Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Hidayet ve Dalalet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 43816" data-attributes="member: 3"><p><span style="font-size: 12px">Buraya kadar yapılan açıklamalar; hidayet ve dalâleti Allah Subhenehû ve Teala’ya nisbet eden ayetler açısından yapılan bir açıklama idi. Ancak hidayet ve dalâleti meşiet/dileme ile birlikte ifade eden ayetler açısından konuyu ele almaya gelince;</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">يُضِلُّ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ "Dilediğini dalâlete düşürür dilediğini de hidayete eriştirir."<span style="color: Blue">[37]</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ayette geçenيشـاء fiilinin mastarı olan meşiet kelimesi, irade etmek anlamındadır. Dolayısıyla ayet; hiçbir kimse Allah tarafından zorla hidayete erdirilmez ve zorla dalâlete düşürülmez anlamına gelir. Bilakis hidayete eren kimse Allah Subhenehû ve Teala’nın iradesi ve meşietiyle hidayete ermiş, dalâlete düşen de O’nun iradesi ve meşietiyle dalâlete düşmüş olur.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Geriye, birtakım insanların ebediyen hidayete ermeyeceklerini ifaden eden ayetlerle ilgili mesele kaldı. Allahu Teâla bu hususta şöyle buyurmaktadır:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا سَوَاءٌ عَلَيْهِمْ أَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لا يُؤْمِنُونَ (6) خَتَمَ اللَّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ وَعَلَى سَمْعِهِمْ وَعَلَى أَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌ "Şüphesiz ki kâfirleri, başlarına gelecekle uyarsan da uyarmasan da birdir. Onlar inanmazlar. Allah onların kalplerini ve gözlerini mühürlemiştir, gözlerinde de perde vardır."<span style="color: Blue">[38]</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">كَلا بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِمْ "Hayır, onların kazandıkları, kalplerini paslandırıp körletmiştir."<span style="color: Blue">[39]</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">وَأُوحِيَ إِلَى نُوحٍ أَنَّهُ لَنْ يُؤْمِنَ مِنْ قَوْمِكَ إِلا مَنْ قَدْ آمَنَ "Nuh'a vahyedildi ki: Senin kavminden iman edenlerden başkası asla inanmayacaktır."<span style="color: Blue">[40]</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu ayetler, birtakım insanların asla iman etmeyeceklerinin Allah Subhenehû ve Teala tarafından Resulüne bildirildiğini ifade etmektedir ki bu tür haberler Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmine giren şeylerdendir. Bu ifadelerden, bir grup insanın iman edecekleri, bazılarının da iman etmeyeceklerinin önceden belirlenmiş olduğu gibi bir anlam anlaşılmamalıdır. Bilakis her insanda iman etme kabiliyeti vardır. Resul Sallallahu Aleyhi Vesellem ve ondan sonra davet taşıyıcıları bütün insanları imana çağırmakla muhataptır. Müslüman’ın herhangi bir kimsenin imanından ümitsizliğe düşmesi caiz değildir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ancak Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmiyle önceden bir kimsenin iman etmeyeceğini bilmesine gelince: Allahu Teâla onu bilir, çünkü O'nun ilmi her şeyi kuşatmıştır. Bildiklerinden bize haber vermedikleri hakkında hüküm yürütmemiz caiz değildir. Allahu Teâla kendilerine haber vermedikçe hiçbir Nebi herhangi bir kimsenin iman etmeyeceğine dair bir hüküm vermemiştir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ancak Allahu Teâla’nın şu ayetlerine gelince;</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">وَاللَّهُ لا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ "Allah fasıklar güruhunu hidayete erdirmez."<span style="color: Blue">[41]</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">وَاللَّهُ لا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ "Allah zalimler güruhunu hidayete erdirmez."<span style="color: Blue">[42]</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">وَاللَّهُ لا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ "Allah kâfirler güruhunu hidayete erdirmez."<span style="color: Blue">[43]</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">إِنْ تَحْرِصْ عَلَى هُدَاهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ لا يَهْدِي مَنْ يُضِلُّ "Onların hidayeti bulmalarına ne kadar hırs göstersen de, muhakkak ki Allah dalâlete sapanı hidayete erdirmez."[44]</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">إِنَّ اللَّهَ لا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ "Muhakkak ki Allah, haddi aşan yalancı bir kimseyi hidayete erdirmez."<span style="color: Blue">[45]</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu ayetler onların hidayete ermelerine Allahu Teâla'nın muvaffak kılmayacağını ifade etmektedir. Çünkü hidayete ermekte başarılı kılmak Allah'tandır. Fasık, zalim, kâfir, dalâlette olan, haddi aşan, yalancı gibi sıfatlara sahip olanların hepsi hidayetle çelişen niteliklere sahip kimselerdir. Allahu Teâla bu tür sıfatlara sahip olanları hidayete ermekte başarılı kılmaz. Çünkü başarılı kılmak; insan için hidayete ermenin sebeplerini hazırlamaktır. Bu sıfatlara sahip olan kimseler için ise hidayet sebepleri hazır değildir, ancak dalâlet sebepleri hazırdır. Bunu en güzel Allahu Teâla’nın şu ayetleri ifade etmektedir:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ "Bizi doğru yola hidayet et."<span style="color: Blue">[46]</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">وَاهْدِنَا إِلَى سَوَاءِ الصِّرَاطِ "Bizi doğru yola ilet."<span style="color: Blue">[47]</span> Yani doğruyu bulmaya “bizi muvaffak kıl” demektir. Bu ise hidayetin sebeplerini “bize kolaylaştır” demektir.</span></p><p> </p><p> <span style="color: Blue">[1] Ahmed b. Hanbel, Müs. Kabâil, 25966</span></p><p><span style="color: Blue">[2] Fussilet: 46</span></p><p><span style="color: Blue">[3] Kaf: 29</span></p><p><span style="color: Blue">[4] Ra'd-27</span></p><p><span style="color: Blue">[5] Fatır: 8</span></p><p><span style="color: Blue">[6] İbrahim: 4</span></p><p><span style="color: Blue">[7] Nahl: 93</span></p><p><span style="color: Blue">[8] En'am: 125</span></p><p><span style="color: Blue">[9] Enam: 39</span></p><p><span style="color: Blue">[10] Yunus: 35</span></p><p><span style="color: Blue">[11] Araf: 43</span></p><p><span style="color: Blue">[12] Kehf: 17</span></p><p><span style="color: Blue">[13] Kasas: 56</span></p><p><span style="color: Blue">[14] İsra: 15</span></p><p><span style="color: Blue">[15] Maide: 105</span></p><p><span style="color: Blue">[16] Zümer: 41</span></p><p><span style="color: Blue">[17] Bakara: 157</span></p><p><span style="color: Blue">[18] Fussilet: 29</span></p><p><span style="color: Blue">[19] Sebe: 50</span></p><p><span style="color: Blue">[20] En'am: 144</span></p><p><span style="color: Blue">[21] Yunus: 88</span></p><p><span style="color: Blue">[22] Şuara: 99</span></p><p><span style="color: Blue">[23] TaHa: 85</span></p><p><span style="color: Blue">[24] Araf-38</span></p><p><span style="color: Blue">[25] Al-i İmran: 69</span></p><p><span style="color: Blue">[26] Nuh: 27</span></p><p><span style="color: Blue">[27] Hacc: 4</span></p><p><span style="color: Blue">[28] Nisa: 60</span></p><p><span style="color: Blue">[29] Yunus: 35</span></p><p><span style="color: Blue">[30] Neml: 92</span></p><p><span style="color: Blue">[31] Beled: 10</span></p><p><span style="color: Blue">[32] Fussilet: 46</span></p><p><span style="color: Blue">[33] Zilzal: 7,8</span></p><p><span style="color: Blue">[34] TaHa: 112</span></p><p><span style="color: Blue">[35] Nisa: 123</span></p><p><span style="color: Blue">[36] Tevbe: 68</span></p><p><span style="color: Blue">[37] Fatır: 8</span></p><p><span style="color: Blue">[38] Bakara: 6,7</span></p><p><span style="color: Blue">[39] Mutaffifin: 14</span></p><p><span style="color: Blue">[40] Hud: 36</span></p><p><span style="color: Blue">[41] Saff: 5</span></p><p><span style="color: Blue">[42] Saff: 7</span></p><p><span style="color: Blue">[43] Bakara-264</span></p><p><span style="color: Blue">[44] Nahl: 37</span></p><p><span style="color: Blue">[45] Ğafir: 28</span></p><p><span style="color: Blue">[46] Fatiha: 6</span></p><p><span style="color: Blue">[47] Sa'd: 22</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 43816, member: 3"] [SIZE=3]Buraya kadar yapılan açıklamalar; hidayet ve dalâleti Allah Subhenehû ve Teala’ya nisbet eden ayetler açısından yapılan bir açıklama idi. Ancak hidayet ve dalâleti meşiet/dileme ile birlikte ifade eden ayetler açısından konuyu ele almaya gelince; يُضِلُّ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ "Dilediğini dalâlete düşürür dilediğini de hidayete eriştirir."[COLOR=Blue][37][/COLOR] Ayette geçenيشـاء fiilinin mastarı olan meşiet kelimesi, irade etmek anlamındadır. Dolayısıyla ayet; hiçbir kimse Allah tarafından zorla hidayete erdirilmez ve zorla dalâlete düşürülmez anlamına gelir. Bilakis hidayete eren kimse Allah Subhenehû ve Teala’nın iradesi ve meşietiyle hidayete ermiş, dalâlete düşen de O’nun iradesi ve meşietiyle dalâlete düşmüş olur. Geriye, birtakım insanların ebediyen hidayete ermeyeceklerini ifaden eden ayetlerle ilgili mesele kaldı. Allahu Teâla bu hususta şöyle buyurmaktadır: إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا سَوَاءٌ عَلَيْهِمْ أَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لا يُؤْمِنُونَ (6) خَتَمَ اللَّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ وَعَلَى سَمْعِهِمْ وَعَلَى أَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌ "Şüphesiz ki kâfirleri, başlarına gelecekle uyarsan da uyarmasan da birdir. Onlar inanmazlar. Allah onların kalplerini ve gözlerini mühürlemiştir, gözlerinde de perde vardır."[COLOR=Blue][38][/COLOR] كَلا بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِمْ "Hayır, onların kazandıkları, kalplerini paslandırıp körletmiştir."[COLOR=Blue][39][/COLOR] وَأُوحِيَ إِلَى نُوحٍ أَنَّهُ لَنْ يُؤْمِنَ مِنْ قَوْمِكَ إِلا مَنْ قَدْ آمَنَ "Nuh'a vahyedildi ki: Senin kavminden iman edenlerden başkası asla inanmayacaktır."[COLOR=Blue][40][/COLOR] Bu ayetler, birtakım insanların asla iman etmeyeceklerinin Allah Subhenehû ve Teala tarafından Resulüne bildirildiğini ifade etmektedir ki bu tür haberler Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmine giren şeylerdendir. Bu ifadelerden, bir grup insanın iman edecekleri, bazılarının da iman etmeyeceklerinin önceden belirlenmiş olduğu gibi bir anlam anlaşılmamalıdır. Bilakis her insanda iman etme kabiliyeti vardır. Resul Sallallahu Aleyhi Vesellem ve ondan sonra davet taşıyıcıları bütün insanları imana çağırmakla muhataptır. Müslüman’ın herhangi bir kimsenin imanından ümitsizliğe düşmesi caiz değildir. Ancak Allah Subhenehû ve Teala’nın ilmiyle önceden bir kimsenin iman etmeyeceğini bilmesine gelince: Allahu Teâla onu bilir, çünkü O'nun ilmi her şeyi kuşatmıştır. Bildiklerinden bize haber vermedikleri hakkında hüküm yürütmemiz caiz değildir. Allahu Teâla kendilerine haber vermedikçe hiçbir Nebi herhangi bir kimsenin iman etmeyeceğine dair bir hüküm vermemiştir. Ancak Allahu Teâla’nın şu ayetlerine gelince; وَاللَّهُ لا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ "Allah fasıklar güruhunu hidayete erdirmez."[COLOR=Blue][41][/COLOR] وَاللَّهُ لا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ "Allah zalimler güruhunu hidayete erdirmez."[COLOR=Blue][42][/COLOR] وَاللَّهُ لا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ "Allah kâfirler güruhunu hidayete erdirmez."[COLOR=Blue][43][/COLOR] إِنْ تَحْرِصْ عَلَى هُدَاهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ لا يَهْدِي مَنْ يُضِلُّ "Onların hidayeti bulmalarına ne kadar hırs göstersen de, muhakkak ki Allah dalâlete sapanı hidayete erdirmez."[44] إِنَّ اللَّهَ لا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ "Muhakkak ki Allah, haddi aşan yalancı bir kimseyi hidayete erdirmez."[COLOR=Blue][45][/COLOR] Bu ayetler onların hidayete ermelerine Allahu Teâla'nın muvaffak kılmayacağını ifade etmektedir. Çünkü hidayete ermekte başarılı kılmak Allah'tandır. Fasık, zalim, kâfir, dalâlette olan, haddi aşan, yalancı gibi sıfatlara sahip olanların hepsi hidayetle çelişen niteliklere sahip kimselerdir. Allahu Teâla bu tür sıfatlara sahip olanları hidayete ermekte başarılı kılmaz. Çünkü başarılı kılmak; insan için hidayete ermenin sebeplerini hazırlamaktır. Bu sıfatlara sahip olan kimseler için ise hidayet sebepleri hazır değildir, ancak dalâlet sebepleri hazırdır. Bunu en güzel Allahu Teâla’nın şu ayetleri ifade etmektedir: اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ "Bizi doğru yola hidayet et."[COLOR=Blue][46][/COLOR] وَاهْدِنَا إِلَى سَوَاءِ الصِّرَاطِ "Bizi doğru yola ilet."[COLOR=Blue][47][/COLOR] Yani doğruyu bulmaya “bizi muvaffak kıl” demektir. Bu ise hidayetin sebeplerini “bize kolaylaştır” demektir.[/SIZE] [COLOR=Blue][1] Ahmed b. Hanbel, Müs. Kabâil, 25966 [2] Fussilet: 46 [3] Kaf: 29 [4] Ra'd-27 [5] Fatır: 8 [6] İbrahim: 4 [7] Nahl: 93 [8] En'am: 125 [9] Enam: 39 [10] Yunus: 35 [11] Araf: 43 [12] Kehf: 17 [13] Kasas: 56 [14] İsra: 15 [15] Maide: 105 [16] Zümer: 41 [17] Bakara: 157 [18] Fussilet: 29 [19] Sebe: 50 [20] En'am: 144 [21] Yunus: 88 [22] Şuara: 99 [23] TaHa: 85 [24] Araf-38 [25] Al-i İmran: 69 [26] Nuh: 27 [27] Hacc: 4 [28] Nisa: 60 [29] Yunus: 35 [30] Neml: 92 [31] Beled: 10 [32] Fussilet: 46 [33] Zilzal: 7,8 [34] TaHa: 112 [35] Nisa: 123 [36] Tevbe: 68 [37] Fatır: 8 [38] Bakara: 6,7 [39] Mutaffifin: 14 [40] Hud: 36 [41] Saff: 5 [42] Saff: 7 [43] Bakara-264 [44] Nahl: 37 [45] Ğafir: 28 [46] Fatiha: 6 [47] Sa'd: 22[/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Kuran-ı Kerim
Hidayet ve Dalalet
Üst
Alt