulacaksın. Hem ben senin hiç bir emrine karşı gelmeyeceğim.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Öyleyse gel. Ancak, madem bana tabi olacaksın, ben sana haber vermedikçe bana hiç bir şey sormayacaksın! dedi. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hz. Musa (a.s.):</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Tamam! dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hz. Musa ve Hz. Hızır (a.s.) beraberce gittiler. Deniz kıyısında yürüyorlardı. Bir gemiye rastladılar. Kendilerin gemiye almalarını söylediler. Gemi sahipleri Hızır (a.s.)'ı tanıdılar. Ve ücret istemeksizin onları gemiye aldılar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hızır (a.s.), gidip, geminin tahtalarından birini deldi. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hz. Musa (a.s.) ona:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Bak, bunlar bizi bedava gemilerine aldılar, sen gidip gemilerini deldin, adamları boğacaksın. Hiç de yakışık almayan bir iş yaptın! dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hızır:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Ben sana, "benimle bulunmaya sabredemezsin" demedim mi? dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hz. Musa:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Unuttuğum şey sebebiyle beni sigaya çekme. Bu iş sebebiyle bana zorluk çıkarma! ricasında bulundu.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sonra bunlar gemiden indiler. Sahil boyu yürürken, çocuklarla oynayan bir yavrucak gördüler. Hızır (a.s.) yavrucağı yakaladığı gibi eliyle başını kopararak çocuğu öldürdü. Musa (a.s.):</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Masum bir çocuğu kısas hakkın olmaksızın niye öldürdün. Bu çok yadırganacak bir iş! dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Ben sana demedim mi, sen benim beraberliğime sabredemezsin! diye Hızır (a.s.), Musa'ya çıkıştı. Hz. Musa:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Ama bu birinciden de şiddetli idi" dedi ve ilave etti:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Bundan sonra sana bir şey sorarsam, beni arkadaş etme, nazarımda bu hususta haklı sayılacaksın, dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yola devam ettiler. Bir köye geldiler. Halktan yiyecek birşeyler istediler. Ama kimse onları ağırlamadı. Köyde yıkılmak üzere olan bir duvara rastladılar. Hızır (a.s.) eliyle şöyle göstererek: "Eğilmiş" diyordu. Onu doğrulttu. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hz. Musa (a.s.) ona:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Bir cemaat ki, kendilerine geliyoruz, bize ilgi gösterip, ağırlamıyorlar, yiyecek vermiyorlar. Sen onlara bedava iş yapıyorsun, dilesen ücret alabilirdin! dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hızır (a.s.), Hz. Musa'ya:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Artık birbirimizden ayrılma zamanı geldi. Şimdi sana sabredemediğin şeylerin te'vilini haber vereceğim, dedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Resûlullah (s.a.s) bu ara ilave etti:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Allah Musa'ya rahmet buyursun. Keşke, Hz. Hızır'la beraberliğe sabretseydi de maceralarını bize nakletseydi, bunu ne kadar isterdim!</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ravi devam ediyor: Resûlullah (s.a.s) buyurdular ki: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Birinci (soru)su Musa'nın bir unutması idi. Bir serçe gelerek geminin kenarına kondu. Sonra denizden gagasıyla su aldı. Hz. Hızır bunu göstererek Hz. Musa'ya, "Bak, dedi. Benim ve senin ilmin ve diğer mahlukatın ilmi, Allah'ın ilminden, şu kuşun denizden eksilttiği kadar eksiltir."</span></span></span></p><p> </p><p> </p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kaynak: Buhari, Tefsir, Kehf 2, 3, 4, İlm 16, 19, 44, İcare 7, Şurût 12, Bed'u'l-Halk 11, Enbiya 27, Tevhid 31; Müslim, Fedail 170, (2380); Tirmizi, Tefsir, Kehf, (3148); Ebu Davud, Sünnet 17, (4705, 4706, 4707)</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong>Nasıl bir Hızır bekliyordun</strong>?</span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Akşehir Kaymakamı </span></span><a href="https://javascript<b></b>:if(confirm('https://biriz.biz/evliyalar/ea0882.htm\n\nThis file was not retrieved by Teleport Pro, because it is addressed on a domain or path outside the boundaries set for its Starting Address.\n\nDo you want to open it from the server?'))window.location='https://biriz.biz/evliyalar/ea0882.htm#nasil'" target="_blank"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ladikli Ahmed Ağa</span></span></a><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">'ya:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Ahmed Ağa, demiş siz hep görüşüyorsunuz, bir de bana göster Hızır Aleyhisselâmı!..</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ahmed Ağa, Kaymakamın talebine yuvarlak çerçeveli bir cevap vermiş:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Oğlum, nasibse görürsünüz inşallah! demiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ahmed Ağa'nın hayranlarından olan Kaymakam, bir Ramazan günü, iftara yakın, iftar sofrasına oturmuşlar, ailecek iftar topunu bekliyorlar... Kaymakam sigara tiryakisiymiş. Kaymakam tiryakiliğin verdiği ruh haliyetiyle beklerken, kapısı üç kez çalınmış. Çıkmış bakmış Kaymakam, kapıda bir adam:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">-Biseciii! Bise alırmısınız efendiii?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Arkasında da bir deve, geviş getiriyor geve geve.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ne desin Kaymakam?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Ne bisesi be adam? Biseyi ne yapayım ben?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Peki efendi kızma! Bizden sorması, sanki ısmarlamış gibiydiniz de... Hadi iftar-ı şerifler hayrolsun! demiş, çekmiş devesinin yularını:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Biseciii! Bise alan, katran alan...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kaymakam kapıyı kapatıp da sofraya dönerken, mırıldanıp kendi kendine içinden: Allah Allaaah! Bu saatte bise mi satılır be adam? Mübarek iftar vakti... Fesûbhanallah! çekmiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir müddet sonra tekrar Ladik'e gittiği zaman:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Aşk olsun Ahmed Ağa, bize Hızır Aleyhisselâmı daha göstermeyecen mi Hacı Babam? diye sitem etmeye kalkınca, Ahmed Ağa:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Size de aşk olsun hay guzum! Kapınıza gelen Hızır'ı kovarsınız, ondan sonra da gelir bize sitem yaparsınız! demiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kaymakam şaşkınlık içinde:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Ne demek o? Ne zaman geldi Hacı Babam? diye sorunca, Ahmed Ağa:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Ramazanın son günlerinde, siz sofrada beklerken kapınıza bir Biseci geldi mi?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Geldi?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Devesinin semerindeki katran küplerine dikkat ettin mi, semere bağlı mıydı, değil miydi?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- Ben bu tiryaki kafasıyla nerden dikkat edecem ona Hacı Babam?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">- İçeceksen sen iç cigarayı oğlum! Cigara seni içmesin!... Hem sen nasıl bir Hızır bekliyordun? Yakası kartlı, kravatlı birini mi bekliyordun? Kolalı gömlekli, ütülü pantolonlu birini mi bekliyordun? Neyse... Gördün işte gayrı... Görmedim diyemezsin! Kaçırdın ammaa, gördün işte yine de... demiş ve teselli etmiş Kaymakamı, Ahmed Ağa, ama.... Kaymakam epey eyvah çekmiş tabiii..</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 24406, member: 1208"] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred][B]Hızır Aleyhisselam nasıl görülür?[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Sultan II. Mahmud Han zamanında yaşlı bir kadıncağız duymuş ki, Hazreti Hızır her gün yatsı namazında, Yeni Câmî'de görülürmüş. Kendisi de zâten Hızır Aleyhisselâm'ı görmeyi öteden beri çok istermiş. Duyduğu söz üstüne ertesi gün kocasına durumu bildirip, ondan izin alarak yatsı namazına Yeni Câmî'ye gitmiş. Namaz çıkışında, avluda bir kenara çekilmiş ve başlamış çıkanlara dikkatli dikkatli bakmaya. O pür dikkat çıkanları tâkip ederken, karşısından bir yaşlı amca çıkagelmiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Neye bakarsın hâtun?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Dediler ki, bu câmîde her gece Hızır Aleyhisselâm görünürmüş. Onu görmeye geldim. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Peki onu görsen nasıl tanıyacaksın?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Bilmem.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-O zaman buradan geçse, sen onu tanıyamazsın.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Doğru, nasıl da akıl edemedim.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Bak öyleyse, sana onu nasıl tanıyacağını öğreteyim.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Olur[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Arkamdaki câmîyi görüyor musun?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Evet[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Işıklarına bak. Söndü mü şimdi?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-A evet, söndü.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Şimdi bir daha bak, ışıklar tekrar yandı mı?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Baktım. Evet şimdi de yandı. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Peki öyleyse. İşte aynı böyle, arkasında duran câmînin ışıklarını olduğu yerden kıpırdamadan yakıp söndüren birisini görürsen, işte o Hızır'dır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Doğru mu?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Doğru[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Hay Allah râzı olsun, demiş ve kadın beklemeye devâm etmiş. Fakat tabiî herkes dağıldığı halde, târife uygun kimse çıkmamış. Bizimki de mahzun eve dönmüş. Kocası sormuş:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Gördün mü Hızır Aleyhisselâm'ı?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Yok, göremedim.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Vah vah.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Olsun, göremedim ama, nasıl görülür çok iyi öğrendim.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred][B]Hızır ve Gelin[/B] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]1930'lu yıllar. Rize. Anzer, halkın kendi tabiri ile Ancer. Dünyaca balı ile meşhur olan Ancer. Binlerce poleni ve şifayı içinde barındıran balıyla meşhur Ancer. Kış. Yaylacılık yapan Ancerlilerin bir kısmı aşağıya Rize'ye şehre inmemiş, kışlamışlar. Yazdan yığdıkları otlarıyla, mallarını kışdan çıkarıp, bahara eriştirmenin çabası içindeler. Evet hepsinin mal tabir ettiği koyunları, sığırları var, tektük birkaç tanesinin de kara kovanı var. Şifa niyetine ilaç niyetine küçük bir kavanozu dolduracak kadar balları olurdu çoğunun. O da kış bitmeden tükenir giderdi. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Meryem. Lezgilerin kızı Meryem. Yeni gelin, beyini gurbete Samsun'a göndermiş. O da o kış yaylada kışlamış. Sabaha kadar kar yağmıştır. Tam kürekle yolu açayım deyip, kapıya yönelmekte iken, kapısı çalınır. Kapıyı açari. İhtiyar bir adam selam verir ve: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Kızım, ben Aşağı Ancerdenim, gelinim aş eriyor, canı bal çekti, Allah rızası için, bir iki kaşık bal verirmisin? [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Meryem gelin düşünmez bile, Allah rızası değil mi der, dibinde üç dört kaşık bal kalmış olan kavonozu getirir , onun da yarısını ihtiyar'a verir. İhtiyar: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Allah razı olsun kızım, artsın eksilmesin der. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Meryem, kavanozu koymak için geri döner. Kavanozun ağzını kapatayım derken birde ne görsün, kavanoz ağzına kadar bal ile dolu. Meseleyi anlar, kapıya koşar, kar ile dolu yaylanın uçsuzluklarına bakar. Ne bir insan vardır ne de kar da bir iz. Gelen Hızırdır. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Aradan üç dört ay geçer, her gün bal yediği halde kavanoz her seferinde ağzına kadar bal ile doludur. Sırrını hiç kimseye açmaz. Yaza doğru beyi gurbetten gelir. Beyine her öğün bal verir. Bal bitmez, hem ancer balı olacak, bütün kış kalacak birde her öğün kaşık kaşık yenecek, bal bitmeyecek. Beyini merak sarar, sorar, cevap alamaz. Beyi en sonunda: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Ne olur beni seviyorsan söyle ne oluyor. bunda bir iş var. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred]Meryem dayanamaz ve ağzı kapalı kavonozu da alır ve olayı anlatır. Kavanozu açıp işte bak ağzına kadar dolu demek istediğinde bir de ne görsün? [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Kavonozun dibinde iki kaşık bal kalmış. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Evet, gerçek yaşanmış bir olay... Belki sizin başınıza da geldi, belki gelebilir. Meryem'in kavonozundaki bal bitmeyecekti. Sizin de belki cebinizdeki araba parasını verdiğiniz bir ihtiyar ardından elinizi her cebinizdeki cüzdana attığınızda tükenmeyecek para... Ama sakın ha. Sakın ha. Hızır ile karşılaştığınızı ve sırrınızı kimseye söylemeyin....[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred][B]Hızır Geliyor[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hoca, medresede ders verirken talebenin biri bazen ayağa kalkar. Hoca sebebini sorar. Talebe: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- [B]Efendim Hızır geliyor da ondan.[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hoca: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- [B]Ben niçin göremem?[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Talebe : [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- [B]Sorayım efendim[/B], deyip tekrar geldiğinde sorar. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hızır Aleyhisselam'ın: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- [B]Hocan süsü ile çok uğraşıyor. Medreseye gelirken ayna önünde, cübbe sarık şöyle mi yakıştı, böyle mi yakıştı, diye fazlameşgul oluyor. bu gibi haller manevi terakkiye manidir[/B], buyurduğunu hocaya bildirdiği günden itibaren, ayna karşısına geçmeyi terkedip, süslenmekten uzak kalan hoca efendinin, sarığı eskiyip sallanmaya başaldığından "[B]Saçaklı Hoca[/B]" ismi verilmiştir. (Rahmetullahi Aleyh) [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Terakk-i maneviye mani olan zinetten uzak kalmalı. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hatıratım, Ali Erol[/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][SIZE=3][COLOR=darkred]Hızır olduğunu söylerim[/COLOR][/SIZE][/B] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Ramazan... Cuma günü... Cuma vakti... Cami... Cemaat tek tük camiye girmekte. İmam kürsüde... Girenlerin arasında... O... Hızır... Hızır a.s. da genç ihtiyar arasında onlardan biri gibi gidiyor bir köşeye oturuyor. Kürsüde imam sohbete başlıyor... Hızır'ın yanına kırklarında bir adam gelip oturuyor. Cami yavaş yavaş dolmakta...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak. Hızır a.s. adamı dürtüklüyor: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-[B] Uyuyacaksın[/B], der. Adam: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- [B]Uyumam, beni rahat bırak[/B]. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hızır a.s. ses etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam ha uyudu ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- [B]Uyuyacaksın dedim[/B], der. Adam: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- [B]Ben de sana uyumam, beni rahat bırak dedim. Rahat bırak beni. Rahat bırak yoksa, Hızır olduğunu söylerim. Buradan çıkamazsın. Bu kalabalık sakalında bir tel bırakmaz.[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hızır a.s. susar ve gözlerine kapar, boynunu büker Allah'a yönelerek: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Ya Rabbim! Bu nasıl iştir. Bu kulun benim kim olduğumu bildi. Bu nasıl iştirki bendeki listede bunun ismi yok. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Cevap gelir: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var. O ise benim sevdiklerimden... [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Allah sevdiklerinden etsin... Sevmek, seviyorum demek bir iddia. İş sevilenlerden olmak..[I].[/I] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][SIZE=3][COLOR=darkred]Hızıra söyle[/COLOR][/SIZE][/B] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Bediüzzaman Saidi Nursi Emirdağ veya Afyon hapishanesi'nde yatarken, bir gece Konya'nın Ladik kasabasına Ahmed Ağa'nın yanına geldi. [/COLOR][/SIZE][URL="https://javascript<b></b>:if(confirm('https://biriz.biz/evliyalar/ea0882.htm\n\nThis file was not retrieved by Teleport Pro, because it is addressed on a domain or path outside the boundaries set for its Starting Address.\n\nDo you want to open it from the server?'))window.location='https://biriz.biz/evliyalar/ea0882.htm'"][SIZE=3][COLOR=darkred]Ahmed Ağa[/COLOR][/SIZE][/URL][SIZE=3][COLOR=darkred]'nın yanında o anda sadece oğlu Zekeriya vardı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Bediüzzaman tayy-i mekan ederek gelmişti. Ahmed Ağa'nın odasının eşiğinde, ellerindeki kelepçeyi ve ayaklarındaki zincirleri çözdü, içeri girdi:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Bu çıksın, dedi, [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Zekeriya'dan ötürü, konuşacaklarım var...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Ahmed Ağa: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Mahzuru yok kardeşim, yabancımız değildir, oda duysun .., dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Bediüzzaman: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Ahmed Ağa, üstada Hızıra söyle, tahammülüm kalmadı, dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Ahmed Ağa:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Olur, söyleyelim kardeşim Said, dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Bediüzzaman tekrar anında kelepçeyi ellerine zincirleri ayaklarına takarak geri döndü.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir müddet sonra aynı şekilde Bediüzzaman yine geldi ve:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Söyledin mi Ahmed Ağa?... Ne oldu netice? diye sordu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Ahmed Ağa:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Söyledim kardeşim Said, söyledim, dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Bediüzzaman:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Ne dedi Üstad? diye sordu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Ahmed Ağa:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Sabretmeni söyledi, dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Bediüzzaman bu cevabı alınca, bu defa kapıdan değil, pencereden çıkıp gitti. Yine elleri kelepçeli, ayakları zincirli idi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Şimdi söyle bir sorulsa, hem tayy-i mekan edebiliyor, hapishaneye girip çıkabiliyor, kelepçelerini çözüp takıyor. Hemde hapishaneden çıkmak için Hazreti Hızır'dan yardım istiyor... Bu nasıl oluyor diye bir soru akla gelebilir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Evliyalar bu güce sahiptirler. o kuvvet ve o tasarruf ellerinde var ama, izin almadan kullanamazlar. İşte Bediüzzamanda o tasarruf kendisinde olduğu halde üstadı Hızır'dan izin almadan kullanamamıştır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Kaynak : Ladikli Ahmet Ağa, Mustafa Özdamar[/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][SIZE=3][COLOR=darkred]Hızırı görmek istiyorum[/COLOR][/SIZE][/B] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=arial narrow][FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Vaktiyle, saf-temiz bir adam, Hazreti Hızırı görmek derdine düşmüş. Ona birileri:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Filan çöle gideceksin filan istikamete doğru yürüyeceksin, işte oralarda bir yerlerde Hızır'ı görebilirsin, demiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]O da inanmış, o çöle gitmiş ve o istikamete doğru yüürmeye başlamış. Gariban adam çölde epeyce yürümüş. Bir müddet sonra birisiyle karşılaşmış:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Selâmun aleyküm...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Aleyküm selâm.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Hayırdır, yolculuk nereye kurban? demiş karşılaştığı adam.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Ben Hızır'ı görmek istiyorum. bu çölde bu istikamete gidersem görebleceğimi söylediler.... Gidiyorum işte....[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Peki Hızır'ı görünce tanıyabilecek misin?..[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Saf adam:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Vallahi, o hiç aklıma gelmedi demiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=arial narrow][FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Üzülme... Ben sana tarif edeyim: Benim gibi kara kuru, seyrek sakallı bir adamdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Eyvallah kurban demişler ve birbirlerinin tersine yürümüşler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Çok geçmeden aklı başına gelmiş, geri dönmüş ama, kara kuru seyrek sakallı Hızır (a.s.) sır olup gitmiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Adamcağız kulağını kaşımış ve...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Hay Allah, kaçırdık." demiş. Hızır'ı kaçırdığını anlamış.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [B][FONT=times new roman][SIZE=3][COLOR=darkred]İnsanların en bilgini[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Musa (a.s.) Beni İsrail'e hutbe irad etmek üzere ayağa kalktı. Kendisine, [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]"İnsanların en bilgini kimdir?" diye soruldu:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Benim, diye cevap verdi. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Cenab-ı Hak, [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]"Allahulalem (yani en iyi bilen Allah'tır)" demediği için Musa'yı azarladı. Ve: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]"İki denizin birleştiği yerde bulunan bir kulum senden daha alimdir" diye ona vahyetti.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hz. Musa (a.s.):[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Ey Rabbim ben onu nasıl bulabilirim? diye sordu. Kendisine:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bir zenbile bir balık koy, onu sırtına al. Balığı nerede yitirirsen o zat oradadır" dendi. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Dendiği gibi yaparak yola çıktı. Kendisiyle beraber, hizmetçisi olan Yuşa İbnu Nûn da yola çıktı. Beraberce yürüyerek bir kayanın yanına geldiler. Hz. Musa ve hizmetçisi dinlenmek üzere orada yattılar. Balık kımıldayarak zenbilden çıkıp denize kaydı. Allah ondan suyun akıntısını tuttu. Öyle ki su kemer gibi oldu. Balık için bir kanal meydana gelmişti. Hz. Musa (a.s.) ve hizmetçisi bu manzaraya şaşırdılar. Günlerinin geri kalan kısmı ile o gece boyu da yürüdüler. Musa'nın arkadaşı ona, balığın gitmesini haber vermeyi unutmuştu. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Sabah olunca Hz. Musa (a.s.) hizmetcisine: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Hele sabah kahvaltımızı getir. Biz bu yolculukta yorulduk, dedi. Ama emrolunduğu yere gelinceye kadar yorulmamıştı. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hizmetçi:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Hani bir kayanın yanına gelmiş yatmıştık ya! Ben balığı orada unuttum. Onu hatırlatmayı, bana mutlaka şeytan unutturdu. Balık denize şaşılacak şekilde sıvışıp gitmişti, dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Musa (a.s.): [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bizim aradığımız orasıydı" dedi ve hemen izlerinin üzerine geri döndüler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]İzlerini takiben yürüyerek kayaya kadar geldiler. Musa (a.s.) orada örtüsüne bürünmüş bir adam gördü ve ona selam verdi. Hızır (a.s.) ona:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Senin bu yerinde selâm ne gezer![/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Ben Musa'yım.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Benû İsrail'in Musa'sı mı?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Evet.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Sen, Allah'ın sana öğrettiği bir ilmi bilmektesin ki ben onu bilmem. Ben de Allah'ın bana öğrettiği bir ilmi bilmekteyim ki, onu da sen bilemezsin.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Allah'ın sana öğrettiği hakkı bana öğretmen şartıyla sana uymamı kabul eder misin?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Sen benimle beraber olmak sabrını gösteremezsin. Mahiyet ve hikmetini bilmediğin şeye nasıl sabredeceksin ki?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-İnşallah sen beni çok sabırlı bulacaksın. Hem ben senin hiç bir emrine karşı gelmeyeceğim.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Öyleyse gel. Ancak, madem bana tabi olacaksın, ben sana haber vermedikçe bana hiç bir şey sormayacaksın! dedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hz. Musa (a.s.):[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Tamam! dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hz. Musa ve Hz. Hızır (a.s.) beraberce gittiler. Deniz kıyısında yürüyorlardı. Bir gemiye rastladılar. Kendilerin gemiye almalarını söylediler. Gemi sahipleri Hızır (a.s.)'ı tanıdılar. Ve ücret istemeksizin onları gemiye aldılar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hızır (a.s.), gidip, geminin tahtalarından birini deldi. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hz. Musa (a.s.) ona:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Bak, bunlar bizi bedava gemilerine aldılar, sen gidip gemilerini deldin, adamları boğacaksın. Hiç de yakışık almayan bir iş yaptın! dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hızır:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Ben sana, "benimle bulunmaya sabredemezsin" demedim mi? dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hz. Musa:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Unuttuğum şey sebebiyle beni sigaya çekme. Bu iş sebebiyle bana zorluk çıkarma! ricasında bulundu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Sonra bunlar gemiden indiler. Sahil boyu yürürken, çocuklarla oynayan bir yavrucak gördüler. Hızır (a.s.) yavrucağı yakaladığı gibi eliyle başını kopararak çocuğu öldürdü. Musa (a.s.):[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Masum bir çocuğu kısas hakkın olmaksızın niye öldürdün. Bu çok yadırganacak bir iş! dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Ben sana demedim mi, sen benim beraberliğime sabredemezsin! diye Hızır (a.s.), Musa'ya çıkıştı. Hz. Musa:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Ama bu birinciden de şiddetli idi" dedi ve ilave etti:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Bundan sonra sana bir şey sorarsam, beni arkadaş etme, nazarımda bu hususta haklı sayılacaksın, dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Yola devam ettiler. Bir köye geldiler. Halktan yiyecek birşeyler istediler. Ama kimse onları ağırlamadı. Köyde yıkılmak üzere olan bir duvara rastladılar. Hızır (a.s.) eliyle şöyle göstererek: "Eğilmiş" diyordu. Onu doğrulttu. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hz. Musa (a.s.) ona:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Bir cemaat ki, kendilerine geliyoruz, bize ilgi gösterip, ağırlamıyorlar, yiyecek vermiyorlar. Sen onlara bedava iş yapıyorsun, dilesen ücret alabilirdin! dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Hızır (a.s.), Hz. Musa'ya:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Artık birbirimizden ayrılma zamanı geldi. Şimdi sana sabredemediğin şeylerin te'vilini haber vereceğim, dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Resûlullah (s.a.s) bu ara ilave etti:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Allah Musa'ya rahmet buyursun. Keşke, Hz. Hızır'la beraberliğe sabretseydi de maceralarını bize nakletseydi, bunu ne kadar isterdim![/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Ravi devam ediyor: Resûlullah (s.a.s) buyurdular ki: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]"Birinci (soru)su Musa'nın bir unutması idi. Bir serçe gelerek geminin kenarına kondu. Sonra denizden gagasıyla su aldı. Hz. Hızır bunu göstererek Hz. Musa'ya, "Bak, dedi. Benim ve senin ilmin ve diğer mahlukatın ilmi, Allah'ın ilminden, şu kuşun denizden eksilttiği kadar eksiltir."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred]Kaynak: Buhari, Tefsir, Kehf 2, 3, 4, İlm 16, 19, 44, İcare 7, Şurût 12, Bed'u'l-Halk 11, Enbiya 27, Tevhid 31; Müslim, Fedail 170, (2380); Tirmizi, Tefsir, Kehf, (3148); Ebu Davud, Sünnet 17, (4705, 4706, 4707)[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred][B]Nasıl bir Hızır bekliyordun[/B]?[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Akşehir Kaymakamı [/COLOR][/SIZE][URL="https://javascript<b></b>:if(confirm('https://biriz.biz/evliyalar/ea0882.htm\n\nThis file was not retrieved by Teleport Pro, because it is addressed on a domain or path outside the boundaries set for its Starting Address.\n\nDo you want to open it from the server?'))window.location='https://biriz.biz/evliyalar/ea0882.htm#nasil'"][SIZE=3][COLOR=darkred]Ladikli Ahmed Ağa[/COLOR][/SIZE][/URL][SIZE=3][COLOR=darkred]'ya:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Ahmed Ağa, demiş siz hep görüşüyorsunuz, bir de bana göster Hızır Aleyhisselâmı!..[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Ahmed Ağa, Kaymakamın talebine yuvarlak çerçeveli bir cevap vermiş:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Oğlum, nasibse görürsünüz inşallah! demiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Ahmed Ağa'nın hayranlarından olan Kaymakam, bir Ramazan günü, iftara yakın, iftar sofrasına oturmuşlar, ailecek iftar topunu bekliyorlar... Kaymakam sigara tiryakisiymiş. Kaymakam tiryakiliğin verdiği ruh haliyetiyle beklerken, kapısı üç kez çalınmış. Çıkmış bakmış Kaymakam, kapıda bir adam:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]-Biseciii! Bise alırmısınız efendiii?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Arkasında da bir deve, geviş getiriyor geve geve.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Ne desin Kaymakam?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Ne bisesi be adam? Biseyi ne yapayım ben?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Peki efendi kızma! Bizden sorması, sanki ısmarlamış gibiydiniz de... Hadi iftar-ı şerifler hayrolsun! demiş, çekmiş devesinin yularını:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Biseciii! Bise alan, katran alan...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Kaymakam kapıyı kapatıp da sofraya dönerken, mırıldanıp kendi kendine içinden: Allah Allaaah! Bu saatte bise mi satılır be adam? Mübarek iftar vakti... Fesûbhanallah! çekmiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir müddet sonra tekrar Ladik'e gittiği zaman:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Aşk olsun Ahmed Ağa, bize Hızır Aleyhisselâmı daha göstermeyecen mi Hacı Babam? diye sitem etmeye kalkınca, Ahmed Ağa:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Size de aşk olsun hay guzum! Kapınıza gelen Hızır'ı kovarsınız, ondan sonra da gelir bize sitem yaparsınız! demiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]Kaymakam şaşkınlık içinde:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Ne demek o? Ne zaman geldi Hacı Babam? diye sorunca, Ahmed Ağa:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Ramazanın son günlerinde, siz sofrada beklerken kapınıza bir Biseci geldi mi?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Geldi?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Devesinin semerindeki katran küplerine dikkat ettin mi, semere bağlı mıydı, değil miydi?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- Ben bu tiryaki kafasıyla nerden dikkat edecem ona Hacı Babam?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred] [/COLOR][/SIZE] [FONT=verdana][SIZE=3][COLOR=darkred]- İçeceksen sen iç cigarayı oğlum! Cigara seni içmesin!... Hem sen nasıl bir Hızır bekliyordun? Yakası kartlı, kravatlı birini mi bekliyordun? Kolalı gömlekli, ütülü pantolonlu birini mi bekliyordun? Neyse... Gördün işte gayrı... Görmedim diyemezsin! Kaçırdın ammaa, gördün işte yine de... demiş ve teselli etmiş Kaymakamı, Ahmed Ağa, ama.... Kaymakam epey eyvah çekmiş tabiii..[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Hızır Hikayeleri
Üst
Alt