Her insan Hata Yapabilir

Yüce Allah insanı eksiklik ve acizliklerle yaratmıştır.
İnsan yaşamı boyunca sayısız kez unutur, yanılır ve hatalar yapar. Ancak yaptığı her hatanın her zaman telafisi vardır. Merhamet edenlerin en merhametlisi olan Rabbimiz, insana tevbe gibi büyük bir nimet vermiştir.
Dünya zaten sunulan nimetlerle denenmek, hatalardan arınmak ve eğitilmek için vardır..Rah. annem hep icimizdeki havani insan etmek icin bu dunyaya geldik derdi...
İnsan dünya hayatında hatalarından dolayı pişmanlık duyduğu an Allahtan bağışlanma diler ve tevbe ederek Rabbimize yönelir.
Allaha yönelip teslim olan mümin artık Allahın yardımını da umabilir.

İnanan insanların vicdanî duyarlılıkları çok yüksektir.
Allahtan saygıyla korkan müminler hata yaptıklarında büyük rahatsızlık duyarlar; en ufak bir hata onları huzursuz etmeye yeter.
Yaşadıkları sıkıntı Allahın hoşnut olmayacağı bir davranış sergilemiş olma düşüncesinden kaynaklanır.
Ancak yaşadıkları rahatsızlığın çözümünün Allaha sığınmak olduğunun bilincindedirler.
Dinden uzak cahiliye insanı gibi yaptıkları hatayı duygusal bir bakış açısıyla değerlendirmez, sıkıntı, karamsarlık ya da bunalıma girip
intihari dusunmez ve bir yanlisi diger bir yanlis ve gunah ile temizlemeye ,cozum bulmaya kalkismazlar...
Hissettikleri yalnızca derin bir pişmanlık duygusudur. Ancak bu duygu, rahmani bir pişmanlıktır.

İman edenlerin yaşadıkları rahmanî bir pişmanlıksa bu durumda, Allahtan uzak olan kişinin yaşadığı ne tür bir pişmanlıktır?.
Toplum genellikle pişmanlığı, içine kapanmak, insanlardan uzaklaşmak, sürekli bir suçluluk duygusu yaşamak, acı çekmek ya da bunalıma girmek olarak değerlendirir.
Bu şeytani bir pişmanlıktır. Din dışı yaşayan kişiler hata yaptıklarında aynı hataya dönmemek için daha dikkatli olma ihtiyacı hissetmek
ya da hatayı düzeltmek yerine, ömürlerinin sonuna kadar bu suçluluk duygusuyla yaşamayı seçerler. İşte bu şirke dayalı bir pişmanlık duygusudur.

İman sahiplerinin yaşadığı pişmanlık duygusunda ise şirk yoktur. “Neden bunu yaptım?”, “Keşke yapmasaydım…” gibi çarpık mantığa dayalı düşüncelere kapılmazlar.
İman etmeyenler gibi umutsuzluk, stres, üzüntü ve öfke yaşamazlar...
Sebepsiz ,gereksiz gibi yasadiklari Gam ve Kederin aslinda kendi elleri ile isledikleri gunahin farkina varip Tevbe, istigfar ile daha guclu bir sekilde Rabbine yonelirler..
belki de bu yaptiklari gunahlari Hidayetlerine bile vesile olabilmektedir...
Allah-in azabindan tekrar Allah-in rahmettine siginirlar...
Allahtan razıdırlar ve Onun her olayı kendileri için hayırla yarattığının bilincinde olarak boyun eğerler.
Allahın, kaderlerini onlar için özel yarattığını bilir, huzur içinde, olayların ardındaki hayır ve hikmeti beklerler...
Ve Allah-in onlari dogru yolla iletmeleri icin her an Dua, Sabir ve Namaz ile Allah a yonelirler...

Aslında hayatta bize sunulan nice imkanlar ve fırsatları kaybetmiş olmamızın sebebi; farkında olmadan yapmış olduğumuz hatalardır........

Geçen her yıl içerisinde yapılan onca işin ve isteklerin bir hamleyle düzelebilecekken; o anda yapılan anlık bir hata veya yanlış bir bakış açısı, bizi farklı sonuçlara götürebiliyor!

Hata yapmakta, iyi yönden bakarsak; bizim fikren gelişebilmemiz ve hayatımıza yön vermemiz açısından sunulan bir fırsat........

Her şerrin içinde bile bizim göremediğimiz bir hayır ve bir nimet gizlidir!
Biz göremeyiz, biz bilemeyiz ama bizim için bir gören, bizim iyiliğimiz için bir bilen var nasılsa, bu yetmez mi bir kula?

"Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır.. ALLAH bilir siz bilemezsiniz.."[ Bakara / 216 ]


Hak şerleri hayr eyler.
Zannetme ki gayr eyler. Ârif anı seyreyler...
Mevlâ görelim neyler. Neylerse güzel eyler.