Ve Aleykum selam kardesim Hos geldiniz Allah cc. Yar ve Yardimcimiz olsun..cumlemize Hidayet versin...
Hidayet Allah’tandır, Allah’ın El- Hâdî Güzel İsmi
Allah (c.c.) insan ve cin sınıfı dışındaki tüm canlı varlıklara uyulması zorunlu olan bir yaşam tarzı vermiştir.
Bunu onların iç dünyalarına bir program olarak yerleştirmiştir.
Her canlı varlık buna göre yaşar, beslenir, ürer ve ölür. Göçmen kuşlar bununla nereye göç edeceklerini bilirler.
el-Hâdî güzel isminin evrensel çaptaki tecellisidir. Bundan insan da payını alır.
İnsan diğer varlıklardan ayrı olarak irade sahibidir. Ona yaşam tarzını belirleme ve seçme sorumluğu yüklenmiştir.
Bu konuda yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır: “Ona hayır ve şerri, her iki yolu da gösterdik ”,
“Biz ona hidayet yolunu gösterdik. İster şükredici olsun, ister nankör ”
İslam dinine göre yaşam tarzını belirleme hakkı Allah’ındır. Çünkü Allah (c.c.) yaratıcı olarak bu hakka doğal olarak sahiptir.
Bir anne-babanın evladını yada evlatlarını istediği gibi yetiştirme ve eğitme hakkına sahip olması gibi yüce Allah (c.c.) da insanlar üzerinde böyle bir hakka sahiptir.
Evrende, yeryüzünde, bizzat insanın kendisinde Allah’ın (c.c.) varlık ve birliğine dair sınırsız sayıda ayetler bulunmakla beraber Allah (c.c.) gönderdiği peygamberler ve indirdiği kitaplarla insana uyması gereken yaşam tarzını da sunmuştur.
Allah (c.c.) rızasını dinine uyanlara, yani belirlediği yaşam tarzına uygun yaşayanlara tahsis etmiştir. İslam dini bir yaşam tarzıdır. Hayatı baştan sona kadar düzenler. Emir ve yasaklardan oluşur. Kişinin bunlara can u gönülden uyması bir kararı gerektirir.
Bu belki kalben bir yönelmedir, bir içtenliktir.
Tövbe etme isteğidir. Mahiyetini tam olarak bilemiyoruz, ama Allah’a (c.c.) yönelme adına bir adım olsa gerektir.
Gerçi haramlarda nefsi tatmin eden bir lezzet, emirlerde nefse yük olan bir ağırlık vardır. Bu yüzden kişi bir tereddüt içerisindedir. Kendi başına yola girmesi adeta imkânsızdır.
İşte tam bu noktada Allah (c.c.) el-Hâdî güzel ismi ile o kulda tecelli eder. Ona hidayeti nasip eder. Et-Tevvâb güzel ismiyle tövbe etmesini sağlar, tövbesini kabul eder.
Şu ayet-i kerimede bu kolaylığa, ruhun İslam dini ile ulaştığı huzura işaret edilmiştir:
“Allah kimi hidayete eriştirmek isterse onun göğsünü İslam’a açar. Kimi de saptırmak isterse onun göğsünü sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar ”
İşte bu hidayet nimetinde vesilelere takılıp kalmamak gerekir. Kim bilir belki bir bela ve musibet, bir örnek kişi, bir farklı ortam, bir kitap bu hidayet için vesile olmuş olabilir.
İşte Allah (c.c.) el- Hâdî güzel ismiyle bu vesilelere takılıp kalmamayı, hidayeti verenin bizzat Kendi’si olduğunu belirtmektedir.
El-Hâdî (kalplere hidayet yolunu gösteren, insanlara hidayet veren) güzel ismi ile kula düşen görev, insanların hidayetine vesile olmak için elinden geleni yapıp sonucu Allah’a (c.c.) bırakmaktır.
asagidaki konuyu okursaniz ins.. sordugunuz diger sorunun da cevabini birlikte ogrenmis oluruz..
Hayirli aksamlar...