Herkesle başarılı bir iletişim kurmak için, ne yapmalı

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
iletisim.jpg


Selamun Aleykum..
tabiki ilk once İslam ahlakına uyulmalı. ...
Buna uymadan sağlanan iletişim, karşılıklı menfaate dayanır...
Yani, hep almaya dayanır. Hâlbuki dinimiz alma değil, verme dinidir...
Müslüman almak için değil, vermek için çırpınır...
fii tarihinde bir kardesimi acittigimda aglamasinin sebebini sordugumda
verdigi cevabi hic bir zaman unutamam...
dedigi..beni kirmissin ..uzmussun umurumda degil..
ama kendi ahiretini mahv etmene goz yumam onun icin agliyor
ve davranisimin degismesi icin hem dua ediyor hem de bana yalvariyordu...
Allah ondan ve onun gibi Dostlardan RAZI olsun...

iletişim uzmanlarının bildirdikleri şu hususlara dikkat etmeliyiz..:

1- Söze iltifatla, dostça başlamalı.

2- Başkalarının görüşleri yanlış da olsa, yanlış dememeli.

3- Eğer yanılıyorsak, yanıldığımızı itiraf etmekten sakınmamalı.

4- Tartışmayı kazanmanın tek yolu, tartışmadan sakınmaktır.

5- Önce karşımızdakine, evet dedirtecek sorular yöneltmeli.

6- Konuşmanın çoğunu, karşımızdakinin yapmasına fırsat vermeli.

7- Kabul ettirmek istediğimiz düşüncenin, kendisine ait olduğunu sanmasını sağlamalı.

8- Her şeyi karşımızdakinin bakış açısından görmeli.

9- Karşımızdaki insanın düşüncelerine anlayış göstermeli.

Gücendirmemek ve kızdırmamak için de şunları yapmalı:

1- Överek ve dürüstçe takdir ederek söze başlamalı.

2- Onun yanlışlarını dolaylı yoldan anlatmalı.

3- Onu eleştirmeden önce, kendi yanlışlarımızdan söz etmeli, (Biz böyle yapıyorduk; ama yanlış olduğunun sonra farkına vardık) demeli.

4- Doğrudan emir verme yerine, soru yöneltmeli. Mesela, (Beni biraz dinle) yerine, (Bir şey söylesem beni dinler misiniz) demeli.

5- Hiç kimsenin ayıbını yüzüne vurmamalı.

6- Muhatabımızdaki en küçük gelişmeyi, samimiyetle takdir etmeli.

7- Herkese iyi sıfatlar vermeli, onlar bu sıfatlara yaraşır olmaya çalışabilirler.
Mehmet Ali Demirbaş
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Her başarının anahtarı, etkili iletişim ,insanlar ile güzel iletişim kurabilmek!!İnsanlarla Konuşmak ve Anlaşabilme Sanatı....
İnsanlarla geçinemiyorsanız sosyal yaşamda yeriniz yoktur, çünkü yaşamda bütün yaptığımız bu..................
insanlari anlamak, onlar ile iletişim kurmak, empati yapmak ,her insanin dilini bilmek!İnsanlarla anlaşabilmek için;
onların kişiliklerine ve fikirlerine saygılı olmak gereklidir. Bu konuda meziyeti olmiyanlar Hiç bir konuda başarılı olamıyorlar..
ve bir Ortamda birlik ve beraberliği Sağlıyamazlar !


Bir talebe (öğrenci) ilim öğrenmek için bir âlimden ders alıyormuş.
Bu talebe zamanla, artık derslerini tamamladığını zannederek hocasına;
“Hocam. Ben dersimi tamamladım. Artık bana da icazet (diploma) versen de ben de ilim öğrenmek isteyenlere faydalı olsam” dermiş. Hocası da talebesine;
“Evladım. Acele etme. Daha icazet almana zaman var” dermiş.
Gel zaman, git zaman… Bir gün bizim talebemiz, icazetini alabilmek için hocasını tekrar sıkıştırınca, hocası bu hevesli talebeye icazetini vermeye karar vermiş.

Yazdığı bir icazet namenin altını imzalamış ve kendisine vermiş;
“Bak oğlum. Henüz sana icazet vermenin zamanı gelmemişti. Ama sen acele ediyorsun. Allah işini rast getirsin” demiş ve onu uğurlamış.

Bizim “çiçeği burnunda…” yeni âlim delikanlımız, memleketine gitmek üzere yola koyulmuş. Bir akşam vakti yolu bir kasabaya uğramış.
Bakmış ki ahali (halk) namaz kılmak üzere camiye gidiyor. Kendisi de bir abdest tazeleyerek camiye girmiş.

Müezzin kamet getirmiş ve bütün cemaat “Akşam’ın farzını kılmak” için saf tutarak el bağlamış. Tabii bizim taze âlimimiz de…
“Bir de ne görsün…” İmam efendinin okuduğu ayetler hep yanlış.
Namaz tamamlanmış. Bizim âlim delikanlımız cemaatin önüne geçerek;

“Ey, cemaat…” demiş. “Namazınız olmadı. Çünkü imam efendi ayetleri hep yanlış okudu. Namazınızın iadesi (tekrarı) gerekir”
Bu çıkış, imam efendinin nefsine dokunmuş ve hemen itiraz etmiş.
“Ey cemaat… Bu delikanlı doğru söylemiyor. Ben ayetleri düzgün okudum. Ama galiba bu delikanlının benim yerimde gözü olmalı ki beni sizin karşınızda
küçük düşürmeye çalışıyor” demiş.

Cemaat, bu işe şaşmış kalmış. Hangisinin dediği doğru acaba diye düşünmüş. İmam sözüne devam etmiş;
“Ben…” demiş, “Bu delikanlı ile sizlerin huzurunda bir imtihana (sınava) hazırım.
Bu söz üzerine cemaat bizim yeni âlime dönmüşler. İlmine güvenen delikanlımız da;
“Böyle bir imtihana ben de hazırım” demiş.

İmam efendi bir yazı tahtası getirtmiş. Bizim delikanlıya hitaben;
“Yaz bakalım…” demiş. Bir ÖKÜZ (kelimesi) yaz.
Delikanlımız özene bezene Osmanlıca bir ÖKÜZ kelimesi yazmış. İmam efendi de tahtaya bir öküz resmi çizmiş. Ve cemaate dönerek;
“Bunun hangisi öküze benzedi, ey cemaat…” demiş.
Cemaat da; “Senin ki, hoca… Senin ki…” demişler.

Ve delikanlıya dönerek; “Vay… Sen bizim Hocamızın yerine göz diktin ha… Al sana, al sana… Bir iyice dövmüşler ve onu kasabadan kovalamışlar.

Talebemiz, “Per, perişan…” hocasına geri dönmüş ve;“Hocam beni affet. Ben acelecilik yaptım, senin sözünü dinlemedim” demiş
ve kendinin tekrar derse kabulünü istemiş. Hocası da ona;
“Evladım. Sen ilim biliyordun ama usul ,adap, (siyaset) bilmiyordun” demiş.
Bir müddet daha eğitim alan delikanlımıza hocası tekrar icazet vererek,“İşte şimdi istediğin yere gidebilirsin” demiş ve uğurlamış.

Bizim talebemiz zaten yolu üzerinde olan o kasabaya tekrar uğramış. Cemaatten bazıları bunu hemen tanımışlar, “Ne, o… Niye geldin buraya?” demişler.
Delikanlı da;
“İmam efendinin bir ilim adamı olduğuna inandım. Ona yardımcılık yapmaya geldim” demiş. Onlarda; “Öyleyse buyur…” demişler.

Delikanlı caminin külliyesinde (diğer kapalı alanlar) bir odaya yerleşmiş. Ve başlamış kasabanın çocuklarını okutmaya…
Bir gün gelmiş ki kasabanın çocukları eski imamlarının ayetleri yanlış okuduklarını görmüşler ve babalarına;
“Bizim imam ayetleri yanlış okuyor (!)” diyerek durumu açıklamışlar.

Cami cemaati, bu sefer eski imam dönerek;
“Bunca zamandır bize yalan yanlış ayetlerle mi namaz kıldırdın? Defol git, kasabamızdan…” diyerek bu sefer de eski imamı kovmuşlar.........
Kıssadan Hisse..Ben yazdım artık her kes ancak nasibi kadarını alır selametle...

acilangul1
 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
Allah cc razı olsun aldık elhamdülillah hissemize düşeni, kabımızı daldırınca aldığı kadarını gönül dostum,aynayı kendimize tutup yakınlarımıza yansıtmaya gayret ediyoruz inşallah tabi birde madalyonun diğer tarafı var bize yansıyanlar incitsede incinmemeye,incitmemeye gayretle...:)
 
Üst Alt