Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Hanım sahabeler
Hind Binti Amr (r.a)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 5852" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px">Hind binti Amr radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize hicretten sonra biat eden hanımlardan… Allah ve Rasûlüne imânî bir aşk ile teslim olmuş, malını canını fedâdan çekinmeyen bir hanım sahâbi… Uhud’da gösterdiği metâneti ve muhabbeti dillere destan bahtiyar, yiğit bir hanım...</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> O, Medine’nin iki büyük kabilesinden biri olan Hazrec kabîlesinin Benî Seleme koluna mensuptur. Uhud Savaşında müslümanlardan ilk şehid olan Abdullah İbni Haram (r.a)’ın kızkardeşidir. Çok hadis rivâyet etmesiyle meşhur olmuş bir sahâbî olan Câbir İbni Abdullah (r.a)’ın da halası olur. Annesinin adı Hind binti Kays İbni Kureym’dir.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> O, Benî Seleme kabîlesinin reisi, cömertliğiyle ve putlara aşırı bağlılığı ile tanınan Amr İbni Cemûh ile evlendi. Bu evlilikten dört oğlu oldu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind binti Amr (r.anhâ) Uhud günü, müslüman yaralıların tedâvisinde hizmet etmek üzere savaş meydanına kadar giden dokuz veya ondört hanımdan biri olarak bilinir.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> O, akıllı, zeki, kendine güvenli, ibtilâlar karşısında sabır ve metânetini kaybetmeyen cesûr bir hanımdır.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> O, Uhud savaşından sonra şehidlerini Medine’ye nakletme sırasında sergilediği davranışlarıyla, kalbinin Allah ve Rasûlünün sevgisiyle dopdolu olduğunu gösteren bir muhabbet eridir.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> O, Uhud günü şehid düşen kocası, kardeşi ve oğullarını savaş meydanında ararken, cesedleri başında durup için için ağladı. Kendini ancak gönlündeki Rasûlullah sevgisiyle teselli etmeye çalıştı. “Rasûlullah sağ olduktan sonra hiç bir felâketin önemi yoktur.” diyerek büyük bir sabır ve matânet ile sergileyerek kendini teskin etti. Ancak bu sözlerle sükûnet buldu.” </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> O, şehid âile fertlerinin fâni bedenlerini bir deve üzerine yükleyip Medine’ye nakletmeyi istedi. Fakat buna muvaffak olamadı. Deve Medine tarafına yönlendirilince gitmiyordu. Bu nasıl bir duygu idi? Neden Uhud tarafına gidiyor da Medine’ye yönelince duruyordu? İlâhi bir sırrın var olduğunu anladı ve deveyi zorlamayıp kendi hâline bıraktı. İbretlik bir hâdise olarak Hind’in başından geçen bu olay şöyle nakledilir:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind binti Amr (r.anhâ) Uhud savaşından sonra kocası Amr İbni Cemûh, oğlu Hallâd ve kardeşi Abdullah’ın şehid bedenlerini bir deve üstüne yükleyerek Medine’ye götürüyordu. Hz. Âişe (r.anhâ) annemiz de bir haber almak için Uhud’a giden yol üzerine çıkmıştı. Harre mevkiinde Hind ile karşılaşınca ona olup bitenleri sordu ve:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Geride ne haber var?” dedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind (r.anhâ) zekî bir hanımdı. Hz. Âişe (a.anhâ) annemizin merakını hemen gidermek için: “Rasûlullah sağ olduktan sonra hiç bir felâket önemli sayılmaz.” dedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind bu sözleriyle hem gönlündeki Rasûlullah sevgisini açıklıyor, hem de Hz. Âişe annemizi bekletmeden cevap vermiş oluyordu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hz. Âişe (r.anhâ) annemizin gözleri devenin üstündeki cesedlere takılmıştı. Onları göstererek:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Bunlar kimdir?” dedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind (r.anhâ) hüzünlü bir sesle:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Kardeşim Abdullah, oğlum Hallâd ve kocam Amr’dır” dedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hz. Âişe (r.anhâ):</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Onları nereye götürüyorsun?” dedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind (r.anhâ):</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Medine’de Bakîa kabristanlığına defnetmek istiyorum.” dedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind (r.anhâ) devesini sürdü. Fakat deve yürümedi. Biraz zorlayınca da yere çöküverdi. Hz. Âişe (r.anhâ) ona:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Deve yükünün ağırlığından mı çöküyor acâba?” diye sordu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind (r.anhâ) da:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Neden çöktüğünü bilmiyorum. Başka zamanlarda iki devenin yükünü taşırdı. Bugün onda farklı bir hal seziyorum.” dedi.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Bir müddet uğraştıktan sonra deve kalktı. Ancak Medine’ye yönlendirilince yine çöktü. Tekrar kaldırıldı. Yönü Uhud’a çevrildiğinde koşmaya başladı. Hind (r.anhâ) devenin bu garip durumunu Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizin yanına varıp anlattı. İki Cihan Güneşi efendimiz ona:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Deve görevlidir. Amr sana bir şey söylemiş miydi? Onun herhangi bir vasiyeti var mıydı?” diye sordu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind de:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Topal olduğu için Bedir Gazvesine katılamayan kocasının Uhud’a giderken şöyle duâ ettiğini söyledi:</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Allah’ım! Bana şehidlik nasib et! Beni mahrum bir vaziyette; şehitliği kaybetmiş olarak zillet içerisinde âilemin yanına döndürme!” dediğini nakletti.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Bunun üzerine Fahr-i Kâinat (s.a.) efendimiz Hind’e: </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “İşte bunun içindir ki, deve yürümez Ey Ensâr! Sizden her kim Allah’a yemin etmişse yeminine sâdık kalsın.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Ey Hind! Kocan Amr sâdıklardandır. O şehid edildiği andan itibaren melekler kanatlarıyla üzerine gölgelik yaptılar. Nereye defnedilecek diye bakıp durdular.” </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Şehidler defnedildikten sonra Rahmet Peygamberi Efendimiz sahâbesi Hind’i teselli etmek niyetiyle: </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> “Ey Hind! Cennette kocan Amr İbni Cemûh, oğlun Hallâd ve kardeşin Abdullah bir araya gelecek ve arkadaş olacaklar.” buyurdu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Hind (r.anhâ) bu müjdeyi alınca pek sevindi. Hemen fırsatı kaçırmadan Efendimize: “Yâ Rasûlallah! Allah’a duâ et de beni de onlarla beraber bir araya getirsin” diye niyazda bulundu.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Microsoft Sans Serif'"><span style="font-size: 12px"> Rabbımız cümlemizi şefaatlerine nâil eylesin. Amin</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 5852, member: 3"] [INDENT][FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3]Hind binti Amr radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize hicretten sonra biat eden hanımlardan… Allah ve Rasûlüne imânî bir aşk ile teslim olmuş, malını canını fedâdan çekinmeyen bir hanım sahâbi… Uhud’da gösterdiği metâneti ve muhabbeti dillere destan bahtiyar, yiğit bir hanım...[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] O, Medine’nin iki büyük kabilesinden biri olan Hazrec kabîlesinin Benî Seleme koluna mensuptur. Uhud Savaşında müslümanlardan ilk şehid olan Abdullah İbni Haram (r.a)’ın kızkardeşidir. Çok hadis rivâyet etmesiyle meşhur olmuş bir sahâbî olan Câbir İbni Abdullah (r.a)’ın da halası olur. Annesinin adı Hind binti Kays İbni Kureym’dir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] O, Benî Seleme kabîlesinin reisi, cömertliğiyle ve putlara aşırı bağlılığı ile tanınan Amr İbni Cemûh ile evlendi. Bu evlilikten dört oğlu oldu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind binti Amr (r.anhâ) Uhud günü, müslüman yaralıların tedâvisinde hizmet etmek üzere savaş meydanına kadar giden dokuz veya ondört hanımdan biri olarak bilinir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] O, akıllı, zeki, kendine güvenli, ibtilâlar karşısında sabır ve metânetini kaybetmeyen cesûr bir hanımdır.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] O, Uhud savaşından sonra şehidlerini Medine’ye nakletme sırasında sergilediği davranışlarıyla, kalbinin Allah ve Rasûlünün sevgisiyle dopdolu olduğunu gösteren bir muhabbet eridir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] O, Uhud günü şehid düşen kocası, kardeşi ve oğullarını savaş meydanında ararken, cesedleri başında durup için için ağladı. Kendini ancak gönlündeki Rasûlullah sevgisiyle teselli etmeye çalıştı. “Rasûlullah sağ olduktan sonra hiç bir felâketin önemi yoktur.” diyerek büyük bir sabır ve matânet ile sergileyerek kendini teskin etti. Ancak bu sözlerle sükûnet buldu.” [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] O, şehid âile fertlerinin fâni bedenlerini bir deve üzerine yükleyip Medine’ye nakletmeyi istedi. Fakat buna muvaffak olamadı. Deve Medine tarafına yönlendirilince gitmiyordu. Bu nasıl bir duygu idi? Neden Uhud tarafına gidiyor da Medine’ye yönelince duruyordu? İlâhi bir sırrın var olduğunu anladı ve deveyi zorlamayıp kendi hâline bıraktı. İbretlik bir hâdise olarak Hind’in başından geçen bu olay şöyle nakledilir:[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind binti Amr (r.anhâ) Uhud savaşından sonra kocası Amr İbni Cemûh, oğlu Hallâd ve kardeşi Abdullah’ın şehid bedenlerini bir deve üstüne yükleyerek Medine’ye götürüyordu. Hz. Âişe (r.anhâ) annemiz de bir haber almak için Uhud’a giden yol üzerine çıkmıştı. Harre mevkiinde Hind ile karşılaşınca ona olup bitenleri sordu ve:[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Geride ne haber var?” dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind (r.anhâ) zekî bir hanımdı. Hz. Âişe (a.anhâ) annemizin merakını hemen gidermek için: “Rasûlullah sağ olduktan sonra hiç bir felâket önemli sayılmaz.” dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind bu sözleriyle hem gönlündeki Rasûlullah sevgisini açıklıyor, hem de Hz. Âişe annemizi bekletmeden cevap vermiş oluyordu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hz. Âişe (r.anhâ) annemizin gözleri devenin üstündeki cesedlere takılmıştı. Onları göstererek:[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Bunlar kimdir?” dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind (r.anhâ) hüzünlü bir sesle:[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Kardeşim Abdullah, oğlum Hallâd ve kocam Amr’dır” dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hz. Âişe (r.anhâ):[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Onları nereye götürüyorsun?” dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind (r.anhâ):[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Medine’de Bakîa kabristanlığına defnetmek istiyorum.” dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind (r.anhâ) devesini sürdü. Fakat deve yürümedi. Biraz zorlayınca da yere çöküverdi. Hz. Âişe (r.anhâ) ona:[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Deve yükünün ağırlığından mı çöküyor acâba?” diye sordu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind (r.anhâ) da:[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Neden çöktüğünü bilmiyorum. Başka zamanlarda iki devenin yükünü taşırdı. Bugün onda farklı bir hal seziyorum.” dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Bir müddet uğraştıktan sonra deve kalktı. Ancak Medine’ye yönlendirilince yine çöktü. Tekrar kaldırıldı. Yönü Uhud’a çevrildiğinde koşmaya başladı. Hind (r.anhâ) devenin bu garip durumunu Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizin yanına varıp anlattı. İki Cihan Güneşi efendimiz ona:[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Deve görevlidir. Amr sana bir şey söylemiş miydi? Onun herhangi bir vasiyeti var mıydı?” diye sordu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind de:[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Topal olduğu için Bedir Gazvesine katılamayan kocasının Uhud’a giderken şöyle duâ ettiğini söyledi:[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Allah’ım! Bana şehidlik nasib et! Beni mahrum bir vaziyette; şehitliği kaybetmiş olarak zillet içerisinde âilemin yanına döndürme!” dediğini nakletti.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Bunun üzerine Fahr-i Kâinat (s.a.) efendimiz Hind’e: [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “İşte bunun içindir ki, deve yürümez Ey Ensâr! Sizden her kim Allah’a yemin etmişse yeminine sâdık kalsın.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Ey Hind! Kocan Amr sâdıklardandır. O şehid edildiği andan itibaren melekler kanatlarıyla üzerine gölgelik yaptılar. Nereye defnedilecek diye bakıp durdular.” [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Şehidler defnedildikten sonra Rahmet Peygamberi Efendimiz sahâbesi Hind’i teselli etmek niyetiyle: [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] “Ey Hind! Cennette kocan Amr İbni Cemûh, oğlun Hallâd ve kardeşin Abdullah bir araya gelecek ve arkadaş olacaklar.” buyurdu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Hind (r.anhâ) bu müjdeyi alınca pek sevindi. Hemen fırsatı kaçırmadan Efendimize: “Yâ Rasûlallah! Allah’a duâ et de beni de onlarla beraber bir araya getirsin” diye niyazda bulundu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [FONT=Microsoft Sans Serif][SIZE=3] Rabbımız cümlemizi şefaatlerine nâil eylesin. Amin[/SIZE][/FONT] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Hanım sahabeler
Hind Binti Amr (r.a)
Üst
Alt