Himmetleri öylesine yüksektir ki,

Bende

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Mart 2011
Mesajlar
31
Tepkime puanı
1
Himmetleri öylesine yüksektir ki, ne elde ettikleriyle yetinirler, ne de kaçırdıkları fırsatlarla ye'se düşer ve paniğe kapılırlar.

Başarılarını Allah'tan bilir, falsolarını nefislerine verir, her zaman düz durur ve devrilmemeye çalışırlar. Ezkaza bir sarsılma söz konusu olursa, hemen doğrulur ve yollarına devam ederler.


Ne dünyevî imkânlardan kazandıklarıyla aşırı sevinip çılgınlığa girer, ne de kaçırdıkları imkânlardan ötürü tasa ve keder yaşarlar.


Bütün mazhariyetlerini Hak'tan bilir ve bir yandan imtihan ediliyor olabilecekleri mülâhazasıyla tir tir titrerken, diğer yandan da bütün iyilikleri, güzellikleri O'na bağlayarak, O'nun huzur-u mehabetinde her zaman saygıyla iki büklüm bulunurlar.


Onların bu sağlam duruşları karşısında da Allah, bu seçkinlerden seçkin kimseleri asla yalnız bırakmaz; onları dünyada nusretiyle teyit ederek "Yeryüzü Mirasçıları" olmakla şereflendirir; ahirette de, "Cennetü'l-Firdevs"in vârisleri kılar.


İşte şahidi;


"Şu bir gerçektir ki Biz, zikirden (Tevrat) sonra Zebur'da da: "Dünyaya salih kullarım vâris olacak." (ve dünya onların rengine boyanacaktır şeklinde) yazdık." (Enbiyâ Sûresi, 21/105);


"İşte gerçek mirasçılar bunlardır.. ve bunlar Firdevs cennetlerinde ebedî kalacak olanlardır." (Mü'minûn Sûresi, 23/10-11)
 
Üst Alt