Her seyredenin seyrinin sınırını bilen Allah’ın takdiridir

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
lavenderc.jpg


Her şey ne kadar da basit ,Sade ve ne kadar kendiliğinden akışta...
Akıl bu sadelikten korkusuna gerek her şeyi karmaşık hale getiriyor anlaşılan.
Zira sadelik ona yapacak iş bırakmadığından önemini yitireceğini biliyor, egosu da buna izin vermiyor. Karıştırıyor da karıştırıyor her şeyi.
Sadeleştirme yapıp da düşündüğümüzde, her şeyin tek idarecisi olması gerektiğini algılayabiliyoruz.
Yöneten iki olsa, bir yerde ayrılık çıkar düzen bozulurdu çoktan. Emir tek elden çıktığından olsa gerek, her şey yerli yerinde duruyor baksanıza.
Kocaman yıldızlardan tutun da ayla güneşe kadar. Birbirinin önüne geçen yok.
İnsan geçer gibi duruyor, geçtiğini sanıyor olsa da belli ki öyle bir şey de olması mümkün değil bu düzende.
Olsa olsa geçtiği zannına kapılsa gerek. Aklın oyunları içinde de bunu gerçek sanması da düzenin bir parçası olmalı.

Her şeyin tek yöneticisi varsa ve biz onun düzenin içinde kendiliğinden akıyorsak, parmağımızı bile onun istediğinden farklı bir şekilde kıpırdatamıyorsak; her nerde isek ve her ne halde isek bu bizim isteğimizle, başarımızla ya da başarısızlığımızla değil, tek yöneticinin kurduğu düzen gereği olmalı.
Egonuz sinirlenmesin şimdi sakın ama ben çok çalıştım, okudum, yazdım da geldim bu duruma diye. Ya da sevinmesin, oh ya katil olduysam bu benim seçimim değil, düzenin gereği imiş diye. Aklın oyunlarına gelmeyin hemen.

Ad’ları öğretmiş insana yüce Yaradan. Bir de sıfatlar var. Sıfatlar duyguların neticesinde çıkar ortaya.
İsimler ve sıfatlar tıpkı güneşin ve ayın ışığı gibi farklı birbirinden ama biri diğeri nedeniyle var.
Rıza adına sahip olmak için razı olmayı bilmek gerek gibi.
Şükran adına sahip olmak için, şükretmeyi bilmek gibi. Sıfatları yaşatan ise haller. Haller de içinde bulunduğumuz frekans aralığını belirliyor.

Düzen, frekans aralıklarında titreşen atomları frekanslarına göre, tesirler mekanizması ve çekim yasası gibi mekanizmaları kullanarak, düzenin devamı için gerekli noktalara akıtıyor.
Yani yediğiniz portakalın atomları belli bir frekans aralığında olduğu için sizin midenize akıyor ve bir insan hücresine dönüşüyor. İnsan olma hali içinde de frekans aralığına göre bir organ bütünlüğü içinde yer alıyor.
Kulak hücresi, mide hücresi veya beyin hücresi gibi. Bedendeki frekanslar bütünlüğü sizin halinizi belirliyor.
Ve siz halinize göre bir yere akıyorsunuz düzen içinde.
Haliniz, frekansınız değiştikçe yer değiştiriyor atomlarınız yeni hallere doğru. Yer değiştirmeye hız kazandıran da halin hali.
En hızlı hareket eden hal aşk olmalı. Aşk içinde hızla yükseliyor frekanslar. Aşk var, aşk var ama. Akışın yönünü ve hızını belirleyen. Para aşkı var, Allah aşkı var.

Bütün bu akış perdelere yansıtılıp seyrettiriliyor size ve seyir sırasında değişen frekans hallerinize göre düzen içinde akıyor atomlarımız, atom altı parçacıklarımız ve sürekli değişiyor bedenimiz biz farkında olmasak da. Perdelere takılı gözbebeklerimiz kara delikler gibi yutuyor gördüklerini, sanlarını ve başka haller yaratıyor moleküllerinde.
Perdeler kalktığında film bitiyor.

Hay aklıma şaşayım nerelere getirdi beni sabah sabah. Aşkıma kurban olayım da toplasın perdelerimi…
ALINTI.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Her şey olabildiğince basit olmalıdır...
Bazen apaçık ortada duran sade (basit ve yalın) gerçeği görmeyi ne kadar zorlaştırdığımızı fark ettiniz mi?
Hâlbuki çoğu durumda yaşamı zorlaştırmaktan başka bir şey yapmıyoruz.
Yaşamın sadeliğini ortaya çıkarmak, onun karmaşıklığı içinde boğulup kalmaktan çok daha fazla özenilmesi gereken bir insanlık hali. Kanımca yaşamın anlamını sadelikle örmüş olması onun değerini yüceltiyor.
Gerçekten karmaşık özelliklere sahip bir dünyada yaşıyoruz. İnsan olarak mevcut olanın tümünü bilmemiz mümkün olmayan karmaşık bir evrenin ortasındayız.
En azından ilk bakışta bize öyle görünüyor. Ama bu göz kamaştırıcı ve kimi zaman yanıltıcı karmaşıklık içinde anlamlı, değerli ve en önemlisi sade bir hayat yaşayabileceğimiz konusunu dışarıda bırakmaz. Sadelik güzeldir.

Yaşamı derinlemesine bir sadelik içine yaşamak yerine onu karmaşıklığını daha da karışık hale getirerek mutlu olmaya çalışıyoruz.
Karmaşıklık adına yapılan güncel boğuşmalar, sade bir yaşamın lezzetini yok etmede etkili oluyor..Velhasili kelam...cddvb..saskn..

Ben sade bir hayat yaşamak için en az 10 önemli neden sayabilirim size…

- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, birşeylerin ters gitme olasılığı da o kadar az olur.
- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, bir şeyler ters gittiğinde, onarmanız o kadar kolay olur.
- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, çözmemiz gereken sorunlar o kadar az olur.
- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, yönlendirmek o kadar az enerji gerektirir.
- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, hayatınız o kadar fazla sakinlik, huzur ve dengeyle dolar.
- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, maddi ve manevi o kadar az bedel ödersiniz.
- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, sizin için gerçekten önemli olanı, diğer her şeyden o kadar kolay ayırabilirsiniz.
- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, gerilim o kadar az olur.
- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, gerçek huzur ve mutluluğu yakalama şansınız o kadar büyük olur.
- Ne kadar sade bir hayat yaşarsanız, fırsatlar için o kadar fazla yer olur....

basit bir yaşam: Düzen +sadelik, ev ve ruh halleri üzerinde en iyi Gonul Doktorudur....
Su temel kuralli UNUTMAYIN:"herseyin bir yeri olsun ve her sey yerli yerinde olsun" ki Siz de gerekli oldugunda
yerli yerinde OLABILESENIZ...
kgüll..,
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
545804_324013307669385_1927690984_n.jpg


Bütün pencereleri kapamak gerek
Dışarının gürültüsünü duymamak için
Ve insan o an sadece ''Kendini'' dinlemeli
Kafayı meşgul eden her neyse ve hangi sorunun cevabı aranıyorsa
Yalnızca beklemeli ve cevap mutlaka duyulacaktır
Zira o ses hiç bir zaman yanıltmıyor...
 
Üst Alt